sözlük yazarlarının sevmedikleri yazarlar

yok.
anonim olan birini niye sevmeyeyim, burdaki sevmemek sıfır anlamında kullanılmıştır.
anonim yazarlardan sevdiklerim var ama yani sevmediğim yok sıfır ağırlığında sevmediğim var.
yanisi sanal ortamda sevmeme gereksiz enerji harcaması.
negatif işler bünyeyi yorar.
bünyeme yazık edemem ne gerek var.

ay benim tiksindiğim tek yazar var. kendisi köylü ve 55 yaşında. ama kendisinden tiksinmek beni yormuyor. asıl onun gibi çocuk tecavüzcülerini savunan birinden tiksinmemek kendime ve o çocuklara saygısızlık olurdu.

“hepinizden nefret ediyorum ama tek başımayken canım sıkılıyor.”
y. tilbe.

edit. yazılanları görünce arkadaş tavsiyesi: kavga ederek çözebileceğiniz sorunları yazarak uzatmayın.

var birkaç tane de isim vermeyeceğim, isim verip algı oluşturmak istemiyorum ben sevmemeye devam edeyim rahat rahat.

ben herkesi eşit derecede sevmiyorum arkadaşlar iyi geceler

cavdarli dost ekmegi
değişik bir tip ekmeğide tatsız..

valla çoğu şeyi anımsamayan bir tarafım var. şu x yazarı çok gıcık diyecek kadar adı, aklıma bir anda gelmiyor. hakan günday denilen ergenin bir iki lafı var aklımda, bil ki, zihnin cehennemindir. sonsuza kadar yaşayacak. senin gibi. öldüğünde ise, sen orada olmayacaksın.. hepsi yaralar , sonuncusu öldürür. gibi gibi.

hatırladığımda ki her insan hatırlanacak bir anıya dönüşür, onlardan ve günlerden uzak durmuşumdur. annemin, ablamın, halamın doğum gününü ezbere bilmem. günümüzde telefona hatırlatıcı kuruyorsun, günü gelince bik bik sinyal veriyor. ben yapmam. anımsamamayı tercih ediyorum çünkü ezbere bildiğim günlerin sancısı, aylar öncesinden başlar hep. 2 ay kaldı, 1 ay kaldı... kendimi bunlara hazırlayarak yaşamaya devam edemem. ben her şeyi anlık yaşarım. halam telefon açar, ablanın doğum günü haftaya pazartesi der. tamam derim.

misalen, amcamın apartman kapısına şifre giriyorsun. yukarıdan ötüyor tuşladığında. başlarda, m.l mısın ezberler insan 4 tuşlu bir şeyi gözüyle bakıyorlardı bana. baktılar inatla her defasında, ben de her ziyarete gittiğimde çıkarıp telefonumu 'kapıyı açar mısınız' diyorum. öyle kabul ettiler artık.

bunlardan niye bahsediyoruma gelirsek. sebebi yok, var ama yok. keyfim çene çalmak istedi.

arkadaşlar sevgisizliğinizi bal ile bölüyorum ama şurada zaten 5 6 kişi falan var gibi duruyor. tabi bu tespit benim sözlüğe giriş sıklığımın güneş tutulmasıdan bile daha az olması ile de ilgili olabilir. ( ne karışık cümle kurdum beee akşam akşam.. höff... neyse..)

sevmemek için yeterli çoğunluk yok gibi. nasıl yapalım?

dipnot: ben bukowski'yi sevmiyorum şahsen. bi çift meme için herkesi satar gibi bi hali var.

şuraya karalanan üç beş satır yazıyla kimi ne kadar tanıyoruz ki sevmiyoruz. en fazla yazardan bağımsız yazacağın yazıya sokayım diyorum. sonra başka entry başka başlık ve unutuyorum yazıyı. ta ki yeni bir yazacağın yazıya sokayım dedirten gelene kadar.

tarikatçılar, pedofili aklamaya çalışan tarikatçı, solcu görünümlü kürt faşistleri.

isim vermeme gerek yok zaten.

isim vermeye gerek yok. faşitler ve bozitler.

fakirler.
bu arada bileniniz isim versin ya pek bilmiyorum hemen engelleyeyim.

solcu kılığındaki kürtçüler.

(bkz: kedi yiyen fare (yazar))

abi bu kadar itici 1 cocuk olamaz ya. harbiden, hep akista. ıssiz, isi gucu de yok asosyal tipsiz ya. git azicik cimlere dokun, nefes al. takmis da entry gircem. aynen kanka, tek vasfin bu zaten. entry girmek. yazik ya, umut vaat eden genclige bak.

belli bir partiyi veya ideolojiyi körü körüne savunan insanları antipatik buluyorum, kendilerinin dayanılmaz cazibeye sahip olduğunu düşünen erkek ve kadınların ise aslında onay ve sevgiye muhtaç olduklarını düşünüyorum. bunlar gerçek hayatta olduğu gibi sözlük ortamında da var. sorsanız şu veya bu yazar diyemem. zaten takıntılı yazıları trollük sınırlarında olan iki veya üç yazarı da engelledim. ne yazdıklarını görmüyorum.

türk düşmanlarını ve dinci tarikatçileri sevmiyorum. gördüğüm yerde engeli basıyorum.

beni sevmeyen yazarlar.
ama sevmeme işini ilk kim başlattı, ne ara hasım olduk bilmiyorum. b12 eksikliği ruha iyi geliyor, nerde tadsız tuzsuz anı var alayına format atıyor. oralar yok gibi yapıyor, size de tavsiye ederim.
mis gibi bir mazim var.mazimin her yeri sevdiğim insanlarla dolu.
neyse ya böyle daha iyi, insan sevmeği insanların ne mal olduğunu çok kolay anlıyor deyip bakıyorum işime gücüme.
allah sağlık sıhhat versin kalan her şey hallolur.

abi sevmemek yine bi derece iyi. ben katlanamıyorum. hassas psikolojimi kimsenin daha fazla bozmasına izin vermeyeceğim.
doktorejderha'nın umurunda olmasa da sırf kendi akıl sağlığımı korumak için kendisini engelliyorum.
benim psikolojim kendisinden çok daha önemli. kimse sinirlerimi zıplatamaz. hayır.

(bkz: pucca)