psikiyatrist

dertle tasayla hiç uğraşmayıp, olabildiğince hızlı bir şekilde başından savmak için “hıı hıı” deyip geçiştiren, ilaç yazıp gönderen yetkili.

doktor adaylarının 6 yıl tıp eğitimi aldıktan sonra uzmanlaşabilecegi bir alandır.

ruh hekimliğidir. tdk doğru kullanımını psikiyatr olarak kabul etmiştir. tıp eğitiminden sonra tus ile girip uzmanlaşabileceğiniz bölümlerden biridir. önceden ülkemizde 'deli doktoru' şeklinde ön yargıyla yaklaşılırken son yıllarda yükselişe geçmiştir. gerek ilaçla, gerek terapiyle hekim tarafından tedavi gerçekleştirilir. beden sağlığınız kadar ruh sağlığınız da çok önemlidir. ruh sağlığınız bozulursa beraberinde biyolojik birtakım problemleri de getirir.

acilen izmir'de iyi bir tanesine randevu almam gereken bir uzman doktordur. bilen varsa önerilere açığım.

bir keresinde bir psikiyatrist ablanın karsisina ciktim. pasif agresif davraniyorum ve bundan kurtulamiyorum dedim diye beni azarladi. tibbi terim kullaniyormusum. kullanmayacakmisim. halbuki pasif ve agresif kelimelerinin anlamini bilen her insan bunlari rahat rahat kullanabilir diye biliyordum ben. bir daha da gitmedim. tamam abla en psikiyatrist sensin. bizler cahil magandalariz.

tıp eğitimi ve 4 yıl psikiyatri uzmanlık eğitimi sonrasında sahip olunan unvan.
psikiyatrik hastalıklar, alkol-madde kullanım bozuklukları, adli psikiyatri, psikoterapi gibi alanlarda eğitim alınır, kişi dilerse bunları özel olarak dernek eğitimleriyle geliştirip sertifikalandırabilir, zira tek başına psikiyatri uzmanlık eğitimini bitirdiğinizde kalifikasyonunuz yetersiz olabilir.
insanların psikiyatriden beklentileri, özellikle polikliniklerde, gündelik ilişkisel problemlerini ve yaşamsal tasalarını da etraflıca konuşup çözmektir ancak psikiyatri poliklinikleri ağırlıklı olarak kişiyi depresyon, bipolar bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozukluğu ve şizofreni benzeri hastalıklar kapsamında değerlendirip bu evrelerinde iyileştirmeler yapmak üzere çalışır.
"hasta" olmak ve "danışan" olmak arasında fark vardır, polikliniklerde "hastalar" muayene olur, psikoterapilerde veya uzun uzadıya yapılan görüşmelerdeyse "danışanlarla" görüşülür.
10-15 dakikalık randevularla maalesef idareten bir ruh sağlığı hekimliği yapılabiliyor ama tabii yine de hekim elinden ne geliyorsa bunu hastasına azami şartlarda göstermelidir.
saygılarımla.

devlet hastanesinde gidilmemesi gerekendir. beş dakika bile ilgilenmeyip iki kutu ilaç yazanı gördü bu gözler.

sık sık kapısını çaldığım doktordur. bazen sırf sohbet için gittiğim de oldu.


sözlükte mesleği bu olan arkadaşlarla tanışmak isterim. ne de olsa vizit ücretleri çok pahalı.

ara sıra onun beni benim de onu yokladığım son derece kaliteli bir sohbet alanı oluşan hem iyi gelen hem kendini insan gibi hissettiğin doktor kişisi. en azından birinin seni dinleyip “anlaması” kadar rahatlatamaz hiçbir şey.

13 farklı psikiyatr ile iletişimim oldu. tek bir adım bile ilerleme gösteremedik. bana pek faydaları olmadı kısaca.

psikoterapi yapanı çok nadir bulunur. devlet hastanesinde arıyorsanız zaten bulamazsınız. saatine en az 600 tl verebilecek durumunuz varsa, kendinden memnun olmayan herkes psikoterapi almalı bence. bu zamana kadar iki ayrı şehirden psikiyatrist tecrübem oldu. uzun süreli olmadılar ama ikisinin de hayatıma bir şeyler kattığına eminim. psikoterapide önemli olan danışanın istekli olması, bazı şeyleri değiştirebileceğine inanması ya da kabul edecek bilinçte olmasıdır. kabul edemezse de onlarla yaşamayı yavaş yavaş öğrenmesi. yoksa ister nişantaşında kliniği olsun ister daha az bilindik bir psikiyatrist olsun farketmez. bana yol gösterdiler ve hayatımda olan ama göremediğim bazı durumları keşfetmemde yardımcı oldular. yolculukta yanımda olmaya çalıştılar ama değişmek, iyileşmek, kabul etmek benim yaptığım şeylerdi. sihirli değnek değdirip sizi iyileştirme yetenekleri yok psikiyatristlerin. vicdansız, sallayan, beni anlamak istemeyene de rastlamadım çok şükür. ilaç tedavisi olmadım o konuda bir bilgim yok. ben istedim, ben yoluna koydum hayatımı. önce kendinize sonra psikiyatriste dürüst olursanız her şey daha iyi olacaktır.

(bkz: kafa doktoru)

kronik rahatsızlığı olanlar için çok ama çok önemli, hayatının bir parçası haline gelen insandır. doğru doktoru bulmak ziyadesiyle önemlidir. zira yanlış tedaviye maruz kalıp yıllarınızı kaybedebilirsiniz. bu nedenle kişisel tavsiyem "heh, evet işte bu" diyene kadar birçok psikiyatriste gitmeniz ve bulana kadar vazgeçmemenizdir.

genellikle psikologla olan farkı bilinmez karıştırılır. yani her psikiyatrist aynı zamanda bir psikologdur ama her psikolog bir psikiyatrist değildir. psikoloğa giden kişiye hasta denmez danışan denir psikolog da zaten doktor değildir davranış uzmanı-danışmandır tıp okumamıştır psikoloji mezunudur ama psikiyatrist tıp fakültesi mezunudur. herkesin psikoloğa ihtiyacı olabilir(günlük stres, iştahsızlık, konsantrasyon, iş/ders başarısı için öneri, insanlarla nasıl konuşmak gerektiği veya sorunlar karşısında nasıl davranmak gerektiği konusunda) ama herkesin illa psikiyatriste ihtiyacı yoktur. kontrolsüz sinir-öfkelenme, şizofreni, uyuşturucu bağımlılığı, uykusuzluk, aşırı asosyallik(dışarda bin türlü durumdan dolayı fenalaşma evden çıkamama baş dönmeleri yaşama), inthara teşebbüs sonrası gibi durumlar psikoloğu aşar yani bunları ciddi anlamda tıp okumuş birine gerek duyulur. psikiyatrist ilaç yazabilip hipnoz tedavisi uygulayabilir ama evet psikoloğun bunları yapma yetkisi yoktur.

tıpın diğer dalları ilgimi çekse psikiyatrist olmayı düşünürdüm ama sırf bunun içinde diğer tıp derslerine katlanmak eziyet olurdu, psikoterapi yapmak benlik mesela, psikoloji okusam paran yoksa kendi merkezini nasıl açacaksın? zor iş. yüksek lisansı biyopsikoloji alanında yaparım belki ama eminde değilim, aslında zooloji için biyolojiye yazdım ama botanik(zaten bitkileride seviyordum hep) daha çok çekiyor gibi(ki sırf bundan dolayı iyiki veteriner vs için mezuna kalmamışım diyorum (u: pek çalıştığım söylenemez ) , çünkü düşünce veteriner hastalıkla ilgileniyor yani hayvan hekimi , lakin zoolog mesleği çok daha iyi , ki ikisinin farklarını yabancı kaynaklardan baktım, veterinerlik pek uygun değilmiş aslında benim için. gel gelelim yaşım ilerledikçe aslında hayvanları sevdiğimi ama meslek olarak bitkilerle uğraşan bir botanikçi olma fikri daha güzel geliyor,sadece bilim adamından ziyade üretmek de istiyorum, marul falan yetiştireyim, aynı zamanda derste vereyim. psikolojiyi ise yine bol bol okuycam, felsefeyide aynı şekilde, bunun dışında gastronomi (yemek) , yazılım ve bazı ticaret fikirleri ilgimi çekiyor. bir şekilde maddiyatı çözersem başta psikoloji olmak üzere felsefe,zootekni, veterinerlik, gastronomi, okumayı düşünüyorum. bir meslekte uzun yıllar durma fikri beni bunaltıyor.tıp okurmuyum emin değilim, insan bedeni ile uğraşma fikri pek ilgimi çekmiyor, hayvan ve bitkiler daha çok ilgimi çekiyor. bu arada yurt dışındaki bazı tıp fakülteleri giriş için biyoloji, kimya vs gibi temel bilimler diploması şartı var, yani direk seçemiyorsunuzda dediğim gibi doktorluk ve hastane ortamı karakterime uygun değil

bu zamanlar da iyisini aradığım bulamadığımdır, izmir ve manisa hatta çevre illerinde yada antalya ve çevre illerinde iyi olduğunu iddia eden bir psikiyatrist arkadaşımız varsa ben yoruldum arayamıyorum, nolur siz beni bulun artık. bir bünye ki uykusuzluktan kırılmak üzereyim üçer beşer hap yutmaya başladım yok yine de kesmiyor. benim bulduklarım prozac, xanax vb yazıp gönderdiler. artık uykusuzluktan vücudum hasta düştü, bünyem zayıfladı, ani kilo kaybı yaşıyorum, cümle kurmakta bile zorlanıyorum.

çağımızın en büyük dolandırıcıları psikologlar ve psikiyatristlerdir. psikologların yaptıkları tek şey sizin dertlerinizi dinleyerek veya dinlermiş gibi yaparak manipülasyonla, telkinle size kendinizi iyi hissettirerek paranızı çalmak. psikiyatristler de ilaç yazıp yolluyollar. verdikleri ilaçlar ya semptom yok ediyor ya da ilacı kullandığınız sürece sorununuz çözülmüş gibi görünüyor ama ilacı bıraktığınız an tekrar eski halinize dönüyorsunuz. ilaçların yan etkilerinden bahsetmiyorum bile.
hiçbiri sorunlarınızın temelini anlayamazlar. temelini anlayamadıkları için de kalıcı çözümler bulamazlar.
bir kere insan denen makinanın nasıl çalıştığını anlamak için sadece psikoloji, biyoloji bilmen yetmiyor. senin kimya, sinirbilim, antropoloji, sosyoloji, evrimsel biyoloji, evrimsel psikoloji de bilmen gerekiyor. bu alanların hepsinde derinlemesine bir bilgin olmadığı sürece insanla ilgili bir sorunu anlaman da çözmen de mümkün değil o yüzden bu yapılan tamamen sahtekarlık. hepsi para tuzağından başka bir şey değil. bu dolandırıcılara paranızı kaptırmayın.
eğer psikolojinizin bozuk olduğunu düşünüyorsanız bunu psikologa, psikiyatriste giderek düzeltemezsiniz. böyle hissediyorsanız bunun sebebi tamamen hayatınızla alakalıdır. istediğiniz gibi bir hayat yaşayamadığınız için böyle hissediyorsunuzdur. hayatınızdaki sorunları çözerseniz psikolojinizin de düzeleceğini göreceksiniz:
1. çevrenizi düzgün insanlarla donatın. sadece size faydası olan, sizi seven, değerli, iyi hissettiren insanlarla takılın.
2. mümkünse hem sevdiğiniz hem de size iyi para kazandıran bir iş yapın. iyi paradan kastım temel ihtiyaçlarınıza, hobilerinize, tatilinize yetecek kadar, bunlar dışında da emekli olduğunuzda geçiminizi sağlayabileceğiniz kadar birikim yaptıracak bir miktardan bahsediyorum.
3. protein ağırlıklı sağlıklı beslenin. şekerden, sigaradan, alkolden, undan, tatlıdan, fast fooddan, uyuşturucudan uzak durun.
4. düzenli spor yapın.
5. en azından bir tane hobiniz olsun.
6. doğada olabildiğince zaman geçirin.
7. haftada 1 gün telefonlarınızı, bilgisayarlarınızı kapatın. o gününüzü hobilerinizle, doğada kamp yaparak ya da arkadaşlarınızla takılarak geçirebilirsiniz.
8. sabah uyandığınızda sizi dinç, dinlenmiş hissettirecek miktarda kaliteli uyku uyuyun.
9. cesur olun. kendinizi gerçekleştirmeye çalışın. potansiyelinizi açığa çıkarmaya çalışın.
10. stresten olabildiğince uzak durmaya çalışın. stresli hissediyorsanız da stresinizi azaltacak yollar bulmaya çalışın. insan sağlığına en zararlı şey stres olabilir.

bana da çok mantıklı geldi. bilim, bilimin getirdiği kesin sonuç, istatistiksel veriler, yapılan milyonlarca deney, üniversite bölümleri, profesörler, akademisyenler falan hepsi boş işler.

mesela şizofreni teşhisin var diyelim. spor yap abi. voleybol oyna vücut geliştirme yap, ağırlık kaldır geçer.

bipolar mı dediler senin için? doğaya çık abi. mangal yap. mangalı yelleyip iki köfte attın mı bir şeyin kalmaz.

aile içi şiddet mi gördün? travmaların mı var? çevreni düzgün insanlarla donat. "s ktir et bir şey olmaz, aynısı bizim teyze kızında da var" diye telkin eder. bir şeyin kalmaz.

akran zorbalığı mı yaşadın küçüğüm? haftada 1 gün telefonu kapat. bak sabaha nasıl iyileşiyorsun.

oh be aydınlandım!

no.1'in de dedigi gibi, doktorum 1 torbacidan daha fazla verimli