öğretmeninden dayak yiyen nesil

şuan öğretmenlerden gördüğüm yerde kaçmama sebep olmuş olabilir.

bir yerlerde illaki yazmışımdır ama tekrar edelim o anıyı. arkadaşın haylazlığı üzerine müdür yardımcısı sınıfa gelip, sınıfta bulunan kornişi arkadaşın sırtında kırmıştı apwowpskspspw
dipnot; ilkokuldaydık! ilkokul wtf!?

akşamüstü de babadan dayak yiyen nesildir.

o değilde. sen o kadar üni oku, çocuk psikolojisi hakkında ders al, onu yap bunu yap. sonra gel el kadar bebeleri ölümüne döv..
olacak iş mi?

derdi okul olmayan cocukları, özelliklede lise öğrencilerini disipline sevk et. fazla ceza alanların örgün eğitim hayatı bitsin. açık liseye gitsin...
ama duvardan duvara vurmak, kafa kafaya tokuşturmak falan. bunlar olmaz.

çok basit sebeplerden yediğim çok olmuştur. hakkımı helal etmiyorum.

öğretmen denilen eleman eline sopa almış öğrencilere vururdu. öğretmenler odasında sigara da içerlerdi üstelik. ne güzel niyetli öğretmenlerimiz varmış o zamanlar tüh. öğrencileri itip kaktıkları dönem canlandı zihinlerde.

yanlış hatırlamıyorsam 3. sınıftayım o sırada da kaygısızlar dizisi yayınlanıyor. ben de derste hocanın tahtaya yazdığı şeyleri defterime geçirirken müziğini mırıldanıyordum.

bir kısmı var orayı aşağıdaki videoda 49. saniyeden sonra duyabilirsiniz. o kısmına gelince orayı da eşo eşo eşo şeklinde anladığım için öyle söyledim. sonra yanımda oturan büşra adlı kız bir anda coşa gelip;
"öğretmenim bu bana b.k ye diyor" dedi. sonra öğretmen geldi açıklama bekledi, ben; "eşo dedim öğretmenim" diyince bam bi tokat yedik. gel de anlat şimdi derdini. ama iyi bir öğretmendi hakkım varsa helal olsun.




başka bir gün de yine aynı kızla oturuyoruz sırada malum ozamanlar kızlı erkekli zorunlu oturturlardı ki yabani olmayalım. neyse ben tabi firlamalik peşindeyim. o zaman haberlerde duymuştum "hayat kadını" diye bir tabir. lan nasıl komiğime gitti, bir o kadar da laf hoşuma gitti. hani böyle hayattimin kadını falan diye anladım ben. hayatı yaşayan kadın, hayata ait olan kadın gibi.

sonra eşek ben, gidip büşra'ya sen hayatını yaşıyorsun anlamında hayat kadını dedim. onun da gülmesini bekliyorum ama o tabi anladı önce bir tokat, sonra müdür yardımcısına söyledi. müdür yardımcısı aile dostumuzdu, beni önce bir güzel dövdü. sonra dinledi ve niye her duyduğun b.ku söylüyorsun diye bir tur daha şamarladı.

sana da hakkım helal hüseyin öğretmen sen de iyi biriydin.

bir çoğu beyaz yakalı olmuştur.!

cetvelle falan dayak yediğimi hatırlıyorum hem de defalarca. bi kere de hocanın biri iri yüzüğüyle kafamızı delmişti. ne dengesiz insanlardı.

bedenciden, fizikçiye, kimyacıdan, müzikçiye hepsinin tezgahından geçtim.
elleri kırılasıca şerefsizler.

ortaokuldayken sırf müdüre gidecekler listesinden bir kişinin arkadaşı olduğum için -listede yokum ve yaramaz falan da değildim- hoca beni de müdürün yanına yollamıştı. hayatımda yaşadığım en saçma olaylar listesinde başı çeker

ilkokul 5. sınıfta bir ders saati boyunca ödev yapmadık diye tüm sınıf dayak yemiştik. ama nasıl vuruyordu hoca her defasında da çilekli pasta ister misin diye soruyor evet dersen bir daha hayır dersen o zaman çikolatalı pasta vereyim deyip yine dövüyordu

eline silikon ve sopa yemiş nesildir.

benim bacağımı morartmıştı ilkokul hocam ve bir gram suçum yoktu. tamamen götünden anladığı için öfkelendi. kadındı bir de. topuklu ayakkabısıyla bacağıma tekme atmıştı. erkeğe şiddete hayır lan!

öğretmenlerin hiç bir öğrenciye dayak atmaya hakkı yoktur. adamı çıktığı deliğe geri sokarlar hatırlatayım.

az dayak yemedik. şimdikiler hemen aileye şikayet. biz öğretmen bizi dövdü desek birde babadan anadan dayak yerdik.sıkı mı söyleyelim.

bir ilkokul düşünün şubeleri a'dan başlayıp g'de biterdi yanlış hatırlamıyorsam ve her şube 60 65 öğrenciden oluşurdu. belki o ortamda eğitim göreni vardır destekler yazdığımı ya da duyan gören vardır bu ilkokul çorlu ünilever iş ilköğretim okuluydu. bizim nasibimize de 3. sınıfın başında sınıf öğretmeni olarak bir resim öğretmeni düşmüştü adını soyadını hala hatırlarım da gerek yok yazmaya burada, tekme tokat dalardı 9 11 yaş arası çocuklara. tekme tokat mecazi değildir burada gerçekten kı.a tekme surata kroşeden kırma salvo tokatlar ne ararsanız vardı. #1843607 haklıdır. beni annem babam hoca şikayet ettim diye dövmedi çünkü hiç şikayet etmedim. annem gider bu adamı hırpalar da ertesi gün okulda daha pis dayak yerim hocadan korkusuydu beni durduran ama "öğretmen şikayeti de neymiş" diye bir de babasından dayak yiyen çok arkadaşım oldu. çok kaotik dönemlerdi herhalde net hatırlamıyorum da şimdi çok salakça geliyor böyle çocuk döven bir adam nasıl olur yıllarca mesleğini devam ettirebilir diye. ama o dönemler öyleydi işte ne mallık anasını satayım. sonra ben niye her yıl ekim kasım aylarında idareye çağırılıyorum "evlat devamsızlık 19.5" olmuş diye.

90larda okulla tanışmış gençlik, selam olsun en az bizim kadar dayakla terbiye edilmeye çalışılanlara.

şiddete karşıyım elbette fakat öğrenci gibi öğrenciye de durduk yere kimse dokunmaz. kesinlikle dayak şart demiyorum ama saygısız ve kendini bilmez bir nesil yetişiyor. anne babalar artık çocuk eğitimlerine daha çok ağırlık vermeli.
çocuklarımızın bazen öğretmenlerimizin iyi niyetini suistimal ettiğini de göz ardı etmemeli.

bu nesile denk gelmek o kadar kötü ki ilkokulda sürekli çubukla elimize vururdu öğretmen ya ben çocuğum sanki büyük bir suç işlemişim gibi böyle bı ceza ne alaka hayır ailelerimizde bişey demezdi. ortaokula geçtiğinde o kadar özguvensizdimki bı öğretmen bişey sormak için sesini yükselttiği de hemen ağlardım bunlar basit gibi görülebilir evet şuan bunları aştım ama o öğretmenin bana böyle bı travma yaşatmaya ne hakkı vardı?

eskiden öğretmenlere karşı bir korku vardı. birşeyi söylemek için 10 kere düşünürdük. hocalar istediği cevabı alamadığı zaman kızar ve cetvelle elimize vururdu ama artık bu durum kalktı herhangi bir çocuğa şakacıktan da olsa hafif vurması bile suç. şimdiki devir öğretmenden korkmak nedir bilmiyor.