lgbt

homofobik insanlar için yazıyorum bu tanımı,öncelikle lgbtıqa+ hastalık değildir.dünya sağlık örgütü yıllar önce hastalıklar listesinden çıkarttı.ayrıca tercih de değildir.tüm dünyada,özellikle ülkemizde birçok eşcinsel,trans insan öldürülüyor.toplum ve aileleri tarafından psikolojik,fiziksel şiddete maruz kalıyorlar,dışlanıyorlar ve daha birçok zorluğa maruz kalıyorlar.böyle bir şeyi neden tercih etsinler ki? hetero bir birey olarak mutlu yaşamak varken bunca şeye katlanmayı neden seçsinler? şimdi ise dini boyutuna gelmek istiyorum,evet islam dininde yasaklanmış olabilir ama yasaklanmış olması sizin eşcinsel insanları öldürmeniz,hakaret etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor.homofobik olmayınca dinden çıkmıyorsunuz merak etmeyin.islam dininde birçok şey yasak.kadınların başörtü kullanması gerek mesela,napalım tüm dünyaya şeriat mı getirelim? homofobik olup insanlara nefret saçmak yerine düşüncenizi değiştirmeyi deneyin,inanın nefret olmadan hayat daha kolay.

( i )’ sini unuttuğunuz başlık

lgbt bireyleri için, samimi sohbet, muhabbet, tanışma, kaynaşma amaçlı açtığımız pride discord sunucumuza hepinizi bekliyoruz. homofobikler, ırkçılar, cinsiyetçiler ve türevleri hariç herkesi bekleriz :)buradan

herkesin kendini ''tanrı'' sanarak yorum yaptığı konu. giren çıkan size değil neden bu kadar büyütüldüğünü anlamıyorum.

hastalık olduğunu düşünenler veya topluma zararlı olduğunu düşünenlere sorsak hümanist, özgürlükçü ve aydın olduğunu söyleyeceklerdir muhtemelen. sizin bakış açınız örneğin köpekleri sevmediği için miyavlamalarını istemek gibi bir şeydir. şimdi biz filmlerden izleyince yuh zencilere ne zulmetmişler veya yahudiler neler çekmiş diyoruz ya, ileride de bizim torunlarımız bizim lgbt’ye bakış açımız için de aynı şeyleri düşünecekler.

yılın belirli günleri taksim’de, tef ve davul çalarak yürüyen neşeli grup.

lgbt karşıtlığına islam'dan delil getirenlere bir yerimle gülerim hep. çoğunlukla eşcinsel bireyler, islam dini, kendilerini kabul etmedikleri için zaten inanmıyorlar. inanmayan bir insanı ayetle korkutmak ya da hakaret etmek yüksek derece bir aptallığın göstergesidir. 26 yaşındayım kuran kursları, imam hatip, ilahiyat ve ilahiyat yüksek lisans eğitimimin vermiş olduğu bilgi ve tecrübeye dayanarak söylüyorum; eşcinselliğin islamdaki yerini aramak yerine islam'ın insanlıktaki yerini aramamız gerekiyor. çünkü islam ilkel ve tamamıyla safsata ve uydurmalardan ibaret bir dogmalar yığıntısıdır. eşcinsel bireyler ise ilk insanlardan beri varolmuşlardır ve olmaya da devam edeceklerdir. ayrıca bu kadar dini eğitim alma sürecimde söyleyeceğim ikinci şey de şudur ki; aslında islamda eşcinsellik yasaklanmamıştır. çünkü "lut kavmi" bahis geçen bütün meseleler yüksek derecede sapıklık içeren konulardır. lut kavmi sapıklık yaptığı için helak olduğu iddia edilir, mantıksal olarak şöyle düşünülmesi gerekir; madem lgbt =lut kavmi ise o zaman bütün lgbt yönelimine sahip bireylerin derhal helak olmaları gerekir vs vs. türkiye'de homofobinin bu kadar yüksek derecede olması tamamen siyasi bir meseledir. bugun malum şahıs lgbt bireylerine hak tanısa, "onlar da bizim kardeşlerimiz" dese hiçbir problem kalmayacaktır. malum partinin hedef kitlesi siyasal islamcı ve yobaz kitle olduğu için mevcut iktidar da oy kaybetmeme korkusuyla lgbt düşmanlığını sürdürmektedir. ne diyelim gün olur devran döner, bir gün biz de sahip olduğumuz haklarımızı kullanırız veya kullanmayız, ama şunu unutmayın; istediğiniz kadar kin ve nefretle yasaklayın biz yine de doğmaya, çoğalmaya, sevmeye ve sevişmeye devam ediyoruz. siz belki bizi bir tweetle bir başlıkla yok sayabilirsiniz ama siz yok saydınız diye biz yok olmayacağız. var olmaya devam edeceğiz. ne demişti "yeter ki onursuz olmasın aşk"

tanımlarda zaten yeterince anlatılmış bu bireylerle ilgili durumlar. benim de birkaç söylemek istediklerim var aslında. artık rahat bırakalım bu insanları. onlara nefret etmek ya da onlardan korkmak zorunda değiliz sadece saygı gösterip dinlesek yeterli olacaktır. ki onlar çevremizdeki bir çok ikiyüzlü insan gibi değiller. hırsızlık yapıp birinin hakkını mı yiyorlar, ki onlara bile o kadar nefret duymuyoruz günümüzde. ha empati yapmamız da gerekmiyor. onlarla aynı koşullarda olmadığımız için anlayamayız empati yapmamız da çok zor. din sorgulaması vb. de yapmayacağım. bu insanların bir kısmı çift cinsiyetle dünyaya geliyorlar. dışarıdan baktığınızda kadın üreme organına sahip ama karnında inmemiş testisle yaşamış yıllardır, haberi yok. ya da dışarıdan erkek görünürken ama süprizz o da ne??? karnında bir çift yumurta var. peki bu onların suçu mu? yoksa anne babanın suçu mu? sonuçta fabrika onlar??? burada suçlanacak kimse yok. coğrafya kaderdir ya, bu durum da bir kader olabiliyor bazıları için. insanı böyle bir karar vermesine zorlayan kadere ne diyelim? bazılarımız da şanslıyız böyle bir karar vermek zorunda kalmadığımız için...
...
bir kaç yıl önce yaşadığım büyükşehir belediyesinin de düzenlediği bir etkinliğe katıldım ve orda bir annenin çocuğunun seçimine saygı duymayı ne kadar da zor öğrendiğini dinledim. tamamen erkek egemenliğine ait bir aile yapısına sahiplerdi, nasıl kabullenebildiğini ve ne kadar zorlandığını anlattı. yaşananları bir anneden dinlemek beni çok etkiledi. homofobik biri olmamıştım hiç bir zaman ama artık daha farklı düşünüyorum onlar için. saygı duyuyorum onlar bilse de bilmese de. ve son olarak bir kısa film paylaşmak istiyorum. "dünya tersine dönse" isimli bu kısa film, yabancı bir yapım. yaklaşık yirmi dakikayı ayırıp izlemek isteyenler buradan izleyebilirler.

saygı duymuyorum. ne halleri varsa görsünler.

kimin kiminle aşk yaşayacağına karışmadığımız ve yönelimleri yüzünden yargılamadığımız gün dünya daha güzel bir yer olacak.

bir hastalık ya da tercih değil, yönelimdir zira olmasaydı bile kimse bu kadar nefret dolu bir ortamda lgbt bireyi olmayı seçmezdi ayrıca şimdiki bilgisayarın fikir babası, dahi matematikçi, enigma’yı kırıp binlerce masumun hayatını kurtaran eşcinsel alan turing’in hayatını konu alan başrolünde benedict cumberbatch’in olduğu (bkz: the imitation game) filmini izleyerek eşcinsel bireylerin hiçbir gerekçe olmadan sadece kendileri oldukları için toplumda ne kadar ayrımcılığa uğrayabileceğine ve yaşadıkları zorluklara dair fikir sahibi olabilirsiniz.
evet homofobik şuan kullandığın bilgisayarı bir eşcinsele borçlusun.

açık şekilde hastalıktır;

bilimsel olarak eşcinsellikle ilgili farklı görüşler var.
bazıları doğuştan geldiğini, bazıları çevresel faktörlerle şekillendiğini söylüyor.
(genetik olduğuna ve doğuştan geldiğine dair bilimsel bir çalışma yok)

doğada kimin kiminle çiftleşeceği son derece açıktır.
homo sapiens için konuşursak erkek dişi ile çiftleşir. hormonları da normal olarak dişilere çekim duyar. dişiler de erkeklere çekim duyar.

eğer bu normalin dışında bir durum varsa ortada bir anomali vardır.
doğuştan da gelse anomalidir, sonradan gelişse de anomalidir.
bunun kişiye ve çevresine bir zararı olmaması hastalık olduğu gerçeğini değiştirmez.
genetik olması hastalık olduğu gerçeğini değiştirmez.
sonradan edinilmesi hastalık olduğu gerçeğini değiştirmez..

çeşitli argümanlar ortaya koyuluyor bu konuda, zararsızdır o yüzden hastalık değildir, genetiktir o yüzden hastalık değildir, doğuştan gelir o yüzden hastalık değildir, tedavisi yoktur o yüzden hastalık değildir vs vs bir sürü salak argüman.

örneğin mavi göz genetik bir hastalıktır, kimseye zararı yoktur, ama zararsız da olsa bir bozukluktur, anomalidir, hastalıktır.
down sendromu doğuştan gelen bir hastalıktır. genetiktir. ama doğuştan da gelse hastalıktır.
akciğer kanseri çevresel faktörlerle ortaya çıkan bir hastalıktır. sonradan ortaya çıkar ama hastalıktır.
yine down sendromu, tedavisi yoktur. ama bu onu hastalık olmaktan çıkarmaz.
eşcinsellik de bu şekilde, zararsız da olsa, sonradan da olsa, doğuştan da olsa hastalıktır.

eşcinselliğin hastalık olmadığı ilk kez 1974 amerikan psikiyatri dernerği tarafından söylendi ve hastalık kategorisinden çıkarıldı.
1990 da da who tarafından hastalık kategorisinden çıkarıldı.
ancak her iki kurum da bunu hiç bir bilimsel çalışmaya dayanarak yapmadı. tamamen politik doğruculuk gereği yaptı.
bilime referans verilecekse kurumların aldığı politik kararlara değil yaptığı çalışmalara, deneylere ve gözlemlere referans verilmelidir.

6 yıldır hayat arkadaşımla kocaeli'nin izmit ilçesinde gayet medeni bir hayat süren 2 eşcinsel olarak şu gönderinin altında hala bu konunun böyle vahametli bir şekilde tartışılıyor olmasını aklım almıyor. elinden gelse bizi cadı diye ateşte yakacak tiplemeler görüyorum. siz şu teknoloji devrinde nasıl halen böyle yaşayabiliyorsunuz anlamıyorum.

başlık afedersin lgbtden geçilmiyor.
sözlüğün tadı kaçtı. *

bu çağda hala aykırı bulunup tartışılıyor olmasından utanç duyduğum durum

ben bu oluşuma karşı degilim, saygı duyuyorum ama ortalık yerde eylem yapmasınlar diyen gizli homofobiklerin içten içe karşı olduğu oluşum.

ara ara tef çalarak yürüyen neşeli topluluk.

sağı solu yakmadan, aslanlar gibi popo olaylarını konuşuyolla.

yönelim falan diye fazla derine dalmazlarsa çay içilebilir bunlarla.

felsefeye bağlarlarsa uzamak lazım.

herkes nefret kusmuş. islam'da bilmem neymiş de, eşcinsel olana bilmem ne olurmuş. zeki olun dostlarım. mantıklı düşünün. öncelikle herkes müslüman değil, bunu kabullenmelisiniz. ve daha önemlisi biz sizinle zorla sevişmeyi talep etmiyoruz, ama siz bizi sürekli sözlü tacize uğratıyorsunuz. gereksiz bu yaptığınız.

hetereseksüel harici yönelimi olan insanların oluşturduğu topluluk.ne yazık ki gelişmemiş ve gelişmemekte direnen ülkelerde pek sıcak bakılmayan başka türlü adlandırılan aşağılanan ama çoğuda altın kalpli insanlar topluluğu.

yanlış anlaşılmış din faktörü ortadan kalksa ve insanlar bilinçlense, nasıl heteroseksüel diye başlık açılmadığı gibi böyle de bi başlığın açılmasına gerek olmaz. lgbt görünürlükleri ön planda olmaz çünkü herkes istediği hayatı istediği yerde istediği şekilde yaşar vs. biz lgbti destekçileri ve bireyleri bu ayrımı ortadan kaldırmak ve kendi varlığımızı gösterebilmek için gösteriler yapıyor ve sözlüklere başlıklar açıyoruz. herkesin hayatına kimsenin karışmadığı bir dünya dileğiyle, öpücük