1.
masal anonim olan halk anlatısıdır. güldüren, eğlendiren ve eğlendirirken de eğiten ürünlerdir.
masallar kuşaktan kuşağa, yüzyıllardan yüzyıllara, dilden dile aktarılan bir kimlik ve aidiyet konusudur.
masallar kuşaktan kuşağa, yüzyıllardan yüzyıllara, dilden dile aktarılan bir kimlik ve aidiyet konusudur.
devamını gör...
2.
belki de hiç gerçekleşmeyecek bir hayal için düşündüğüm kelime.
devamını gör...
3.
çocukluğun en güzel izidir masal.
küçükken babam dizine oturtur, sobanın başında kimi zaman annesinden duyduğu kimi zaman da kendisinin uydurduğu masallar anlatırdı. en sevdiğim masalında "minik ceylan" annesini bulsun diye sabırsızlanır bir yandan da dua ederdim kaybolmasın diye.
şuraya da yeğenim için yazdığım, onun da özel bir anısı olsun diye oluşturulmuş bir masal bırakayım. iyi insanların kazandığı bir dünya... hayal edelim.
evvel zaman içinde kalbur saman içinde masmavi denizlerin uzun beyaz bulutları kucakladığı sihirli bir ada varmış.
adada altın rengi kumsallarda uçuşan kuşları, yemyeşil ormanlarda koşuşturan ceylanları, masmavi denizlerde yüzen balıkları izleyip mis gibi esen rüzgarı hissedebiliyormuşsunuz. ada sakinleri bu kadar güzel bir yerde yaşadıkları için kendilerini çok şanslı hissediyorlarmış. ve bu adayı sadece çok dürüst olan insanlar görebiliyormuş. burada yaşamaya hak kazanmak içinse 'hiç kötülük yapmamış olmak' gerekiyormuş. bu yüzden bu adada sadece iyi insanlar yaşıyormuş.
adanın tam merkezinde kocaman bir kale varmış. bu kalede çocuklara eğitim verip onları dünyadaki kötülükleri yok etmek için birer prens ve prenses olarak yetistiriyorlarmış.
o sıralarda uzak diyarlarda bir şehirde iyi bir insan olamadığı için bu adaya giremeyen ve bu yüzden çok öfkelenen bir cadı varmış. bu cadı, o adaya girmeyi o kadar çok istiyormuş ki bunun için bir ejdarhayı ele geçirmiş ve onu kara bir büyü ile hizmetine almış. ejdarha daha önce kötülük yapmadığı için adayı bulabilecek ve adadaki kalede korunan iyilik sihrini yok edecekmiş . bu sayede bu kötü cadı da adayı ele geçirip kendisi gibi kötülük yapan insanları da adaya alacakmış.
cadı sihirle etkilediği ejderhayi adaya yollamış. bu sırada mavi sınıf öğrencileri bahçede bitkileri inceliyor ve bu bitkiler ile hangi sihirleri yapabileceklerini öğreniyorlarmış. birden üzerlerinden gün ışığı vurmaz olmuş. kafalarını kaldırdıklarında bir de ne görsünler koskacaman bir ejdarha tam tepelerinden kaleye ucuyormuş. normalde ejderhalar insanlara zarar vermezmiş ama bu ateş saçarak geldiği için bir terslik olduğunu fark etmişler. hemen koşup içeriye girmişler ve büyük sihir çemberinin başına geçmişler. burada dört büyük elementi; ateş, toprak, hava ve suyu bir de ruhu kontrol edip bütün büyüleri yapabiliyorlarmış. yalnız bir sıkıntıları varmış. o da eğer ejderhayı yok ederlerse birine kötülük yaptıkları için sonsuza dek adadan gitmek zorunda kalacaklarmış. bu kafalarını karıştırmış. hayrunisa hemen karar vermeyelim demiş ama bir bakmışlar ejderha artık duvarları aşmak uzereymis. tam o sırada ozan deniz buldum, demiş. "onu ilk önce bayıltalım ve sakinleştirici büyü yapalım neden böyle olduğunu anlayalım, demiş. hemen çemberi oluşturmuşlar elementlerin yardımıyla büyüyü yapmışlar.
ejderha uyandığında cadının sihri de azalmış. ejderha olanları anlatmış. öğretmenleri ejderhanin üzerindeki büyüyü tamamen kaldırmış. ve ona bir koruyucu büyü yapmış. artık kara büyüden etkilenmeyecek ve cadının etkisi altına girmeyecekmiş. bu kötü olayın güzel tarafı ise mavi sınıfın artık adalarını koruyabilecek kadar güçlü olduklarını görmekmiş. öğretmenleri onları cesaretleri ve başarıları için tebrik etmiş. ve masal burada bitmiş.
küçükken babam dizine oturtur, sobanın başında kimi zaman annesinden duyduğu kimi zaman da kendisinin uydurduğu masallar anlatırdı. en sevdiğim masalında "minik ceylan" annesini bulsun diye sabırsızlanır bir yandan da dua ederdim kaybolmasın diye.
şuraya da yeğenim için yazdığım, onun da özel bir anısı olsun diye oluşturulmuş bir masal bırakayım. iyi insanların kazandığı bir dünya... hayal edelim.
evvel zaman içinde kalbur saman içinde masmavi denizlerin uzun beyaz bulutları kucakladığı sihirli bir ada varmış.
adada altın rengi kumsallarda uçuşan kuşları, yemyeşil ormanlarda koşuşturan ceylanları, masmavi denizlerde yüzen balıkları izleyip mis gibi esen rüzgarı hissedebiliyormuşsunuz. ada sakinleri bu kadar güzel bir yerde yaşadıkları için kendilerini çok şanslı hissediyorlarmış. ve bu adayı sadece çok dürüst olan insanlar görebiliyormuş. burada yaşamaya hak kazanmak içinse 'hiç kötülük yapmamış olmak' gerekiyormuş. bu yüzden bu adada sadece iyi insanlar yaşıyormuş.
adanın tam merkezinde kocaman bir kale varmış. bu kalede çocuklara eğitim verip onları dünyadaki kötülükleri yok etmek için birer prens ve prenses olarak yetistiriyorlarmış.
o sıralarda uzak diyarlarda bir şehirde iyi bir insan olamadığı için bu adaya giremeyen ve bu yüzden çok öfkelenen bir cadı varmış. bu cadı, o adaya girmeyi o kadar çok istiyormuş ki bunun için bir ejdarhayı ele geçirmiş ve onu kara bir büyü ile hizmetine almış. ejdarha daha önce kötülük yapmadığı için adayı bulabilecek ve adadaki kalede korunan iyilik sihrini yok edecekmiş . bu sayede bu kötü cadı da adayı ele geçirip kendisi gibi kötülük yapan insanları da adaya alacakmış.
cadı sihirle etkilediği ejderhayi adaya yollamış. bu sırada mavi sınıf öğrencileri bahçede bitkileri inceliyor ve bu bitkiler ile hangi sihirleri yapabileceklerini öğreniyorlarmış. birden üzerlerinden gün ışığı vurmaz olmuş. kafalarını kaldırdıklarında bir de ne görsünler koskacaman bir ejdarha tam tepelerinden kaleye ucuyormuş. normalde ejderhalar insanlara zarar vermezmiş ama bu ateş saçarak geldiği için bir terslik olduğunu fark etmişler. hemen koşup içeriye girmişler ve büyük sihir çemberinin başına geçmişler. burada dört büyük elementi; ateş, toprak, hava ve suyu bir de ruhu kontrol edip bütün büyüleri yapabiliyorlarmış. yalnız bir sıkıntıları varmış. o da eğer ejderhayı yok ederlerse birine kötülük yaptıkları için sonsuza dek adadan gitmek zorunda kalacaklarmış. bu kafalarını karıştırmış. hayrunisa hemen karar vermeyelim demiş ama bir bakmışlar ejderha artık duvarları aşmak uzereymis. tam o sırada ozan deniz buldum, demiş. "onu ilk önce bayıltalım ve sakinleştirici büyü yapalım neden böyle olduğunu anlayalım, demiş. hemen çemberi oluşturmuşlar elementlerin yardımıyla büyüyü yapmışlar.
ejderha uyandığında cadının sihri de azalmış. ejderha olanları anlatmış. öğretmenleri ejderhanin üzerindeki büyüyü tamamen kaldırmış. ve ona bir koruyucu büyü yapmış. artık kara büyüden etkilenmeyecek ve cadının etkisi altına girmeyecekmiş. bu kötü olayın güzel tarafı ise mavi sınıfın artık adalarını koruyabilecek kadar güçlü olduklarını görmekmiş. öğretmenleri onları cesaretleri ve başarıları için tebrik etmiş. ve masal burada bitmiş.
devamını gör...
4.
çocukluğumda çok fazla okuduğum ve anne babama okuttuğum anlatılardır.
efsaneler ile doludur ama insanı sürükler.
hatta bir ara disney'in binbir gece masalları diye kocaman bir kitabını getirmişti babam, onu da severek okumuştum.
efsaneler ile doludur ama insanı sürükler.
hatta bir ara disney'in binbir gece masalları diye kocaman bir kitabını getirmişti babam, onu da severek okumuştum.
devamını gör...
5.
"zor olanı seviyor insan her defa" diye başlayan ve şarkının büyük kısmının tuvalette söylendiği deniz seki şarkısı.
devamını gör...
6.
arapça mas̠al مثل "mesel, öğretici hikâye" sözcüğünden alıntı kelimedir.
devamını gör...
7.
"çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masallar okuyun. daha zeki olmalarını istiyorsanız daha fazla masal okuyun" albert einstein.
devamını gör...
8.
masal; bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait olayların macerasıdır.
sadece çocuklar için anlatılmaz, nesilden nesile kültürün aktarılması vardır.
sadece çocuklar için anlatılmaz, nesilden nesile kültürün aktarılması vardır.
devamını gör...
9.
gerçek dışı anlatılar. masalların hint mitolojisinden türediği düşünülür.
devamını gör...
10.
çocukken hayatımızda olurdu. okuyan olursa kitaplarda öylece durur. eskiden anlatılır, ağızdan ağıza kulaktan kulağa yayılırdı. hayal alemi beslenirdi. artık şimdi ne dinleyen var, ne de anlatan. birkaç kandırmacadan ibaret diye kulak veren de pek yok.
devamını gör...
11.
en sevdiğim (bkz: sindirella) olandır.
her gece 12 olmadan yatışıma sebep olan masaldır.
şaka bir yana 12'den sonra arabam kabak olacak balo kıyafetim yok olacak der yatarım. arkadaş toplantılarından çıkarken bile kullanırım masaldaki sözleri.
temizlik gününde çamaşır sulu tişörtüm çocukların eskiyen eşofmanı ile (bkz: külkedisi) haline dönüşürüm.
temizlik sonrası gene sinderella olurum.
hayatıma sirayet eden bir masaldır, yada ben o masala sirayet etmiş olabilirim.
her gece 12 olmadan yatışıma sebep olan masaldır.
şaka bir yana 12'den sonra arabam kabak olacak balo kıyafetim yok olacak der yatarım. arkadaş toplantılarından çıkarken bile kullanırım masaldaki sözleri.
temizlik gününde çamaşır sulu tişörtüm çocukların eskiyen eşofmanı ile (bkz: külkedisi) haline dönüşürüm.
temizlik sonrası gene sinderella olurum.
hayatıma sirayet eden bir masaldır, yada ben o masala sirayet etmiş olabilirim.
devamını gör...
12.
gilbert keith chesterton yazdığı masalların okutulmasını yasakladıklarında, bir yazısında şöyle söyler:
"peri masalları çocuklara ejderhaların var olduğunu söylemez, çocuklar zaten ejderhaların var olduğunu bilirler. peri masalları çocuklara ejderhaların öldürülebileceğini söyler."
günümüzde masallara baktığımız zaman pek çoğunun oldukça çarpık bir ahlak anlayışına sahip olduğunu görürüz ama her ne kadar yazarlığını ve kişiliğini sevmesem bile chesterton oldukça önemli bir noktaya parmak basar bu sözleri ile. çocuklar ebeveynleri tarafından çoğu zaman ya kötülükten uzak tutularak yetiştirilir ya da onların dünya gerçeğinin farkına varamayacak kadar küçük ve aptal oldukları yanılgısına düşerler ama tüm o sevimlilik basit birer aldatmacadır özünde. çocuklar kötülüğün bilincindedir pek çok zaman, onlar peri masallarındaki ejderhaların, gerçek dünyada bir yansıması olduğunu rahatlıkla kavrayabilirler ve gariptir ki masallar sahiden kötülüğün bir şekilde yenilebileceği inancını aşılar. ejderhalar öldürülebilir, kötü cadılar ortadan kaldırılıp, kötü yöneten krallar ve kraliçeler bir şekilde cezalandırılır. bizim gibi oldukça yorgun bir neslin içinde bir zamanlar bulunan mücadele duygusuna belki çok büyük bir etkisi olmasa bile ufak da olsa etki bırakabildiği aşikar. yine de gerçek dünya öyle değildir ne yazık ki çünkü iyi ve kötü terimleri kolayca saptırabilir hatta çoğu zaman taraflara göre değişkenlik gösterir. masallardaki siyah-beyaz ayrımı gerçek dünyanın griliği karşısında işlevsiz bir aldatmacaya dönüşüverir. hem özünde pek çoğumuz kendi hikayemizin kahramanı iken başka hikayelerin canavarlarına dönüşebilme potansiyelini taşırız. yine de chesterton'ın üzerinde durduğu gibi bu belirsiz dünyada bile biraz mücade hissi gereklidir, bu yüzden masallar en azından çocuklara en büyük kötülüklerin bile belki bazen durdurulabileceğini gösterir.
t: siyah ve beyaz kadar net ayrımları olan bir dünyada basit orta çağ şiddetini ne kadar kolay meşrulaştırabileceğimizin kanıtı olan hede.
"peri masalları çocuklara ejderhaların var olduğunu söylemez, çocuklar zaten ejderhaların var olduğunu bilirler. peri masalları çocuklara ejderhaların öldürülebileceğini söyler."
t: siyah ve beyaz kadar net ayrımları olan bir dünyada basit orta çağ şiddetini ne kadar kolay meşrulaştırabileceğimizin kanıtı olan hede.
devamını gör...
13.
ben bazen bir insana benzetiyorum masalı
bazen masalların başlangıcı gibiler hayatımızda
bir varmış.. bir yokmuş.. gibiler
bazen masalların başlangıcı gibiler hayatımızda
bir varmış.. bir yokmuş.. gibiler
devamını gör...
14.
olağanüstü olayların ve kahramanların anlatıldığı, çocukların bayıldığı bir yazı türüdür.
devamını gör...
15.
16.
çocuklara hayal dünyasının kapılarını aralarken verdiği anlamlı ders ve mesajlarla çocuk gelişimine ve farkındalığına katkı sağlayan, bu özelliği ile eğitici aynı zamanda eğlenceli, oldukça abartılı (sözlü) bir edebi türdür.masala , çocuklarla özel bir bağ kurabilmeyi sağlayan zahmetsiz bir iletişim aracıdır demek de yanlış olmaz; çünkü masal anlatan bir büyük her çocuk tarafından sevilir ve aranır.
masallar bir bakıma canlıdırlar çünkü onları anlatanlardan , onların tecrübelerinden ve hayal dünyalarından beslenirler.masallar evrenseldir; bir rus masalını bir türk çocuğuna, bir japon masalını bir afrikalı çocuğa hiç bir zorluk çekmeden anlatmak mümkündür.
masallarda doğaüstü olaylar, günümüz tabiriyle süper kahramanlar bir o kadar süper kötüler , konuşan hayvanlar hayal dünyamızı süsleyen her şey karşımıza çıkabilir.masalı masal yapan da bu gerçek dışılığıdır.
masallar zamandan, mekandan, dini unsurlardan bağımsızdırlar yalnız bu farklı milletlere ait masalların onların kültürleri, yaşam tarzları, alışkanlıkları hakkında bilgi taşımayacağı anlamına da gelmez. bir italyan hortlağı,öcüsü, böcüsü ile bir çin hortlağı farklıdır.ekvatoral bir iklime sahip bir ülkede yaşayan bir millet ile çöl ikliminde yaşayan bir milletin masalları birbirinden farklıdır bu yüzden farklı milletlere ait masalları okumak onların kültürleri hakkında fikir edinmemizi sağlar.
birbirinden farklı da olsa her masal güzeldir ve büyük küçük kim okursa okusun ya da kim dinlerse dinlesin insana mutluluk verir.
masallar bir bakıma canlıdırlar çünkü onları anlatanlardan , onların tecrübelerinden ve hayal dünyalarından beslenirler.masallar evrenseldir; bir rus masalını bir türk çocuğuna, bir japon masalını bir afrikalı çocuğa hiç bir zorluk çekmeden anlatmak mümkündür.
masallarda doğaüstü olaylar, günümüz tabiriyle süper kahramanlar bir o kadar süper kötüler , konuşan hayvanlar hayal dünyamızı süsleyen her şey karşımıza çıkabilir.masalı masal yapan da bu gerçek dışılığıdır.
masallar zamandan, mekandan, dini unsurlardan bağımsızdırlar yalnız bu farklı milletlere ait masalların onların kültürleri, yaşam tarzları, alışkanlıkları hakkında bilgi taşımayacağı anlamına da gelmez. bir italyan hortlağı,öcüsü, böcüsü ile bir çin hortlağı farklıdır.ekvatoral bir iklime sahip bir ülkede yaşayan bir millet ile çöl ikliminde yaşayan bir milletin masalları birbirinden farklıdır bu yüzden farklı milletlere ait masalları okumak onların kültürleri hakkında fikir edinmemizi sağlar.
birbirinden farklı da olsa her masal güzeldir ve büyük küçük kim okursa okusun ya da kim dinlerse dinlesin insana mutluluk verir.
devamını gör...
17.
herkesin çocukken inandığı veya inanmak için çaba gösterdiği hikayelerdir.
aşk hakiki ise eğer; masallar da hakikidir ve onların hakiki olduğuna artık inanıyorum. lütfen bana istediğiniz masalı anlatınız, inanırım. cüceleri, büyücüleri, devleri anlatınız artık inanırım. beni sevdiğinizi anlatınız, çocuk gibi inanırım.
ihsan oktay anar, inanmak ve masal konusunda böyle söylüyor. çok güzel söylüyor.
aşk hakiki ise eğer; masallar da hakikidir ve onların hakiki olduğuna artık inanıyorum. lütfen bana istediğiniz masalı anlatınız, inanırım. cüceleri, büyücüleri, devleri anlatınız artık inanırım. beni sevdiğinizi anlatınız, çocuk gibi inanırım.
ihsan oktay anar, inanmak ve masal konusunda böyle söylüyor. çok güzel söylüyor.
devamını gör...
18.
çocuklara uyku öncesi anlatılması gereken hoş kısa hikayeler.
devamını gör...
19.
gerçek olamayacak kadar güzel, gerçek kalamayacak kadar kısa olan.
çünkü gerçeğin dünyasında algılar ve duyguları çıkarın, maddenin, korkunun, bencilliğin, nefsin, hormonların, tabiattan gelen kuralların ve daha birçok şeyin zincirleri ile bağlıdır.
masal işte tüm bu bağlardan azade, iyinin ve kötünün, iyi dileğin ve güzel duanın vücut bulmuş hâli gibi şekillenir.
“masal gibi aşk” deriz, külkedisi bir sihirle bir prensese dönüşüp yakışıklı prensi âşık edebilmektedir. kral, oğluna köylü kızı alabilmektedir. ve prens o kız için ülkedeki tüm kızların ayağına ayakkabı giydirebilmektedir.
saf ve temiz oğlan, köyün, ülkenin prensesinin gönlünü kazanabilmekte, onunla bir araya gelip sonsuza dek mutlu olabilmektedir.
veya yeşilçam masalları işte.
çocuksudur masallar, çocukların temiz dünyasına temiz hâliyle girer. iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür. iyiler kazanır sonunda, ve sonsuza dek mutlu yaşanır. hiçbir şey paranın statünün hormonların ve komplekslerin karakter zaaflarının aşındırmaları altında yok olup gitmez, erozyona uğramaz hiçbir duygu, kimse aşkını hissedemiyor olmaz veya içinde kötülük olan cadılar dışında kimse etmez ihanet.
ve kısadır masallar, belki de masal gibi aşklar da öyle kısadır. bir erkek sever bir kadın sever. soyunurlar her şeyin ve herkesin üzerlerine attığı kancalardan, prangalardan, ruhların buluşması olur. gerçeğin gölgesinin değmediği bir düzlemde aşkın güneşi altında aydınlanır yüzler ve ısınır kalpler. ve kısadır masallar, güneş batar, gerçeğin gölgesi düşer üzerlerine.
içinde masallar taşıyan insanlar, içinde masallarla yaşayan insanlar, sevgiyle selamlanası insanlar. aşkın masalında, adaletin ve hakkın masalında, emeğin ve kardeşliğin masalında, benliğini bulmak yolunun masalında. masalları gerçek kılmaya uğraşmak büyük bir idealizmdir. bir yaşama biçimidir.
çünkü gerçeğin dünyasında algılar ve duyguları çıkarın, maddenin, korkunun, bencilliğin, nefsin, hormonların, tabiattan gelen kuralların ve daha birçok şeyin zincirleri ile bağlıdır.
masal işte tüm bu bağlardan azade, iyinin ve kötünün, iyi dileğin ve güzel duanın vücut bulmuş hâli gibi şekillenir.
“masal gibi aşk” deriz, külkedisi bir sihirle bir prensese dönüşüp yakışıklı prensi âşık edebilmektedir. kral, oğluna köylü kızı alabilmektedir. ve prens o kız için ülkedeki tüm kızların ayağına ayakkabı giydirebilmektedir.
saf ve temiz oğlan, köyün, ülkenin prensesinin gönlünü kazanabilmekte, onunla bir araya gelip sonsuza dek mutlu olabilmektedir.
veya yeşilçam masalları işte.
çocuksudur masallar, çocukların temiz dünyasına temiz hâliyle girer. iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür. iyiler kazanır sonunda, ve sonsuza dek mutlu yaşanır. hiçbir şey paranın statünün hormonların ve komplekslerin karakter zaaflarının aşındırmaları altında yok olup gitmez, erozyona uğramaz hiçbir duygu, kimse aşkını hissedemiyor olmaz veya içinde kötülük olan cadılar dışında kimse etmez ihanet.
ve kısadır masallar, belki de masal gibi aşklar da öyle kısadır. bir erkek sever bir kadın sever. soyunurlar her şeyin ve herkesin üzerlerine attığı kancalardan, prangalardan, ruhların buluşması olur. gerçeğin gölgesinin değmediği bir düzlemde aşkın güneşi altında aydınlanır yüzler ve ısınır kalpler. ve kısadır masallar, güneş batar, gerçeğin gölgesi düşer üzerlerine.
içinde masallar taşıyan insanlar, içinde masallarla yaşayan insanlar, sevgiyle selamlanası insanlar. aşkın masalında, adaletin ve hakkın masalında, emeğin ve kardeşliğin masalında, benliğini bulmak yolunun masalında. masalları gerçek kılmaya uğraşmak büyük bir idealizmdir. bir yaşama biçimidir.
devamını gör...
20.
dinlerken insana bir krem sürer gibi pozitif melankoli yükleyen sertab erener şarkısı. pozitif melankoli olur mu demeyin. bazen olabiliyor. dinleyin bence.
devamını gör...