ab'den sınır dışı işlemlerini hızlandıran düzenleme

ab komisyonu birlik ülkelerine düzensiz göçü kontrol altına almak amacıyla hazırladığı önlem paketini tanıttı. paket sınır dışı kurallarının sıkılaştırması ve üçüncü ülkelerde geri dönüş merkezleri kurulmasını öngörüyor.

***

avrupa birliği (ab) komisyonu iltica başvurusu reddedilen göçmenlerin daha hızlı sınır dışı edilmesini öngören yeni bir plan hazırladı.

komisyon'un içişlerinden sorumlu üyesi magnus brunner'in salı günü strazburg'da kamuoyuna açıkladığı plan, ab'de geçerli oturma izni olmayan kişilerin sınır dışı işlemlerini hızlandırmasının yanı sıra, bu kapsamda daha fazla kişinin gönderilmesine de imkan sağlıyor.

taslak düzenlemede, haklarında verilen sınır dışı kararına uymayan göçmenler üzerinde baskının artırılması için sosyal yardımların kesilmesi gibi önlemler öngörülüyor.

halihazırda ab'de haklarında sınır dışı kararı verilen üçüncü ülke vatandaşlarının yaklaşık yüzde 20'sinin bu karara uyduğuna dikkat çekilen taslakta bu durumun adil olmadığına işaret edilirken, kurallara uyulmamasının sığınmacılara karşı kamuoyu desteğini zayıflattığı kaydedildi.

tasarıda yer alan değişiklikler 2008'den beri uygulanan sınır dışı kurallarını bazı noktalarda standart hale getirirken, büyük oranda sertleştiriyor.

buna göre ilk kez ab ülkelerine, reddedilen sığınmacıları üçüncü ülkelerdeki sınır dışı merkezlerine göndermeleri için yasal dayanak sağlanıyor.


kaynak
devamını gör...
avrupalılar, parasını verip cırcır konuşturdukları, liboş, sjw, eknikimsi solcu, yürü jeruselam a tiplere, sığınmacıları başka ülkelere kabul ettirirler.

sorun yok.
devamını gör...
türkiye'de böyle bir sorun yok. çünkü türkiye'dekiler mülteci değil.

14 mayıs seçimlerinde muhalefetin umudu olarak sırıtarak oy isteyen rte'den bir tık daha az akp'li ahmet davutoğlu'nun ab ile imzaladığı geçici sığınmacı statüsü ve açık sınır kapısı anlaşması gereği ülkemizde beslediğimiz milyonlarca suriyeli var. afgan ve pakistanlılar da kaçak. "geçici" kısmının öyle ucu açık ki 12 yıl geçmesine rağmen hala ülkemizdeler.

uluslararası anlaşmalar ve savaş sözleşmeleri gereği ülkemizde bulunan tek mülteci grup ukraynalılar olabilir. onların da sayısı devede kulak.

bir de akp'nin parayla vatandaşlık sattıkları var. onlar da bizim konumuz değil. direkt olarak istiklal mahkemelerinin konusu olabilirdi. o da yok malum. abd'nin satın aldıklarının ihanetiyle demokrat parti sonrası kemalist çizgiden tamamen saptığımız için bu konuda da bir itiraz hakkımız yok. babalar gibi satarlar biz de izleriz.
devamını gör...
2015, 2016 ve 2017 yıllarında almanya'da işlenen ve türkiye'de benzerleri neredeyse hiç görülmeyen mide bulandırıcı cinayet ve tecavüz suçlarına rağmen almanların o dönemlerde federal hükümete ve kontrolsüz göçe karşı olmasının başlıca iki nedeni vardı.

birincisi; almanya, türkiye ve fransa gibi ülkelerin aksine merkezi üniter bir ülke değil ve yerel yönetimler ile eyalet hükümetleri bu iki ülkeden daha önemlidir, zaten fransa ve tr'de eyaletler yok. almanya'da eyaletlerin de meclisleri, başbakanları ve hükümetleri var. 2015 göç dalgasında merkel'in merkezi yönetimi almanların pek alışık olmadığı şekilde eyaletlere ve yerel yönetimlere ne isteyip istemediğini sormadan tepeden mülteci dayatmasında bulundu ve bunda ısrarcı oldu. almanların başlangıçta ayar olduğu konu buydu. almanlar mümkün olduğunca sorunlarını yerel düzeyde çözmeye çalışırlar. iki kasaba arasındaki yolu yaptırmak için başkentin yollarını aşındırmazlar. aynı şekilde başkentteki federal yönetimin de gereksizce işlerine burnunu sokmasını istemezler. (dostum biz burada yabancıları ve lanet olası federalleri sevmeyiz)

ikincisi; suça karışsın ya da karışmasın, sığınma başvurusu kabul edilmeyenlerin sınır dışı işlemlerinin yapılmaması ve normalde orada bulunmaması gerekenlerin suç işlemeye devam etmesiydi. başvurusu reddedilenlerin bazıları da sırf ülkelerine gönderilmemek adına bilerek suç işleyip hapse giriyordu. hapiste çevre edinip, suç ağlarına katılıp yüksek miktarda para kazanmayı amaçlayarak...

2018'e kadar almanya resmen dingonun ahırına dönmüştü. federal hükümet, yapmaması gereken dayatmalarda ısrarcı davranıyordu ve yapması gereken sınır dışıları da yap(a)mıyordu. bu süreçte afd'nin oyları da borsada değeri tavan yapan şirketler gibi uçmaya başladı.

almanya'da göreve başlayacak olan yeni hükümet bu meseleyi kökünden halletmeye kararlı gibi görünüyor. almanların jeton biraz köşelidir zaten; bürokratik kırtasiye işlemleri de biraz şöyle böyledir. bildiğimiz klasik almanya normalde taliban ile el-kaide'nin semtinden bile geçmezdi ama sırf elindekileri yollayabilmek için iki tarafla da ilişki kuruyor artık.

*** *** ***

geçen yılın başlarında italya başbakanı meloni'nin türkiye ziyaretinden sonra ilber ortaylı'nın "italya türkiye'ye afrikalı yollayacakmış" sözleri konuşulmuştu da rende binası bunu yalanlamıştı. somut bir şeyler de olmadı. bu arada türkiye ile italya euro 2032'yi ortak düzenleme hakkını kazandı. ayrıca iki ülke arasında bazı konularda yakınlaşmalar var.

libya medyasının iddiasına göre türkiye, libya'nın fizan bölgesinde, cezayir ve nijer sınırlarına yakın yerlerde askeri üs kurmak için keşif yapıyormuş.

aşağıdaki haritalardan ilki ab sınır ve sahil güvenlik ajansı frontex'in afrika-avrupa göç yollarını gösteren haritası. diğeri de italyanlarınki... işaretlediğim yerler de askeri üs için keşif yapıldığı iddia edilen bölge.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

belki de italya türkiye'ye göçmen yollamayacaktır. belki de türkiye, italya'ya gitmek isteyenlerin önlerinin kesilmesine yardım edecektir.

"ito başkanı şekip avdagiç:

"afrika ülkeleri ile pakistan ve bangladeş'e vize kolaylığı sağlamalıyız.

yabancı işçi istihdamına yönelik kısa ve orta vade için politikalar şart." mart 2025
devamını gör...
sorun mülteci değil. sorun, onları “sorun” yapan sistemin ta kendisi. önce bombalarla, darbelerle, madenlerle ülkelerini yaşanmaz hale getiriyorsun. sonra oradan kaçtıklarında “bunlar da çok oldular” diyorsun. önce ellerinden yurtlarını alıyorsun, sonra yersizliğini suç sayıyorsun. önce silah satıyorsun, sonra sınır çekiyorsun. mülteci, sistemin atık yönetimidir. kapitalizm önce savaş çıkarır, sonra savaştan kaçanı ötekileştirir. onları ucuz iş gücü, görünmeyen emek, seçme hakkı olmayan bedenler olarak sisteme entegre eder. yani aslında mülteciler bu düzenin “yan ürünü” değil, “tasarımı”. ve günün sonunda, bu sistemin ürettiği tek şey mülteciler değil. aynı zamanda gönüllü ırkçılar. kendi yoksulluğunu anlamayıp, başkasının varlığına tahammül edemeyen figüranlar. ekrana bakıp "bunlar yüzünden" diyenler. aslında kimse onlara bir şey demediği halde, mültecilere karşı iç savaş başlatanlar.
devamını gör...
demirel olsaydı bu konuda şöyle söylerdi;binaleyn,mülteci sorunu mültecilerin sorunu olmaktan çıkmış,mülteci olmayanların sorunu olmuştur.
devamını gör...

italya, danimarka ve 7 ab ülkesi avrupa insan hakları sözleşmesi'nin gözden geçirilmesini talep etti

italya başbakanı georgia meloni ve danimarkalı meslektaşı mette frederiksen, avrupa insan hakları sözleşmesi'nin (aihs) gözden geçirilmesi ve hükümetlere daha fazla yetki verilmesine yönelik belgeyi medyaya duyurdular.

dokuz ab ülkesi, göç konusunda politika değişikliklerine izin vermek için avrupa insan hakları sözleşmesi'nin (aihs) gözden geçirilmesi çağrısında bulunan bir açık mektup imzaladı.

belge, italya ve danimarka'nın öncülük ettiği bir çabanın parçası olarak perşembe günü yayınlandı. ayrıca avusturya, belçika, çekya, estonya, letonya, litvanya ve polonya liderleri tarafından da imzalandı.

suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesinin daha kolay olması gerektiğine inanan imzacılar, avrupa insan hakları mahkemesi'nin (aihm) sözleşmeye ilişkin yorumunun incelenmesi gerektiğini söyledi.

belgede, "bazı durumlarda mahkemenin sözleşmenin kapsamını orijinal niyetlerine kıyasla aşırı genişletip genişletmediğini ve böylece korunacak çıkarlar arasındaki dengeyi değiştirip değiştirmediğini değerlendirmek önemlidir," ifadesi yer aldı.

***

perşembe günü danimarkalı mevkidaşı mette frederiksen ile yaptığı basın toplantısında, italya başbakanı giorgia meloni mektubun, "bazı avrupa sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin zamanımızın büyük sorunlarıyla başa çıkma kapasitesi hakkında, özellikle de göç sorunuyla başlayarak siyasi bir tartışma başlatmayı amaçladığını" söyledi.



euronews

*** ***


italya ve danimarka, diğer avrupa ülkeleri tarafından da imzalanmış olan açık ve cesur bir mektup yayınladılar. vatandaşlarımızı, değerlerimizi ve demokrasimizi savunma görevimiz var. bizler insan haklarını koruyan toplumların liderleriyiz, ancak avrupa insan hakları sözleşmesi çoğu zaman devletlerin yabancı suçluları sınır dışı etmelerini ya da sınırlarını korumalarını engelleyecek şekilde yorumlanıyor. biz bunu kabul edemeyiz.

işte bu nedenle hep birlikte şunları talep ediyoruz
- suç işleyen yabancı uyrukluların ne zaman sınır dışı edileceğine karar vermek için ulusal düzeyde daha fazla özerklik;
- sınır dışı edilemeyenleri kontrol etmek için daha fazla özgürlük;
- hakların sınırlarımıza karşı bir silah olarak daha fazla araçsallaştırılmaması.

hakları savunmak aynı zamanda güvenliği, yasallığı ve özgürlüğü savunmak demektir. italya bu değişimin içindedir ve öncülük etmektedir.


giorgia meloni


yanında başka sorunları da getiriyor. özellikle de kendi koyduğu kurallara, yazdığı yasalara, benimsediği geleneklere katı şekilde uyma zorunluluğu hisseden batılı gelişmiş ülkelere.

sıkıntı tam olarak yukarıdaki cümlenin içinde. "kendi koyduğun kurallara uymak." batı ülkelerinin sadece mülteci, göçmen, sığınmacı konusunda değil, başka alanlarda da elini kolunu bağlayan bir hede haline geldi "hukuk". avrupa ve kuzey amerika'da çok sayıda politikacının, sivil ve askeri bürokratın, iş insanlarının "yav şu hukukun anuğa goyayım, eskiden hukuk mu vardı?" diye düşündüğüne eminim.


21 ekim 2024

uluslararası anlaşmalar, sözleşmeler, konvansiyonlar... yok işte roma statüsü ve ucm falan... insan hakları evrensel bildirgesi, birleşmiş milletler... gereksiz şeyler bunlar zaten.
devamını gör...
dün denk gelen bir habere göre hollanda hükümeti ülkesinden gitmek isteyen suriyelilere 900 euro nakit yardımı yapacağını deklare etmiş. bu alıp gidecek suriyeli olur mu? hiç sanmıyorum.
devamını gör...

avrupa'nın en büyük beşinci ekonomisi olan hollanda'da göç konusundaki siyasi kriz, wilders'ın mayıs sonunda tüm kartlarını masaya sürerek avrupa'nın en sert göç politikalarından bazılarını içeren "10 maddelik sığınma planını" önermesiyle zirveye ulaştı.

plan; ülke sınırlarına askeri birliklerin konuşlandırılmasını, mültecilere konaklama sağlanmasına tamamen son verilmesini, iltica başvurusu kabul edilen kişiler için aile birleşiminin geçici olarak durdurulmasını ve suriye'den gelen mültecilerin ülkelerinde karşılaşabilecekleri riskler bulunsa dahi geri gönderilmesini öngörüyor.

koalisyon ortaklarının bu plana imza atmayı reddetmesi üzerine wilders, bakanlarını hükümetten çekti.

avrupa politika çalışmaları merkezi (ceps) bünyesindeki adalet ve içişleri birimi araştırmacısı davide colombi planın hem ab yasalarının hem de uluslararası hukukun; özellikle de iltica hakkının açıkça ihlali anlamına geldiğine dikkat çekiyor.

"avrupa siyasetinde göç ve sığınma meseleleri aslında araçsallaştırılıyor" diyen colombi, "sadece hollanda'da değil, ab genelinde hukuka aykırı politika önerilerinin normalleştirildiği bir eğilim var gibi görünüyor. sanki göç ve sığınma hukukun kapsamı dışında kalan şeylermiş gibi" ifadelerini kullandı.



kaynak
devamını gör...
kalergi planı ve büyük değişim gibi aşırı sağ inanışlarıyla ihalenin siyonistlere kalacağı global kriz.
devamını gör...
türkiye'de büyük oranda olmak üzere dünya genelinde de mevcut olan sorun. bu konuda birkaç şey söylemek istiyorum. devletin göç politikalarının yanlış olduğu, bir ülkenin bu kadar çok mülteciyi kaldıramayacağı zaten su götürmez bir gerçek buna kalkıp da karşı çıkılacak bir durum yok ortada. ancak eğer sınır kapıları açılmışsa, o insanlar savaştan kalkıp buralara gelmişse bu onların değil, devletin süreci yanlış yönetmesinden kaynaklıdır. öfkeyi doğru yere yöneltmek gerekiyor. bu insanlar kalkıp da bu ülkeye geldiyse onların da haklarını savunmamız gerekir. hiçbir insan ırkı, kökeni, geldiği yer farklı diye rezil bir hayat yaşamayı hak etmez. burada nefretin göçmenlere yöneltilmesi yalnızca faşizmdir, başka bir şey değil. insan haklarını konuşurken göçmenlerin yaşadıklarını, feminizmi konuşurken de göçmen kadınların deneyimlerini dışlayamayız. öyle ya da böyle bu insanlar geldiler ve aynı ülkede beraber yaşıyoruz. şu koşullarda daha uyumlu yaşayabilmek için kültürlerimiz farklı olsa da bizim de onların da çaba göstermesi gerekir. şuanda en temel hak olan yaşama ve barınmaya, eğitime erişimlerinin, aile planlaması konusundaki bilgi ve tedariğe erişimlerinin, sosyal hayata etkin biçimde katılma haklarının konuşulması gerekiyor. bu insanlar, bu ülkede bizimle yaşıyorsa onları ayrıştırarak, ötekileştirerek yalnızca var olan nefreti arttırır ve bu nefretin hayatın her alanında yayılmasına neden oluruz, bu şekilde de hiçbir yere varamayız.
devamını gör...
bir kere geldiler birlikte yaşamalıyız gibi konu yok. bunu ingiltere, hollanda ve isveç yarım yüzyıldan beri deniyor. bunu yapanlar avrupalı değil. ana dilleri ingilizce. sonuç üçüncü neslin (3.) ingiltere de belediye otobüsünde toplu .... bak saha bu ay. haziran 2025. bbc programı. kate elysia. 70 erkek saldırmış. şehir telford. www.bbc.com/news/articles/c...


2015-1015 yılı köln. haber bbc. polis müdürü mecburen tanım yapmış, o zamana kadar yapmıyordu. sayı fazla ve cep telefonu çekimi olunca alman açıklamak zorunda kalmış. www.bbc.com/turkce/haberler...

bak bunlar fakir oldukları için değil. zamanla alışamadıkları için değil.
devamını gör...

almanya başbakanı merz, yaz basın toplantısında merkel'in 2015'teki "biz başarırırz" sözünün gerçekleşmediğini söyledi. göç ve entegrasyonda sorunlar olduğunu belirten merz, geçici sınır kontrollerini savundu.

***

basın toplantısında dikkat çeken açıklamalardan biri, cdu'lu eski başbakan angela merkel'in 2015'teki göç krizine ilişkin sarf ettiği "wir schaffen das" (biz bunu başarırız) sözlerine yönelik eleştiriydi. merz, bu ifadenin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "bugün biliyoruz ki bu alanda bunu başaramadığımız açıkça ortada" dedi. hükümet olarak bu politikayı düzeltmeye çalıştıklarını ve ilk adımların atıldığını ifade etti.

başbakan, hükümetin sınır kontrollerini sıkılaştırma kararlarını da savundu. uygulamaların geçici olduğuna dikkat çeken merz, "şu an yaptığımız her şey sadece belirli bir süre için geçerli. avrupa'nın dış sınırlarında daha iyi bir koruma sağlanana kadar bu adımlar gerekli" dedi. almanya'nın avrupa'daki serbest dolaşım ilkesine bağlı kalacağını belirten merz, "uzun vadede çözüm, yalnızca avrupa çapında ortak politikalarla mümkündür" şeklinde konuştu.



dw türkçe

almanya bu konuda en ciddi adımları atan ikinci büyük ülke olacak gibi görünüyor. ilki abd elbette.

sınır kontrollerinin sağlanmasından sonra, esas problemleri "içerideki insan görünümlü hayvanlar" olacak. hem abd hem ab ülkelerinde... hamza yusuf ve zohran mamdani gibi zombiler yani.

***

"gazze, 6 ekim 2023 veya öncesinde etkisiz hale getirilseydi 7 ekim 2023 saldırısı hiç yaşanmazdı örneğin. ya da abd ve diğer batılı ülkeler, 11 eylül 2001 saldırılarından sonra havacılık alanında aldıkları önlemleri daha öncesinde alsaydı bu terör saldırıları da yaşanmayacaktı. alemin en akıllısı olan avrupalılar, 2015 yazında sayısını tam olarak kendilerinin bile bilmediği kadar istilacıyı kabul etmeseydi son on yıldaki kanlı vahşet de yaşanmayacaktı. terör saldırıları da dahil olmak üzere binlerce insan öldürüldü, daha fazlası cinsel saldırıya maruz kaldı. bunlar yaşanmayabilirdi, eğer "kötüler iyilere zarar vermeden önce" etkisiz hale getirilseydi.

yılanın başını küçükken ezmek daha etkili olacaktır, o yılanla uzlaşmak ve birlikte yaşamak mümkün değilse eğer..."

suçun önlenmesi: #3637585

esas sorun mülteci değil islam sorunu olacak gelecekte batılı ülkeler için. bugün gazze'de soykırım olduğu yalanına kananların kendileri ya da çocukları hayatta kalabilmek için gazze tarifesini uygulamak zorunda olacaklar.
devamını gör...
yönetim sorum size: bu mossad ajanı, huur çocuğu @çürümüş şeyler var danimarka krallığında nickli yazarı neden hala burada tutuyorsunuz? bu fikir özgürlüğü değil. sözlüğü kapattıracak kadar ağır bir suç işliyor. en hafif suç "suç ve suçluyu övme".
buna engel olun ve çektiredin bu şerefsizi sözlükten.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mülteci sorunu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim