normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
5001.
çılgın müvekkil geldi. garibim kafası daha gitmiş ama benim kafa da* gidiyor, hadi canın sağolsun leyn.
kozmos yardımcısı olsun garibime.
kozmos yardımcısı olsun garibime.
devamını gör...
5002.
"sinirliydi. haksızlığa uğramıştı kendince. o kadar çok sinirliydi ki bir yumruğuyla duvarda delik açabileceğini düşünüyordu."
aynı bu hisleri yaşıyordu o da. kitaptaki karakterden hiçbir farkı yoktu. niye hep böyle şeyler başına geliyordu? anlamıyordu.
omuzlarındaki yük stresle artarken daha da fazla stres olmaya yemin etmişti vücudu. o kadar stres oluyordu ki vücudu artık sinyaller göndermeye başlamıştı.
"insanların kötü davranması benim suçum muydu?" diye düşündü. peki, bunu sorgulayınca bir yere varacak mıydı diye sormadan edemedi. varmayacaktı biliyordu ancak "insanlar bir sebep aramaya meyilli" dedi kendi kendine. duygularını bastırmayıp, yaşamalıydı. yaşadıktan sonra da sakinleşmeliydi. kötü insan kötü demeli. insanın ona kötü davrandığında çizgisini korumalıydı. mesafe koymalıydı. fiziksel mümkün olmasa da ruhsal açıdan gerekliydi. aslında kötülük yapan kişinin de bıkmışlığı ortadaydı. bahanelerdi. küçük bahaneler ve anlamsızlardı.
küçük bahaneler.
küçük insancıklar.
anlamsız insafsızlar.
*
aynı bu hisleri yaşıyordu o da. kitaptaki karakterden hiçbir farkı yoktu. niye hep böyle şeyler başına geliyordu? anlamıyordu.
omuzlarındaki yük stresle artarken daha da fazla stres olmaya yemin etmişti vücudu. o kadar stres oluyordu ki vücudu artık sinyaller göndermeye başlamıştı.
"insanların kötü davranması benim suçum muydu?" diye düşündü. peki, bunu sorgulayınca bir yere varacak mıydı diye sormadan edemedi. varmayacaktı biliyordu ancak "insanlar bir sebep aramaya meyilli" dedi kendi kendine. duygularını bastırmayıp, yaşamalıydı. yaşadıktan sonra da sakinleşmeliydi. kötü insan kötü demeli. insanın ona kötü davrandığında çizgisini korumalıydı. mesafe koymalıydı. fiziksel mümkün olmasa da ruhsal açıdan gerekliydi. aslında kötülük yapan kişinin de bıkmışlığı ortadaydı. bahanelerdi. küçük bahaneler ve anlamsızlardı.
küçük bahaneler.
küçük insancıklar.
anlamsız insafsızlar.
*
devamını gör...
5003.
dizilere sezon sonu giren haluk bilginerlerin karizmatikliği azalıyor diğer sezonda. bir insan eğer bir dizinin sezon finalinde dırırırırrırırınnnn müzikleri ile son sahnede görünüp diğer sezonda olacağının sinyalini verdiyse, o karizmada kalmalı. güneş gözlüğü ve o deri montu ile kalmalı o karakter.
ama öyle olmuyor. para aldı ya, habire sahne çekiyorlar adama. önce o hiç konuşmayan karizması, çok konuştuğu için bozuluyor. benden beter konuşuyor koca gizemli adam!
sonra gizeminin nedeninin nohut alamamak olduğu anlaşılıyor mesela. saçma sapan acıları deşifre oluyor. olmamalı kardeşim!
sırrının gizemi çözülen erkeğin çekiciliği azalır güzel kardeşim. şu an ben sürekli sessiz ve üzgün dursam, kızlar özel atıp "noldu sana slife" dese ve ben de "yok bişi balım" desem, herkes bana vurdurmak için can atar.
oysa soranlara "küçükken öğretmenim beni cetvelle dövdü atlatamıyorum bu dayağı, gafama gafama vurdular" desem, vurdurmak için taytını indiren bir yazarımız, hemen taytını geri giyinir ve gider. çünkü sırrım kalmamıştır artık. bomboş bir adam olmuşumdur. oysa çocukluk travmalarım olsa, hala şansım olacaktı. en azından bi ayak sallardı hızlıca emziklerdim. kadınlar sır sever, üzgün duran adam sever. ben anca gülüyom. mizacıma sokacam yakında, o olacak.
işte ikinci sezonda, bir adamın tüm sırlarını diyorlar. god damn etsin sizi. adam figüranlardan yardım ister hale geliyor ikinci sezonda. nerede senin o ilk sezondaki fırtına halin, nerede bu? memati'nin * oynadığı kaçak diye bir dizi vardı. haluk abi girdi bu diziye cool cool. abicim adamı ikinci sezonda steve komphela gibi yaptılar. bakkalla manavla bile muhattap oldu adam. gelinim mutfakta yarışmasındaki korkunçlu teyze gibi ota boka atladı koca eski ganster.
ama öyle olmuyor. para aldı ya, habire sahne çekiyorlar adama. önce o hiç konuşmayan karizması, çok konuştuğu için bozuluyor. benden beter konuşuyor koca gizemli adam!
sonra gizeminin nedeninin nohut alamamak olduğu anlaşılıyor mesela. saçma sapan acıları deşifre oluyor. olmamalı kardeşim!
sırrının gizemi çözülen erkeğin çekiciliği azalır güzel kardeşim. şu an ben sürekli sessiz ve üzgün dursam, kızlar özel atıp "noldu sana slife" dese ve ben de "yok bişi balım" desem, herkes bana vurdurmak için can atar.
oysa soranlara "küçükken öğretmenim beni cetvelle dövdü atlatamıyorum bu dayağı, gafama gafama vurdular" desem, vurdurmak için taytını indiren bir yazarımız, hemen taytını geri giyinir ve gider. çünkü sırrım kalmamıştır artık. bomboş bir adam olmuşumdur. oysa çocukluk travmalarım olsa, hala şansım olacaktı. en azından bi ayak sallardı hızlıca emziklerdim. kadınlar sır sever, üzgün duran adam sever. ben anca gülüyom. mizacıma sokacam yakında, o olacak.
işte ikinci sezonda, bir adamın tüm sırlarını diyorlar. god damn etsin sizi. adam figüranlardan yardım ister hale geliyor ikinci sezonda. nerede senin o ilk sezondaki fırtına halin, nerede bu? memati'nin * oynadığı kaçak diye bir dizi vardı. haluk abi girdi bu diziye cool cool. abicim adamı ikinci sezonda steve komphela gibi yaptılar. bakkalla manavla bile muhattap oldu adam. gelinim mutfakta yarışmasındaki korkunçlu teyze gibi ota boka atladı koca eski ganster.
devamını gör...
5004.
anasını satim geldik gidiyoruz ben bu hayattan bi sk anlamadım. yaşayamadım ben bu hayatı. olmadı.
devamını gör...
5005.
ilkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya
üzerinde yaşamaya değer*
üzerinde yaşamaya değer*
devamını gör...
5006.
boğazında kalsin.
devamını gör...
5007.
uslan be halil ibrahim(!).
devamını gör...
5008.
#3377686 puhahah şakaya bak.
devamını gör...
5009.
bunu nereye yazacağımı bilemedim ve sırf bu yüzden dondurduğum hesabımı geri açtım hiç açasım yoktu vallahi.
şimdi arkadaşlar sizlerde illa yaşamışsınızdır fakat doğru izah edebilmem şart çünkü belki de bazılarınız bunu yapıyordur ki yazma seviyenize bakılırsa net yapıyorsunuz.
konumuz şu:
bankada ya da telefonda bir bilgi sorarsın ya da siparişinde, karşılığında nasıl salak gibi muamele yapıyorsun oynat bakalım.
diyelim ben diyorum ki bilmediğimden soruyorum bu işlemi nasıl yapıyoruz. karşıdaki anlatır. derim ki tamam anlattınız buraya kadar tamam peki şöyle bir yolu var mı?
sana böyle tip tip bakar ve söyledim ya başka yolu yok.. yok hayır.. bakın hanımefendi anlatıyorum
diyemezsin ki be embesil kodlamanın binbir türlü yolu var. sağ elinle almayıp solla alırsın ya da amuda kalkar yaparsın. sana kısa yolu soruyorum.
yok. sana anlamadığını ima eder laf sokar ve dersin ki:
bakın size farklı bir yol bir öneriyle geldim
aynı şeyleri söyleyip kendinizi ve beni yormanızın hiçbir manası yok. belki bir ihtimal böyle yapılıyordur burası türkiye. sistem karmaşık durup bir düşünseniz belki..
-hanımefendi size başka işlem olmadığını söylüyorum niçin dinlemiyorsunuz dilerseniz telefondan..
tamam kardeşim.
yanlışlıkla nakit sipariş vermişimdir ve kartla ödeyeceğim için pos cihazı sormuşumdur.
hayır nakit denmiş..yoo pos yok burda nakit yazıyor. napiyim yanlışsa nakit..bende yok pos ödeyecek misin
şimdi benim konuşmama gelelim.
aa kusura bakmayın ben kapıda kart diye görmüştüm. tamam sizde pos var mı? peki getirme şansınız var mı öyle ödesem.. ama bakın..tamam da ben... iyi al bunu ne b*k yiyorsan ye defol.
arkadaşlar. sizden ricam biri bir şey söylediğinden bildiğinizi okuyup karşı tarafı dinlemeyip onu canından bezdirerek aklından şüphe ettiremezsiniz.
delirtmenin milyon yolu var. ve bu sadece agresyon yaratır, anladınız mı?
ınternetle ilgili geçen aradım sordum kesilmişti çünkü bana altyapı çalışması olduğunu söyledi hanımefendi ben de sordum hem de samimi bir şekilde dedim ki hadi ya mesaj geliyor normalde ama bu sefer gelmedi acaba diyene kadar
-hanımefendi dedim ya!! belirlenen!!! bir çalışma!!! değil!! o yüzden!!!
hayır tamam tabii anlıyorum peki ne kadar sürebilir bir tahmininiz var mı?
-bakın!!! bu daha önceden!! planlanan!!! bir çalışma değil!!!
allah allah ya durduk yere kurye azarlar müşteri temsilcisi azarlar ulan doğru düzgün konuşmayı bilmiyorsanız s* gidin sizin tribinizi mi çekeceğiz gerizekalılar hem size para ödüyorum bir de üstüne aptal muamelesi görüyorum.
bunları şikayet etseniz de bi halt olmuyor bakın çok net hepsi fikirtepe çetesi gibi birbirini kolluyor. birkaç ay önce tartıştığım bir çalışan kapattı kasayı işlem yapmıyorum size napıyorsanız yapın dedi ya la !!
allah belanızı veriyor her gün bu ülkede yaşayıp bu hükümet altında barınarak. sevgiler

şimdi arkadaşlar sizlerde illa yaşamışsınızdır fakat doğru izah edebilmem şart çünkü belki de bazılarınız bunu yapıyordur ki yazma seviyenize bakılırsa net yapıyorsunuz.
konumuz şu:
bankada ya da telefonda bir bilgi sorarsın ya da siparişinde, karşılığında nasıl salak gibi muamele yapıyorsun oynat bakalım.
diyelim ben diyorum ki bilmediğimden soruyorum bu işlemi nasıl yapıyoruz. karşıdaki anlatır. derim ki tamam anlattınız buraya kadar tamam peki şöyle bir yolu var mı?
sana böyle tip tip bakar ve söyledim ya başka yolu yok.. yok hayır.. bakın hanımefendi anlatıyorum
diyemezsin ki be embesil kodlamanın binbir türlü yolu var. sağ elinle almayıp solla alırsın ya da amuda kalkar yaparsın. sana kısa yolu soruyorum.
yok. sana anlamadığını ima eder laf sokar ve dersin ki:
bakın size farklı bir yol bir öneriyle geldim
aynı şeyleri söyleyip kendinizi ve beni yormanızın hiçbir manası yok. belki bir ihtimal böyle yapılıyordur burası türkiye. sistem karmaşık durup bir düşünseniz belki..
-hanımefendi size başka işlem olmadığını söylüyorum niçin dinlemiyorsunuz dilerseniz telefondan..
tamam kardeşim.
yanlışlıkla nakit sipariş vermişimdir ve kartla ödeyeceğim için pos cihazı sormuşumdur.
hayır nakit denmiş..yoo pos yok burda nakit yazıyor. napiyim yanlışsa nakit..bende yok pos ödeyecek misin
şimdi benim konuşmama gelelim.
aa kusura bakmayın ben kapıda kart diye görmüştüm. tamam sizde pos var mı? peki getirme şansınız var mı öyle ödesem.. ama bakın..tamam da ben... iyi al bunu ne b*k yiyorsan ye defol.
arkadaşlar. sizden ricam biri bir şey söylediğinden bildiğinizi okuyup karşı tarafı dinlemeyip onu canından bezdirerek aklından şüphe ettiremezsiniz.
delirtmenin milyon yolu var. ve bu sadece agresyon yaratır, anladınız mı?
ınternetle ilgili geçen aradım sordum kesilmişti çünkü bana altyapı çalışması olduğunu söyledi hanımefendi ben de sordum hem de samimi bir şekilde dedim ki hadi ya mesaj geliyor normalde ama bu sefer gelmedi acaba diyene kadar
-hanımefendi dedim ya!! belirlenen!!! bir çalışma!!! değil!! o yüzden!!!
hayır tamam tabii anlıyorum peki ne kadar sürebilir bir tahmininiz var mı?
-bakın!!! bu daha önceden!! planlanan!!! bir çalışma değil!!!
allah allah ya durduk yere kurye azarlar müşteri temsilcisi azarlar ulan doğru düzgün konuşmayı bilmiyorsanız s* gidin sizin tribinizi mi çekeceğiz gerizekalılar hem size para ödüyorum bir de üstüne aptal muamelesi görüyorum.
bunları şikayet etseniz de bi halt olmuyor bakın çok net hepsi fikirtepe çetesi gibi birbirini kolluyor. birkaç ay önce tartıştığım bir çalışan kapattı kasayı işlem yapmıyorum size napıyorsanız yapın dedi ya la !!
allah belanızı veriyor her gün bu ülkede yaşayıp bu hükümet altında barınarak. sevgiler


devamını gör...
5010.
bak demişti dayı karnının doymayacağı yerde açlığını belli etme, incinirsin.
denginle muhatap ol ki seni de kendi karanlığına çekmesin.
sensin demekle senin değerin düşmez, bu bilge bir tavırdır.
zannetmiş, yargılamış üstelik hepsi yanlış. o alt ettiğini falan zannediyor ama senin gördüğün sadece kara cahillik.
neyse sonuçta sen, benim yolum bana doğru diyenlerdensin. o yüzden hiçbir beşerin takdiri veya rızası mühim değil, senin aradığın rıza seni yaradanı razı etmektir.
eyvallah dedik dayıya, yine hep olduğu gibi doğruyu söylüyordu. kendi derdine derman olamamıştı ama her sözünde bir ışık sanki bir hikmet vardı.
denginle muhatap ol ki seni de kendi karanlığına çekmesin.
sensin demekle senin değerin düşmez, bu bilge bir tavırdır.
zannetmiş, yargılamış üstelik hepsi yanlış. o alt ettiğini falan zannediyor ama senin gördüğün sadece kara cahillik.
neyse sonuçta sen, benim yolum bana doğru diyenlerdensin. o yüzden hiçbir beşerin takdiri veya rızası mühim değil, senin aradığın rıza seni yaradanı razı etmektir.
eyvallah dedik dayıya, yine hep olduğu gibi doğruyu söylüyordu. kendi derdine derman olamamıştı ama her sözünde bir ışık sanki bir hikmet vardı.
devamını gör...
5011.
bu diyanet usanmadı bıkmadı gazze ve filistinliler adına fetva vermekten. hemen hemen her cuma imam hutbuye çıkar ve ey müminler bir avuç siyonist yahudi bir buçuk milyardan fazla müslüman aleminin gözünün önünde gazzede müslümanlara saldırır, zulmeder vesaire. kardeşim çözümün ne senin. diyorsunki birlik olalım. tamam olalım ne yapacaz. hurra gazzeyemi gidelim. bizidemi vursun tepemizde uçaklar bombalarla. gerçi silahta yok. ee ne yapıcaz. dua et dilinle kalbinle buğz et. bumu çözüm. ulan iki senedir etmedim küfür bela kalmadı. tövbe estağfirullah allah'ın kulaklarımı sağırda bu yahudileri alt etmiyor. demekki duaylada bir yere varamıyoruz. ben şahsen geçtiğimiz cuma hoca hutbede yine filistin naraları atarken yeter kes ulan diyesim geldi. gerçi benim gibi onlarcasıda umutsuzca hocayı dinler gibi yapıp kimi uyukladı kimi dalıp başka meseleler üzerine düşüncelere gark oldu. olmuyor kardeşim olmuyor. bu iş öyle duayla falan olacak iş değil tillahi. yeminle allah'ta göklerde hayretle bizi izliyordur. yarattım birbirine girdiler yetmedi bir avuç bozguncu aklıyla parasıyla kat kat fazla olana zulmediyor ama hepside seyrediyor. yirmibirinci yüzyılda musa'nın denizi yarması gibi mucize bekliyor diyordur eminim. neyse ben bu olayların pilanlı bir şekilde geliştiğini düşünenlerdenim. ülkemizi yöneten seçilmişler lafa geldimi mangalda köz bırakmaz lakin senin yardım gemini basan, vatandaşlarını şehit eden, üst kurmayı pilanladığın yerleri göstere göstere bombalayan o senin deyiminle terör devletine çıkar israille çatışmak istemeyiz dersin. bizde seni ölümüne destekleriz olay bu. ırak, suriye, filistin libya ve mısırda son yirmi yılda olanlar film şeridi gibi gözümüzün önünden geçerken biz dualarımızı daha bi içten edelim. belki daha büyük mucizelere şahit olur bu gözler.
devamını gör...
5012.
günaydın.
sabah sabah viskiyi eline alıp ağaçları izleyen balkonumdaki salıncakta kuş sesleri ve battaniye eşliğinde müzik dinleyerek sızmalık bir gün
ama yapamıyoruz değil mi
sabah sabah viskiyi eline alıp ağaçları izleyen balkonumdaki salıncakta kuş sesleri ve battaniye eşliğinde müzik dinleyerek sızmalık bir gün
ama yapamıyoruz değil mi
devamını gör...
5013.
(bkz: fenalaşıp yere düşen kağıt toplayıcı)
dramaya doygunluğumdan bir z-esprisi ile geçiştirmek istedim bu başlığı fakat, bu meselenin yaşanma ihtimali beni geçmişe götürdü. adana'da dilberler sekisi'nde araç içinde sabaha kadar bira içtiğimiz yıllarda, aşağıda şişe/kağıt toplayan dayı ile çok samimiydik. "adama şunu yaptık bunu yaptık" gibi, o muhteşem bayıklıkta tevazu dolu hareketlermizi saymayacağım. komik bir örnek olarak, bu adam daha çok şişe toplasın diye, daha çok bira alıp içerdik (ne kadar iyi insanlarız değil mi?).
şu adaletsiz dünyada, bu insanların söylediği, söylemek zorunda kaldığı, çok çok karın doyurmak ya da doyrulan karnın yanında bir kaç şişe yedek şarap parası yapmak ya da 3-5 bin biriktirmek için söyledikleri yalanlarına takık beyaz yaka kesimimizi, her restorana gittiğinde garsonları bilerek ve isteyerek bol bol azarlayan o müthiş beyaz yakalarımızı sevmem. sözlük konusu ile alakasız genel bir huy.
bu beyaz yakalarımız muhtemelen, kendilerinde de fazla olmayan "para" mefumunun hiç olmadığı daha alt bir sosyal sınıf görünce ezmeye kalkan, sokakta dilenene bar çıkışında kız arkadaşlarının önünde uzun uzun bilge nasihatler veren, show haber'deki uzmanlarıın yardımları ile yaşayan damcık suratlı 50-60 binlik beyaz yakalarımızdır.
reel hayatta rastladığımda, bu kişilerin ağzına vermeyi çok seviyorum bir tarz olarak. çünkü ağza vermek, bir çok sorunu çözen çok asil bir aktivitedir. üstelik çok rahatlatıcıdır. kendisinden güçlü bir insanı görünce beyin şumşuklaması yaşayan bir beyaz yaka şaşkınlığı izlemek, aşırı hoşuma gider.
işte belki o zaman, bundan sonra bir şişe toplayıcı gördüğünde o üstün bonkörlüğü ile ona aldığı yemeği anlatmak yerine, omzuna elini atıp adamın ilk aşkını, batan işini, sitemlerini falan dinlemeyi öğrenir derim içimden. çünkü ağzına verilmiştir onun, empati yapabilecektir artık. artık, sokak kenarındaki adamların hikayelerini dinleyecek kadar önemsiz sayabilecektir kendini. ağza verilmek, insana bu hissi verir. bir çok kez ağzına verdiğim beyaz yaka beylerimiz oldu. hepsinin de ılımanlaştığını gözlemledim. insanlaştırır insanı bu.
hem de, şişe toplayan güzel bir arkadaş kazandıırır insana. belki bir dost kazanır kişi.
günümüz beyaz yakasının çakma burjuvaizmi, görmemişin bordrosu olmuş şeysi gibidir...çoğu da yoksul büyümüştür bu ibişlerin. sonunda da 50 binlik beyaz yaka olmuşlardır. o nedenle ağza veririm işte. öğretici veriştir bu.
gözlemlerime göre doğuştan maddi sıkıntı görmemiş insanlar, daha tevazulu oluyor. tıpkı, askerde uzman çavuşların gücü ele alınca gaddarlaşması ama mesela bir albay'ın erlere daha babacan tavır sergilemesi gibi.
güçsüz insan, gaddar olur. ek olarak anarşik-gominis tarafım ise, dünyadaki tüm kağıt toplayanların toplanıp ebemize kaymasını istiyor aslında. çünkü onlar çekiyor o ayazı, biz ötüyoruz. kimimiz ise yemek bile veriyor. helal koçlarıma.
dramaya doygunluğumdan bir z-esprisi ile geçiştirmek istedim bu başlığı fakat, bu meselenin yaşanma ihtimali beni geçmişe götürdü. adana'da dilberler sekisi'nde araç içinde sabaha kadar bira içtiğimiz yıllarda, aşağıda şişe/kağıt toplayan dayı ile çok samimiydik. "adama şunu yaptık bunu yaptık" gibi, o muhteşem bayıklıkta tevazu dolu hareketlermizi saymayacağım. komik bir örnek olarak, bu adam daha çok şişe toplasın diye, daha çok bira alıp içerdik (ne kadar iyi insanlarız değil mi?).
şu adaletsiz dünyada, bu insanların söylediği, söylemek zorunda kaldığı, çok çok karın doyurmak ya da doyrulan karnın yanında bir kaç şişe yedek şarap parası yapmak ya da 3-5 bin biriktirmek için söyledikleri yalanlarına takık beyaz yaka kesimimizi, her restorana gittiğinde garsonları bilerek ve isteyerek bol bol azarlayan o müthiş beyaz yakalarımızı sevmem. sözlük konusu ile alakasız genel bir huy.
bu beyaz yakalarımız muhtemelen, kendilerinde de fazla olmayan "para" mefumunun hiç olmadığı daha alt bir sosyal sınıf görünce ezmeye kalkan, sokakta dilenene bar çıkışında kız arkadaşlarının önünde uzun uzun bilge nasihatler veren, show haber'deki uzmanlarıın yardımları ile yaşayan damcık suratlı 50-60 binlik beyaz yakalarımızdır.
reel hayatta rastladığımda, bu kişilerin ağzına vermeyi çok seviyorum bir tarz olarak. çünkü ağza vermek, bir çok sorunu çözen çok asil bir aktivitedir. üstelik çok rahatlatıcıdır. kendisinden güçlü bir insanı görünce beyin şumşuklaması yaşayan bir beyaz yaka şaşkınlığı izlemek, aşırı hoşuma gider.
işte belki o zaman, bundan sonra bir şişe toplayıcı gördüğünde o üstün bonkörlüğü ile ona aldığı yemeği anlatmak yerine, omzuna elini atıp adamın ilk aşkını, batan işini, sitemlerini falan dinlemeyi öğrenir derim içimden. çünkü ağzına verilmiştir onun, empati yapabilecektir artık. artık, sokak kenarındaki adamların hikayelerini dinleyecek kadar önemsiz sayabilecektir kendini. ağza verilmek, insana bu hissi verir. bir çok kez ağzına verdiğim beyaz yaka beylerimiz oldu. hepsinin de ılımanlaştığını gözlemledim. insanlaştırır insanı bu.
hem de, şişe toplayan güzel bir arkadaş kazandıırır insana. belki bir dost kazanır kişi.
günümüz beyaz yakasının çakma burjuvaizmi, görmemişin bordrosu olmuş şeysi gibidir...çoğu da yoksul büyümüştür bu ibişlerin. sonunda da 50 binlik beyaz yaka olmuşlardır. o nedenle ağza veririm işte. öğretici veriştir bu.
gözlemlerime göre doğuştan maddi sıkıntı görmemiş insanlar, daha tevazulu oluyor. tıpkı, askerde uzman çavuşların gücü ele alınca gaddarlaşması ama mesela bir albay'ın erlere daha babacan tavır sergilemesi gibi.
güçsüz insan, gaddar olur. ek olarak anarşik-gominis tarafım ise, dünyadaki tüm kağıt toplayanların toplanıp ebemize kaymasını istiyor aslında. çünkü onlar çekiyor o ayazı, biz ötüyoruz. kimimiz ise yemek bile veriyor. helal koçlarıma.
devamını gör...
5014.
romeoları sevmem. romeoları istemeyin.
tragedya aşıkları.
yeni tişörtüm hayırlısı olsun hemen alayım.

şekşpirde kafadan rahatsızdı işte.
okb anlarım, adhd anlarım, bipolar otizm hepsini anlarım hepsiyle yaşarım da bildiğin ruh hastasıysa karşı taraf onu ne yapacağız hiç anlayamam.

gerçi onca "rahatsız" "çatlak" "anlaşılmamış" insanlar sanatçı falan oldular
kimisi ressam kimisi yazar oldu çıktı ya.
sen? ya sen ? koca bir hiç. disaster. hem çığ hem bataklık. tehlike bir kombo.

alice gerçekten de atladı
ve uyandı. alice uyandı!
öteki tarafta görüşürüz.
öteki tarafa kaldı bizim..bizim bu iş.

zaten alan, aslında hiç kurtulamamıştı. içten içe de hiç istemedi. bu yüzden james olarak tekrar oraya döndün. çünkü sen hep tekrar tekrar oraya dönersin. mutlaka. pyramid headle mücadelende başarılar.
tragedya aşıkları.
yeni tişörtüm hayırlısı olsun hemen alayım.

şekşpirde kafadan rahatsızdı işte.
okb anlarım, adhd anlarım, bipolar otizm hepsini anlarım hepsiyle yaşarım da bildiğin ruh hastasıysa karşı taraf onu ne yapacağız hiç anlayamam.

gerçi onca "rahatsız" "çatlak" "anlaşılmamış" insanlar sanatçı falan oldular
kimisi ressam kimisi yazar oldu çıktı ya.
sen? ya sen ? koca bir hiç. disaster. hem çığ hem bataklık. tehlike bir kombo.

alice gerçekten de atladı
ve uyandı. alice uyandı!
öteki tarafta görüşürüz.
öteki tarafa kaldı bizim..bizim bu iş.

zaten alan, aslında hiç kurtulamamıştı. içten içe de hiç istemedi. bu yüzden james olarak tekrar oraya döndün. çünkü sen hep tekrar tekrar oraya dönersin. mutlaka. pyramid headle mücadelende başarılar.

devamını gör...
5015.
selam sözlük
...hiçlik tepesine çıkalım. sadece sen ve ben... nihilizmi savunalım sonra iki nihilist olarak hiçlik tepesinde çoğalalım. eski çağı geride bırakıp çağ atlayalım ya da nihilist olmayalım birbirimizin olalım...
"birbirimize inanalım''
yeni bir inanç sistemi yaratalım. sadece birbirimize inanarak yapalım bunu. herkesten uzak, kimselerin olmadığı bir yerde yıllarca sessiz çığlıklar atarak var olmaya çalıştığımız bu düzende istediğimiz zaman avazımız çıktığı kadar çığlıklar atabilme şerefine erişelim. ellerin ellerimde kenetlensin.
birbirimizin olurken ikiden tek yaratalım...
bir ruh üzerinde iki insan birleşelim... sadece sen ve ben...
-ilham perisini gıdıkladı sanki
bazı savaşlar kaybetmek için vâr olmuşlar sanki, her dönemde tekrar ve yeniden yenilmek ayağa kalkmak için çok çaba sarf etmek ve ayağa kalktığınızda iki yanınıza bakınca hiç bir şey hissedememek... hissizleşmek... uzun bir süredir çok karışık duygular içerisindeyim. kuruyan, değil çiçek yeşerten ıslanan bir toprağım bile yoktu. lakin şuan...güneşim olan bir aydınlığım , toprağımı sulayan bir denizim, ve o öptüğü anda serpilen tohumlarım var. elleri ellerime değince filizlenen bir kalbim ve öptüğü anda çiçek veren dudaklarım oluyor sonra o çiçeklere arı konuyor bal damlıyor. ışıl ışıl bakan gözlerim gözleri ile birleşince sıkışan bir kalp ve sayısız kelebekler var içimde. o kelebekler her kanat çırpışlarında 'can' buluyorlar, seni seviyorum sevgili!*
...hiçlik tepesine çıkalım. sadece sen ve ben... nihilizmi savunalım sonra iki nihilist olarak hiçlik tepesinde çoğalalım. eski çağı geride bırakıp çağ atlayalım ya da nihilist olmayalım birbirimizin olalım...
"birbirimize inanalım''
yeni bir inanç sistemi yaratalım. sadece birbirimize inanarak yapalım bunu. herkesten uzak, kimselerin olmadığı bir yerde yıllarca sessiz çığlıklar atarak var olmaya çalıştığımız bu düzende istediğimiz zaman avazımız çıktığı kadar çığlıklar atabilme şerefine erişelim. ellerin ellerimde kenetlensin.
birbirimizin olurken ikiden tek yaratalım...
bir ruh üzerinde iki insan birleşelim... sadece sen ve ben...
-ilham perisini gıdıkladı sanki
bazı savaşlar kaybetmek için vâr olmuşlar sanki, her dönemde tekrar ve yeniden yenilmek ayağa kalkmak için çok çaba sarf etmek ve ayağa kalktığınızda iki yanınıza bakınca hiç bir şey hissedememek... hissizleşmek... uzun bir süredir çok karışık duygular içerisindeyim. kuruyan, değil çiçek yeşerten ıslanan bir toprağım bile yoktu. lakin şuan...güneşim olan bir aydınlığım , toprağımı sulayan bir denizim, ve o öptüğü anda serpilen tohumlarım var. elleri ellerime değince filizlenen bir kalbim ve öptüğü anda çiçek veren dudaklarım oluyor sonra o çiçeklere arı konuyor bal damlıyor. ışıl ışıl bakan gözlerim gözleri ile birleşince sıkışan bir kalp ve sayısız kelebekler var içimde. o kelebekler her kanat çırpışlarında 'can' buluyorlar, seni seviyorum sevgili!*
devamını gör...
5016.
çok sıkılıyorum sözlük. rutinden, işten, şehrimden, evden, yoğunluktan, gündemden.
devamını gör...
5017.
bazı insanlar vardır sizi kontrol edemediklerinde sizi kötüleyerek başka insanların size bakış açısını kontrol etmeye çalışırlar. bunlar kaşardır, yüzünüze dostluk sırtınıza hançerlik yaparlar.
devamını gör...
5018.
karalama defteri denilince aklımdaki düşünceler hop diye kaçıyor. günlük yazayım dediğimde de böyle oluyor. işte bunun adı yokmuş da çift yarık deneyindeki gözlemcinin etkisi demişler. keşke fikibok çükübik tarzı muzip bir isim verselerdi. kaçırik isitop falan da olabilir mi diyeceğim fakat çok zorlama oluyor. ankara'da da buraya bakarlar deniliyor mesela. nispeten daha kısa ve dikkat çekici bir anlatım. zaten deney neymiş yani 21. yüzyıldayız, bilmeden konuş geç. bak ben nasıl yapabiliyorum. zaten bildiğimde konuşmaya çekiniyorum çünkü o bilgiye saygı duyuyorum. bu şekilde bakacak olursak hiç kimya ve tarih hakkında konuşmuyorum o zaman onları biliyorum gibi bir sonuca varırız. fakat tam tersine bu iki ders eğitim hayatım boyunca uzaktan izlediğim ve yanaşmaya korktuğum dersler olmuştur. inanamayıp saygı duyuyorum. hadi kimya neyse de tarih diye kurmaca anlatımlar, her ülkede farklı ama her sınavda da varlar. insan gerçekten hayret ediyor. imtihan dünyası denen meretin matruşka imtihancıklari gibi. bakın yazamam dedim ve yazdım. çünkü tüm gözlemciler sigara içmeye gitti.
devamını gör...
5019.
#3524273
evet.
ek olarak, işte tam da bu yüzden başlıklara dadanıyorum, dananıyorsun, dadanıyoruz karala deyince karalanamıyor hop, kızım karalama defteri.
evet.
ek olarak, işte tam da bu yüzden başlıklara dadanıyorum, dananıyorsun, dadanıyoruz karala deyince karalanamıyor hop, kızım karalama defteri.
devamını gör...
5020.
yalan ayan beyan sırıtıyor, ne gerek vardı demek istiyorsun. ama gözden düşmeye can atanı, neden tutmaya çabalayasın ki.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2