2961.
bir şeyleri düzeltmek için yola çıkmışken ayağıma batan dikenleri tek tek kendim temizledim. yürekten gelmeli bir insanın yanında olmak. yoksa yol aynı olsa da farklı şerit farklı yön.
devamını gör...
2962.
ben zorlandığımda ya da üzgün olduğumda gökyüzüne bakarım bulutlara, yıldızlara, aya bana sonsuzluğu hatırlatırlar. evrenin sonsuzluğunu ve benim bu sonsuzluk içinde denizde kum tanesi bile olmadığımı hatırlatır. ve şöyle düşünürüm. bilmem kaç milyar yıllık dünyanın ortalama 60 - 70 yılında varız - tabi şanslıysak - öncesinde yoktuk sonrasında da olmayacağız. bizden geriye belki kırık belki ismimizin bile silinip gittiği bir mezar taşı kalacak tıpkı yıllar evvel ölüp giden diğer insanlar gibi. o zaman çok düşünmemek lazım çok fazla üzülmemek ve çok fazla beklememek lazım. çünkü 60 ya da 70 yıl - ki dediğim gibi şanslıysak eğer- sandığımız kadar uzun değil. sonsuz değil. sadece yaşayın evet üzülebilirsiniz ağlayabilirsiniz ama sonrasında kalkın ve eğlenip mutlu olmak için sevdiklerinizle güzel anılar biriktirmek için çok fazla zamanınızın olmadığını hatırlayın. yanınızdakilerin ve zamanınızın değerini bilin..
devamını gör...
2963.
henüz küçük yaşlarımızda başlayan adapte olma endişesi, karakterlerimizi şekillendiren asıl husustur. okulla başlar, orada gördüklerimize adapte olmaya çalışırız. doğru mu, yanlış mı diye analiz etmeden hem de. büyüdükçe içinde bulunduğumuz ortamlar da bu döngüyü sürdürüyor. izlediğimiz diziler, hayranlık duyduğumuz insanlar şekillendiriyor karakterlerimizi. aynı ailenin yetiştirdiği farklı karakterde insanlar, bu düşüncemin en canlı örnekleridir. popüler kültür de bunu gerektiriyor. adapte olmayan insanlar grup dışı, aykırı görülüyor. farklı durumlarda, farklı insanlarla yaptığımız arkadaşlıklar bizi şekillendirir. tam bir kalıba kendimizi uydurmuşken, hayatımıza giren başka insanlarla yeniden şekil alır. işte o zaman oturttuğumuz karakterimiz sarsılır. ne sakin insan oluruz ne de agresif, ne iyimser oluruz ne bedbaht. tam kendimiz için "ben böyleyim" demişken, birdenbire başka biri oluruz. çünkü daima çevremizdekilere göre şekilleniriz. kimi seviyorsak onun aynası oluruz. kiminle iletişim kuruyorsak o kişiyi yansıtırız. o yüzden çevrenizdeki insanlara bir bakın ve düşünün, ileride çocuğunuz olduğu zaman onun karakterinin de çevrenizdekiler gibi olsun ister miydiniz? cevabınız hayır ise, çevrenize tekrar göz gezdirmenizde fayda var. çünkü siz de bilincinde olmadan çevrenizdekilere göre şekilleniyorsunuz.
devamını gör...
2964.
"mütevazı insanlar daha tatlı, yaşanmışlık doludur"
yaşanmışlıklarla dolu yıllar yüzünde iz bırakmış teyzelere,amcalara ,abilere ,ablalara bir bakın resmen mütevazılık kokarlar. mahçupça başlarını yere eğerler ,masumca tebessüm ederler ve daha nice hareketi iyiliklerini kalbinize işler.
devamını gör...
2965.
saat 03.56 civarlarında yazıyorum, uykusuzluk vurdu başı. saatlerce bilgisayarda bomboş ekrana bakıp oyun oynuyorum. sabah 9da tekrar kalkacağım kpss için. pazartesi de malum iş var. 2 aydır 3-4 saatlik uykularla günümü geçirmeye çalışıyorum, ne zaman dur diyeceğim bilmiyorum. sayfalarca yazı yazmaktan da usandım onun için şarkıyla anlatacağım artık;

sevmektenusanmam
devamını gör...
2966.
ufak bir rahatlama egzersizi...

e pek bir şey olmuyor. müzik hala çalmaya devam ediyor. ne bekliyorsun ki gecenin bu saatinde?
yıldızlar gökyüzünde hareket ediyor ama biz göremiyoruz.
hafif bir esinti var camdan içeriye giren ama perdeleri kımıldatacak kadar kuvvetli değil.
önümde bir boş tabak sabit duruyor. hemen yanı başında duran mumlar yanmıyor.
başka ne oluyor?
dünya dönüyor. kimi evlerde yarının hazırlıkları yapıyor.
kimileri sevişiyor. kimilerinin kıçında pireler uçuşuyor.
dünyanın başka yerlerinde güneş doğmaya devam ediyor.
bence kral charles endişeli bir şekilde ne bok yiyeceğim ben diyor.
bazı tarikat liderleri yaptıkları videoları izleyip çok da iyi çıkmamışım diye düşünüyor.
birileri dertleşecek insan arıyor.
birileri ağzına sıçacak insan arıyor.
şu an ne mi oluyor.
bir es veriyor müzik. sonra başlıyor tekrar. ve benim parmaklarım klavyenin üzerinde kaymaya devam ediyor.
sigaramın ucundan düşen küller önümde birikiyor.
hayatım önümde birikiyor. koca bir çöp yığını gibi.
çöpçüler kıralı yok. aslına bakılırsa kral olunacak bir saray da yok.
saray yoksa ben neden prensesim?
şu an ne oluyor. neşeli bir parça giriyor araya. anlamadığım bir dilde değil. ama dikkat etmiyorum sözlerine.
şu an ne oluyor?
bir şey olmuyor. zamanın akması bir şey değil demek değil bu.
şu an tam olarak zaman akıyor. nereye? kocaman bir okyanusa. dibinde dağlar tepeler mağaralar bulunan bir okyanus. başlangıcı belli olmayan bir kıyıyla sınırlandırılmamış. sudan bir evren, bir galaksi, yıldızlar sistem. tersine akan mekanlar gibi.
başka ne oluyor? zaman duruyor. müzik devam ediyor. o bile bıktı bu durumdan. kapat lan beni diyor.
devamını gör...
2967.
saat sabah 5 suları, 2 saat sonra kalkıp işe gitmem gerekirken oturdum balkonda sigara, telefon, kahve ve kulaklık dörtlüsünü aldım yanıma düşünüyorum. "hayatımın en güzel yılları, en aktif olmam gereken yıllarını ne güzel heba ediyorum böyle ya. " diye. her şeyin bu kadar farkında olup ta neden bir şeyler için çabalamıyorum. insanlara güveni kaybetmek için bir insan nasıl bu kadar büyük rol oynar? o kadar dert tasaya rağmen yıkılmayan insan bir kızın bir hareketine nasıl bu kadar yıkılır? bilmiyorum sadece çok sevmişim sanırım, onun da beni sevdiğini düşünerek.
devamını gör...
2968.
bu sözlük bir tuhaf bazen sanki bir sürü kişi buradaymış gibi hissediyorum. bazen de yalnızca 2 kişi varmış gibi sanki. bilemiyorum altan.
(neyse sabaha, aydınlığa çok çok az kaldı.)
birazdan bir kahve yapar, bütün sorunlarımı(zı) çözerim.
devamını gör...
2969.
öyle bir şey oluşturmadım bugüne kadar ama burası olabilir.
devamını gör...
2970.
bana kendisini unutmam için tek bir somut sebep bile vermemiş olan bir adamı unutmaya çabalıyorum. o kadar seviyor ki kendisini ve o kadar büyük/korkunç bir şey ki onun için unutulmak, vazgeçilmek; bunu bile çok gördü bana. taş olsa çatlardı, çatlamadı!
canı sağ olsun, hakkıdır. yoksa yoktur bir şey yani, zorlamamak hakkı, kerameti kendinden menkul.
devamını gör...
2971.
bu aralar yine bir sevincli bir haber geldi türk dünyası ile ilgili....
birde gerginlik var ki ülkemizle ilgili...
söz konusu vatan!
devamını gör...
2972.
bana aşık birini gerçekten normalleştiremem, yatmadan önce birinin beni düşüdüğünü ya da yüzünde tatlı bir gülümsemeyle arkadaşlarına benden bahsettiğini hayal edemiyorum, sırf merhaba dediğim için içinde kelebekler uçuşan birini hayal edemiyorum ya da buna benzer bir şey, telefonuna benden gelen bir bildirim sayesinde ekrana gülümseyen birini de hayal edemiyorum, bilmiyorum aklım almıyor

ınstagram'da bi post
devamını gör...
2973.
kimsin sen? birinin aşkı,annesinin kızı,babasının oglu. neden kendini başkalarının seni benimsediği kalıplara sokuyorsun? herkesin senin hakkında bir dusuncesi var. bir tanımı... onların senin hakkında dusundukleriyle yola çıkma. onların senin hakkındaki hayalleriyle kendi hayallerini karistirma. kimsin sen? ne için yaşıyorsun? diğer tüm insanlarin egosunu tatmin edip senin için çizdikleri hayatı mi yasayacaksin? yoksa kendi hayallerini,kendi ideallerini mi? hayat kısa,hayat kısa diyerek bir omuru mazeretle mi gecireceksin yoksa harekete geçecek misin? kimse için değil kendin için yasa. ölümün sana yaklaştığını hissettiğinde ne için pişman olacaksın? yaptıklarım için mi yapmadiklarin için mi? eninde sonunda hepimiz pişman öleceğiz. yapamadiklarimiz için içimizde uhte kalacağına, yapabileceğimiz kadar yapalim. en azından yapmissin, pişman olsan ne yazar...
devamını gör...
2974.
çok daraldım artık. sırf kafam boş kalmasın da dertleri kulak ardı edeyim diye neler yapıyorum bir bilseniz. şaka gibi ama bir ay kadar önce üniversiteye yerleştim. yetmedi geçen sene freelance iş almaya başladım. son dönemlerde freelance bu işleri o kadar çoğalttım ki gecenin 4'ünde 5'inde uyuyup sabah 9'da uyandım. ev işleri yetmiyormuş gibi yaptım tüm bunları. bazen 4, bazen 5 saatlik uykuyla gezdim tüm gün ve hiç şikayet etmedim. ona rağmen insanlar kafaya zorla dert sokacak bişeyler buluyor. bugün artık son kez dertlerimden uzaklaşmak için 4 ücretsiz dil kursuna kaydoldum. kafayı yemek üzereyim. beynimin içinde başka şeylerin hareket etmesine izin vermemek için elimden geleni yapıyorum ama onlar koca kıçlı sandalyeye sığmaya çalışan teyzeler gibi sığışmaya çalışıyorlar beynime. cahillik mutlulukmuş arkadaş ya. yalnızlık mutlulukmuş. keşke hep yalnız kimsesiz falan olsaydım bu ne ya.
devamını gör...
2975.
kendim için bir adım attım bugün. klinik psikologa gittim. ben bu çocukta saplanıp kaldım dedim. her şeyi anlattım bildiğin bilmediğin bir sürü şey.
mesela ben 2 gündür bu devletin öğretmeniyim. hep istedin istedik ya hatırla. ablan biliyor belki söylemiştir sana da. sen bir başarılar dilemedin. iyiye gidiyorum bence eskisi kadar özlemiyorum yazmıyorum sana. zaten sana muhtemelen ölene kadar yazmayacağım. sen de bana. belki sende buraya gelirsin. dünya çok küçük aslında bizi buluşturur aslında. işte bu noktada ben seni affedecek cesareti kendimde bulabilecek miyim diye düşünüyorum. neden bıraktın ki beni? sen istedin diye atanmak istedim ben. sen araba kullanmayı bileyim istedin diye ehliyete gayretim. tamam tamam okula gitmek de zor o da var. bil ki hep beni sev diye çabaladım. sevdiğin istediğin insan olayım istedim. her şey bambaşka olabilirdi fikri aklımdan çıkmıyor. bir gün elbet bir gün leylim...
devamını gör...
2976.
kargaların hafif esen rüzgar sesine karışan kahkahaları günlük dozda delirmem için zorluyor beynimi.
randevu evinde yapılan baskında fahişelerin suçunu red etmemesinden çıkan tiz bir fuhuş senfonisi.
yarı tanrı yarı felçliği anımsatan bir yüz şizoid nöbetlerinde kesiyor bileklerini, özgürlüğe kavuşan kanın sevinç çığlıkları dolduruyor beynimin odalarını.
birileri sevişiyor kanlı odada diğerinde bir müptezelin son doz ayini.
bir melek siyaha boyuyor kendini.
hayatımı gözlemleyebilirsiniz peki ya kafamın içindekileri ?
devamını gör...
2977.
değişime hazırım, hayatıma gelecek olan farklılıklara adapteyim, akıştayım, beklemiyorum.
farklılığı kucaklıyorum, gelebilir, hayatımın tepesinde değil, yanımda durmasına, benimle gelişmesine, eğitimine, desteğine büyük bir hazla varım.
devamını gör...
2978.
biraz önce kafa iznine ihtiyacımın olduğunu anladım. yakında yok olup gideceğim hiç olmamış gibi.
devamını gör...
2979.
ev arkadaşım kolombiya'dan fransa'ya çok trajik bir hikaye sonucu evlat edinilerek gelmiş bir çocuk. yaşadığı acıları yazsak burdan köye yol olur. biliyorum çünkü hem fransa'daki ailesini hem de birlikte evlat edinildiği kardeşini tanıyorum. iyi çocuktur o da. ev arkadaşım thomas sessiz sedasız bir otobiyografisini yazmış, bitirmiş. bu sabah mutfakta yakaladı beni. elime tutuşturdu oku diye. malum benim mesleğim bu. yazmak, yazılanı analiz etmek, editoryal süreçler vesaire. tamam dedim okuyayım.

şaak telefonunu çıkardı. kitabın kapağını tasarlamış. görselini satın almış. bir de yayınevi ile temasa geçmiş, kontrat aşamasına gelmiş. sevindim ne yalan söyleyeyim. gurur da duydum arkadaşım hakkında. fakat gözüm kapağa takıldı. kitabın adı ''étranger dans le mirroir'' yani türkçesi ''aynadaki yabancı.'' işte o an yapısal olarak parçalandım. beynimin bir köşesinde mermi yemiş duran ibrahim tatlıses ayağa kalktı, yıldız tilbe'yi bir kenara itti ve eline mikrofonu aldı ve başladı söylemeye.

''kim bu gözlerindekieeee yabancıııı yaralaaağğrr beniii yüreğimdeeeen.''

çocuğun acı dolu hayatının tek kelimesine konsantre olamadım. ibrahim tatlıses susmuyordu. o söyledi ben dinledim en sonunda dayanamadım eşlik etmeye başladım. özür dilerim thomas. ibrahim'in böyle sululukları vardır.

''hanii sen olacaktııığğn yalancııı başımın taaaağğğcı...''

gün ne yazık ki böyle geçecek. suç bende değil.

sizden de özür dilerim ahshs ciddi bir yazı gibi başladım. burada yazılanlar çok ciddi olur genelde biliyorum. idare edin shsh. nazın... zın... sitemin belli değil. sevdağğğ ateşin aynı değil... ilk defa üşüyorum kollarındağğğ.
devamını gör...
2980.
ve ben tüm birilerine iyi gelmelerimin bedelini, kendime kaybedişlerimle ödedim.
kaybettim, hiç usanmadan tükenmeden kaybettim.
tükenmeyi kaybettim, kaybetmekten tükenmedim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim