doğal seleksiyondur. bir kişi başka bir insandan sevgi dilenecek kadar aciz olmamalıdır. özellikle bir erkek bu kadar düşük bir zayıflığa yakalanmamalıdır. her intihara üzüleceğiz diye bir şey yok.

sadece onuru için intihar edenlere saygı duyarım. böyle zayıflıklardan tiksiniyorum.
devamını gör...
kendine yazik etmis gençtir, o intikam almak istediklerin vicdanlarina bosverip iki gün sonra unuturlar, inadina yasamali insan.
devamını gör...
herkes istiyorki devamlı savas halinde olalım, cat cut milletle dövüselim, had bildirelim, sevmeyeni sallamayalım, seveni de sallamayalım. şu dünyada bir tek kendimizi sevelim önemseyelim. en degerli bizim pembe popomuz çünkü. bu üzüldüğüm genc arkadaşım cok naif bir kalbe sahipmiş. böyle insanlar çok kırılıyor ve herkes bunun üstesinden gelemiyor maalesef. kendine biraz daha zaman tanıyabilseydi keşke. bu dünyada hala sevmeyi seven, sevenin kıymetini bilen insanlar oldugunu düşünüyorum. onu çok iyi anlıyorum böyle hissetmemiş cok az insan vardır. ve bu sevmek ve sevilmek istegini kaybetmemiş insanlar da tabi. mesele denk gelebilmekte.
devamını gör...
sevilmediğini bilmek, hissetmek hiç öyle kolay kolay baş edilebilecek bir şey değil.

bu mektubu bir çok farklı sosyal medya mecrasında gördükten sonra konuyla ilgili, insanların bu kardeşi sevmemesinden şikayet ettiğini gördüm. "seni sevmeyenleri ben de affetmiyorum" demiş birisi mesela. arkadaş, sen de o grubun içindesin. belki tanımıyordun da o yüzden sevmen kısmet olmadı. ama belki tanısaydın sen de sevmeyecektin, bunu bilemezsin.

biz insanlar, kimi sevip kimi sevmeyeceğimize karar vermiyoruz. sevgi, kendiliğinden olan bir şey.

ölüp giden genç adına üzüldüm. hayatta neyi yanlış yapmış, neyi doğru yapmış benim ahkam kesebileceğim bir şey değil.

ancak hâlâ nefes almakta olan diğer insanlara "sevdiklerinize, değer verdiklerinize bunu hissettirin" diyebilirim.
hâlâ nefes almakta olan ve "ben de sevgisizlikten öleceğim" diye düşünen varsa, bu arkadaşlar için de söyleyecek çok şeyim yok açıkçası. sevilmek uğruna nelerden vaz geçtik, sevilmek uğruna neydik, ne olduk. ama olmayınca olmuyor işte. sevmiyorlar, gönülden gelmeyince.

"seni seviyorum" diyenler de var tabii. yalan da olsa söylüyorlar bunu. o sözlerle biraz hayata tutunuyoruz. sonra sevmediğini ya da "artık" sevmediğini anlıyoruz. yıkılıyoruz. (bkz: aşk acısı)

başka insanların duyguları, kararları, hal ve hareketleri bizi ne kadar az etkilerse o kadar dimdik ayakta kalabiliriz, o kadar her şey gönlümüzce olur.
devamını gör...
ben gencin bu mektubundan, ülkedeki belli bir zihniyet veya şartlar yüzünden intihar ettiği sonucunu pek çıkaramadım maalesef. mesele oldukça şahsi duruyor.

ama elbette ki bu gencin canına bu şekilde kıymasına üzüldüm. yine de intihara eğimli birinin suçu direkt topluma yada herkese attığına bakılacak olursa, bu pek de sağlıklı bir zihnin ürünü gibi gözükmüyor.

çünkü bu toplum, hemen hemen hepimizi zorluyor. bazen sinir krizleriyle, hatta bazen ölüm ihtimalleri ile sınıyor. bunlardan kaçmanın yolu hiçbir zaman intihardan geçmedi. ben birkaç arkadaşımı intihardan kaybettim, ve inanın ki çözüm bu değil.

arkanızda bıraktığınızı sandığınız şeyler acılarınız olmuyor, sadece gözü yaşlı bir aile ve dostlar bırakıyorsunuz ardınızda...

bu genç kendisine yardım ediyor muydu bilinmez, yine de keşke her şeye rağmen yardım edebilecek yakınlara sahip olsaydı. tanrı rahmet etsin...
devamını gör...
sosyal medyanin ne kadar ikiyüzlü oldugunu bi kez daha anlıyoruz. bakiyorum yine herkes cok duyarli,cok üzülmüş.... burada bile bazen denk geldiğim yok fakir erkegi sadece annesi sever,sisman insan iticiligi,cirkin insan ozguveni vs tarzi basliklar acip insanlari dışlayan,ötekilestiren,öz guvenini yerle bir edip sosyal iliskilerini kopma noktasina getiren bizler değilmiş gibi gelmis ne kadar üzüldüğümüzu yaziyoruz... bazı yerlerde hemcinslerimin soyle yorumlara denk geldim; keske bi yerde denk gelseydik dertlesseydik yazmis... adam yaniniza saat sormaya gelse bile tipine,kıyafetine bakip muhatap bile olmayacaktiniz belki de. "dünya hassas kalpler icin cehennemdir" bazen bu sözü iliklerime kadar hissediyorum...
devamını gör...
bir anne olarak, çok can yakıcı bulduğum mektup.
işim gereği gençlerle çalışıyorum, hepsi ayrı pırıl pırıl.
ne zaman sevgisizlik yüzünden intihar eden bir genç haberi okusam, yanımdaki gençlere sarılasım geliyor.
tabii yapmıyorum ama sözlerimle dokunmaya özen gösteriyordum.
bu genç, kendi sonunu kendi hazırladı. keşke kendine son değil, başlangıç yapacak kadar inansaydı kendine.
sevgi beklediği insanların, beş para etmez insanlar olduğunu, gösterecek kadar şans verseydi dünyaya.
beş para etmez insanlara, onlara ihtiyaç duymadığını, yaşayarak haykırsaydı.
başaramadı.
tüm hayal kırıklarını bırakıp gitti.
onun hayal kırıklarını toplayıp ona hayallerimi veremeyiz.
kalan gençlere sarılarak, kalan gençleri kurtarabiliriz.
dolmuşta sıkışık duran genç, otobüs bekleyen genç, sınavına çalışamayan genç vb.
çoğunun gönlü hayal kırıklığı ile dolu, sonrayı merak bile etmiyorlar.
onlara sonra ile ilgiki umut vermek zorundayız.
sonralar kuşlardır, kır çiçekleridir, bulutlardır, yıldızlardır.
bakın onlara ne olur!

bakın onlara, içinize çekin onlarla beraber havayı.
bakmayın, sizi sevmeyi beceremeyen beş para etmez insanlara.
sadece güzelliklerine bakın.
aynaya bakın mesela.
ışıldayan gözünüze bakın, göz kırpın ona, bu da geçer deyin ve geçene kadar terk etmeyin kendi geminizi.
gençler hepinizi allaha emanet ediyorum, bize lazımsınız, bizi bırakmayın, hepiniz bu dünyayı kurtaracak potansiyele sahip biter matrixsiniz.
her birinizin donanımı çok kıymetli.
her biriniz dünyayı o donanımla yeniden inşa edeceksiniz, bi bilseniz, ne kadar kıymetlisiniz
devamını gör...
hayatta öğreneceğin en büyük şey
sadece sevmek ve karşılığında sevilmektir
- nature boy-

arkada çalsın:


sevgi, hakikisi çok zor bulunan, bulunduğunda kaybetmemek için çaba isteyen bir duygu. abartısız, hayattaki en önemli duygu. kötü giden şeylere, hayatta kızdığınız kötü insanlara bakın, her zaman arkasından sevgi eksikliği çıkar.

bu yüzden "şişko erkekle evlenen kadın", "bir kadının ikinci erkeği olmak" vs. gibi başlıklarda eğlencenin ötesinde bir hakikat aramayın. birinin oyununu hayatınızın ciddiyeti yapmayın. birini gerçekten sevdiyseniz, karşılıklıysa, saçma sapan, sizin gönlünüzün koymadığı, kafanıza soktuğu zehirlere yenilmeyin. bunları söyleyenler sevgiyi en son, o da en fazla annelerinden görmüş, ağır sevgisizliklerini yansıtan insanlar.

bu arkadaşın durumunu anlıyorum. bir tarih vermiş, muhtemelen bir reddedilme tarihi çıkacak. özellikle ergenlikte - ve anladığım kadarıyla hayatın bir iki kritik döneminde daha- kendini yapayalnız hissedenler var. hepimizin sınıfında konuşmayan ya da sinire kesmiş o hüzünlü öğrenci vardı. biri ona "3 sene sonra hatırlamayacaksın" dediğinde 3 gün sonrasını nasıl çıkaracağını düşünüyordu. ama 3 sene nedir ya hayatta.

üzüntüyle yazdım, pek de toparlayamadım. silerim tahminen.
devamını gör...
benim yunus gibi hissettiğim zamanlarım oldu, her yazdığı kelimeyi öyle iyi anladım ki diyecek hiç bir şey yok, ışıklar içinde uyusun sevgisizliğin insanlara neler yaptırabileceğini görüyoruz.
devamını gör...
az bir zaman sonra benimkinide okuyabilirsiniz .
devamını gör...
üzüldüğüm bir mektuptur. ancak keşke bu kardeşimizin karşısına keşke güzel insanlar da çıksaydı. nitekim zorbaların olduğu ortama düşmek gerçekten sinir bozucu bir şeydir.
devamını gör...
klişe lafların söylendiği başlık. sevgi görmemek nedir bilir misiniz bilgisayar fatihleri ? ya da sevip de sevilmemek. yalnızlık kolay mı peki ? değil . kimse değer vermez sevgine çünkü sen onlar gibi değilsindir. senin sevginden bile tiksinebilirler. o kadar kişi varken neden bu diye. hayatta her adım bir mücadele. üzülüyor insan böyle haberlere . o da isterdi yaşamak ama demek ki gücü kalmadı. mekânı cennet olsun.
devamını gör...
öncelikle allah rahmet eylesin diyelim kendisine.

olaya gelirsek: özbenliğini, kendi kendisini bile sevememiş bir insanın; başka insanlar tarafından "sevilmediği" gerekçesiyle yaşamına son vermesi; olsa olsa gerizekalılıktır.!

e bilader! "başkaları tarafından sevilme/onaylanma gereksinimi" olayını niye bu kadar abarttın ki? kimse seni sevmiyor diye intihar etmek nedir be olm? kimse seni sevmiyor mu? sevmesin olm ne var bunda? belki insanların gözünde "ilgi/sevgi dilencisi" gibi ezik/sinik bir tipoloji gibi göründüğün için insanlar tarafından itici bulundun ve sevilmedin. e ne var ki bunda? hadi, onlar sana sevgi göstermedi ve bu konuda haksızlık yaptılar?. e bari sen kendini sevip ve kendine haksızlık etmeseydin de yaşasaydın.

sen kendine varlığına saygı duyma. kendini sevme. kendi benliğini içselleştirme. sonra "insanlar beni neden sevmiyor? ühü ühü" diye zırla dur. sana ne olm insanlardan? insanların seni sevme zorunluluğumu var? kimsin olm sen? kendini "insanlar tarafından sevilmesi gereken kişi" olarak görme sebebin ne? narsist misin? megaloman mısın? sevmiyorlarsa sevmiyorlar olm ne var bunda? belki sevilmeye layık biri değilsindir olm ne bileceksin?

sevmeyi, sevilmeyi ve bu duyguların insan ruhunu iyileştiren o muhteşem hissiyatını her canlı organizma yaşamalı ve yaşamak ister. bu konuda hepimiz hemfikirizdir. ama, bu duyguyu yaşamıyorsun diye yaşamından feragat ediyorsan; bu da, sensin şahsi gerizekalılığın oluyor işte.
devamını gör...
zayıflıkmış ,bilmem neymiş yazanlar olmuş. biz bu insanın ne yaşadığını biliyor muyuz, onu bu hale getiren neydi biliyor muyuz? sadece yazdığı birkaç satırlık mektuptan çıkarım yapıyoruz. sevgisizlik kelimesini yazmak, okumak kolay ; yaşamak çok zor. ailesinden neler gördü, nasıl bir çevrede yaşadı, nelere maruz kaldı? hayal edemeyeceğimiz kadar kötü şeyler yaşayan insanlar var ve her yük de herkese aynı derecede ağır gelmiyor. bir insanı hayata bağlayan hiç bir nedenin olmaması çok acı ama en üzücü olan kısmı şu : ölümü hiçbir şeye çözüm olmayacak sadece sevilmek isteyen bir yunus artık bu dünyada olmayacak.
devamını gör...
''canına kıymak'' denilen tabir ne kadar yumuşatılırsa yumuşatılsın bir kor gibi düştüğü ailenin tamamını yıkıma götüren, düşmanınızın bile yaşamasını istemeyeceğiniz bir kavram. amin maalouf'un afrikalı leo'daki ''bir toplum en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda dağılmaya başlar.'' cümlesi bugün gençlerin içine düştüğü umutsuzluğun en net tanımı. gelecek kaygısı, kutuplaştırılmış bir toplum, adaletsizliğin hüküm sürdüğü topraklar beraberinde sevgisiz ve kapkara bir ülke yarattı. dolayısıyla hayatının baharını yaşamak isteyenler bu puslu ve sisli gelecekten etkilenen en zayıf halkalar ne yazık ki...
devamını gör...
birileri tarafından sevilmiyor olabilirsin fakat kimse seni sevmiyorsa kendinde sorun arayıp çözümlemeni yapman gerekir. illaki seni sevecek birilerini bulursun.

arkadaş ölmüşse allah rahmet eylesin fakat hastanelerde yaşama tutunmaya çalışan, tutunamayan nice insanlar varken, zaten bir gün ecelinle öleceğin bir dünyada "beni sevmiyorlar, o zaman öleyim." demek bence çok lüks bir davranış.

2 gün daha fazla yaşamak için her şeyini vermeye hazır bu kadar insan varken.. gerçekten lüks bir davranış. zaten öleceksin be kardeşim, ne acelen var. istemesen de ölüyorsun yani.
devamını gör...
basbaya psikolojin bozukmuş işte bozuk değil demeyin demiş bir de.
devamını gör...
insanın akıl sağlığı pamuk ipliğine bağlı olduğu özellikle şu zaman dilimde mektubun paylaşılması insanların zaten bozuk olan psikolojilerine hasar verme ihtimalini düşünmek gerekli. sevgisizlikten ölmek isteyen birini beddua ederek mektubunu bitirmesi de 'insanın heybesinde ne varsa onu infak eder' sözünü akla getirmiştir. umarım gittiği yerde mutlu olur.
devamını gör...
ah!..

" anlatmak isterdin kendini durmadan
bir bardağa bile olsa.
ne diyecektin, ne söyleyecektin
şairlerin şahı olsan,
bir ah’dan başka.
bana yıllarca, bunca sözü boşa söylettin.
ah!..”

(bkz: didem madak)
(bkz: ah'lar ağacı)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevgisizlikten canına kıyan gencin mektubu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim