sıcak havada çay içmek

köydesindir ve o esnada bayram temizliği için halı yıkıyorsundur...olay tartışmaya kapalı

hararet yapar. akıl kârı değildir.
enayiliktir. angutluktur.

sadece karadenizlilerin anlayacağı mistik durum.

sado mazo tipi bir hareket.

sadece kahvaltıda içerim o da peynirle iyi gidiyo diye.

çay harareti alır deyimindeki cay derenin küçüğü olan cay
yok ben çay icmeden duramam diyenlerdenseniz her bardak cayin arkasindan bir bardak su iceceksiniz diyor hipokrat'ın torunları:)
ozellikle yaz aylarinda

eski bir atasözü var: "çay yok hayat yok; çay yok hayat yok"
müyendiz olarak çalıştığım günlerde, sıcak, soğuk, yaz, kış ara vermeden günde minimum 30 bardak içerek yaptığım aktiviteydi. antalya'da kendi çayımı kendim yapınca sayı 15'e falan düştü. iki litre'den az olmamak koşuluyla su da içerim.

kışın bile sıcak içecek içemezken yazın nasıl içildiğini anlamıyorum.

allah kurtarsin der geçeriz..

damarlarında kan yerine çay akan insanın yapacağı iş. akıllı mıyız? yo. deli miyiz? yo. ne olduğumuzu biz de bilmiyoruz. sadece içiyoruz. hunharca içmeye devam ediyoruz.

geçen gün kızım terasta şişme havuza girerken çay aldım çıktım yanına. diplomasız can kurtaranlık görevi şakaya gelmez. vakit geçsin diye çay aldık. bir ara içeri gittim ve geldiğimde çay bardağı bıraktığımdan daha sıcaktı. işte orman yangınları hep böyle çıkıyor. *

yıl 2080 ve emine hâlâ bu başlığa tanım giriyor olacak.

çok sevdiğim eylem. hatta kendime çay demliyorum şu an. çünkü canım öyle istiyor.

artık ağlayarak çay içiyorum.

klima olmayan ortamda çaydanlıkla bakışıyorum, bir bardaktan bir şey olmaz diyorum, soranlara da şey diyorum,

onlar gözyaşı değil, nem çok nem.

"çayı ne kadar seviyorsun ki" diyenlere cevabım. kahvaltıda çay demirbaştır benim için. evdeysem beş çayı olayım vardır. saati beş olmayabilir, oraya çok takılmayın. akşam yemeği öncesi atıştırmalığı ve çayı olarak adlandırabiliriz. bizim sevdamız böyle. iki sıcak gördük diye bırakacak olsaydık, başlamazdık. mecnun leyla'yı bırakmış mı, çöl var diye.* sonunu toparlayamayacağım gibi. o yüzden, şöyle yapalım:

(bkz: çay erdal bakkalda içilir)