milliyetçilik

otur birlikte memleket konuş. tarih konuş sosyalizm ile tamamen aynı fakat ırk konusunda tezata düşersin din bile konuşabilirsin ama zarar gelmez.

belli bir milletin çıkarlarını önde tutan fikirler bütünü. nasıl tanımlanırsa tanımlansın ırkçılığa çekilebilir. çok radikal olmaya gerek yok yani.

ülkesini ve milletini iç ve dış düşmanlara karşı savunmak,korumak, kollamak. yazılanları okudum da adamlar atatürk'ün ilkelerinden birisi ile taş taş geçmiş. ama sorsan senden benden daha fazla atatürkçüdür. uğur mumcu milliyetçidir,keza bahriye üçok'ta. kimisi kalemiyle milliyetçilik yapar,kimisi fikriyle kimisi de bileğiyle. kaldı ki atatürk'ün "ne mutlu türküm diyene" sözü başlı başına bir milliyetçilik iken atatürk'te halay çekiyor, şahin kullanıyor,elinde tesbihle cepheden cepheye koşuyordu.
her toplumda olması gerekendir ve ülkelerin emniyet sibobudur milliyetçilik.

milliyetçilik dediğimiz olguda yönetilene hizmet ediyor tüm dünyada milliyetçi iktidarlar kadar milletine zulm eden yok. he bence olması gereken ne atatürk milliyetçiliği ülkem ve çıkarlarımız.

fransız ihtilaliyle dünyaya yayılan bir akım

katı ırkçılıkla karıştırılmadıkça, yönelen tehlikelere karşı toplumun bir savunma ve birlik olma davranışıdır.

yediğin önünde yemediğin arkanda fikriyatının ideolojik biçimi.

yorumlarin cogundada goruldugu uzere turkiye de anlasilamamis henuz tanimlanamamis bir kavramdir tekellestirilmeye calisilan ustu ortulen bu kavrami anlasilamicak olmasi da ayri bir can sikintisidir .

mikro tarzına ben de katılmam ve türkiye'de de en çok görülen türü mikro milliyetçilik. bir de sembol milliyetçiliği yani biraz kağıt üzerinde kalıyor.

bu memleketteki son türk milliyetçisi siyasetçi mustafa kemal atatürk'tü.

dolar yakma, portakal bıçaklama gibi binlerce örnek bize gösteriyor ki , cahillerin olduğu yerde dünyanın en tehlikeli şeyidir.

hala milletin iq-su aşağılarda olan ülkelerde milleti elde tutmak için kullanılan, artık kokuşmuş, bir an önce kurtulunması gereken ideoloji türü. düşünsene sen birilerini seviyorsun, ya da birilerinden nefret ediyorsun, neden? seninle aynı, ya da farklı ırklardan oldukları için. bu kadar salakça bir eylem ola bilir mi, yav.

milliyeçilik yaparak hep bu milleti bir şeylere ayaklandırdılar, bir şeyler için gaz verdiler, her zaman da kaybeden millet oldu. şimdi gelip bana sövecekler, milliyetçi olmayalım da, milliyetimizi ayaklar altına mı serelim fasa-fiso diye.

eğer sen sırf burada doğdun diye, bu insanlarla aynı kanı taşıyorsun diye, uyduruk tarih kitaplarında yazılan şerefli, destansı, şanlı biri olarak kendini görüyorsan, sen bir zavallısındır.
bu konular belki de bundan önce defalarca kez vurgulandı, ama ben de bir kaç satır yazmak istedim. solculuk her ne kadar yolundan saptığı için iğrenç olsa da, sağcı kesim kadar zillet içermiyordu. evet sen de onlara uyarak, her gece dünyaya hükm etme hayalleri kurarak orgazm oluyorsan, sen de zavallı yaratıksın.

ulu önder atatürk'ün 6 ilkesi arasında en çok yoksayılanıdır.

dincilik ile birlikte kitleleri uyutmak, manipüle etmek ve yönlendirmek için kullanılan, objektifliğin önündeki en büyük engeldir; at gözlüğüdür.

atatürk'ün altı ilkesinden birisidir. dolayısıyla milliyetçiliğin aleyhinde konuşan herkes atatürk düşmanıdır.

sanıldığı gibi ümmetçilerin yahut demokratların saldırısı altında olmayandır. tam tersine bu üçüne de düşman olan küreselcilerin saldırısı altındadır. küreselci bir oligarşi hepsini ezmektedir, maalesef datlum.

ırkçılığın, dolayısıyla da faşizmin bir tık altıdır. ne zaman o tıkı geçtiğini fark edemez insan.
önemli bir not: 1990 sonrası epey bir tevil edilmeye çalışılsa da atatürk milliyetçiliği doğrudan ırkçıdır.

vatanını ve insanını sevmek sınırlarında olduğu sürece olumlu bulduğum olgu.
aynı vatanda yaşayan kader birliği içindeki insanların, ülkelerine bağlı olmalarından ve insanlarını sevmelerinden doğal birşey olamaz.
bu acımasız dünya da, vatanı devleti ve askeri olmayan halkların hali ortadadır.

çoğu insan fransız ihtilaliyle ortaya çıktığını düşünse de yanlıştır. milliyetçilik büyük ihtimalle milletler ortaya çıktığından itibaren vardır. tarihte de bunu görürsünüz. yakından tanıdığımız çoğu kişinin göktürkler olarak bildiği türk devleti diye bir devlet dahi var. yani ulus devlet kavramı da fransız ihtilaliyle ortaya çıkmadı. hep vardılar sadece önem kazandılar. bundan 700 sene önce de arap arap olduğunu türk de türk olduğunu biliyor. hatta kendi dillerinin sözlüklerini bile yazıyorlar. herkesin bildiği göktürk yazıtları türk'ün tamamen kendi ulus devletine övgüsü ve nasihatleri.
avrupa'da milliyetçilik ise başka bir konu. farnsız ihtilalindeki milliyetçilik kavramı avrupa'daki millet algısını vurguluyor. bir alman ile bir ingiliz'in farkı ırksal ya da milletsel olarak nedir? hepsi hint avrupalı ve hristiyan. tarihsel ve coğrafi olarak da biz altaylılar/sibiryalılar kadar ayrı gayrı değiller. dolayısıyla orada millet ve milliyetçiliğin oluşması daha geç çünkü üst kimlikleri bir. fakat doğu'da öyle değil. üstümüz rus, altımız pers ve arap, biraz uzağımız çin, hindistan, biraz batımız yunan, içimizde ise ermeniler, rumlar ve yahudiler var. araplar ve yahudiler hariç hepsi birbirinden son derce farklı. dolayısıyla burad bir biz ve onlar kavramı hep var.
ali şir nevai'yi düşünün mesela özbek bir şair ve anadili türkçe ama yaşadığı dönemde farsça daha zengin ve sanatsal olarak kabul edildiği için türkçe hor görülüyor. türkçe şiirler itibar görmeyince adam divanlar yazmış türkçe'nin üstünlüğünü kanıtlamak için. muhâkemet-ül-lugateyn'de adam demedigini bırakmamış farsça'ya şimdi bu milliyetçi bir tavır değil mi? hem de dibine kadar milliyetçi bir tavır. üstelik bu devamlılığı da olan bir şey. insanlar türkçe'nin namusunu kurtaran şair diye bahsediyorlar ali şir nevai'den. kendi döneminden fuzuli'ye kadar hatta belki daha da sonrasını bile fazlasıyla etkilemiştir. 17. yüzyıl'daki kul nesimi de bile türkçe sevgisi görülür.

türkiye'de içi boşaltılmış kavram.

bizim ülkemiz için şovenizmdir,okuyup arastirmamaktir,arastirsa da tarafli kaynaklara dayanmaktir,on-onbeş kişiyle adam dövmektir,milleti rahatsiz etmektir,kıraathanedir.kütüphane değildir,bilim değildir,kendine benzemeyene hoşgörü değildir,anlayış değildir,ülkesi icin iyi şeyler düşünmek/yapmak değildir,insan kazanmak değildir.

kaybetmektir.