1.
(bkz: halikarnas balıkçısı) mavi sürgünü #479160 sabırlık otu ile başlar:
‘ sabırlık vardır, güneşin ateş yağdırdığı iklimlerde biter.anasının memesini tutan yavru gibi toprakları kavrayan köklerinden uçları süngülü dik yapraklarını salar. cehennemde yanan ifrit gibi on yıl alevlerde yavaş yavaş büyür ve güneşte parlayan bitkisel bir anıt olur.on yıllarca aldığı ışıkla sıcaklığı, bir kıymığını bile alıkoymadan yeni bir kılıkta yine yaratılışa verir. böylelikle en yalın tanımıyla iyi insana benzer: hayattan aldığını, yine fazlasıyla gene yaşama verir. ‘
sabırlık otu (agave ) çoğunlukla aloe vera ile karıştırılan bir çöl bitkisidir, yazarın da anlattığı gibi çok sıcak iklimleri tercih eder. meksika’da çöllerde sıkça rastlanan agave, unesco dünya mirası listesinde yer alır. mavi olan türü tekila yapımında ; bazı türleri de dokumacılık, gıda sektörü, eczacılık ve kozmetikte kullanılır. bir hasır ya da halat , karamelli bal tadında bir şurup ya da bir ilaç olarak insanlığa yararı dokunur.
on onbeş yıldan sonra çiçek açabildiği için sabırlık otu adını alır. bazı kaynaklara göre altmış ila yüz yıl kadar yaşamaktadır, bu ona yüzyıl bitkisi denmesine de yol açar. çiçek açmasından sonra, belki de tüm enerjisini bu uzun ve gösterişli ürüne harcadığından ölür. çiçeklerinin güney kıyılarında dekorasyon amaçlı olarak kullanıldığını son zamanlarda görüyoruz.
not: ülkemizde sürmekte olan yangınlarda ağaçlar gibi, diğer bitkiler gibi sabır otları da yanıp tutuştu. ’insan’ elinde doğanın yok oluşunu çaresizce izlemek çok kötü. sabır isteyen bu bitkinin çiçeği, bir çamın ulu gövdesi, ağacı ev yapmış kuşun yumurtadan çıkan yavruları, orman toprağına sığınmış binlerce hayvan küller halinde havaya, suya toprağa karışıyor şimdi.
insanlığımızı, vicdanımızı yoklamak ; neyi yanlış yaptığımızı sorgulatmak için derimize nüfuz ediyor şimdi. kabaağaçlı' nın iyi insana benzettiği bu ot ve niceleri yüreğimizle birlikte yanıyor acı bir kokuyla.
‘ sabırlık vardır, güneşin ateş yağdırdığı iklimlerde biter.anasının memesini tutan yavru gibi toprakları kavrayan köklerinden uçları süngülü dik yapraklarını salar. cehennemde yanan ifrit gibi on yıl alevlerde yavaş yavaş büyür ve güneşte parlayan bitkisel bir anıt olur.on yıllarca aldığı ışıkla sıcaklığı, bir kıymığını bile alıkoymadan yeni bir kılıkta yine yaratılışa verir. böylelikle en yalın tanımıyla iyi insana benzer: hayattan aldığını, yine fazlasıyla gene yaşama verir. ‘
sabırlık otu (agave ) çoğunlukla aloe vera ile karıştırılan bir çöl bitkisidir, yazarın da anlattığı gibi çok sıcak iklimleri tercih eder. meksika’da çöllerde sıkça rastlanan agave, unesco dünya mirası listesinde yer alır. mavi olan türü tekila yapımında ; bazı türleri de dokumacılık, gıda sektörü, eczacılık ve kozmetikte kullanılır. bir hasır ya da halat , karamelli bal tadında bir şurup ya da bir ilaç olarak insanlığa yararı dokunur.
on onbeş yıldan sonra çiçek açabildiği için sabırlık otu adını alır. bazı kaynaklara göre altmış ila yüz yıl kadar yaşamaktadır, bu ona yüzyıl bitkisi denmesine de yol açar. çiçek açmasından sonra, belki de tüm enerjisini bu uzun ve gösterişli ürüne harcadığından ölür. çiçeklerinin güney kıyılarında dekorasyon amaçlı olarak kullanıldığını son zamanlarda görüyoruz.
not: ülkemizde sürmekte olan yangınlarda ağaçlar gibi, diğer bitkiler gibi sabır otları da yanıp tutuştu. ’insan’ elinde doğanın yok oluşunu çaresizce izlemek çok kötü. sabır isteyen bu bitkinin çiçeği, bir çamın ulu gövdesi, ağacı ev yapmış kuşun yumurtadan çıkan yavruları, orman toprağına sığınmış binlerce hayvan küller halinde havaya, suya toprağa karışıyor şimdi.
insanlığımızı, vicdanımızı yoklamak ; neyi yanlış yaptığımızı sorgulatmak için derimize nüfuz ediyor şimdi. kabaağaçlı' nın iyi insana benzettiği bu ot ve niceleri yüreğimizle birlikte yanıyor acı bir kokuyla.
devamını gör...