sanat eserinin analizi

bir eserin analizini yapmak için eser sahibinin sanata bakışını bilmek gerekir. eğer sanatçı bir akıma mensupsa mensup olduğu akımın dünyaya bakışı, eserin verildiği dönemin sanat anlayışı, eserin verildiği dönemde yaşanan iklim bir sanat yapıtını etkileyen faktörler arasında sayılabilir.

ben temel sanat eğitimi, sanat ve estetik, erken çocuklukta sanat eğitimi, müzik eğitimi gibi dersler aldım. bu derslerin ortak noktası sanatçının da insan olduğu ve eserini oluştururken onu oluşturan yapının eseri vermesine etki ettiğiydi.

kağan akademinin özellikle resim sanatı için çok öğretici yapımları var.
dönem dönem sanatçılar ve eserleri inceleniyor. meraklısına tavsiye ederim.

adem'in yaratılışı veya creazione di adamo

280 cm × 570 cm (9,2 ft × 18,7 ft) boyutlarında olup michelangelo imzalı resim.

tanrının adem'e hayat üflemesini, ellerin ayrılışı ve dünya ile ödüllendirdi mi yoksa cezalandırdı mı sorusunu akıllara getirir.
ancak resimde tanrı figürü erkek resmedilmiştir.
çıplaklığın masumiyeti simgelediği düşünülebilir.

resim

böyle buyurdu zerdüşt* için oldukça merak ettiğim olgu, çünkü ben anlamıyorum, anlamıyorum, anlamıyorum

amerikalı ressam ve grafiker edward hopper tablosu olup 71,4 cm × 91,4 cm (281 in × 360 in) boyutlarında yer alan otomat adlı resim.

otomattan içeceğini alıp oturmakta olan bir kadın görüyoruz ancak daha yakından bakmakta fayda var çünkü asılmış iki kişi görünüyor.
kadının giyimininden kuşamından ise kentli olanın yalnızlığı gibi bir tema da vurgulanmak istenmiş olabilir.
asılanlar kadının neyi, neden üzgün, bilinmez.

görsel kaynak

banksy köle işçi
bir çocuk dikiş makinesinde union jack birlik bayrağını dikmektedir.

çocuğun siyahiye benzer olması siyahilerin köle olarak uzun yıllar çalıştırılmış olmasından ve işçi sınıfının üst sınıf için pul kadar değerinin olmayışından ileri geldiği söylenebilir.

bayrağı dikiyor olmasının alt metninde ise ülkenin ve toplumun birlik beraberliğinin artık kalmadığı, bağların söküldüğü mesajını alabiliriz.

sömürülenler ve ezilenler olmasa sömürenlerin ahvâli nice olur?
cevap çok açık.

görsel kaynak

salvador dalí belleğin azmi

oldukça sürreal bir resim olup zamanın eridiğini muştulayan bir resim olduğunu söyleyebiliriz.
ama ağaçta tek dal olmayışı, sanki resme kıyamet kopmuş havası da vermektedir.

belleğin azmi zamanı tutamasa bile unutmamaya çalışmasında saklıdır denebilir.
görsel

maurits cornelis escher
drawing hands çizen eller 1948

resimde birbirini çizen iki el görüyoruz ama hangisinin hangisini çizdiği bir paradoks oluşturmaktadır.
bu da bize neyin nerede bittiği, neyin nerede başladığı konusunda bir açık kapı bırakmaktadır.

şimdi bu eli tanrı olarak düşünün.

youtube da bununla ilgili çok güzel bir kanal önerebilirim.
#2689453

abidin dino/ acının resimleri/ otoportre

resimde acı çeken yaşlı bir adam görüyoruz.
acının insanın yüzünü, bedenini ve ruhunu bambaşka bir şekle soktuğunu buradan anlıyoruz.
acı çekmenin kendinden çıkıp başkalarını da anlamak demek olduğunu anlatmak istemiş olabilir.

buradan

sanırım nazım usta, bu çalışmasından sonra sormuştur dino'ya :
" ..mutluluğun resmini
yapabilir misin abidin..." diye..

raoof haghighi
"alın bunları ve beni özgür bırakın"


kadının ne kadar okumuş olursa olsun erkek kadar zeki bulunmadığı, kadının zekasını erkeğe kanıtlama ihtiyacı duyduğu ve erkek kadar korku/ saygı uyandırmadığı bir galakside yaşıyoruz, her şeyin önce erkeğe sonra kadına ikram edildiği, önce erkeğin konuşup sonra kadının söz alabildiği bir evrende yaşıyoruz.

kadın ancak anne olursa kutsal kabul ediliyor, anne olduğu için müsamaha gösteriliyor, erkeğin soyunu devam ettirdiyse değerli görülüyor kadın, çocuk doğurmayan kadının eksik görüldüğü bir dünyada yaşıyoruz.
kadının erkeğin namusu olarak görüldüğü bir düzende yaşıyoruz.
soyadını aldığı an artık onun kölesi olarak görülüyor.

resimdeki kadın ise ''alın meme ve rahmimi, beni özgür bırakın" diyor.
çünkü kadınlar bunlara sahip oldukları için yeterince özgür değiller mesajını da görüyoruz.
kadının cinsel uzuvları ve kendisi artık kocasına ve ailesindeki erkeklere ait bir nesne olarak görülüyor.
kadın bedenden ibaret değildir, dinin, mirasın, soyun sürerlilik kazanması için kullanılan bir kuluçka makinesi değildir.

banksy
mobile lovers

birbirine sarılmış iki sevgili betimlenmiş olmasına rağmen ikisi de birbirine değil telefona bakıyor, aslında paylaşmak istedikleri duyguları değil yalnız olmadıklarını kanıtlama ihtiyacı.

mobile aşklar
kaynak/ banksy/ sanat eserleri/

pablo picasso
guernica

picasso'nun 1937 yılında nazi almanyasına ait savaş uçaklarının guernica şehrini bombalamasını konu edinen tablodur.
tablonun renksiz oluşu savaşların insanların ruhundaki coşku ve mutluluğu alıp renklerini almasından kaynaklı siyah beyaz tasvir ettiği söylenebilir.
resimdeki herkesin yüzünde acı vardır.

buradan

banksy
show me the monet


tüketim toplumu olmaktan kaçmak imkansız olsa da doğaya zarar vermek bir tercihtir, tercih eden ise insanoğludur.
tüketim delisi olmanın doğaya verdiği zararı tasvir etmiştir.

gömülüp doğaya karışmaktan korkuyoruz ama yaşarken dünyayı mahvediyoruz.

görsel kaynak/ banksy/ sanat eserleri/

flying copper
banksy

resme baktığımızda bürokrasi keskinliğinin insanları mutsuz ettiğini, aslında herkesin gülmesi gerektiğini, savaş ve silahların olduğu yerde kimsenin gülemediğini söyleyebiliriz.
keskin yüz hatlarının altında belki de herkes ana kuzusu ve gülmek istiyor.

kaynak/ banksy/

kafe terasta gece
vincent van gogh

80.7 cm × 65.3 cm (31.8 in × 25.7 in)

resimde yine ressamın sevdiği renkleri tercih ettiğini görüyoruz, sarı ve mavi.
bir kafenin terasında yıldızların altında hoşça vakit geçirmekte ve biralarını yudumlamakta olan insanları görüyoruz.
bir arada olmanın mutluluk verdiğini ve mutluluğun yalnızlığa değil çoğulluğun seyrine göre değişen bir duygu olduğunu da düşünmekte bir beis yok gibi duruyor.
acaba ressam bu resmin içine kendini de çizmiş midir?


görsel kaynak

van gogh, dönem parisinin (beyoğlunun arka sokakları benzeri mekanlarından) moulin roige'da hayat kadınları, uyşturucu satıcıları, hırsızlar vb arasında yaşamış, sadece resim çalışırken kendini rahat hissedebildiği bitmez tükenmez migren sancıları çeken, yarı psikiyatrik bir tiptir. boya ve tuval alabilecek kadar dahi parası yoktur. resimleri de alıcı bulmamaktadır. zaten o yıllarda o semtte neredeyse her sokağa iki üç ressam düşmekte, hepsi çalışmalarını sokaklarda sergilemektedir. bir çoğu sadece boya ve şarap parasına çalışmalarını elden çıkarmaktadır. van gogh'un kardeşi theo yanlış hatırlamıyorsam diş hekimidir ve tabloları 'ben satarak sana ödediklerimi karşılarım' yalanıyla van gogh'tan almakta ve ona para yardımında bulunmaktadır. sorunlu kişiliği nedeniyle para vb. yardım kabul etmeyen van gogh, aslında theo sayesinde resimden kopmamış ve intihar etmemiştir. bugün elimize ulaşanlar, theo'nun van gogh'tan 'kurtarabildiği' çalışmalardır. çünkü van gogh derin kriz anları ve bunalımlarında onları ve çalıştığı odayı defalarca yakma girişimlerinde bulunmaktadır. tipik bir anlaşılamamış gerçekten büyük ressam yaşamı değil mi... şimdi ülkesi onunla gurur duyuyor ve herhangi bir tablosu bir uçak filosu satın alabilecek değerde.. sizce de ilginç değil mi..?

hafıza/ kalp

frida kahlo'nun 1937 yılında çizdiği tablo olup kocasının onu kız kardeşi ile aldatması sonucu çizmiştir.

resimde kalbin olduğu yer boşlukta, kalp ise yerde ve ok onu delip geçmiş.
o okun diego rivera olduğunu hepimiz biliyoruz.
buradan

genellikle sanatın sanat için yapıldığı dönemlerdeki eserlerin ihtiyaç duyduğu hadisedir. en sevdiğim analiz atina okulu olup, dönüp dönüp okurum detayları. rafael, esaslı kaplumbağaydı vesselam.

110 cm × 92 cm (43 inç × 36 inç)
caravaggio
narcissus

narsisizmi doğrudan betimleyen bir eser olmakla birlikte suyu ayna olarak kullanan bir genç görüyoruz, suretine ve suretinin yansımasına âşık ve kendini oradan kurtaramayınca ölüyor.
kendimizi mi yoksa yansımamızı mı daha çok severiz?

buradan