komünizm

kardeş çok yanlış gelmişsin sen, komünizm diktatörlük değil diktatörlüğün tam tersidir, dikatatörlük halk düşmanı bir yapıdır, halkı katı bir doktrin çerçevesinde ezer ve bunun propogandasını yapar zaten, komünizmde herşey halk içindir, devletde halk için taraf olduğunu sürekli belirtmek ve bunu göstermek zorundadır zaten. o yüzden sosyalist ülkelerde iktidarın ele geçirdiği şeyler senin gibi bir mantıkta değildi, herşey halkın yararınaydı, basın, sendikalar * örgütler v.s. komünizm yatay bir modeldir, bütün toplumu yatay bir eksenden kurar, bütün hiyerarşik sistemlere * karşı üstünlüğü değil nitelikdeğil, tamamen yapı olarak tersidir, yani herşey tepeden değil aşağıdan kururlur kardeşim, yani halkdan iktidara kurulur, diktatörlükte ise iktidardan kurulur altta halk değil parti vardır, sonra başkanlık vardır v.s o yüzden ezber bilgilerle burayo dolduracağına biraz mantığını çalıştır, alman faşizminin baş düşmanı bir ideoloji nasıl bir diktatörlük kurabilir mantık gereği?

karl marx' a göre herkesten emeği kadar, herkes ihtiyacı kadar. ilkesinin uygulanabilmesine imkan vereceği toplum düzenidir.

(bkz: liseli komünist)

tek partinin halkı baskıyla sömürmesidir pratikte. teoride halkı düşündüğünü ve eşitlik sağladığını savunsa da tarih okuyan herkesin görebileceği gibi sonuçlar pek de istenilen gibi olmamıştır. gücü elinde tutan zamanı gelince bırakmak yerine bunu kaybetmemek için elinden geleni yapmıştır. başarılı olamadığı gibi artık dayanamayan halk isyan etmiş ve çoğu ülkede yıkılmıştır. (bkz: sovyetlerin dağılışı)
"komünizmi savunan insan ya diktatör olmak istiyordur ya da komünizmin ne olduğunu bilmiyordur."

“bölüşüm ilkesi,
-herkesten yeteneğine göre, herkese gereksindiğince” diyor.
loe huberman - sosyalizmin alfabesi kitabında.

temel olarak teori ekonomik belirliliği esas alarak merkezi komünist kavram diyalektik materyalizm'i şekillendirmeyi amaçlamaktadır. buna göre insan topluluğu ardışık süreçlerden basit toplum, esirlik, feodalizm ve kapitalizm'e geçmektedir. her aşamada öncelikle bir ilerleme görülmekte, daha sonra bu aşamayı izleyen aşamaya yeni bir sınıfın hakimiyeti ele alması ile geçilmektedir.

(bkz: ütopya)

bazen kendimi yakın hissettiğim sistem.
mülk sahibi olunmaması cazip geliyor.

tamamen saçmalık üzerine kurulmuş bir ideoloji.

akıl işi değil. geçmiş olsun mark başaramadık abi.
neyi başaramadın ...

her vatandaşın eşit olduğu rejim. herkes eşit derece fakir ve devlet kölesi demek istiyorum yani muahahaahha. sonuna kadar kapitalizm, dibine kadar kapitalizm ulan!

komünizm ne olduğunu ve dünya tarihini bilen kimsenin mantıklı mantıklı komünizmi savunacağını sanmıyorum. şayet savunmaya devam ediyorsa ya diktatör olma arzusundadır, ya köle, ya da yeterince okumamış yalnızca kulaktan dolma bilgiler veyahut tek taraflı kaynaklar okumuş ve tarihten bihaberdir.

insanı insana kapitalizmle anlatma sanatı.

üretim araclarinin herkes tarafindan kullanılabilir olmasi ve sınıfsal farklılıkların ortadan kalkması gerektiğini savunan ideoloji.

yağmur gibidir. yağmur yağarken kuru ve sıcak evinizden yağmuru izlemek keyifli olacaktır. ancak o an dışarıda yağmurun altında ıslak ve soğuk vaziyette dururken o yağmur o kadar keyifli gelmemeye başlayacak.

bir hayal, bir ütopyadır artık, mümkün değildir yaşaması

distopya olan siyasi görüş veyahut ideolojidir.

komünizm denildiğinde aklıma 'komünist başkan' gelir tunceli'nin belediye başkanı fatih mehmet maçaoğlu belediyenin 10 milyon borcunu kapatmış ve hiçbir zaman makam aracı olmamış kişidir.

böyle uykuya dalmış eski ışıktan korkan davaları kim uyandırabilir ki artık?

daha layık düşmanlara saklamalısınız kendinizi dostlarım:bu yüzden bir çoğunun yanından geçip gitmelisiniz, -

-özellikle de, halk ve halklar hakkında yaygara koparan ayaktakımının yanından.

kendi yolunuzdan gidin! bırakın halk ve halklar da kendi yollarından gitsinler! -karanlık yollardır onlarınki, sahiden bir umut bile görünmez ufukta!

bunlar bedava ekmek bulasalardı, ah! o zaman ne diye haykıracaklardı bunlar? geçimleri -asıl eğlenceleri budur onların; ve zor olmalı işleri!

f.w nietzsche

bütün ideolojiler gibi gayesi kalkınma olan ideoloji. amaç kalkınma ise orada rekabet var demektir, orada rekabet varsa liberalizmden pek de bir farkı yok demektir.

kalkınma.. kime göre, ölçü ne? ve nereye kadar?

batı’ya göre, uzaya kadar.

o zaman başlasın rekabet ve çöksün sscb.

insanlar arasındaki rekabeti bitirme amacı taşıyan bir ideoloji, bütün insanlarının emeğini kalkınma adı altında liberalizmle rekabet etmek için kullanır ve bu hali ile liberalizme karşı hiçbir şansı olmadığı için sonunda çöker.

bu haliyle liberalizme karşı hiçbir şansı olmamakla birlikte, pek bir farkı da yoktur zaten.

herkesin eşit olduğu bir işçi toplumunun, liberalizmden daha ilerici olacağı iddiası ile çıkmak ve bu amaçla sürekli liberal ülkelerle rekabet etmeye çalışmak yerine, direkt herkesin eşit ve mutlu olacağı bir işçi toplumu olma iddiası ile çıkmak ve öyle devam etmek gerekirdi diye düşünüyorum.

yani amaç ya kalkınma olmamalı ya da önceden belirlenmiş bir sınırı olmalı bu kalkınmanın. yoksa maceraperest bir hayalden öteye gidemez bu ideoloji.