sözlük yazarlarının kol saatleri
başlık "otistik şempanze" tarafından 05.01.2025 16:47 tarihinde açılmıştır.
101.
102.
örneğin kuveyt kralının yeğeni bana jovial marka saat hediye etmişti bursa'dayken. sene 1996. ..
devamını gör...
103.
geçen sene kardeşim hediye etmişti bir tane, bayadır görmüyorum inşallah yanlışlıkla çöpe atmışımdır, kızım ben saat takıyor muyum, sinirlendim bak yine hatırlayınca.
devamını gör...
104.
105.
106.
hamilton khaki field automatic
otomatik saate başlangıç olarak aldım ve memnunum.
gelgelelim, o başlangıçta kalmak biraz üzücü oldu. zira saat sevgisi geliştikçe beğeni kriterleri de baya değişiyor.
mesela, quartz saatler hızlıca ilgi alanından çıkabiliyor. otomatik piyasasında giriş seviyesi üstü iyi bir saat 3000 - 5000 $ bandında ki, onu da overrated orta segment isviçre saatlerinin domine ettiğini görüyorsun.
markanın değil, o markanın orta altı ve orta segmentte ürettiği saatlerin overrated olmasından bahsediyorum. fiyat-performans verimi bu noktadan üst segmente kadar hiç tatmin edici değil. 1000 dolara satın alabileceğin bir saate kıyasla çok büyük bir fark vaad etmezken fiyatlar 5-6 katına kadar çıkıyor. diğer yandan bütün markalar her yıl giriş seviyesinde 500-1000 dolar fiyat bandında piyasaya harika ürünler sürüyor. zira giriş seviyesinde rekabet çok güçlü. bir tarafta sağlamlık, mekanizma, cam kalitesi, güç rezervi, kadran işlemesi gibi kriterlerde gayet tatmin edici bir ürüne 1 birim ödemek varken diğer tarafta bu kriterlerde çok önemli bir fark vaad etmeksizin 5-10 birim talep ediliyor. genellikle önemli fark kordon kalitesinde oluyor. ki bu fark da o fiyat farkına değecek bir şey değil.
dahası, giriş seviyesinde piyasa o kadar geniş ve rekabet o kadar güçlü ki, bu durum üst segmentleri dahi etkileyip yeni tasarımlara yönlendiriyor. tissot prx’in retro rüzgarı ve citizen’le (tsuyosa, zenshin vs) rekabeti öyle bir talep yarattı ki, rolex bile buna bigane kalamayıp bir ürününün tasarımına (bkz: rolex land-dweller) yansıttı. keza bir tarafta kendine has retro tasarımlarıyla orient zaten yıllardır harikalar yaratıyor. diğer yanda seiko’nun giriş seviyede ürün çeşitliliği muazzam. gelgelelim, orta segmentte, özellikle isviçre markalarında böyle bir etki yine yok. hala benzer tasarımlar, benzer kalite/performans vaadleriyle piyasaya sürülüp görece çok yüksek fiyatlanıyor. orta segmentin geniş fiyat skalasında böylesi bir kısırlık var. (bu arada ‘orta segment’ derken giriş seviyesinin birkaç tık üstüne kadar olan seviyeyi kast ediyorum. yoksa profesyonel saat piyasasında rolex’i orta segment olarak sınıflandıran da var)
hasılı, saat zevkinin parayla bu kadar ilişkili olması, biraz da piyasadaki bu segment-fiyat orantısızlığından kaynaklı. tam da bu nedenle “bir tane saatim olsun ama kaliteli olsun” yaklaşımı 10-15 bin dolara çıkana kadar çok mantıklı bir strateji değil. orta segmentten bir tane almaktansa, giriş seviyesinden birden fazla satın almak bu şartlarda hem daha mantıklı hem daha ekonomik.
otomatik saate başlangıç olarak aldım ve memnunum.
gelgelelim, o başlangıçta kalmak biraz üzücü oldu. zira saat sevgisi geliştikçe beğeni kriterleri de baya değişiyor.
mesela, quartz saatler hızlıca ilgi alanından çıkabiliyor. otomatik piyasasında giriş seviyesi üstü iyi bir saat 3000 - 5000 $ bandında ki, onu da overrated orta segment isviçre saatlerinin domine ettiğini görüyorsun.
markanın değil, o markanın orta altı ve orta segmentte ürettiği saatlerin overrated olmasından bahsediyorum. fiyat-performans verimi bu noktadan üst segmente kadar hiç tatmin edici değil. 1000 dolara satın alabileceğin bir saate kıyasla çok büyük bir fark vaad etmezken fiyatlar 5-6 katına kadar çıkıyor. diğer yandan bütün markalar her yıl giriş seviyesinde 500-1000 dolar fiyat bandında piyasaya harika ürünler sürüyor. zira giriş seviyesinde rekabet çok güçlü. bir tarafta sağlamlık, mekanizma, cam kalitesi, güç rezervi, kadran işlemesi gibi kriterlerde gayet tatmin edici bir ürüne 1 birim ödemek varken diğer tarafta bu kriterlerde çok önemli bir fark vaad etmeksizin 5-10 birim talep ediliyor. genellikle önemli fark kordon kalitesinde oluyor. ki bu fark da o fiyat farkına değecek bir şey değil.
dahası, giriş seviyesinde piyasa o kadar geniş ve rekabet o kadar güçlü ki, bu durum üst segmentleri dahi etkileyip yeni tasarımlara yönlendiriyor. tissot prx’in retro rüzgarı ve citizen’le (tsuyosa, zenshin vs) rekabeti öyle bir talep yarattı ki, rolex bile buna bigane kalamayıp bir ürününün tasarımına (bkz: rolex land-dweller) yansıttı. keza bir tarafta kendine has retro tasarımlarıyla orient zaten yıllardır harikalar yaratıyor. diğer yanda seiko’nun giriş seviyede ürün çeşitliliği muazzam. gelgelelim, orta segmentte, özellikle isviçre markalarında böyle bir etki yine yok. hala benzer tasarımlar, benzer kalite/performans vaadleriyle piyasaya sürülüp görece çok yüksek fiyatlanıyor. orta segmentin geniş fiyat skalasında böylesi bir kısırlık var. (bu arada ‘orta segment’ derken giriş seviyesinin birkaç tık üstüne kadar olan seviyeyi kast ediyorum. yoksa profesyonel saat piyasasında rolex’i orta segment olarak sınıflandıran da var)
hasılı, saat zevkinin parayla bu kadar ilişkili olması, biraz da piyasadaki bu segment-fiyat orantısızlığından kaynaklı. tam da bu nedenle “bir tane saatim olsun ama kaliteli olsun” yaklaşımı 10-15 bin dolara çıkana kadar çok mantıklı bir strateji değil. orta segmentten bir tane almaktansa, giriş seviyesinden birden fazla satın almak bu şartlarda hem daha mantıklı hem daha ekonomik.
devamını gör...
107.
#3561376
şununla birlikte son zamanlarda daha çok taktığım bu, ama ikisini de değişmeli olarak takıyorum diğerini de severim.
şununla birlikte son zamanlarda daha çok taktığım bu, ama ikisini de değişmeli olarak takıyorum diğerini de severim.
devamını gör...
108.
sakın yanlış anlaşılmasın, kalitelilerinin fiyatlarının 'kol gibi' olmasından dolayı değil, kolun bir bölümü olan bileğe takıldıkları için kol saati olarak adlandırılırlar.. :)
devamını gör...
109.
110.
111.





