neden evlenmiyorsun sorusuna verdiğiniz en güzel cevap

hayatıma burnunu sokmaya çalışanlara ağzının payını çekinmeden verdiğim için hiç cevaplamak zorunda kalmadığım soru şeysi.

(bkz: bu seni hiç alakadar etmez)

ben sana soruyor muyum, neden evlendin diye!

hanım izin vermiyor ya*

çok nadiren ve samimiyetine güvendiğim insanlar sorabilir bana bu soruyu, ben de uzun uzun açıklarım kendilerine:

"bu tür ilişkilerde biraz seçici olmayı tercih ediyorum. seçicilikten kastım elbette öyle dış görünüş güzellik falan değil, zaten gönül kimi severse göz onu güzel görür o ayrı mesele. hem zaten önce insan kendini bir ölçüp tartmalı, ben evlenebilecek durumda mıyım diye. birlikte güzel zaman geçirmek, gençlik ateşini harlamak hoş ama evlenince bir olacaksın o insanla. o kızı alıp getireceksin de ona güzel bir hayat verebilecek misin? bu sadece maddi açıdan değil tabii ki, biraz gözleri bulutlansa güneşi olabilecek misin? bir kere bile keşke demeden hayatınızın geri kalını yaşayabilecek misiniz birlikte? maddi açıdan değil dedim ama şu yaşadığımız zamanda yolu maddiyattan geçmeyen pek az şey var, rahat rahat yaşayabilecek misiniz? hem sen kendi hayat kaliteni düşürmeden hem de eşinin hayat kalitesini koruyarak hatta zamanla artırarak sürdürebilecek misiniz? manavdan elma almıyorsun ki kendine bir hayat arkadaşı buluyorsun, her anlamıyla iyi zamanda kötü zamanda birbirinize iyi ki dedirtemedikten sonra bu işlere girişmenin ne anlamı var? birini kendine zincirleyip hayatını karartmanın ne gereği var?
hem sonra ben belli bir seviyeye geldim hayatta, o kadar tahsil, genç yaşta iyi bir kariyer. e yoldan geçen birini de hadi evlenmek olsun diye koluma takamam ya. biraz kendime de saygım olmasın mı? ne zaman ki benim gibi düşünen, dengi dengime, hayallerimi birlikte gerçekleştirebileceğim hatta tek hayalim olabilecek birini bulurum işte o zaman evlenirim."

genenlde helal olsun iyi düşünüyorsun diye cevaplar alırım ama bir iki ay sonra yine sorarlar. olsun o da onların geleneksel bakış açıları

içkinlik düzlemi kaosun bir kesiti gibidir ve bir elek görevi yapar. gerçekten de kaosu belirleyen şey belirleyicilerin yokluğundan çok bu belirleyicilerin başlayıp yok oldukları sonsuz hızdır: bu, birinden ötekine giden bir devinim değil, tersine iki belirleyici arasındaki bir bağlantının imkansızlığıdır, zira biri öteki ortadan kaybolmadan belirmez, ve de öteki başlangıç halinde kaybolduğu zaman biri yok olma halinde belirir. kaos cansız ya da durağan bir hal, rastgele bir karışım değildir. kaos kaoslaştırır, ve sonsuzun içinde her türlü tutarsızlığı bozar. diyorum genelde

+ dinine düşkün birini bekliyorum
- hee

daha genciz baba, nasipte varsa insallah bikac yila evlenirim

- rıza neden evlenmiyorsun?
+ evliyim.
- bi daha evlen!

neden güzel bir cevap arıyorsunuz ki en güzeli
deyin geçin. kime ne oluyor.

çünkü maddi destekte bulunmuyosunuz buzdolabı çamaşır makinesi var oğlu var biraz para verin ihtiyaçlarım giderilsin o zaman belki düşünürüm.

bu cevabı verdikten sonra bir daha sizin yanınıza yaklaşmaya korkacaklar bana güvenin.

maddi ve manevi açıdan buna hazır değilim

kaç yaşındasın sen? bi dakka kaç yaşındasın? ben sana soruyor muyum kiminle evleniyorsun diye?

(bkz: zorunda mıyım)

evli olmayan bir insana: "neden evlenmiyorsun", çocuğu olmayan insana: "neden çocuk yapmıyorsun" demek aslında densizliktir. bu gibi soruların pek masum olduğunu düşünmüyorum. insanların özel hayatına doğrudan karışmaya kimsenin hakkı yok.
düşünmeden konuşan insanlardan uzak durmak gerekiyor.

nafakalar çok masraflı. sfsfs

maddi sebepler öne sürülebilir belki.

biz eşimle çok makul fiyatlı eşyalar aldık, nikah salonu tuttuk vesaire.
buna rağmen 1.5 sene önce 250 bin harcadık, kız tarafı da 100'e yakın harcamışsa toplam 350k ediyor. altınlar hariç. en kötü 15gr'dan 3-5 bilezik desek altınlar zaten 200k yapıyor.

ancak maddi nedenlerden ötürü evlenmeyen hata yapar. her şey tam olmak zorunda değil.
bir kere evleniyorum diye saçma sapan harcamalar yapmanın bir mantığı yok.
işin varsa, başını sokacağın bir evin varsa veya kirayı karşılayabiliyorsan evlenmek işin önünde bir engel yok.

ben bi kere, senin gibi olmamak için, demiştim, kavga çıkmıştı.

sen sor diye. şaka şaka eşşeğin beşinci bacağından dolayı.

hayatımda kimse yok çünkü.

geçen öğretmenler gününü kutladığım ilkokul öğretmenim sorunca verdim bu cevabı. evlilik falan yok mu dedi, "aday dahi yok" dedim. üzülmüştür kadıncağız.*

canım istemiyor.
sorulmuyor , ama sorulsa bunu derim.