masal

sırça köşk der susarım.

özge fışkın'a ait şarkı
ve gel zaman git zaman
kalbinin zili çalmış
masal bu ya
ve karşısında bir adam
adam dediğim bir kral

canından kanından ilaçlar yapmış aşkından
her şeyi baştan yazmış
ben seninim sen benim
demiş çıkarmış kadını zindanından

bir gün gelir kapın çalar
umudunun sesini biri duyar
ve gerçek olur masallar
her şeyin zamanı var
buradan

motive'nin "22" adlı albümünde olan parçanın adı.

belli bir yaşa kadar elden, dilden, kulaktan düşmeyen her zaman iyilerin kazandığı ve neredeyse her defasında mutlu sonla biten gerçek dışı hikayelerdir. hepsinin içinde öğrenilecek bir şeyler vardır. sonlarında üç elma düşer; biri anlatanın, diğeri dinleyenin başına; üçüncüsünün nereye gittiğini hatırlayamadığım.

çocukken bana hiç ezberden anlatılmadı. fakat her akşam haberler başlayana kadar babama zorla bir tane okuturdum. ezberlemeye çalışırdım bir taraftan, ki "okumayacağım" derse ezberden kendime okuyabileyim.* ilk ezberlediğim kurşun asker ve kibritçi kız'dı. * güzel ve çirkin'in çizgi filmini izleyene kadar prenses masallarını sevemedim.

bir gün babam kurşun asker'in sonu yine aynı bitti diye ağladığım gün, "kitap kızım bu. sonu değişmez ki" dedi. ısrarla "değişir" diyince "çok biliyorsan okumayı öğrenince kendin okur, değiştirirsin" dedi. o gün hayatımın miladı oldu. bir daha asla kimsenin bana kitap okumasını beklemeden kendi kendime uydurduğum ya da okuduğum kitaplarla yaşadım.

anlatma yeter, o saf aşık yok artık.

bir tekerleme ile başlar masalcı genelde hikayeye.

aklımda kalan birini, aklımda kaldığı kadar yazayım, çocukken hoşuma gitmiş demek ki, yerleşti hafızaya:

ben ben iken, deve tellal, köpek hamal iken, leylek muhtar, kedi berber iken, babam beş ben on beş yaşımda iken..

keçiler koyunları kırpar, sivrisinekler saz çalar iken, ben su içer, develer elekten geçer iken, tilki haklı ile haksızı seçer, ben de o sırada arpa biçer iken, eşek mihmandar, tavşan ile kaz hükümdar iken, buradan kalktık gittik. gittik gittik, az gittik uz gittik. altı ay bir güz gittik. bir de ardımıza baktık ki, bir çuvaldız boyu yol gitmişiz.

gide gide gittik. göründü çinimaçin padişahının bağları... girdik birinden içeri. baktık, değirmencinin biri değirmen çevirir. yanında bir kedi. o kedideki göz, o kedideki kaş, o kedideki burun, o kedideki ağız, o kedideki el o kedideki ayak, o kedideki boy, o kedideki boğaz, o kedideki kulak, o kedideki yüz, o kedideki saç, o kedideki kuyruk...

derken yüksek yerlerden geldi buyruk. kediyi boşladık, masalımıza başladık!

çocuklara okunan efsanevi öyküler. çocukların renkli hayal dünyasını genişleten, birbirinden ilginç ve eğitici hikayelerdir. çocukken en sevdiğim şimdi de yeğenlerimi uyuturken okumayı en çok sevdiğim masal, yalancı prenses masalıydı.
içinde öğütler barındırıyor olması çocukların tazecik dimağlarına işliyor. etik, ahlak değerlerini küçük yaşta şekillendiriyor.
bkz: masal oku

sözlü edebiyat ürünüdür, çocuklara anlatıldığı için argo olarak da kullanılır, bana masal anlatma ben çocuk değilim mesajı verilir.

masallarda zaman yoktur, o yüzden bir varmış bir yokmuş ile başlar. kahramanları olağanüstü güçlere sahiptir. canavarlar veya periler olabilir.



sadece alıntı kısmı vikipedi'den alınmıştır.

salih bademci'nin kulüp dizisi için seslendirdiği mükemmel şarkıdır. rus romanlarına sıkışıp kalmışlığa karşın hayatın müzikalden ibaret olduğunu iliklerine kadar hissettirir. ritim tutup, dans etmek serbesttir.
neler oldu gel de bir benden duy
ben de senin gibi bir aşk yarasıyım
ben yaşadım, ben istedim
ben kendimin masalıyım

bu dünyaya sığmadım, sığamam
ben burada, yürek devler ülkesinde
masal bu ya, gözlerim kapalı
açsam, acı gerçek perdenin arkasında.

kimimiz, gökküşağından,
diğerimiz, yasak doğuştan
cihana meydan okuyuştan
sabıkalı vesselam.

hey, aslında onlar
öldürmek istiyor ölümü
kimse inanamıyor
maalesef fark etmiyor göründüğünü...

neler oldu gel de bir benden duy
ben de herkes gibi bir aşk yarasıyım
al sırrımı, ya tut ya beni vur
benzer hikayemiz sanma başkasıyım

kimimiz, meydan okuyuştan
sabıkalı vesselam.

hey, aslında onlar
öldürmek istiyor ölümü
kimse inanamıyor
maalesef fark etmiyor göründüğünü...

hey, hey, hey, hey, hey aslında onlar
öldürmek istiyor ölümü
kimse inanamıyor
maalesef fark etmiyor göründüğünü.

ahanda budur:

türklerin dinlemeyi çok sevdiği uyduruk, gerçek dışı öyküler.
"orta asya'dan şekerli asya'ya, at sırtında elde kılıç taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmadan ilerleyen türk millet...(omuz üstünde baş olması lazım ama devlet bahçeli böyle demişti, ondan iyi bilecek değiliz.)"
"nehri görünce amma uzun demiş adam. nehrin adı aniden amazon olmuş. neyaygara'dan sonra amerika'da attığımız ikinci gol bu olmuş"
devam eder gider bu.

incesaz'a ait muhteşem şarkı.

döndü yüzünü hafif havalı
hele saçları lüle lüle taralı
deniz kokusundan anlaşılan adalı

sözcüklerin duygu, düşünce, hayal alemi, hayat felsefesi ile iç içe olduğu, beynelminel bir yönü bulunan sözlü ve yazılı edebiyat ürünü.