okuldan kaçınca gidilen yerler
başlık "konuyatürk" tarafından 26.12.2020 11:24 tarihinde açılmıştır.
21.
sokaktaki hernagi bir park. (orta okul)
çarşıda gezinmek (lise)
henüz tecrübe edilemeyen (üniversite)*
çarşıda gezinmek (lise)
henüz tecrübe edilemeyen (üniversite)*
devamını gör...
22.
yahu okuldan kaçmak için etrafında kaçılacak yerler olması lazım. benimkinin etrafında inekler otluyor, koyunlar mee’liyor. 10 dakika mesafede köy kahvesi var, ona mı kaçayım? okuldan kaçabilmek de lüks bizim için azizim.
devamını gör...
23.
kütüphane. ciddiyim. pişman değilim.
devamını gör...
24.
ilk kez bugün okuldan kaçtım. okulun yerinden dolayı moda sahiline gitme şansımız var.* kahve alıp gittik çook eğlenceliydi. normalde de gidiyorum ama bugün daha güzel geldi niyeyse.
devamını gör...
25.
tabi ki çoğu ankaralı gibi kızılay .
devamını gör...
26.
hayatında hiç okuldan kaçmamış biri olarak okuldan kaçılınca nereye gidilir bilmiyorum. şimdi olsa yine kaçmam.
devamını gör...
27.
hep kaçtım ve hep okulun az ilerisindeki kafeye gittim. burdaki amaç sadece kaçmaktı. yoksa gidip oralarda dünyayı kurtarmadım.
devamını gör...
28.
lise zamanı fazlaca okulu kırıp eve gidip uyurdum. ortalarda forma ile gezmeyi hiç sevmedim üzümlü kekim.
devamını gör...
29.
ne güzel çocuklarmışsınız lan, hiç kötü bir şey yapan olmamış. tabi ben sizden daha güzelmişim, ben hiç kaçmadım okuldan.
devamını gör...
30.
okulun basket maçı.
devamını gör...
31.
lise yıllarımda sıkça yaptığım şey.
yatılı okuduğum şehirde d-100 karayolunun kenarında giderdim, ailemin yaşadığı şehre giden otobüslerin hangi saatlerde geçtiğini takip etmek veya daha doğrusu "bu araba 2-3 saat sonra anne-babamın kardeşlerimin yaşadığı yerde olacak" demek, düşünmek için.
mecburiyetleri anlayamıyor insan o yaşlarda demek ki. kızardım beni şehir dışında okumaya gönderdikleri için aileme, fazlalık gibi hissederdim kendimi. hatta kendi kendime söz verirdim "bir gün benim çocuğum olursa dizimin dibinden ayırmam" diye, büyük konuşmuşum. ilk çocuğum gözbebeğimle aynı şeyle sınandım.
yatılı okuduğum şehirde d-100 karayolunun kenarında giderdim, ailemin yaşadığı şehre giden otobüslerin hangi saatlerde geçtiğini takip etmek veya daha doğrusu "bu araba 2-3 saat sonra anne-babamın kardeşlerimin yaşadığı yerde olacak" demek, düşünmek için.
mecburiyetleri anlayamıyor insan o yaşlarda demek ki. kızardım beni şehir dışında okumaya gönderdikleri için aileme, fazlalık gibi hissederdim kendimi. hatta kendi kendime söz verirdim "bir gün benim çocuğum olursa dizimin dibinden ayırmam" diye, büyük konuşmuşum. ilk çocuğum gözbebeğimle aynı şeyle sınandım.
devamını gör...
32.
(bkz: internet cafe)
artık her evde internet olmasından mütevelit rağbet iyice azaldı. fakat toplanıp birlikte cs oynamanın verdiği hazzı bilemiyorum başka bir şey yaparken bulabileceğimizi.
konusu açılmışken hiç unutmam, bir keresinde böyle kaçmış cafenin girişinde masa boşalmasını 7-8 kişilik arkadaş grubumuz ile beklerken, önümüzden etkinlik için dışarda olup okula dönen öğretmenler, müdür yardımcımız ve bir kaç öğrenciyle dolu okul servisi ağır ağır önümüzden geçmişti. yaşanan dumurluk ve el sallayan müdür yardımcımızın pişkin gülüşü.. evet...
artık her evde internet olmasından mütevelit rağbet iyice azaldı. fakat toplanıp birlikte cs oynamanın verdiği hazzı bilemiyorum başka bir şey yaparken bulabileceğimizi.
konusu açılmışken hiç unutmam, bir keresinde böyle kaçmış cafenin girişinde masa boşalmasını 7-8 kişilik arkadaş grubumuz ile beklerken, önümüzden etkinlik için dışarda olup okula dönen öğretmenler, müdür yardımcımız ve bir kaç öğrenciyle dolu okul servisi ağır ağır önümüzden geçmişti. yaşanan dumurluk ve el sallayan müdür yardımcımızın pişkin gülüşü.. evet...
devamını gör...
33.
ilkokuldayken ırmakta yüzmek için 10 km yokuşa aşağı koşarak gidiyorduk, enerji verir diye cebimizde limonlar, giderken sıkıntı yoktu da çıkarken bitmiyordu yol.
devamını gör...
34.
lisenin son 2 senesi doğru düzgün okula gittiğimi hatırlamıyorum*. paso play station oynamaya kaçardık. bazen o kadar erken kaçardık ki daha dükkanlar açılmamış olurdu. hızlı zamanlarımızdı*
devamını gör...
35.
36.
hugoland’dir.
lise yıllarında sadece tek bir dersim çok iyi olduğu ve bu bana yettiği için çok da parlak bir öğrenci değildim. zaten sonradan sadece o derse odaklandım ve şu an da o dersin öğretmenliğini yapıyorum.
şehir merkezinde olan okuluma merkeze komşu olan ilçeden belediye otobüsü ile gidip geldiğim için bizim ekipten biraz daha geç varırdım okula. geldiğimde eğer bizimkiler okulda değilse onları bulacağım yeri adım gibi bilirdim her zaman: hugoland.
anlık bir tereddüte bile kapılmadan hemen sınıftan çıkar ve hugoland’in yolunu tutardım. kollu oyun makinelerinin hangisinde bulacağım da bilirdim bizimkileri. herkesin bitirmek için birbiriyle yarıştığı oyun: dyna blaster.
ait olduğum yerdeymiş gibi hissederdim oraya girince. hemen iki jeton alıp sıramı beklemeye başlardım. o sırada oyunu oynayan kimse ya onu izlerdik ya da sıramız gelene kadar başka oyunları oynardık.
street fighter ekibi zaten belliydi. ben futbol oyunları oynayan ekipte olurdum genelde. bir grup da mustapha ya da adını şimdi hatırlamadığım bir örümcekle ağ örerek çıplak kadın resimleri ortaya çıkaran bir oyunu oynardı.
sonra kısa zamanda paramız bitince okula kadar yürür ve oyunların saçma bir muhasebesini yapardık. ergenlik çok zor zamanlardı.
lise yıllarında sadece tek bir dersim çok iyi olduğu ve bu bana yettiği için çok da parlak bir öğrenci değildim. zaten sonradan sadece o derse odaklandım ve şu an da o dersin öğretmenliğini yapıyorum.
şehir merkezinde olan okuluma merkeze komşu olan ilçeden belediye otobüsü ile gidip geldiğim için bizim ekipten biraz daha geç varırdım okula. geldiğimde eğer bizimkiler okulda değilse onları bulacağım yeri adım gibi bilirdim her zaman: hugoland.
anlık bir tereddüte bile kapılmadan hemen sınıftan çıkar ve hugoland’in yolunu tutardım. kollu oyun makinelerinin hangisinde bulacağım da bilirdim bizimkileri. herkesin bitirmek için birbiriyle yarıştığı oyun: dyna blaster.
ait olduğum yerdeymiş gibi hissederdim oraya girince. hemen iki jeton alıp sıramı beklemeye başlardım. o sırada oyunu oynayan kimse ya onu izlerdik ya da sıramız gelene kadar başka oyunları oynardık.
street fighter ekibi zaten belliydi. ben futbol oyunları oynayan ekipte olurdum genelde. bir grup da mustapha ya da adını şimdi hatırlamadığım bir örümcekle ağ örerek çıplak kadın resimleri ortaya çıkaran bir oyunu oynardı.
sonra kısa zamanda paramız bitince okula kadar yürür ve oyunların saçma bir muhasebesini yapardık. ergenlik çok zor zamanlardı.
devamını gör...
37.
internet kafedir. ne saatlerimi ne harçlıklarımı yedim willrock oynayacam cs assault’ta bir iki adam vuracam diye.
devamını gör...
38.
kiminle kaçıldığına göre değişecek yerlerdir. kız arkadaş ile ya da kızların da dahil olduğu kalabalık bir grup ile kaçılırsa bir cafeye ya da park vb mekana gidilir. tamamı erkek olan bir güruhun gideceği tek yer ise internet cafedir.
devamını gör...
39.
müdürün odası.
devamını gör...
40.
(bkz: ev)
devamını gör...