seni seviyorum demenin farklı şekilleri
başlık "yediyüzüncüelizabeth" tarafından 23.11.2020 13:31 tarihinde açılmıştır.
581.
seni istiyorum demek.
daha reel bir ifade.
daha reel bir ifade.
devamını gör...
582.
yemek yedirmek , sırtını gıdıklamak .
devamını gör...
583.
anlayamazsınız.
devamını gör...
584.
senin için yaparım.
devamını gör...
585.
önceden olduğunu sandığım ama yeni yeni olmadığını fark ettiğim şekiller. seni seviyorum diye dümdüz duymaya ihtiyacım var. bu cümlelerden hiçbiri değil, eğer biri beni seviyorsa direkt demeli ki seni seviyorum. ben de birini severken ona böyle demek isterim, seviyorum demezsem o cümlede hiçbiri tamamen anlatamaz onu gerçekten sevdiğimi.
devamını gör...
586.
uzun uzun konuşmalarınızın arasında sizin bile unuttuğunuz küçücük detayları yakalaması. o detaylarla sürpriz yapması olurdu herhalde.
devamını gör...
587.
kırgınlık esnasında gönlünü almaya çalışmak. önemsemediğin birini tekrar kazanmaya çalışmazsın çünkü.
devamını gör...
588.
duygu dolu bir bakışın kafi olacağı durum.
devamını gör...
589.
onun hoşuna giden şeyleri o söylemeden bilmek.
devamını gör...
590.
bence samimi bir büyük sarılma.
devamını gör...
591.
ı love you.
devamını gör...
592.
muroyives ines. bir de böyle deneyin.
devamını gör...
593.
sen olsan burayı çok severdin
seni hatırlattı
sen oku demiştin okudum
sana iyi gelir
hayatın akışındaki basit noktaları senle harmanlayarak konuşursa sever derim ben
seni hatırlattı
sen oku demiştin okudum
sana iyi gelir
hayatın akışındaki basit noktaları senle harmanlayarak konuşursa sever derim ben
devamını gör...
594.
ufak detayları hatırlamak.
devamını gör...
595.
çok salak bir şey itiraf edeceğim şimdi. neyse içimde durmasın ya. yaptık sonuçta. behzat ç diye bir dizi vardı hatırlar mısınız? orada bir karakter vardı harun diye. eda diye kendinden daha kültürlü birine aşıktı. kızı etkileyebilmek için ingilizce kursuna gitmişti. dil öğrenmeye çalışmıştı ders çalışıp. bu seni seviyorum demenin çok net bir yolu ama işte böyle şeyler göstermeden yapılıyor. ben tam olarak bunu zirve noktasına çıkarmıştım.
zamanında birini sevdim. şimdi fazlaca detaya girmeye gerek yok, nasıl tanıştık gibi duygusal bir aşk hikayesi anlatmayacağım ama acayip sevmiştim. bir anda kapılıvermiştim ve karşımdaki insan aşırı kültürlü, aşırı zeki, aşırı güzel biriydi. cidden kusursuz bir kombo. ancak bir süre sonra bana dair ilginç bir şey kalmadı konuşmalarda. ben çok basit biriydim ya. sinema mezunu, oyun oynayan, zeki ancak memur ailesinden gelen kültürün üzerine koyabildiğini koymuş biriydim. karşımdaki kadın bale kursları alarak büyümüş. ben tv'de mehmet ali erbil'i izleyip anlamlandırdığım, pokemon tasosu kovaladığım yaşlarda bu kız jules verne okumuş. ben nasıl yürüteyim bu işi? çok da seviyorum ama. neyse konuşmalarda hep bahsedilen şeyleri okuduğu şeylerle ilişkilendiriyor bu kız. bir süre sonra anladım ki hayatı anlamlandırma biçimi kitaplar. hayatımda bu kadar çok okuyan birini görmemiştim. şu an bulunduğum nokta(buraya sonra değineceğim) üzerine düşündüğümde ders aldığım profesörlerin hepsine getir götürünü yaptırırdı. o kadar hakimdi pek çok konuya. neyse konular dönüp dolaşıp okuduğu bir kitaba bağlanıyordu. baktım ki benim söyleyecek ilginç bir şeyim kalmadı, anlatılan her şeyi sezgisel bir zeka ile yorumluyorum. zekiyim ama çalışmamışım işte. o kadar çok seviyordum ki bu kızın hayatı anlama biçimi kitaplarsa ben de o dili öğreneceğim dedim. başladım okumaya. sistemli bir biçimde dünya romanlarından başladım, arkeoloji, tarih, felsefe, politika, edebiyat teorisi derken yardırdım yürüdüm. o güne kadar okuduğum kitapları saysam 50 değildi. 5 yılda okuduğum kitap sayısını bilmiyorum. 1300'ün üzerindedir. haftada 4 kitap bitirdiğim oluyordu. kitaplığımı görseniz dudağınız uçuklar. sıfırdan başladım seni seviyorum demeye.
ne mi oldu? şimdi fransa'da modern edebiyat üzerine yüksek lisans yapıyorum. 2.yılımdayım. doktoraya başlayacağım. tezimi tamamladım. bir de kitap yayınladım türkiye'deyken. hepsi seni seviyorum demek için başlamıştı. gelinen noktaya bak. ya biri bu kadar sevilir mi be salak adam diye düşünüyorum bazen. neyse, geride kaldı hepsi. tekrar birini seversem artık efendi gibi çiçek falan vereceğim ya. manyaklığın lüzumu yok ahsdha.
zamanında birini sevdim. şimdi fazlaca detaya girmeye gerek yok, nasıl tanıştık gibi duygusal bir aşk hikayesi anlatmayacağım ama acayip sevmiştim. bir anda kapılıvermiştim ve karşımdaki insan aşırı kültürlü, aşırı zeki, aşırı güzel biriydi. cidden kusursuz bir kombo. ancak bir süre sonra bana dair ilginç bir şey kalmadı konuşmalarda. ben çok basit biriydim ya. sinema mezunu, oyun oynayan, zeki ancak memur ailesinden gelen kültürün üzerine koyabildiğini koymuş biriydim. karşımdaki kadın bale kursları alarak büyümüş. ben tv'de mehmet ali erbil'i izleyip anlamlandırdığım, pokemon tasosu kovaladığım yaşlarda bu kız jules verne okumuş. ben nasıl yürüteyim bu işi? çok da seviyorum ama. neyse konuşmalarda hep bahsedilen şeyleri okuduğu şeylerle ilişkilendiriyor bu kız. bir süre sonra anladım ki hayatı anlamlandırma biçimi kitaplar. hayatımda bu kadar çok okuyan birini görmemiştim. şu an bulunduğum nokta(buraya sonra değineceğim) üzerine düşündüğümde ders aldığım profesörlerin hepsine getir götürünü yaptırırdı. o kadar hakimdi pek çok konuya. neyse konular dönüp dolaşıp okuduğu bir kitaba bağlanıyordu. baktım ki benim söyleyecek ilginç bir şeyim kalmadı, anlatılan her şeyi sezgisel bir zeka ile yorumluyorum. zekiyim ama çalışmamışım işte. o kadar çok seviyordum ki bu kızın hayatı anlama biçimi kitaplarsa ben de o dili öğreneceğim dedim. başladım okumaya. sistemli bir biçimde dünya romanlarından başladım, arkeoloji, tarih, felsefe, politika, edebiyat teorisi derken yardırdım yürüdüm. o güne kadar okuduğum kitapları saysam 50 değildi. 5 yılda okuduğum kitap sayısını bilmiyorum. 1300'ün üzerindedir. haftada 4 kitap bitirdiğim oluyordu. kitaplığımı görseniz dudağınız uçuklar. sıfırdan başladım seni seviyorum demeye.
ne mi oldu? şimdi fransa'da modern edebiyat üzerine yüksek lisans yapıyorum. 2.yılımdayım. doktoraya başlayacağım. tezimi tamamladım. bir de kitap yayınladım türkiye'deyken. hepsi seni seviyorum demek için başlamıştı. gelinen noktaya bak. ya biri bu kadar sevilir mi be salak adam diye düşünüyorum bazen. neyse, geride kaldı hepsi. tekrar birini seversem artık efendi gibi çiçek falan vereceğim ya. manyaklığın lüzumu yok ahsdha.
devamını gör...
596.
…görünce/duyunca aklıma sen geldin.
edit: yukarıdaki yazarın paylaştığı dudak uçuklatan hikayeden sonra baya boş kaldı ama napalım.
edit: yukarıdaki yazarın paylaştığı dudak uçuklatan hikayeden sonra baya boş kaldı ama napalım.
devamını gör...
597.
kadıköy'de güzel bi ciğerci açılmış.
gidek mi ?*
gidek mi ?*
devamını gör...
598.
solumda yürü.
devamını gör...
599.
ben sana mecburum, bilemezsin.
devamını gör...
600.
hayal et sevgilim şarkısını göndermek için çok mu geç oldu ya.
devamını gör...