kitap okuyamayanlara öneriler
başlık "orsalesta anafor" tarafından 01.04.2021 20:36 tarihinde açılmıştır.
1.
her gün için kendinize bir hedef ve saat belirleyin. işte şu saatte başlayıp şu kadar sayfa okuyacağım gibi. hedeflerinize ulaştığınızı görmek sizi motive edecektir.
devamını gör...
2.
dönem dönem bana da olur böyle, normaldir bence. ben daha önce okuyup sevdiğim bir kitabı tekrar okurum genelde ve kuralım her gün 10 sayfa okumaktır, ne az ne çok. bir noktada daha fazla okuma isteğim gelir o zaman başka kitaptan okurum. böylelikle iki kitabı okumuş olurum. ayrıca kitap zamanı yaparım. mesela kaliteli yada farklı bir kahve alıp yaparım bazen çikolata alırım, tütsü yakarım. yani kitap okumaya ayin gibi hazırlanırım.
devamını gör...
3.
insan doğası eğlenmediği müddetçe sıkılan bir yapıda. iç dünyada bir şeylerin ters gittiğini gösteren odaklama bozukluğu hali. çok uzadıysa psikologdan randevu almak lazım.
devamını gör...
4.
kısa duraklarla okuyun, günlük okuma hedefi belirleyin, ilgi çekici bir konu seçin ya da neye ilginiz varsa keşfedin, arka plana dikkati dağıtmayacak hafif müzikler koyun, bir kitap sizi aşırı bunalttığında ve anlamak yerine kelimeleri okuyup geçtiğinizi hissettiğinizde o kitabı okumak için diretmeyin. şimdilik bu kadar.
devamını gör...
5.
bir günde bitebilecek incecik ve güzel bir kitap seçerek gününüzü bu kitaba ayırın. çayınızı/kahvenizi alın, ayaklarınızı uzatın ve kendinizle beraber olmanın tadını çıkarın. çerez gibi bitecek o kitap ve sizi başka kitaplar başka dünyalar için heveslendirecek.
devamını gör...
6.
kitap oku biraz kültürlen.
devamını gör...
7.
kitap dediğimiz nesne derya denizdir.
zibilyon tane bölüme ayrılıyor. roman okurken sıkılıyorsanız gidin sosyoloji kitapları okuyun. sosyoloji sarmıyorsa ansiklopedi okuyun.
kendinizi huzurlu bulduğunuz, okurken zevkten dört köşe olacağınız kitaplara yönelin. yeni fikirler ve bilgiler edindiğinizde alacağınız haz çoğu şeyde olmayacak. ondan sonra zaten okuyamama gibi bir problemin kalacağını hiç sanmıyorum.
zibilyon tane bölüme ayrılıyor. roman okurken sıkılıyorsanız gidin sosyoloji kitapları okuyun. sosyoloji sarmıyorsa ansiklopedi okuyun.
kendinizi huzurlu bulduğunuz, okurken zevkten dört köşe olacağınız kitaplara yönelin. yeni fikirler ve bilgiler edindiğinizde alacağınız haz çoğu şeyde olmayacak. ondan sonra zaten okuyamama gibi bir problemin kalacağını hiç sanmıyorum.
devamını gör...
8.
sizi asla yalnız bırakmayacak gerçek arkadaşlarınız olurlar. kitap okuyun.
devamını gör...
9.
okuma gruplarına katılın. en verimli okumaların gruplarla oluyor. kitap bitiminde ki sohbet ise efsane. herkes kendince başka yorumluyor eserleri.
devamını gör...
10.
resimlerine bakın
devamını gör...
11.
her gün 50 sayfa ile başlayıp zamanla müptelası olabilirsiniz.
devamını gör...
12.
hafif seste klasik müzik tavsiye ederim .kendinize bir hedef koymak . mesela günde 30 sayfa gibi. ilk başlarda az sayflayı kitaplar tercih etmeniz daha da zevk almanızı sağlayacaktır kitaptan .
devamını gör...
13.
bunu yapabilmeyi bana da öğretin.
devamını gör...
14.
film-dizi izlerken en zevk aldıkları tür ne ise o türde kitaplar okumalarıdır. günde şu kadar okuyun gibi bir öneri yapmak yerine, ne kadar okuyabiliyorsanız o kadar okuyun derim. bu beş sayfa da olabilir. okumaya alışmak için güzel bir yöntem de çizgi roman okumaktır. akıcı çizgi romanlarla başlayabilirsiniz.
devamını gör...
15.
kitap okuyun *)
devamını gör...
16.
sesli kitap seçeneği denenebilir.
devamını gör...
17.
insan sevme bitki sev.
ağacın ölü hali dahi beynine oksijen veriyor, gel ver şu gönlünü sayfalara
bire zındık.
ağacın ölü hali dahi beynine oksijen veriyor, gel ver şu gönlünü sayfalara
bire zındık.
devamını gör...
18.
aynısını zaman zaman yaşarım. illa da kitap okumalısın, kendini zorla vs öneriler bence insanı temelli soğutuyor. ben kendi önerimi söyleyeyim; okuyasınız gelmiyorsa okumayın. ara verin bir süre. özellikle bahar dönemi psikolojik ve duygusal geçiş evresi olduğu için bazen insanın okuyası gelmez. hatta hiçbir şey yapası gelmez. çıkın hava güzelse doğayı keşfedin. sevdiklerinizle zaman geçirin. aradan zaman geçince zaten okuma isteğiniz geri dönecektir. sıkılmamak için (bkz: hizmeker) gibi akıcı kitaplarla dönüş yapabilirsiniz.
devamını gör...
19.
bu durumdan ben de muzdaribim. normalde çok fazla okurum ve kitap okumayı çok severim ama dönem dönem kafamızı, dikkatimizi toplayamadığımız zamanlar oluyor hepimizin. bu dönemlerde kendi üstüme gitmemeye çalışıyorum. okuyamıyorsam zorlamıyorum çünkü kitap okumak zevkle yapılması gereken bir iş, zorla okumanın hiçbir manası yok. eğer ki bu durum geçmeyecek gibi oluyorsa da daha ince ve hızlıca okuyabileceğim kitaplar alıp tekrar kendimi alıştırıyorum. böylece kitabın kalınlığı gözümü korkutmamış oluyor. bunun dışında sessiz bir ortam olması; etrafta telefon, bilgisayar gibi elektronik cihazların ya da dikkat dağıtıcı unsurların bulunmaması da yardımcı oluyor. etrafı kitap okumak için hazırlamak da yardımcı olabilir örneğin güzel, hafif kokulu bir mum veya tütsü yakmak, sakinleştirici bir bitki çayı hazırlamak gibi. bunlar dışındaki bütün önerilere ben de açığım.
devamını gör...
20.
alın çayınızı, çıkın balkona, kafanızda bir konu belirleyin ve kendi kendinize içinizden konuşmaya başlayın.
bu konu sefalet olabilir, hayal kurmak, aşk, tutku, ölüm. yaşamın içinde var olan her gerçek olabilir. başlayın konuşmaya. bir de bakacaksınız ki sınırlı, belli başlı ezberlerden başka bir şey konuşayamıyorsunuz. kalıplara sıkışıp kaldığınızı hissedeceksiniz. konuşmalarınızın kendi yaşamınızdan, kendi deneyimlerinizden başka bir yerden temellenemediğini göreceksiniz. "hayat bu kadar mı gerçekten ?" diye soracaksınızdır kendinize. eğer gerçekten iki kelam adamakıllı konuşmak istiyorsanız, kafa yormak gerektiğini düşünüyorsanız çevremizde olup bitenlere, çıktığınız kapı orası olacak.
bunlar spesifik konular da olabilir tabii. söz gelimi en sevdiği konu 2. dünya savaşı olan bir insansanız, birahane darbesini bir anlatmaya çalışın kendinize. bir şeyler anımsıyorsanız ama gitmiyorsa okuyacaksınız demektir. eğer bu gerçeğin farkına varabilirseniz açıp okursunuz. eğer gerçekten sözlerinizin, davranışlarınızın birilerine dokunmasını istiyorsanız okursunuz. eğer kibarlığın insanlara yol vermek, bir kadının sandalyesini çekmek, insanlara tatlı dille konuşmak gibi simgesel şeylerle sınırlı kaldığını düşünüyorsanız okursunuz. kibarlık denilince, aklınıza bir dostunuzun rahatsız olacağını bildiğiniz bir konu açıldığında, o hissi sezip, kimseye hissettirmeden ustalıkla konuyu değiştirmek gibi gizli edimler gelmiyorsa okuyacaksınız.
"okuyamıyoruz" diye bir şey yoktur. "merak etmiyorum" vardır. "pencerelerimi kapattım, neyin ne olduğunu bilmek istemiyorum" vardır. "yaşamın ne gibi zalimliklerinin olduğunu, nerede nelerin yaşandığını bilmek istemiyorum" vardır. okumak gereklidir, mecburidir. okumaktan yoksun bir ömrün niteliği tartışılır. yaşamınıza anlam kazandırın.
bu konu sefalet olabilir, hayal kurmak, aşk, tutku, ölüm. yaşamın içinde var olan her gerçek olabilir. başlayın konuşmaya. bir de bakacaksınız ki sınırlı, belli başlı ezberlerden başka bir şey konuşayamıyorsunuz. kalıplara sıkışıp kaldığınızı hissedeceksiniz. konuşmalarınızın kendi yaşamınızdan, kendi deneyimlerinizden başka bir yerden temellenemediğini göreceksiniz. "hayat bu kadar mı gerçekten ?" diye soracaksınızdır kendinize. eğer gerçekten iki kelam adamakıllı konuşmak istiyorsanız, kafa yormak gerektiğini düşünüyorsanız çevremizde olup bitenlere, çıktığınız kapı orası olacak.
bunlar spesifik konular da olabilir tabii. söz gelimi en sevdiği konu 2. dünya savaşı olan bir insansanız, birahane darbesini bir anlatmaya çalışın kendinize. bir şeyler anımsıyorsanız ama gitmiyorsa okuyacaksınız demektir. eğer bu gerçeğin farkına varabilirseniz açıp okursunuz. eğer gerçekten sözlerinizin, davranışlarınızın birilerine dokunmasını istiyorsanız okursunuz. eğer kibarlığın insanlara yol vermek, bir kadının sandalyesini çekmek, insanlara tatlı dille konuşmak gibi simgesel şeylerle sınırlı kaldığını düşünüyorsanız okursunuz. kibarlık denilince, aklınıza bir dostunuzun rahatsız olacağını bildiğiniz bir konu açıldığında, o hissi sezip, kimseye hissettirmeden ustalıkla konuyu değiştirmek gibi gizli edimler gelmiyorsa okuyacaksınız.
"okuyamıyoruz" diye bir şey yoktur. "merak etmiyorum" vardır. "pencerelerimi kapattım, neyin ne olduğunu bilmek istemiyorum" vardır. "yaşamın ne gibi zalimliklerinin olduğunu, nerede nelerin yaşandığını bilmek istemiyorum" vardır. okumak gereklidir, mecburidir. okumaktan yoksun bir ömrün niteliği tartışılır. yaşamınıza anlam kazandırın.
devamını gör...