normal sözlük yazarlarının sevdiği kore dizileri

yıllar olmuştur izlemeyeli, kore bizim ülkede patlamadan önce izliyordum ben.
she was pretty
sassy go go
güzel dizilerdi.

oo 15 yıldır kore yapımları izleyen biri olarak bu konuda epey tecrübeliyim de böyle anlarda onu mu yazsam, şunu mu derken kalakalıyorum.
ilk aklıma gelen severek izlediklerimden mesela; when camellia blooms, 49 days, good doctor, doctor romantic, oh my venus, pasta, my horrible boss, crash landing on you, secret garden...

ilk kez tavsiye üzerine bir kore dizisi izledim ve çok sevdim : reply 1988
insan ilişkileri o kadar sıcak ki, kendinizi yardımsever ve misafirperver insanlar arasında buluyorsunuz. lise öğrencisi olan gençlerin duygu dünyalarını ebeveynlerinin yaşadıkları zorlukları, sevinçlerini, kederlerini gözlemliyorsunuz.
dizide olan bitenler, mahallelilerin dayanışması, ortak kutlamalar, hatta telefonun üzerindeki danteller bile o dönem ülkemiz evlerini ve insanlarımızın yaşayışlarını anımsatıyor.
onlarca çeşit kore yemeği her bölümde ve hep kalabalık sofralarda yeniyor.bozulmamış bir kore kültürünü tanımak, o yıllları yaşamak - ya da nasıl olduğunu anlamak- ve kalbinizi yumuşatmak için izlenecek çok güzel bir dizi bence .

(bkz: betoben baireoseu)

tamamını izlediğim ve sevdiğim tek kore dizisi. keşke bu tarz klasik müzik dizileri daha çok yapılsa...

my love from the star: çeşitli süper güçlere sahip bir uzaylı ile * uzaylının daha önce aşık olduğu kıza tıpatıp benzeyen, popüleritesini kaybetmeye başlamış şımarık bir ünlü arasında geçen aşk öyküsü.

trailer



a gentleman's dignity: liseden beri arkadaş olan, 40'lı yaşlarına gelmiş 4 adamın kariyer ve aşk hayatları üzerine kurulu öykülerinin anlatıldığı bir yapım.

buradan

*

goblin/ guardian: the lonely and great god
secret garden
rooftop prince
masters sun
favorimdir. ama bir liste dizerim ki buraya türüne, oyuncuya ve yönetmenine göre:))

netflix’te izlediğim lovestruck in the city. kalbinizi önce yumuşatıp sonra çatır çutur kırıyor. çekimleri de müthiş sinematikti. kore dizisi ameaann hepsi aynı denilecek bir iş değil bence. kurgusu da röportajla ilerliyor kişilerin anlattıklarını izliyoruz. neyse şımarmayın izleyin hem süresi de kısa 25 dk civarı bölümleri.

edit yapmaya karar verdim: extraordinary you. bir manga karakteri olduğunun farkına varan esas kız bu oyunu bozmaya ve manganın seyrini değiştirmeye çalışıyor. müziklerine kefilim beğenmeyen gelsin beni bulsun öyle standart kpop matematiğiyle falan değil değişik bir tarzı var. bazen dinlerim sahneler falan da aklıma gelmiyor doğrudan müziklerine zaaf geliştirdim.

clean with passion for now: temizlik hastası adamı pasaklı kıza maruz bırakarak tedavi etmeye çalışıyorlar. bunlar sonra aşık maşık oluyor.

cafe prens...

şimdiye kadar sadece bir kez kore dizisi izledim. ismi flower of evil'di ve aşırı iyiydi.

yok.
hiç izlemedim.
eksikliğini hissetmiyorum.

the heirs
shopping king louie
to the beautiful you
doom at your service

ilk etapta aklıma gelenler *

love alarm.

benimkiler biraz eski kalıyor galiba ama çok güzel yapımlardı.
(bkz: mianhada, saranghanda)
(bkz: east of eden)
(bkz: ıris)
(bkz: winter sonata)
(bkz: city hunter)

squid game’i saymazsak hiç kore dizisi izlemiş değilim zira ingilizce veya güzel türkçe dublajlı olmadıkça izleyemiyorum. önerilere açığım ama mümkünse romantik olmasın. geçen zombili olanı da izlemedim zombili olduğu halde sırf romantik ergen zombi oldukları için.

bir dönem ben de fena şekilde kore dizisi furyasına kapılmıştım. bu dizilerin en kalitelisi 2000li yılların başında yapılan yapımlardı bence. ilk kore dizisi izlediğimde gerçekten nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kesinlikle o ilk izlenen dizi son olmuyor, bağımlısı olabiliyorsunuz.
en kült ve en başarılı olanları bence “my name is kim sam soon”, “it’s okey that’ love”, “secret garden” ve “coffee prince”.
bunları izledikten sonra zaten bir daha kore dizisi izlemek istemeyeceksiniz çünkü kore dizilerinin top noktası bu dizilerdi.

(bkz: something in the rain)
(bkz: because this is my first life)
(bkz: descendants of the sun)
(bkz: crash landing on you)
(bkz: the king: eternal monarch)

ilk aklıma gelen beşli. ara ara tekrar tekrar da izlerim bunları. ama saymaya kalksam sevdiğim yüze yakın kore dizisi sayarım. kore dizilerindeki renkleri, müzikleri, ambiyansı, çoğu zaman şiir gibi gelen yumuşak konuşma şekillerini, aile kavramının bizimkine benzemesini, amerikan ve netflix dizilerinin aksine bir buse için yedi bölüm beklemeyi, hayata dair enfes tespitlerine bayılıyorum. ama eski dizilerini daha samimi buluyorum. netflix için yaptıkları dizilere ısınamıyorum mesela. çünkü izlemeye alışık olduğumuz kore dizi konseptinin dışında daha netflix tarzı gibi. bu da bütün sihri bozuyor bence.

chicago typewriter kesinlikle favorim. onun dışında izlenme sırasıyla diğerleri;

age of youth
boys over flowers
playfull kiss
she was pretty
another oh hae young

düşündüm de bayağı izlemişim. oysa izlerken pek de mutlu değildim.

goblin

juvenile justice