otobüs bileti fiyatları

sırt çantamı alayım, bir çılgınlık yapıp hafta sonu bir yerlere kaçayım diye düşünüyordum..bu fiyatlarla ancak otogarda otobüs firmalarına bakıp, kendimi şehir dışına çıkıyormuşum gibi hayal kurabilirim ancak.. ***

kimsenin çıkıp bu ne abi dalga mı geçiyorsunuz siz bizle diyemediği fiyatlardır.

otobüs fiyatları uçaktan daha pahalı.
istanbul / fethiye otobüs bileti fiyatı ortalama 900 tl
istanbul / fethiye uçak bileti fiyatı ortalama 720tl.

türkiye'de şehirle rarası otobüs yolculuğu, köy minibüsüne binmekten farksız, bi' arada sağa solan zıplayan tavuklar filan eksik, onun dışında hemen her şey benzeş.

uçak korkum olmasa otobüsle işim olmaz lakin el mahkum.

otobüsler 100km'de ortalama 30 litre yakarlar.
mazot 42 tl
1260 lira.

izmir/ankara 600 km.
7560 tl sadece yakıt parası.
otobüsün bakımı, eskimesi, lastikler, ad blue, ıvır zıvır, host maaşı, kaptan maaşı, şirket giderleri, terminal giriş çıkışları, kiralar, sigorta ücretleri (bilmediğimiz onlarca gideri yazmıyoruz) vs derken her seferde gider kalemi ortalama 13-14 bine fln denk gelir.
otobüs bileti (izm-ank) 600 lira.
her sefer full çekmez, yıl boyu ortalama 35 yolcu desek.
21bin.
firmaya 7-8 bin kalıyor.
e bırakın da adamlar taş yemesin, para kazansınlar ya*

mazot fiyatları düşmediği sürece otobüs biletinden tutunda çiftçinin, kamyoncunun, kampcının dahi giderleri artıyor.

dizel aracı olanların hiç bakmamasını tavsiye ettiğim fiyatlar!

motor hacminin abartılı olmaması şartıyla aracınızı 2000-2500 d/dk arası kullanın ve seyahatin keyfini çıkarın; -diyeceğim ama mazot fiyatları da malum! yine de ucuza gidersiniz.

1600-2000 cc. arası motor hacimleri kastedilmiş olup 2000-3000 cc arası motorlar ayrıca incelenmelidir!

not : 2.0 tdi aşiret!

biraz matematik bilgisi olan, azıcık ticaretten anlayan bir insan şu lafı söylemez. otobüs şirketleri kamu hizmetini para kazanmak için yapıyor.
bir otobüs ortalama 16 milyon lira. buradan başlayın hesaba. 1 yıllık vadeli hesaba yatırsa 7 milyona yakın faiz alır. yani adam bu parayı sizden almak zorunda. babasının oğlu değilsiniz. devlet de alıyor tcdd'de.
kısaca çemkireceğiniz yer yüksek faizi, yüksek mazot fiyatını ve yüksek enflasyonu bize armağan eden devletiniz olmalı otobüs şirketi değil.

avrupa'da da dizel fiyatları bir hayli yüksek (oraya kıyasla) ancak otobüs firmaları bunu fırsata çevirmiyor. farazi konuşursak dizelin litresi 3 euro ise otobüs bilet maksimum 7 8 euro bandında (ülke değiştirmediğiniz sürece). türkiye'de dizelin ortalama litre fiyatı 42 lira ama istanbul'dan en kısa mesafe tekirdağ ya da sakarya biletleri 300 400 lira. diğer uzun mesafe yerlere baktığınızda 1000 lira ve üstüne çıkabiliyor. oranladığınızda ciddi fark var.

özetle bizim ülkede otobüs biletlerinin bu kadar uçuk olmasının tek sebebi akaryakıt fiyatları değildir. otobüs firmalarının fırsatçılığı, hainliğidir. başka bir sebep aramayın. firmaların kalitesi de ayrıca ortada. hele bir de gideceğiniz yere tek bir firma gidiyorsa o zaman kucağına oturturuyor. neyse sonuç olarak bu ülkede otobüse para verilmez. oturun oturduğunuz yerde.

içinde bir yerlerde kadıköy enteli taşıyan ama keşfedilemeyen rahmetli dedemin şu sözü ile cevap vereceğim başlık.
kimse gitmesinde ot mu yesin bu otobüs şoförleri.
bir tadellenin 15 tl olduğu bir zamanda otobüs biletinin lafını mı ediyoruz, etmeyelim. ama en azından gezmeye meramı olmayanlar etmesin, gezene o para çok gelmiyor zaten.

ben her yere motosiklet ile gidiyorum. çok daha ucuz ve eğlenceli oluyor.
uzun yolda 2.2 lt benzin yakıyor 100 km de.

walla bu ekonomide gayet normal.

ülkemizde ulaşım konusunda sertifikaya bağlı her işte olduğu gibi, bir işten olması gerekenden çok daha fazla insan para kazandığı için pahalı olan bilet fiyatlarıdır.

başlıkta hatalı olmayan ancak olayı karşılamayan bilgiler var.
birincisi bir otobüs ortalama olarak 30 litre yakıt yakmaz. yakar, nasıl yakar; 16-17 bin kilogram tam yüklü ağırlıkla, çift dingilli olan otobüsler seferde karma tüketim olarak 30 litre yakabilir. ancak bu rakam ortalama değil maksimum rakamdır.
yolcu sayısı ortalama alınıp, yakıt tüketimi maksimize edilerek hesap yapılmaz.

yine bir diğeri otobüs fiyatları.
16 milyon lira kesinlikle ortalama bir otobüs fiyatı değil. bu fiyat sıfır bir mercedes travego fiyatı olup, sıfır bir otobüs fiyatı tüm avrupada modeline göre 260 ila 450 bin euro arasında gezer.

yani şu an taşınan yolcuların kaç tanesi sıfır bir travego ile taşınıyor? çok küçük bir dilimi.
16 milyonun faiz getirisini hesaplamak bu konuda yanlış. çünkü yollardaki otobüslerin neredeyse tamamı, ucuz krediyle yüksek vadeyle, kuvvetle muhtemel koftiden leasinglerle alınmış araçlar.

bir tane bile otobüs yoktur ki bir kimse son 5 senede çıkarıp nakit 250 bin euro sayıp almış olsun.

yine kaldı ki, mercedes travego gibi araçları, zaten büyük firmalar filosuna katıyor. yüzlerce otobüs çalıştıran firmanın her sene araçlarının yüzde 15-20'sini yenilemesiyle sıfırdan işe giren birinin hesabını yapmak anlamsız.

şimdi biraz matematik bilen insanlar, hem işçi ücretlerinin, hem gelir vergisi ve denetimlerinin, hem yakıt fiyatlarının, hem tüm işletmesel maliyetlerin daha yüksek olduğu avrupa ülkelerinde otobüs fiyatlarının bizdekinin yarısı olmasının, otobüs yahut yakıt fiyatıyla açıklanamayacağını rahatlıkla görebilir.

peki neden böyle?
1-otobüslerde dünyanın neredeyse hiçbir yerinde olmayan host diye bir eleman var.
şahsi kanaatim çok doğru bir uygulama. şoförlerin de şahsi ihtiyaçlarına yardımcı olur ve şoförleri diri tutarken, otobüs yolculuğunu da daha keyifli hale getiriyor.
gelgelelim, teker durdurmadan çalışan bir otobüs başına, özlük haklarıyla birlikte ayda en az 75 bin lira fazladan bir masraf bu.
2-bir otobüs alıp, kendi şahıs şirketini kurup çalıştırma şansı yok.
yakın zamanda bir değişiklik olmadı ise en az 3 araçlık bir işletme, diğer ıvır zıvır şartları karşılayarak otobüs taşımacılığı yapabiliyor.

normal bir ülkede ne beklersin? birer otobüsü olan 3 kişi kafa kafaya verir bu işten para kazanır. bizde 3 kişi bu şekilde bir araya geldiğinde 1 sene içinde ya biri diğerinin karısına atlar, ya biri birini keser, ya biri diğerlerini tokatlar kaçar.

hal böyle iken, kendi otobüsü olup şoförlük yapan kimseler büyük firmaların markası altında çalışmak zorunda kalıyor.
işin şakası bir yana, sadece milletin bir araya gelmesi değil, metro gibi mafyavari tekellerin milletin güzergahında zararına sefer yapa yapa milleti batırarak kendine bağlaması da bir etken.

e böyle olunca ne oluyor? daha ucuz olabilecek bir işten, firmalar çok ciddi bir avanta alıyor, yazıhanesinden dinlenme tesisine kadar her yerden biraz tırtıklanma şekli oluyor.

3-otogar ve park ücretleri çok yüksek. bir güzergahta 8-9 kere otogara giren bir otobüs her noktada 150-200-300 lira ütülüyor. başka yerde yolcu indirme bindirmeye fahiş cezalar var.
böyle olunca bir otogarda bir yazıhane açmak, otobüs çekmek bile epey bir para tutuyor. çünkü otogarda yer tutmak rantı yüksek bir mevzu.

daha yine böyle ıvır zıvır birçok sıkıntı var. sebze meyve fiyatları ve hal düzenlemesi gibi bir mevzu.

yakıt ve araç fiyatları, döviz bazında hep aynıydı. benzinin litresi ülkemizde 3 dolar iken dahi fiyatlar daha makuldü.
çözüm yolu yüzde 70 devlette yüzde 30 bizde. bu net. ama mesele yakıt falan kesinlikle değil.

mazot fiyatlarını anasının damına fırlatan akape sayesinde
otobüsünden minibüsüne dikilmedik yerimiz kalmadı

neyse çaaamilerimiz açııııhhhh
ezanlarımız ohunuyoooooowww.

eğer bu akape biraz daha kalırsa alayımız
umumhanede çalışıyoz ama bakireyiz demeye başlayacaz
o derece yaane.

tren varken asla ama asla otobüs tercih etmememin nedenlerinden biridir. yht nimetinden faydalanmayan vatandaşlar varsa çok şey kaçırıyorlar söyleyeyim.