şirince

kıyamet kopacak diye sağlam keriz silkeyen yer.

izmir'in selçuk ilçesine bağlı, tarihinin m.ö. 5 yüzyıla kadar gittiği ifade edilen; mimari dokusu hemen hiç bozulmadan korunabilmiş, el işleri, çöp kebabı ve şarapları ile ünlü bir belde.

ünlü yunanlı yazar dido satirio'nun çok bilinen romanı "benden selam söyleyin anadoluya" adlı romanının yaşandığı mekandır. ekonomisi üzüm ve zeytin başta olmak üzere tarıma dayanırken, son 2-3 yıldan beri otantik özelliği olan evlerinin pansiyona dönüşmesiyle iç turizmin önemli bir noktası haline gelmiştir.

bağcılık giderek endüstriyel yönüyle öne çıkarak şarap üretimi için yapılır olmuş geleneksel üzüm üretimi kaybolmuştur. piyasada bu beldenin adını taşıyan, iyi sayılabilecek şaraplar vardır.

tom cruise denen, filmlerde "imkansız görev"lerin adamı olan kişinin gerçek hayatta ödleğin teki olduğunu ortaya çıkaran yer. ne oldu, kıyameti önleyemeyeceğini anlayıp şirince'ye sığınmayı düşündün di miiiii? bak 2012'de kıyamet de kopmadı. batıl inançlı olduğun da ortaya çıkmış oldu böylece.

çok tatlı, çok güzel bir yer. sadece ben en son gittiğimde aşırı soğuktu.(u: hashah yokuşları ve merdivenleri çok.
bu yüzden sizlere önerim, giyeceğiniz ayakkabılar ona göre tercih edin. ha bir de bir yerde çok güzel bir gözleme yemiştim, adını hatırlamıyorum.)

gerçek olan şu ki, romalılar daha 1000 yıl öncesinden neresi yaşanacak yerdir biliyormuş
(ne şanslılar bizim gibi orman biçen cahil hödük laz mütahitlerin devrinde yaşamamışlar)
çok ilginç ? yaşamak için şu an selçuk ve şirince diye bilinen yerleri seçmişler
o rumların, 100-150 sene öncesinin imkanlar ile yaptığı binalar ? hepsi sanat eseri.
sonra onları gönderip mübadilleri almışlar, onların yaptıkları binaları da gittiğinizde
görürsünüz (şimdi bir takım hıyarlar hep kötülüyor diyecekler)
hele esnafı ? saygısız, gözünden dolar işareti çıkan, ykaladığını öpmeye çalışan tipler
anladık belli, çoğu oralı değil, denizliden uşaktan aydından bilmem nereden kalkmış
parayı bulmaya gelmiş at hırsızı kılıklı tipler, orada yaşayanlara söylüyorum
böyle derdi başı para olan tipleri sokmayın, kiraya vermeyin....
kendini yapın. o herif seni düşünmüyor ki, orada nasıl bir kaç turist tokatlarım
nasıl yolumu bulurum, senin adın kötüye çıkmış kimin umurunda ?
şimdi şarapçıların köyü diyip millet gırgır geçiyor
sen tarihini sahip çıkmazsan
allllaaaaaaan köylüsü kalkar gelir bir yerlerden
3 kuruş menfaatı için de ortasına sıçar.
insanlar o kadar para ve zaman harcayıp geliyor
bu soytarıları bulmak için mi ?
hiç beğenmedim, kimseyede tavsiye etmiyorum
onun yerine efes i dolaşın 10 defa daha iyi.

bi ara "kıyamet kopacak, şirince ayakta kalacak" safsatası vardı, millet oraya akın etmişti falan

(bkz: kafalar)

izmir'in selçuk ilçesine bağlı bir köy. şaraplarıyla meşhurdur. köyün bir diğer önemli özelliği ise evlerinin manzarasının diğer evler tarafından kapatılmamasıdır. iki adet kilisesi mevcuttur. birisi ibadete açık olup aynı zamanda müzedir.

son iki yıldır ziyaret etmediğim için şarap fiyatlarını bilmiyorum. fiyatların arttığı, hatta normalden çok çok arttığı kesin; -ki zaten pahalı bir yerdir. fakat şarapları gerçekten çeşit çeşit ve çok güzeldir.

çok miktarda pansiyon bulunur. pazarlık şansınız olmakla birlikte seçenekleriniz maalesef; çok zayıf! fakat günübirlik ziyaret için uygun. şirince'de içkili yemek yemeyecekseniz kalmayın zaten! selçuk'ta kalmak daha uygun. eşiniz dostunuz varsa en en güzeli!

selçuk merkez ile olan yol bağlantısı biraz çetrefillidir. bu bakımdan tavsiyem özel aracınızı selçuk merkezine bırakmanız ve minibüs ile gitmenizdir.

ismi var bişey de yok.

balon bir yer.

asıl adı çirkincedir ve hakikaten çok çirkince inşa edilmiş bir yerdir.
bunun suçlusu rumlar değildir.
ezikliğin 2. sınıf insan olarak hissetmenin ve ezilmemek ve göze görünmemek için dandikliğin içine sığınmanın öyküsüdür.
benzer bir psikolojiye benim babamda sahipti adam herşeyin en dandiği neyse onu arar bulur ve beğenirdi. kafası uçuk ve manik biriydi. ve bu onu ikinci sınıf hissetmeye götürüyor ve dibine kadar ezik yapıyordu.
benzer bir şeyden engin ardıçta bahsetmişti babasının tam bir memur olduğunu anlatıp kim kusup duruyordu.
oysaki türklerin yapıları geçmişte çok daha görkemliydi, neticede hakim olan türklerdi ama maalesef hepsi ahşaptı.
büyük dedem oldukça varlıklıymış. bizim şimdi çoğu sökülen evi keşke görseydiniz. boğazdaki yalıların birçoğundan bile daha büyüktü. ve duvarlarındaki sanatları görseydiniz saraylarla yarışırdı.

türkiye'den çine tüm asyalıların kültürü buydu, evlerini ahşaptan yaparlardı. taştan ev yapmak roma (özellikle yunan italyan) kültürüdür. ha keza anadoluda gördüğünüz eski taş evlerin çoğunluğu (muhtemelen hepsi) hristiyan tebanındır.
ve batıda harika şatoların içinde gezerken türkiyede sadece sanatsız taş evlere rastlarsınız.
çünki bizde çogunluğu oluşturan halk asya kültürüne sadık kalmış ve evlerini ahşaptan yapmıştır, o yüzden bugüne gelen pek azdır. azınlık olan hristiyan halksa süssüz yapıların içine sığınmıştır.

geçtiğimiz pazartesi ziyaret ettiğim, nasıl bu kadar ünlü olduğunu hala anlayamadığım balon köy. hiçbir numarası yok.

efes antik kentinden attığım 786 storyden sonra eş dost "oloooomm efese kadar gittin şirince'ye gitmedin mi kafan mı iyi" diye çemkirmesin diye gittim ama rezalete yakın bir deneyim oldu.

airbnb'den datluş bir pansiyon buldum gittim ama park yeri yok. hatta yolları o kadar dar ve bakımsız ki yol bile yok diyebiliriz, 45 dakika park yeri aradım sonra sinirlenip saçma sapan bir yere yanından başka bir arabanın çok zor geçebileceği şekilde park ettim. hala nasıl kimsenin sürtmediğine şaşırıyorum.

neyse park edip pansiyona geçtim, oda görüntü olarak güzel ama geri kalan her şey leş. tek kullanımlık terliklerin içinde saç telleri cirit atıyor, nevresimler kullanılmış gibi kokuyor, tek kullanımlık duş jelinin yarısı yok, yerlerde duştan çıkanların bıraktığı ayak izleri falan böyle leş bir oda.

sabah gitmeden şarap alayım dedim ama pansiyon sahibinin söylediğine göre satıcıların çoğu şarapları tekelden alıyormuş şirince şarabı diye satıyormuş.

gitmeyi düşünen varsa hiç denemesin. yakınlardan rasgele bir köye gidin köylülerle sohbet edin, organik sebze meyve alın, sıpaları keçi yavrularını vs sevin daha iyi hissedersiniz. denendi, onaylandı.

bir esprisi yok.millet hala geliyor. zengin ettiniz oradaki bazı sahtekarları. şirince şarabı falan yasak artık elde üretim. hepsi aynı fabrika dolumu. millet şirince şarabı diye üzümlü meyve suye alıyola ya.

elde yapan var ama o da satmaz size.iyice kanka falan olmanız lazım.

alkol kullanmamak sağlığa yararlıdır.