necip fazıl kısakürek vs nazım hikmet ran

türkçeye hizmet eden şairler arasında onlar kadar başarılı az olduğu için illaki birini de seçmek gerekmez. fikirleri her ne olursa olsun şu an bu yazılan yazımızı güçlendirmek için ikisi de üstün bir çaba gösterdiyse o zaman onlardan birinin fikirlerini benimseme ve savunma düşüncesi onları tam olarak okumayanlara kalsın.

biri islamcı biri devrimci. dolayısıyla kıyas yapmak da abes olur.

#931563. mimar sinan'da iken bir hocam necip fazıl'ı kastederek şöyle demişti: "adamın adını anarken bile midem rahatsız oluyor ama ne yapayım anlatmak durumundayız çünkü alıcısı var." bu karşılaştırma nereden çıktı diye merak edenler varsa söyleyelim. özellikle istanbul'daki edebiyat fakültelerinde "üstat" muamelesi gören birkaç hoca vardı zamanında. bunların kitapları eskimiş olmasına rağmen hâlâ istanbul üniversitesi ve mimar sinan gibi fakültelerde ders kitabı olarak okutulur. başka bir bağlamda örnek olarak hâlâ orhun abidelerini erhan aydın'dan değil de muharrem ergin'den okuturlar. cumhuriyetin erken döneminden günümüze uzanan bir hoca kuşağı yani. son temsilcileri bugün hâlâ yarı zamanlı olarak filan ders verirler. bu eski kuşak hocaların alâmet-i fârikası muhafazakar ve milliyetçi olmalarıdır. nâzım gibi büyük bir şairle ikinci sınıf necip fazıl'ın karşılaştırılması bunların başının altından çıkmıştır. komünist şairlerin filan okutulmadığı, akademisyen bozuntularının nâzımlara küfrettiği bir dönemin ürünüdür bu kıyas.

nazım, tekte alır.

kaldırım şairi
piraye 'yi sevse bile başkalarına da aşık olan şair

ikisi de çok farklı kutuplarda olan dahiyane şairler. ancak bildiğim tek bir gerçek bir var ise o da ortak noktada sevgi ve bağımsızlığı iliklerimize kadar da kamçılıyor oldukları. var olsunlar iyi ki varlar.

konuya yada belirtilen ayrıma kişisel ideolojik belirteçlerini şöyle bi kenara ayırarak,
şunu söylemekte yarar görüyorum.

iki sanatçı da ki öncelikle sanatçı diyorum,
sanatın harf ile tasvir oluşturma bölümünü edebiyat dalında anlatım sağladılar bize,
edebî acıdan iki ismin de kendi dönemlerine katkıları hatrı sayılır derecede büyüktür.

nazım hikmet ran,
ilk şiirlerine heceleme ölçüsü ile yazarak başlamış ve bunu anlatımda yetersiz bıraktığı için terketmiş,
ikinci yeninin ilk nefer serbest şiir argümanını ilerlemiştir.
mevcut şiirleri hala dilimizde nice şarkıcı sanatçı tarafından beste haline gelmiştir.
bizler nazim hikmet ran
kendi içinde nazım'ca sözünü serbest şiir formunu kılavuz olarak kullandık yıllarca,
o bizlere bir kök teslim etti..ve hala şiire ilgilisi olan kişiler aynı reçeteyi şiirlerinde yer verir.

nazim hikmet ran
ikinci yeninin basında ki edebi akım dır.

necip fazıl kısakürek ise,
17 yasında yazmış olduğu ilk şiiri millî eğitim müfredatına alınmış ve öğrencilere okutulmuştur.
dönemine en büyük katkısı şiirsel ergümanları bir kenarda dursun,
yazdığı tiyatro eserleri ile kapalı gişe oyunlar meydana getirmiş
toplumuna bambaşka bir sanat dalı ile tanıştırmıştır.

kendini zirveye taşıyan kaldırımlar şiiri ile de,
sanatta şiirin bir tema değil bir dışa vurum ve bir haykırış olduğunu bizlere göstermiştir.

naçizane dile gelmesi gerekir ki,
edebiyat turkiyede iki sanatçı ile yeni bir akım ve doğaçlamasız bir sentez geliştirmiştir.

bizlere seçenek oluşturma fırsatı tanımış
iki ayrı sözgelimini iki ayrı dilden incelememize olanak tanımışlardır.

ortak yönleri çok olan iki büyük şair ikisinin kitaplarını da okudum. nazım hikmetim ceza evi hatırası yaşantısı bende daha çok etkili olmuştur.

ne gereksiz karşılaştırma. birbirinden kıymetli iki şair. insanlar birbirinden farklıdır. farklılıklar üstünlük sebebi değildir.

ikisi de birbirinin sağ ve sol versiyonudur.

necip fazıl alır bu güreşi. kendisine muhabbetim var, ondandır. hatta çile kitabı da elimde, arada okurum. lakin nazım hikmet hakkında çok bir fikrim yok, eserlerini okumuş değilim.

bu versus basligini acan her kim ise ona en iyi dileklerimi iletiyorum:

alın size üstad(!) necip fazıl efendinin kısa hikayesi hem de belgeleriyle..
buradan
nazım hikmet ile karşılaştırmak mı???

necip fazıl tek yumruğuyla nazım'ı komaya sokar.

ay bunlar nasıl entelektüelizm kokan başlıklar. gözlerimiz şenlendi, gönlümüz çiçeklendi. yalnız dostoyevski tolstoy kavgasına dönüp kan dökülmesin.

benim tercihim nazım hikmet efendim.

iki değerli sanatçı.

sanat sanat içindir diyerek ikisinin de eserlerini okumak gerek. kişisel özellikleri ikisinin de eleştirilebilir bazıları takdir edilebilir. körü körüne birini savunup diğerini yermek çok itici geliyor.

inebahtı deniz savaşında bize karşı savaştı diye cervantes okumamak ne kadar saçma olurdu değil mi ?

necip fazıl da nazım'a yakın iyi bir şairdir. şöyle söyleyeyim, edebiyatımız necip fazıl olmadan eksiktir. ruhunu para karşılığı şeytana satmıştır. ama iyi şairdir.
ben kendisini hiç sevmem ama gerçek budur.

oyumu nazımdan yana kullanmakla beraber bir edebiyatçıyı kişiliği ile yargılamayı doğru bulmuyorum, edebiyatçılar zaten iyi yalancılardır yalan söylemek iyi bir hayal gücü ister ve edebiyat da böyledir.gözlem(pencere) ve hayal gücü bu ikisini harmanlamayı ustaca başarana sanatçı diyoruz . necip fazıl olmadan da eksik oluruz bence kabul edelim.

ikisi de 5 para etmez insandır. karşılaştırma şiir konusunda olacaksa nazım hikmet zaten şiir yazmıyor. düz yazıları alt alta sıçıyor. necip fazıl fersah fersah ileride şairlikte.

biri üstad biri ran saygıyla...