mcdonald's vs burger king

4-5 sene önce olsa burger king derdim. şimdi mcdonald's burger king'i tokatlıyor.

klasik et döner.

doyuruculuk olarak burger king. bir big king xxl veya triple whopper ye adam akıllı doyuyosun. mcroyal veya big mac arada halen aşeriyorum nadir de olsa. ancak milkshake olarak kesinlikle mcdonalds. ayrıca burger kingde hardalı iki sostan biri olarak verirken mcdonaldsda ek para istiyolar.

malum bırakın bu zincirleri burgerillas veya monomu burgerı deneyin ya da halen duruyorsa burger@. adam gibi hamburger yiyin sos limitleri yapmayan.

patatese olan tutukunuz sonucunda sonlanabilecek versus.

burger king'in hamburgerleri, mcdonald's'ın patatesleri daha lezzetli.

minik bir itiraf çok küçük bir yerde büyüdüğüm için çok geç fast food ile tanıştım ve 21 yaşına gelmeme rağmen hala mcdonald's yemedim. ben küçükken avm denemeyecek ama benzeri bir yer vardı içerisinde minik bir burger king vardı ailece yemek yemek için gittiğimizde ben çocuk menüsü söylerdim oyuncak için o yüzden ayrı bir yeri var. yani burger king ;)

üstüne para verseler ürünlerini tüketmeyeceğim iki fast food firmasının karşılaştığı versus.

inan hiç farketmez,ikiside olur.

arada bir fast food tercih ederim, onda da burger king olur * ama çocukluk zamanlarımdaki mcdonald's olsa kesinlikle mc derdim.

gerçek hamburgersever mcdonalds yer diye diye eziklensem de oyum burger kingden yana.

ikisinin de canı cehenneme.

mcdonalds patatesi > burger king patatesi.
burger king burgerleri > mcdonalds burgerleri.
içler dışlar çarpımı yaptığımızda...

burger tek atar. geçen yedim hala iyidi ama mc için aynısı geçerli değil çok bozmuş.

mc patatesi güzel burger ın burgerlerı.

burger king'in hamburger çeşidi mcdonalds'tan daha fazladır.

mc donalds ucuz ve cok satar etleri,urunleri dibin dibidir.

burger king ona gore et olarak daha kalitelidir.

kotunun iyisi olarak burger king.

şimdi şurada bir adet whoper, büyük boy patates kızartması ama yağdan yeni çıkmış alev alev. yanına da soğan halkası. buz gibi bir ice tea. lanet olsun dostum. benim göbeğim var. böyle şeyler hayal etmemeliyim.

hayatımda yediğim en berbat hamburger mcdonalds' a ait. arkadaşım överek geçirmişti ama onu döverek çıkarasım gelmişti. hamburger dışında şu hazır nugget'i bile nasıl yenmeyecek hâlde servis etmişlerdi anlamıyorum. o zamanlar bir öğrenci olarak paramın mideme zehir şeklinde girmesinden çok, çöpe girmesini daha mantıklı bulmuştum. ve işin garibi o kadar berbatken arkadaşım bayıla bayıla yedi ve aç kaldığım için "damak zevkinin bu kadar yerlerde olduğunu bilmiyordum. o kadar övdüğün yer bu olamaz. bir dahakine yeri ben seçeceğim. nugget'i bile yapamamışlar şaka gibi." diye söylenmiştim modsuz ve üzgün. beni germişti, bunu övecek kadar ne yiyor diye düşünmüştüm. o yüzden "yemek ve mekân önerisinde uyuşacak gibi durmuyoruz. bir dahakine avm'de yiyelim de ben kolayca başka yerden alayım böyle olmadı." o doyana kadar bekledim. yol üstü kendime marketin fırın yerinden lezzetli pizza dilimi aldım sevineyim diye ama "hayatımın şokunu yemiş gibi bununla bile sevinemiyorum. en sevdiğim yemeklerden biriydi ve soğuma raddesine geldim. bu hayatımda yaşadığım aynı ikinci his." diye modsuzluğumdan ve içimdeki hayal kırıklığı acısından neredeyse ağlarken yiyecektim. "ben böyle olacağını bilmiyordum as, çok üzgünüm. çık şu lanet modundan. kafana eşarp bağlamadığın kaldı." deyip hem üzgün hem de halimle eğlenir moddaydı. "kanlı canlı ayakta olmana da şaşmıyor değilim. o yere beni alman damak tadıma ve zevkime küfür gibiydi ama acımdan kızamıyorum bile. yurda hemen geçme, gel bir kahve içeyim. hem ben hastaneye daha yakınım." dediğimde "sövüyor musun yoksa seviyor musun çözemiyorum. ve inanamıyorum sana. şu hâline bak, regl sancısı çeker gibi yüzün. normale dönnn." dediğinde "bana bak seni döver, yeşilden mor göze çeviririm. öğle yemeği yememiştim. sonra beni hamburger diye kandırdın. her şey güzeldi. içime sinmeyen yere geçtin. sipariş geldi mutluydum, akşam 8 olmuş bir ısırık aldım ve ölüyordum. ben yemezken sen yiyebildin diye sana kinlenmem lazımdı. veya bana dikkat etmeyip yemeğe direkt gömüldüğün için seni orada bırakıp gitmem lazımdı, biliyor musun sevmediğim bir insan olsaydın yemek tepsisini kafana geçirip giderdim ama yapmadım. onlar tam yemek sayılmadığı için günahta sayılmazdı bence." diye sızlanmıştım. o gün yoğun ve hareketli geçmişti. doygunluk ayağıma gelmişti ama olmamıştı. hem ona hem de kendime sinirim vardı. zehirlenme geçireceğini düşündüğüm için yanımda olmasını istemiştim. sanki her gün leş yiyor gibi rahattı.
buzluktan birkaç tane poğaça çıkarmıştım. kötü gün atıştırmalıklarımdı.
ben doyduktan sonra ona bitki çayı kendime kahve yapmıştım. bilerek içelim dememiştim. ve o arada daha iyi hissedip ona biraz fazla yüklendiğimi düşünerek özür dilemiştim, o da benden diledi ve mekandaki dikkatsizliği yüzünden sevdiğim yerden bana hamburger söylemişti başka bir gün. böyle halletmiştik. ha bu arada zehirlenmedi cidden. (:
ve bayıla bayıla yerken benimkiyi önüne iterdim normalde ama itmedim çünkü yemesini istemeyeceğim kadar kötüydü. bu yüzden kendim hamburger yaptım ve onu çağırdım. "miden normal lezzette yemek görsün. umarım ters etki olmaz da bundan zehirlenmezsin." diye de uğraşmıştım. çünkü sağlığına hiç dikkat ettiği yok, dayaklık mı ne...

ikisini de ayırmadan severek yerim. ikisinin de birbirine göre başarılı ürünleri var.

(bkz: sarı çöp torbası v.s. kırmızı çöp torbası)