sözlük yazarlarının garip özellikleri
başlık "acizanefikrim" tarafından 06.05.2021 16:18 tarihinde açılmıştır.
81.
küçük l harfinden nefret ederim. yazamam da yazarken. normalde büyük harf sevmemem rağmen tam tersine l harfinin de küçüğünü sevmem. el yazımda büyük l harfini küçük punto ile araya sıkıştırırım. öyle bir manyağım.
devamını gör...
82.
çocukluğumdan beri evde zeytin olmaması beni sinirlendiriyor. benim için kavga sebebi. öyle aman aman zeytin yiyen biri değilimdir ama evde zeytin kalmamışsa sakın kalamiyorum. zeytin yoksa huzur da yok bereket de yok barış da yok.
devamını gör...
83.
burada çok mutsuz, keyifsiz, dertli gibi duruyorum ama aslında aşırı neşeli biriyimdir. yani en azından eskiden öyleydim.
devamını gör...
84.
kendimi sürekli dilimle dişlerimi sayarken buluyorum ne saçma bir şey a*k
devamını gör...
85.
gördüğüm arabaların plakalarını okuyorum.
devamını gör...
86.
domatesten iğrenirim ama salça ve ketchap yerim. deli olduğumu , onların domatesten yapıldığını iddia eden arkadaşlarım oldu ama rica ediyorum bu bahsi kapatalım lütfen.
devamını gör...
87.
çamaşır makinesi izlemeyi seviyorum veya koşup koltukların üstüne atlaya atlaya tepinmeyi.
devamını gör...
88.
kreme ve çekirdeğin tuzuna alerjim olması benim için epey garip.
devamını gör...
89.
koku benim için çok önemli, ben de birşeyler uyandırmalı.
devamını gör...
90.
garip midir bilmiyorum ama afyonum patladığında istinasız 2 defa hapşırırım, arka arkaya.
edit: bundan emin olabilmek için kendimi 1,5 sene gözlemledim.
edit: bundan emin olabilmek için kendimi 1,5 sene gözlemledim.
devamını gör...
91.
#2697946 1 hapşırık fark ile efe karahanlı olmak ister misiniz? benim her özelliğim garip. gidip sırf zevk için otobüs alabilen bir manyağım.
devamını gör...
92.
benim weirdo listem ;
1) her sabah uyanır uyanmaz, istisnasız tartılırım. vücut değerlerimi kontrol etme güdüsünü seviyorum. bu özellikle yaptığım spora denk yemek yeme alışkanlığımı sabit tutuyor.
2) her sabah kendi kahvaltımı kendim hazırlarım ve öğünlerimi başkasının hazırlamasından hoşlanmam. içeceğim bitki çayına kadar ben demlerim.
3) sinirli / üzgün/ mutlu olduğumda en yüksek seviyede müzik dinler ve dans ederim. bu hissettiğim duygunun yoğunluğunu vücudumdan atmamı sağlar.( etrafa ve olayın muhattabı kimse zarar vermemek için, kişisel olarak duygularımı böyle kontrol ediyorum)
4) manyak alışveriş yaparım ama öyle böyle seviyede değil. bu kendimi mutlu etme ve şımartma şeklimdir. başkasının beni mutlu etmesi odaklı yaşamam, duygusal açıdan ve maddi olarak kendi taleplerimi kendim karşılarım. bu yüzden müdanam sadece kendimedir. erkek arkadaşım beni çok sevsede, bu asi ve özgür yönümü törpülemek için hala çok uğraşıyor.
5) iradem çok güçlüdür hele ki yemek konusunda. gerekirse önüme 1 sofra tatlı konsun "yemem" dediğimde yemem. - ki konduğu oldu.- önüme bir borcam en sevdiğim tatlılardan biri olan şekerpareyi koydular ucundan bir çatal bile almadım, eve frambuazlı pasta getirdiler: yemedim, bayıldığım künefeyi yediler yanımda; oralı olmadım, regl oldum diye sevgilim en sevdiğim çikolata olan çilekli milkadan 2 paket yolladı; annemle babam yedi.
ben kafada bitirdiğimde, bitiriyorum. yeter ki kendimi şartlayayım.
bir baktım da allahım benim sevgilime cidden sabır versin.
1) her sabah uyanır uyanmaz, istisnasız tartılırım. vücut değerlerimi kontrol etme güdüsünü seviyorum. bu özellikle yaptığım spora denk yemek yeme alışkanlığımı sabit tutuyor.
2) her sabah kendi kahvaltımı kendim hazırlarım ve öğünlerimi başkasının hazırlamasından hoşlanmam. içeceğim bitki çayına kadar ben demlerim.
3) sinirli / üzgün/ mutlu olduğumda en yüksek seviyede müzik dinler ve dans ederim. bu hissettiğim duygunun yoğunluğunu vücudumdan atmamı sağlar.( etrafa ve olayın muhattabı kimse zarar vermemek için, kişisel olarak duygularımı böyle kontrol ediyorum)
4) manyak alışveriş yaparım ama öyle böyle seviyede değil. bu kendimi mutlu etme ve şımartma şeklimdir. başkasının beni mutlu etmesi odaklı yaşamam, duygusal açıdan ve maddi olarak kendi taleplerimi kendim karşılarım. bu yüzden müdanam sadece kendimedir. erkek arkadaşım beni çok sevsede, bu asi ve özgür yönümü törpülemek için hala çok uğraşıyor.
5) iradem çok güçlüdür hele ki yemek konusunda. gerekirse önüme 1 sofra tatlı konsun "yemem" dediğimde yemem. - ki konduğu oldu.- önüme bir borcam en sevdiğim tatlılardan biri olan şekerpareyi koydular ucundan bir çatal bile almadım, eve frambuazlı pasta getirdiler: yemedim, bayıldığım künefeyi yediler yanımda; oralı olmadım, regl oldum diye sevgilim en sevdiğim çikolata olan çilekli milkadan 2 paket yolladı; annemle babam yedi.
ben kafada bitirdiğimde, bitiriyorum. yeter ki kendimi şartlayayım.
bir baktım da allahım benim sevgilime cidden sabır versin.
devamını gör...
93.
sevdiğim her seyin önüne ya da arkasına fare eki ekliyorum. fareyi de hiç sevmem.
sevgilime ask farem
yeğenime tırtık farem
kedime fare surat
vs vs vs
sevgilime ask farem
yeğenime tırtık farem
kedime fare surat
vs vs vs
devamını gör...
94.
her şeyi koklarım damacanadan doldurduğum su dahil. kokuyo olması gerekmez o an temas kurmuş olmam yeterli tabak çanak kalem akbil ilk önce bi kokusuna bakarım sebebini hiç bilmiyorum ilk okulda bile yapardım bunu.
devamını gör...
95.
tuvalette 15 dk zaman geçirmek
devamını gör...
96.
çocukken aşırı sakız çiğnerdim (bazen günde 7-15 tane) ve çoğunu yutardım. atmaktan çok neden yutma isteğim oluyordu bilmiyorum.
ve çiğneme süremde kısa yani. ortalama 20-30 dk.
nadiren 2-3 saat çiğnediğim olurdu.
kendime "yutmak zararlı bunu en son atacağız." derdim ama unutur yutardım yine. veya "hemen yutmayacağım. bu sakız, biraz çiğnemesi uzun sürmeli. uzat süreyi." derdim ama az çok etkisi olurdu.
eskiden bir de teklilerin kutusuyla alırlardı 4'lü idi galiba onlar. benden saklarlardı ama hep bulurdum. "koklaya koklaya buluyor." derlerdi o derece sakızı kaçırmazdım 6-7 yaşındayken. çok değişik yerlere saklıyorlardı ama çiğneme sürem düşük olsa da severdim çiğnemeyi. o yüzden bulmak şarttı. kutunun %80-90'ınını ben tek çiğnerdim. ve yuttuğum için saklıyorlardı zaten yani sakladıklarını sanıyorlardı. kutu tekli diye yarıya inmeden çok fark edilmiyordu. her kutuyu açıp hepsinden 4-5 tane alıyordum.
ve çiğneme süremde kısa yani. ortalama 20-30 dk.
nadiren 2-3 saat çiğnediğim olurdu.
kendime "yutmak zararlı bunu en son atacağız." derdim ama unutur yutardım yine. veya "hemen yutmayacağım. bu sakız, biraz çiğnemesi uzun sürmeli. uzat süreyi." derdim ama az çok etkisi olurdu.
eskiden bir de teklilerin kutusuyla alırlardı 4'lü idi galiba onlar. benden saklarlardı ama hep bulurdum. "koklaya koklaya buluyor." derlerdi o derece sakızı kaçırmazdım 6-7 yaşındayken. çok değişik yerlere saklıyorlardı ama çiğneme sürem düşük olsa da severdim çiğnemeyi. o yüzden bulmak şarttı. kutunun %80-90'ınını ben tek çiğnerdim. ve yuttuğum için saklıyorlardı zaten yani sakladıklarını sanıyorlardı. kutu tekli diye yarıya inmeden çok fark edilmiyordu. her kutuyu açıp hepsinden 4-5 tane alıyordum.
devamını gör...
97.
kendi kendine çok fazla konuşmak.
devamını gör...
98.
metroda yolculuk yaparken insanların dış görünüşüne bakarak onların ne iş yaptığını tahmin etmeye çalışırım kafamda senaryolar yazarım.
devamını gör...
99.
ani karar alabilme yeteneğim. mesela şu an oturduğum yerden kalkıp 15 dk sonra aştiye giden otobüse yetişebilirim. sonrası allah kerim.
editto: biriniz de çıkıp demedi ki bu saatte aştiye giden otobüs mü var, ulan hepiniz ordaydınız be! sabaha kaldı plan. *
editto: biriniz de çıkıp demedi ki bu saatte aştiye giden otobüs mü var, ulan hepiniz ordaydınız be! sabaha kaldı plan. *
devamını gör...
100.
not defterleri ve kar küreleri biriktirmek istiyorum tabi sıradan olanlardan değil.
bugün kendime defter bakındım, uyguna buldum ve almak istedim. ablam ve abime ihtiyaçları var mı diye sordum ama istemediler. ve "o halde sadece kendime alıyorum. sonra gelip defterlerime konmaya çalışmak yok ona göre, zırnık koklatmam." dedim. birkaç saat geçti ablama dedim ki "16 tane, -aklıma gelenle- pardon 17 tane defter aldım, çok mutlu hissediyorum." dedim. ablam "oha niye bu kadar aldın, hani fakirdin, en son hatırladığın bana mı?" dedi. "yeni alanlara yelken açarken bölüm alanlarının üstünden geçmem gerektiğini fark ettim ve artık daha fakirim. ayrıca tabi ki de sana değil. o kadar sorup ısrar ettim hiç oralı olmadın, bana ne." dedim.
defter alma olayına da onlar yüzünden giriştim. defterlerimi bitirmişler ve aldıklarından birini yarım kullanmışlar, aldım bantladım öyle devam ettiriyorum daha gelip diyor ki "defterimi niye kullanıyorsun sana alma demedim mi?"
"dedin ama fark ettim ki bu benim, boşuna izin almışım. :)" deyince bozuldu ifadesi. dua etsin sakin halime denk geldi yoksa o tavrına "körsün galiba al yakından bak kimin defteri?" deyip suratına geçirirdim. defterlerimi kullanırlarken o tepkiyi vermemişim onun ne haddine?
o yüzden ısrar ettim alsınlar çünkü bu sefer benimkileri cidden kullandırtmayacağım. güzellerimin hepsi benim. <3
bu arada 17 tanesi 170 tl tuttu. boyut ve sayfa sayısı olarak bakınca gayet uygun. birini şansa yakaladım 100 tl den 32'ye düşmüştü. özel not defteri ve 120 sayfa. birkaç yıl önce bunun setini almıştım mor, lacivert ve beyaz. moru karakalem olarak kullanıyorum, laciverti anı defteri. beyazı da kitap alıntıları defterine dönüştürüyordum. çünkü bir gün kitaplarımı dağıtacağımı biliyorum, en azından onlardan bir şeyler kalsın istedim. kendimi uğraştırıp yormayı seviyorum sanırım ama değecekler...
bugün kendime defter bakındım, uyguna buldum ve almak istedim. ablam ve abime ihtiyaçları var mı diye sordum ama istemediler. ve "o halde sadece kendime alıyorum. sonra gelip defterlerime konmaya çalışmak yok ona göre, zırnık koklatmam." dedim. birkaç saat geçti ablama dedim ki "16 tane, -aklıma gelenle- pardon 17 tane defter aldım, çok mutlu hissediyorum." dedim. ablam "oha niye bu kadar aldın, hani fakirdin, en son hatırladığın bana mı?" dedi. "yeni alanlara yelken açarken bölüm alanlarının üstünden geçmem gerektiğini fark ettim ve artık daha fakirim. ayrıca tabi ki de sana değil. o kadar sorup ısrar ettim hiç oralı olmadın, bana ne." dedim.
defter alma olayına da onlar yüzünden giriştim. defterlerimi bitirmişler ve aldıklarından birini yarım kullanmışlar, aldım bantladım öyle devam ettiriyorum daha gelip diyor ki "defterimi niye kullanıyorsun sana alma demedim mi?"
"dedin ama fark ettim ki bu benim, boşuna izin almışım. :)" deyince bozuldu ifadesi. dua etsin sakin halime denk geldi yoksa o tavrına "körsün galiba al yakından bak kimin defteri?" deyip suratına geçirirdim. defterlerimi kullanırlarken o tepkiyi vermemişim onun ne haddine?
o yüzden ısrar ettim alsınlar çünkü bu sefer benimkileri cidden kullandırtmayacağım. güzellerimin hepsi benim. <3
bu arada 17 tanesi 170 tl tuttu. boyut ve sayfa sayısı olarak bakınca gayet uygun. birini şansa yakaladım 100 tl den 32'ye düşmüştü. özel not defteri ve 120 sayfa. birkaç yıl önce bunun setini almıştım mor, lacivert ve beyaz. moru karakalem olarak kullanıyorum, laciverti anı defteri. beyazı da kitap alıntıları defterine dönüştürüyordum. çünkü bir gün kitaplarımı dağıtacağımı biliyorum, en azından onlardan bir şeyler kalsın istedim. kendimi uğraştırıp yormayı seviyorum sanırım ama değecekler...
devamını gör...