1.
makinist ile son istasyon radyo yayınında kullanılacak başlıktır.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. radyo.kafasozluk.com/
insanlar ile çevrilidir insanların çevresi, kalabalıkların arasında inşa ederiz kendimizi.
insanlar bazen ailemiz olurlar, bazen arkadaşımız, bazen sevdiğimiz, bazen ise nefret ettiğimiz.
kim olursa olsunlar konuşuruz onlarla veya onlar hakkında.
dinleriz, anlatırız, anlamaya ve anlaşılmaya çalışırız.
fakat tam anlamı ile anlaşılır mıyız?
insan kendini bile anlamakta zorlanır iken bir başkası tarafından anlaşılması gerçekten mümkün müdür?
gelin birlikte anlamaya çalışalım.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. radyo.kafasozluk.com/
insanlar ile çevrilidir insanların çevresi, kalabalıkların arasında inşa ederiz kendimizi.
insanlar bazen ailemiz olurlar, bazen arkadaşımız, bazen sevdiğimiz, bazen ise nefret ettiğimiz.
kim olursa olsunlar konuşuruz onlarla veya onlar hakkında.
dinleriz, anlatırız, anlamaya ve anlaşılmaya çalışırız.
fakat tam anlamı ile anlaşılır mıyız?
insan kendini bile anlamakta zorlanır iken bir başkası tarafından anlaşılması gerçekten mümkün müdür?
gelin birlikte anlamaya çalışalım.
devamını gör...
2.
bir dönem bu sıkıntıdan çok muzdariptim. ama büyüdükçe, olgunlaştıkça, çevre değiştirdikçe aslında yanlış insanlarla vakit geçirdiğimi ve onları hayatımdan çıkarmazsam bu sıkıntının giderek artacağını anladım, artık böyle bir sıkıntım yok.
devamını gör...
3.
eskiden bende böyle düşünür melankoliye bağlardım. şimdiyse oynama şıkıdım şıkıdım.
devamını gör...
4.
iftira gibi sorunsal, tespit, iddia, başlık, neyim..
asıl seni anlayan kimsenin olmaması. üstümüze iyilik sağlık dolması..
asıl seni anlayan kimsenin olmaması. üstümüze iyilik sağlık dolması..
devamını gör...
5.
insan çoğu kez kendi iç sesine kulak veremez. bırakın başkasının anlayabilmesini
devamını gör...
6.
(bkz: in solis sis tibi turba locis)
ıssız olan yerlerde kendin için bir evren ol demek. yani kendinle arkadaş olmak lazım.
ıssız olan yerlerde kendin için bir evren ol demek. yani kendinle arkadaş olmak lazım.
devamını gör...
7.
kendi kendini anlıyor isen sorun yok oğlum.. darlama bu kadar kendini.. dert etme anlatmak için.. aç biranı.. bak dalgana.. ***tir et.. tek kullanımlık hayat.. kendince yaşa.. gelene hoşgeldin.. gidene güle güle de..
devamını gör...
8.
anlaşılamamak sorun değil.
asıl sorun olan yanlış anlaşılmak.
ve tabii düzeltilmesi gerek bir durumda düzeltme çabasınında yanlış anlaşılma yolundan yorumlanması..
çok yorar, çok üzer..
konunun bu kısımlarına da temas edin lütfen radyoda.
asıl sorun olan yanlış anlaşılmak.
ve tabii düzeltilmesi gerek bir durumda düzeltme çabasınında yanlış anlaşılma yolundan yorumlanması..
çok yorar, çok üzer..
konunun bu kısımlarına da temas edin lütfen radyoda.
devamını gör...
9.
kötü olmasaydı iyinin kıymetini bilemezdik. beni anlayan bir çok insan olsaydı zaten böyle yalnızlık yazısı alnıma yazılmazdı. bir zamanlar anlayan birileri var zannediyordum, öyle olduğuna inanmak istiyordum belki de.
ama o insanlar da terk etti beni. kimisi yüzüstü, kimisi ebediyete yol aldı. beni anlayanı bıraktım, artık anlayacak kimsem kalmadı.
anlayan kimse olmayınca anlatacak bir şey de çıkmaz yürekten. yürekten diyorum çünkü dile gelmeye inancı kalmamıştır sözlerin.
dolayısıyla anlayan kimse kalmayınca kişi ancak kendi kendine anlatır veya düşünüp çözüm üretmeye çabalar.
allah kimseyi '' kimsesiz '' koymasın. en azından '' belki anlar '' diyeceği kimselerin varlığı bile huzur verir.
yoksa benim gibi günün 24 saatini gece yaşar...
ama o insanlar da terk etti beni. kimisi yüzüstü, kimisi ebediyete yol aldı. beni anlayanı bıraktım, artık anlayacak kimsem kalmadı.
anlayan kimse olmayınca anlatacak bir şey de çıkmaz yürekten. yürekten diyorum çünkü dile gelmeye inancı kalmamıştır sözlerin.
dolayısıyla anlayan kimse kalmayınca kişi ancak kendi kendine anlatır veya düşünüp çözüm üretmeye çabalar.
allah kimseyi '' kimsesiz '' koymasın. en azından '' belki anlar '' diyeceği kimselerin varlığı bile huzur verir.
yoksa benim gibi günün 24 saatini gece yaşar...
devamını gör...
10.
olmadı, olmuyor ve olmayacak.
hep olduğunu iddia edecekler ama asla anlamayacaklar. sadece zamanından aptal aptal çalacaklar.
sen de buna aptal aptal seyirci olacaksın, iyi seyirler.
hep olduğunu iddia edecekler ama asla anlamayacaklar. sadece zamanından aptal aptal çalacaklar.
sen de buna aptal aptal seyirci olacaksın, iyi seyirler.
devamını gör...
11.
bazen üzer.
bazen sessizliğe gömülmene sebep olur.
bazen de "amaann çokta fifi" dedirtir.*
çünkü alışıyor insan her şeye, ne fena. anlaşılmamaya bile alışıyor. hatta belli bir şeyden sonra inanmıyorsun "seni anlıyorum " diyenlere. samimi gelmiyor maalesef.
ben artık anladım ki her çiçek susuzluğunu giderecek bir damla suyu ve onu büyütüp güzelleştirecek güneşi olmadan yaşamak zorunda. ve yine her çiçek günün birinde kuru bir toprakta solup ölmeye mahkum.* *
bazen sessizliğe gömülmene sebep olur.
bazen de "amaann çokta fifi" dedirtir.*
çünkü alışıyor insan her şeye, ne fena. anlaşılmamaya bile alışıyor. hatta belli bir şeyden sonra inanmıyorsun "seni anlıyorum " diyenlere. samimi gelmiyor maalesef.
ben artık anladım ki her çiçek susuzluğunu giderecek bir damla suyu ve onu büyütüp güzelleştirecek güneşi olmadan yaşamak zorunda. ve yine her çiçek günün birinde kuru bir toprakta solup ölmeye mahkum.* *
devamını gör...
12.
ve iste o an her yanını saran yapayanlız kalma hissi
devamını gör...
13.
sartre bulantı’da: "yalnızlık; düşündüklerinizin kafanızın duvarlarına çarpıp tekrar içerde kalmasıdır.” diyor. yalnızlık, etrafında kimsenin olmaması değil, seni anlayan birilerinin olmamasıdır. insan insanın sadece anlayışına muhtaç. çünkü insan, yaşarken anlaşılmalıdır.
kalabalıklar içinde avazınız çıktığı kadar bağırmayı düşündünüz mü hiç?
derdinizi anlatmayı vazgeçtiğiniz oldu mu?
ben kime ne anlatıyorumu yaşamak defalarca.. ortak yanımız şu hepimiz hayatımızı anlamlandırmaya çalışıyoruz belki de delirmemek için. diyelim ki bu anlam kargaşından çıktınız bir sonraki evre bunu anlatmasıdır. bu durum çoğu kez hayal kırıklığına uğratacaktır bizi. yorulup yorulup tekrar anlatmalı o zaman. seni sen yapan içindeki sesleri susturamazsın.*
anlaşılmaktan çok anlatmayı sevmelisin..
kalabalıklar içinde avazınız çıktığı kadar bağırmayı düşündünüz mü hiç?
derdinizi anlatmayı vazgeçtiğiniz oldu mu?
ben kime ne anlatıyorumu yaşamak defalarca.. ortak yanımız şu hepimiz hayatımızı anlamlandırmaya çalışıyoruz belki de delirmemek için. diyelim ki bu anlam kargaşından çıktınız bir sonraki evre bunu anlatmasıdır. bu durum çoğu kez hayal kırıklığına uğratacaktır bizi. yorulup yorulup tekrar anlatmalı o zaman. seni sen yapan içindeki sesleri susturamazsın.*
anlaşılmaktan çok anlatmayı sevmelisin..
devamını gör...
14.
yeri geliyor sen bile kendini anlamıyorsun. insanların belli doğruları ve inandıkları var bunları sana dayatmaya çalışıyorlar. sınırlar var, o sınırların dışına çıktığında radara takılmış gibi uyarı geliyor peş peşe. bazen kuralları şiktir edip önüne bakmak istiyorsun, canın nasıl istiyorsa öyle yapmak ama olmuyor işte. zincirlerinden kopamıyorsun. seni anlamayanlara kendini anlatmaya devam ediyorsun.
devamını gör...
15.
gün geçtikçe daha da zorlaşan durumdur. lakin hâl böyle diye oturup ağlayacak değilim. kanaatimce yapmam gereken benim insanları daha iyi anlama çabamı yükseltmektir. ve kendimi daha iyi anlatabilmenin yeni yanlarını bulmak.
fakat bu anlamsız çağın yeni insanının hiç bir güzelliğe tâkati yok. bu söylediklerim yerine oturup kendine acımanın pis kokusunun müptalası olur. sıradanlaşır ve gerizekalı bir ömür sürer.
fakat bu anlamsız çağın yeni insanının hiç bir güzelliğe tâkati yok. bu söylediklerim yerine oturup kendine acımanın pis kokusunun müptalası olur. sıradanlaşır ve gerizekalı bir ömür sürer.
devamını gör...
16.
evet yok. evet çevremi çok daralttım. evet artık eskisi gibi anlatmıyorum. evet yalnızım ama ben zaten tüm o kötü şeyleri yaşarken yalnızdım ki. şu an anlayacak kimsenin olmaması koymuyor o yüzden. kimseye anlatamadığım şeyleri gecenin bir yarısı saçımı okşayarak kendimi uyuttuğumda hallettim. neleri atlattım, inanın artık anlayacak biri olmaması koymuyor. çünkü buna alıştım. bir söz okumuştum : "derdin varsa git denize anlat. kedilere, bulutlara anlat. pencere pervazında çiçeklere anlat. insana dert anlatılır mı hiç?" aynen de öyle..
devamını gör...
17.
üst edit: tanımı yazarken radyo programının konusu olduğunu bilmiyordum, dolayısıyla formata pek uygun bir tanım olmayabilir.
bu bizim çok karmaşık ruh halimizden mi kaynaklanıyor? çevremizdeki insanların vurdumduymazlığından mı? anlaşılmasını istediğimiz meselelerin çetrefilliğinden mi? şahsen insanların beni anlamadıklarına ilişkin sarsıntılar hissettiğim bir leveli anımsamıyorum kendi hayatımda.
anlatmak istemediğim çok oldu. anlaşılmak istemediğim de çok oldu. ama böylesini pek tecrübe etmedim. hep orda bir yerde anlayan birisi vardı, bir mevzuyu biri anlardı ötekini diğeri. bazen orada öyle durmasıyla ortada anlaşılması gereken mevzular bırakmayan insanlar da girdi hayatıma.*
insanın çevresinin insanın aynası olduğu, arkadaşını söylediğinde sana kim olduğunu söyleyecek öğretileri bir yana bırakarak düşünüyorum. bizle benzer hislere, benzer bilinç düzeyine, benzer önceliklere, benzer hassasiyetlere sahip insanlarla iletişim kuruyoruz çoğunlukla. yahut en yakınımızda bulunan insanlar çoğunlukla bir şekilde belirli ortak noktalara sahip olduğumuz kimseler.* aslında ister istemez bizi en çok anlayacak insanları toplayıp getiriyoruz kıyımıza köşemize ve onlara yakın çevremiz falan diyoruz. peki insan buna rağmen neden anlaşılmadığını hisseder? bence bu insanın kendini beğenmemesi, kimsenin kendisini sevmediğini düşünmesi gibi zaman zaman gelen bir his. veya bazen hiçbir şey yapmak istemediğimiz, hiçbir şeyin bize keyif vermediği anlar gibi ansızın kafamıza çöreklenen bir düşünce.
burada kendi tercihi veya farklı sebeplerle sınırlı bir çevreye sahip olan insanları hariç tutuyorum. sahiden çevresinde böyle bir insana sahip olmayan kimseler olabilir. kaldı ki belki bu meselenin çevremizde sahip olduğumuz insanlarla da bir alakası olmayabilir ve ben yine tamamen üfürüyor olabilirim. ancak anlatılamayan/anlatılması mümkün olmayan hisler olduğu gibi bazen anlaşılması güç hisler de yaşayabiliriz. bence bu kimsenin bizi anlamadığı anlamına gelmemeli.
bu bizim çok karmaşık ruh halimizden mi kaynaklanıyor? çevremizdeki insanların vurdumduymazlığından mı? anlaşılmasını istediğimiz meselelerin çetrefilliğinden mi? şahsen insanların beni anlamadıklarına ilişkin sarsıntılar hissettiğim bir leveli anımsamıyorum kendi hayatımda.
anlatmak istemediğim çok oldu. anlaşılmak istemediğim de çok oldu. ama böylesini pek tecrübe etmedim. hep orda bir yerde anlayan birisi vardı, bir mevzuyu biri anlardı ötekini diğeri. bazen orada öyle durmasıyla ortada anlaşılması gereken mevzular bırakmayan insanlar da girdi hayatıma.*
insanın çevresinin insanın aynası olduğu, arkadaşını söylediğinde sana kim olduğunu söyleyecek öğretileri bir yana bırakarak düşünüyorum. bizle benzer hislere, benzer bilinç düzeyine, benzer önceliklere, benzer hassasiyetlere sahip insanlarla iletişim kuruyoruz çoğunlukla. yahut en yakınımızda bulunan insanlar çoğunlukla bir şekilde belirli ortak noktalara sahip olduğumuz kimseler.* aslında ister istemez bizi en çok anlayacak insanları toplayıp getiriyoruz kıyımıza köşemize ve onlara yakın çevremiz falan diyoruz. peki insan buna rağmen neden anlaşılmadığını hisseder? bence bu insanın kendini beğenmemesi, kimsenin kendisini sevmediğini düşünmesi gibi zaman zaman gelen bir his. veya bazen hiçbir şey yapmak istemediğimiz, hiçbir şeyin bize keyif vermediği anlar gibi ansızın kafamıza çöreklenen bir düşünce.
burada kendi tercihi veya farklı sebeplerle sınırlı bir çevreye sahip olan insanları hariç tutuyorum. sahiden çevresinde böyle bir insana sahip olmayan kimseler olabilir. kaldı ki belki bu meselenin çevremizde sahip olduğumuz insanlarla da bir alakası olmayabilir ve ben yine tamamen üfürüyor olabilirim. ancak anlatılamayan/anlatılması mümkün olmayan hisler olduğu gibi bazen anlaşılması güç hisler de yaşayabiliriz. bence bu kimsenin bizi anlamadığı anlamına gelmemeli.
devamını gör...
18.
günümüz çağında herkesin yaşadığı bir durum sanırım. bir süre sonra da kendinizi anlatmayı bırakıyorsunuz anlayan olmayınca.
devamını gör...
19.
sorun değil, insan bir noktadan sonra anlamasanızda olur diyerek bu eşiği aşıyor.
aşarsınız ama zamanla.
aşarsınız ama zamanla.
devamını gör...
20.
seni senden başka anlayanın olmaması ile eşdeğer
devamını gör...