kur'an-ı kerim'deki bilimsel bilgiler

çoğu ayetlerin bükülmesiyle birlikte ortaya atılan zorlama bilgilerdir.

çoğu zaten kuran-ı kerimden önce de biliniyordu ama burda değinmek istediğim konu bu değil.

bazı dindar arkadaşlar sürekli kuranda bilimsel bilgiler var, o zamanlarda bunların bilinmesi mucize değil de nedir? vb. düşüncelerle kuran'ın tanrı kitabı olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. aslında bunu yaparken kendi kendilerini çürütüyorlar farkında değiller. bilimsel bilgilerin en büyük özelliklerinden biri de zamanı geldiğinde yanlışlanabilme olasılığının olmasıdır.yani şimdi bildiğimiz şeyler hatalı olabilir ve yerini yeni bilgiler alabilir. bu noktada şunu sormak istiyorum. eğer kurandaki bu bilimsel bilgi dediğiniz şeyler yanlışlanır da yeni bilgiyle değişirse tanrı mı yanıldı diyeceksiniz yoksa bu tanrının kitabı değil mi diyeceksiniz? tanrı'nın kitabının böyle bir olasılık içinde barındırması başlı başına bir kusur değil midir? ilerde yanlışlanabilecek şeyler üzerinden varlık kanıtlanmaz diyerekten yazıyı noktalıyorum.

zorlamadır, olmayandır.

kuran'ı ansiklopedi zannedenleri de gördük.
ben de çok baktım ama, inanır mısın bilimsel bilgi yok.. bulamadım

(bkz: bilgisiz fikir sıçmak)

bir bebeğin oluşumunu detaylı bir şekilde anlatır.
anne karnındaki aşamaları tane tane açıklar.
bir arının bal yapmasını ve hangi teknikleri kullanacağını ayrıntılı şekilde izah eder.
ay güneş ve yıldız sisteminin ayda bir olan döngüsünü ve hangi yörüngeyi takip ettiğini temsilleriyle birlikte açıklar.
bitkilerde hatta meyvelerde erkek ve dişilik olduğunu belirtir.
bu bitkilerin rüzgarlarla ve kendine has tekniklerle nasıl döllendiğini söyler.
aden körfezi ile kızıldeniz’in sularının birbirine karışmadığını bile yazar. ve daha niceleri...

görmek isteyene bilimsel veri, almak isteyene de hakiki bir bilgi kaynağıdır.

7. yuzyilda yasamis bir arabin gozunden yazildigi icin, gercek hayattaki bilimsel verilere uymayan bilgilerdir.
plot twist: tatli ve tuzlu su birbirine karisir.

kuran mucizelerinin bir kısmını oluşturur.

örneğin: emre1974tr.blogspot.com/201...

bu başlık böyle bir tanım yazmak için açılmasaydı heba edilmeseydi diyorum. evet bilimsel bilgilerin yanlışlanabilme olasılığı vardır evet olasılık. araştırılmadan yazılan bir tanım olduğu o kadar belli ki.. kısacası komik olmuş.

gerçekten de var olan bilgilerdir. (bkz: furkan/53) (bkz: haloklin)
not: islam öncesi bilinmiyordu. şimdi bilgiyi bulmak size kalmış.

bilimsel bilgi diye sunulanlar ya gerçeği olmayan zorlama bilgilerdir ya da o dönem ve daha öncesinde zaten bilinen bilgilerdir

kur'an-ı kerim'deki ilimsel bilgiler.

astrofizik bilgileri de önemli bir yer tutar ayetlerde:

emre1974tr.blogspot.com/201...

çoğu şey var deniyor ama çok küçük detaylar ile var diye biliyorum. en önemlisi insanın bir kan pıhtısından yaratıldığının söylenmesidir herhalde.

tarihten fiziğe her alanda kendini gösterir.

www.miracles-of-quran.com/i...

kuranı kerim'de her konuda çok ipuçları vardır ama bunu araştırıp bulacak, geliştirecek çalışkan müslüman yoktur.

şimdi beherglas isimli ayeti açıp sessizce okuyoruz.

evrenimizin yaşı ve yıldızlarla ilgili verdiği şu bilgiler de bu listeye girer:

emre1974tr.blogspot.com/201...

her zaman bir keşif yapıldıktan sonra "zaten kuran'da yazıyordu" denir. ne hikmetse kuran'dan yola çıkılıp herhangi bir icat yapılmamıştır.

kur'an da bilimsel bilgi olmadığı için bilgi vermek olanaksızdır ama kur'an da ki bilimsel hataları yazabiliriz.
1- tarık suresi 7. ayet:

(bu su- meni) bel kemiği ile kaburgalar arasından çıkar.

tıp, testislerden diyor.

2- cennetin genişliği göklerle yer kadar mı?

rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır. (âli imran suresi-133)

yer’den kastedilen dünya gezegeni olduğuna göre, dünya da uzayda diğer gök cisimlerinden bir olduğuna göre “gök ile yer kadar” demek anlamsız bir ifadedir. hatta bu ifadeden yerin altta, uzayın ise üstte algılandığı anlaşılmaktadır.

3- dünyanın 4 günde, göklerin ise 2 günde yaratılmış olması: (füssilet/11-12)
vs.

yoktur, aksine bolca bilimsel hata mevcuttur. misal;

"andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık (mülk,5)."

dünyadan binlerce kat büyüklükteki cisimleri ( yıldızları) şeytanlar için atış tanesi yaptık diyor. ne kadar bilimsel değil mi? herhalde o dönemler meteorları yıldız sanıyorlardı.

hala mı inanmazsınız?

bir din kitabı olan kuran ın “her şeyin teorisi”nin yazılı olduğu bir kitap gibi görülmesine neden oluyor “bak işte bunların hepsi yazıyordu” diyen işgüzar dindarlar.

dini bilgi ile bilimsel bilgi farklı şeylerdir. en başta kaynağı bile aynı değil. dini bilgi sezgisel bilimsel bilgi akılsaldır. bilimsel bilgi olgusaldır ve mantık yasalarınca yorumlanır, dinsel bilginin böyle bir kriteri yoktur. bir kere bilimsel bilgi mantık yasalarınca kabul gördükten sonra onu inkar ya da reddetmek saçmanın kendisidir. bu yüzden adı bilimsel bilgidir. dini bilgi olgusal değildir ve kaynağı bakımından özneldir. tatmin etmez en fazla rahatlatır ruhani bir huzur verir insana. aksi halde peygamberlerini bilim adamlarından seçmesi gerekmez miydi tanrı nın?

bu ikisi hem kaynak hem de olgusallık bakımından çok farklıdır fikrimce ve asla kimse kimseye bir şey ispatlamak zorunda değildir. ki ispatlanamaz da. illa ispatlanacaksa bir şeyler biraz da papazlar ispatladın artık canım yeter.