sözlükte takılma babında kendini nasıl tanımlarsın sorusu
başlık "dahlvier" tarafından 14.02.2025 18:25 tarihinde açılmıştır.
1.
kendinizi nasıl tanımlarsınız sorusu diye bir başlık var tabii de burada sadece sözlüğe fokuslanıyoruz.
öncelikle, kendimi editörlük görevi olan bir yazar olarak görüyorum. yani editörlük görevimle ilgili konular dışında herkesle bir yazar olarak iletişim kurarım. editörüm diye farklı yaklaşanlar olabiliyor ama hiç gerek yok buna cidden, meramınız editörlükle alakalı değilse.
sonralıkla, kankacı değilim. burada yakınlık kurduğum kişiler var ama beğeni/favori atma konusunda kimsenin beğenmediğim tanımına torpil geçmem mesela. bir tek favorilerde, mesela kendi fotosunu atan sevdiğim birine ekstra favori atabilirim falan. yeni yazarların hatta çaylakların tanımlarına da beğeni/favori atabilirim bu arada.
sözlükte hazzetmediğim çok az kişi var. onların tanımlarına beğeni/favori atmamayı yeğliyorum zira kendileriyle zerre alakam olsun istemiyorum. bunlar 5 kişi ise, 3'ü bana mesafe koymuştur bu arada. ama çatıştığımız ve sonra aramızın düzeldiği yazarlar da oldu. belki bu, şu anda birbirimizden hoşlanmadığımız yazarlarla da benzer bir şey olabilir ileride. öyle "düşmanım" diyeceğim kadar büyük problemler yaşadığım kişiler değil kendileri zaten.
neredeyse hiç kimseyle sohbet başlatmam özelden. yani bir konu varsa özel mesaj atabilirim herhangi birinize tabii ama öyle durup dururken kimseye yazmam normalde. "bu dahlvier bize neden yazmıyor?" diyorsanız, kimseye yazmıyorum sayılır diye yanıt verebilirim. icq/msn zamanlarından beri bu böyle aslında. yani online'da sohbet başlatan kişi olmazdım çok eskiden de. ama frekanslarımızın tuttuğu herhangi bir yazar bana yazarsa da uzun uzun, güzel sohbetler edebiliriz kendileriyle. etmişliğimiz vardır. lakin sonra ben başka zaman bir mesaj atmam mesela aynı kişiye. haha. yani yakın arkadaşım diyebileceğim kişiler için bile aynısı geçerli.
burada zaman geçirmekten keyif alıyorum. editörlük aktiviteleri de benim açımdan eğlenceli diyebilirim. yoksa bu görevi yapmazdım zaten. *
şimdilik bu kadar. daha uzun yazıp sizi sıkmak istemedim. hehe.
ekleme: unuttuklarım... hiç ukde bırakmam ve ukde doldurma avına çıkmam. eski sözlükçü olmadığımdan herhalde, hiç o alışkanlığım yok. bir de istisnalar dışında hiç nick altı girmem. sözlüğe geldiğimde nick altları sol frame'e düşünüyordu ve o kaos gözümü korkutmuştu. o zamanlar böyle bir karar almıştım ve bu prensip kararımı bozmayayım dedim sonra da. 4 kişiye nick altı girdim galiba şimdiye kadar, onlar da aşşşşırı önemli şeylerdi; vefat, birinin hayatından endişe etmek ve evlilik* gibi. biri o kadar da önemli değildi aslında ama o zamanlar sözlükte yeniydim ve çok anormal gördüğüm bir durumla ilgili bir şeyler yazmalıyım demiştim ilgili kişinin nick altına. ipucu vermem. *
öncelikle, kendimi editörlük görevi olan bir yazar olarak görüyorum. yani editörlük görevimle ilgili konular dışında herkesle bir yazar olarak iletişim kurarım. editörüm diye farklı yaklaşanlar olabiliyor ama hiç gerek yok buna cidden, meramınız editörlükle alakalı değilse.
sonralıkla, kankacı değilim. burada yakınlık kurduğum kişiler var ama beğeni/favori atma konusunda kimsenin beğenmediğim tanımına torpil geçmem mesela. bir tek favorilerde, mesela kendi fotosunu atan sevdiğim birine ekstra favori atabilirim falan. yeni yazarların hatta çaylakların tanımlarına da beğeni/favori atabilirim bu arada.
sözlükte hazzetmediğim çok az kişi var. onların tanımlarına beğeni/favori atmamayı yeğliyorum zira kendileriyle zerre alakam olsun istemiyorum. bunlar 5 kişi ise, 3'ü bana mesafe koymuştur bu arada. ama çatıştığımız ve sonra aramızın düzeldiği yazarlar da oldu. belki bu, şu anda birbirimizden hoşlanmadığımız yazarlarla da benzer bir şey olabilir ileride. öyle "düşmanım" diyeceğim kadar büyük problemler yaşadığım kişiler değil kendileri zaten.
neredeyse hiç kimseyle sohbet başlatmam özelden. yani bir konu varsa özel mesaj atabilirim herhangi birinize tabii ama öyle durup dururken kimseye yazmam normalde. "bu dahlvier bize neden yazmıyor?" diyorsanız, kimseye yazmıyorum sayılır diye yanıt verebilirim. icq/msn zamanlarından beri bu böyle aslında. yani online'da sohbet başlatan kişi olmazdım çok eskiden de. ama frekanslarımızın tuttuğu herhangi bir yazar bana yazarsa da uzun uzun, güzel sohbetler edebiliriz kendileriyle. etmişliğimiz vardır. lakin sonra ben başka zaman bir mesaj atmam mesela aynı kişiye. haha. yani yakın arkadaşım diyebileceğim kişiler için bile aynısı geçerli.
burada zaman geçirmekten keyif alıyorum. editörlük aktiviteleri de benim açımdan eğlenceli diyebilirim. yoksa bu görevi yapmazdım zaten. *
şimdilik bu kadar. daha uzun yazıp sizi sıkmak istemedim. hehe.
ekleme: unuttuklarım... hiç ukde bırakmam ve ukde doldurma avına çıkmam. eski sözlükçü olmadığımdan herhalde, hiç o alışkanlığım yok. bir de istisnalar dışında hiç nick altı girmem. sözlüğe geldiğimde nick altları sol frame'e düşünüyordu ve o kaos gözümü korkutmuştu. o zamanlar böyle bir karar almıştım ve bu prensip kararımı bozmayayım dedim sonra da. 4 kişiye nick altı girdim galiba şimdiye kadar, onlar da aşşşşırı önemli şeylerdi; vefat, birinin hayatından endişe etmek ve evlilik* gibi. biri o kadar da önemli değildi aslında ama o zamanlar sözlükte yeniydim ve çok anormal gördüğüm bir durumla ilgili bir şeyler yazmalıyım demiştim ilgili kişinin nick altına. ipucu vermem. *
devamını gör...
2.
düz bir adam olarak, olaylara olabilecek en düz tepkileri veriyorum.
devamını gör...
3.
kendi halinde diyebilirim. kimseye karışmıyorum. kimseye yürüdüğümde olmadı. bir keresinde birine mesaj atmış bulundum da " dayı ben senin kalibrende degilim, belini incitirsin" deyince hepten mesaj olayını kestim.
devamını gör...
4.
babında olarak tanımlarım.
gülebileceğimiz ortak şeyler var mı siz değerli dostlarla biraz düşünerek ve merak ederek bulunuyom burada. uzak değil yakın olduğumu bilmek arsusuyla. güldürenler eksik olmasın. ve ben de güldürebileyim biraz. bu kadar işte.
gülebileceğimiz ortak şeyler var mı siz değerli dostlarla biraz düşünerek ve merak ederek bulunuyom burada. uzak değil yakın olduğumu bilmek arsusuyla. güldürenler eksik olmasın. ve ben de güldürebileyim biraz. bu kadar işte.
devamını gör...
5.
özümde iyi bir insanım.
devamını gör...
6.
devamını gör...
7.
tanımlanamaz bir cisim yaklaşıyor kaptan.
devamını gör...
8.
günü gününe tutmayanlardan ama çoğu kez depresif ve isyankar.
devamını gör...
9.
kendine özgü bir tarzı olan,kendi halimde ve izlenimlerimi,duygularımı,hislerimi,görüşlerimi aktarmaya ve en önemlisi polemikten,kaostan uzak durmaya çalışıyorum.ilgi alanlarıma ve hoşlandığım olgulara göre tanımları okumaya,beğenmeye gayret gösteriyorum.
devamını gör...
10.
eğlenceli,
cidden yeğenlerimle eğlendiğim gibi eğlenmeye çalışıyorum sözlükte.
kalbimizin kırıklığını ciddiyet tedavi etmiyor, bunu çok geç hatırladım.
delilik tedavi ediyor.
cidden yeğenlerimle eğlendiğim gibi eğlenmeye çalışıyorum sözlükte.
kalbimizin kırıklığını ciddiyet tedavi etmiyor, bunu çok geç hatırladım.
delilik tedavi ediyor.
devamını gör...
11.
dünya ipine minare gözüne*
devamını gör...
12.
''babında'' :d
normalde nasılsam burada da öyleyim, hiçbir zaman kendimi olmadığım gibi göstermedim veya göstermeye çalışmadım. burada tepkili olduğum tüm konular normal hayatta da tepkili olduğum konular olmakla birlikte insanlarla iletişimim de normal hayatta nasılsam o şekilde. burada ekstra sabırlı olmayı öğrendim, o da hem yazarak iletişim kurmanın biraz daha zor olmasından, hem de editör olduğumdan ister istemez bir sorumluluk yüklenmesinden.
sözlükte zamanımın çoğunu dizi/film/kitap/bilgi başlıklarında geçiriyorum görevim gereği. genelde yeni insanlarla tanışamıyorum çünkü editör olduğumdan sözlük yazarı olarak görülmüyorum genelde. allahtan editör arkadaşlarım, kitap kulübü dostlarım ve daha önceden tanıştığım arkadaşlarım var. gerçi sözlükte 4 yıl geçirince ister istemez çook fazla kişiyle kısa da olsa iletişime geçtim veya gözlemledim. yani tanışıklığımız olmasa da çoğu kişiyi az çok biliyor sayılırım. bu da burada uzun süre geçirmenin artısı.
hayatta uğrunda asılacağımı bilsem susmayacağım konular oluyor. kendime göre bir çizgim ve inanışım var. sözlükte de fikrim neyse belirtmekten hiçbir zaman çekinmem. sadece yazarların birbirleriyle olan tartışmalarına katılmamayı tercih ediyorum çok ekstrem bir durum olmadığı müddetçe. o da, genelde belli kişiye bir anda herkes yüklenirken (aynı fikirde de olsam) aynı veya benzer bir şeyi yazmamın gerek olmadığını düşünmemden. bir taş atan da ben olmak istemem, linç kültürünü sevmiyorum. ve olaya hakim değilsem, konunun tamamını bilmiyorsam dahil olmak doğru gelmiyor. ama ortada bir haksızlık görürsem, beni susturmanız imkansıza yakındır.
normal hayatta da konfor alanını kolayca terk eden biri değilim. yeni şeyler denemeyi çook severim fakat sevdiğim ortamlara bağlıyımdır. sözlükte yıllarımı geçirmemin sebebi de bu. ilk sözlüğüm olduğu için bende yeri ayrı, hal böyle olunca durumlar el verdiği sürece varlığımı sürdürmek istiyorum ki sözlüğe ara veren veya gidip geri dönen dostlar, döndüklerinde tanıdık ve güvenilir bir isim görebilsinler*. yani normal sözlük ailesinde kapıyı açıp karşılayacak o tanıdık kişiymişim gibi geliyor.
birleştirici yönümün de olduğunu düşünüyorum. kin tutamıyorum, hal böyle olunca 5 dakika önce sinir olduğum birine benimle düzgün bir iletişimde bulunursa sinirimin devam etmesi imkansız. bu yüzden sözlükte beni günah keçisi seçip iftira atılan olaylar dışında tartışma içerisinde bulunduğum hiç olmadı. rahatsızlığımı özel mesajda belirtirim. iyi bir iletişimin birçok şeyi çözebileceğini, çözmüyorsa da iletişim kurulan kişide bir problem olduğunu düşünüyorum. birleştiricilik diyordum, burada yıllar geçirmenin bir sosyallik yönü oluyor. hal böyle olunca kitap kulübü olsun, diğer kulüpler veya editörlük grubu olsun, zaten tartışmalık bir ortam olmuyor ancak olsa dahi orta yolu bulabilecek yönümün olduğunu düşünüyorum.
sözün özü, sözlükte takılma babında kendimi normalde nasıl biriysem öyle tanımlarım.
normalde nasılsam burada da öyleyim, hiçbir zaman kendimi olmadığım gibi göstermedim veya göstermeye çalışmadım. burada tepkili olduğum tüm konular normal hayatta da tepkili olduğum konular olmakla birlikte insanlarla iletişimim de normal hayatta nasılsam o şekilde. burada ekstra sabırlı olmayı öğrendim, o da hem yazarak iletişim kurmanın biraz daha zor olmasından, hem de editör olduğumdan ister istemez bir sorumluluk yüklenmesinden.
sözlükte zamanımın çoğunu dizi/film/kitap/bilgi başlıklarında geçiriyorum görevim gereği. genelde yeni insanlarla tanışamıyorum çünkü editör olduğumdan sözlük yazarı olarak görülmüyorum genelde. allahtan editör arkadaşlarım, kitap kulübü dostlarım ve daha önceden tanıştığım arkadaşlarım var. gerçi sözlükte 4 yıl geçirince ister istemez çook fazla kişiyle kısa da olsa iletişime geçtim veya gözlemledim. yani tanışıklığımız olmasa da çoğu kişiyi az çok biliyor sayılırım. bu da burada uzun süre geçirmenin artısı.
hayatta uğrunda asılacağımı bilsem susmayacağım konular oluyor. kendime göre bir çizgim ve inanışım var. sözlükte de fikrim neyse belirtmekten hiçbir zaman çekinmem. sadece yazarların birbirleriyle olan tartışmalarına katılmamayı tercih ediyorum çok ekstrem bir durum olmadığı müddetçe. o da, genelde belli kişiye bir anda herkes yüklenirken (aynı fikirde de olsam) aynı veya benzer bir şeyi yazmamın gerek olmadığını düşünmemden. bir taş atan da ben olmak istemem, linç kültürünü sevmiyorum. ve olaya hakim değilsem, konunun tamamını bilmiyorsam dahil olmak doğru gelmiyor. ama ortada bir haksızlık görürsem, beni susturmanız imkansıza yakındır.
normal hayatta da konfor alanını kolayca terk eden biri değilim. yeni şeyler denemeyi çook severim fakat sevdiğim ortamlara bağlıyımdır. sözlükte yıllarımı geçirmemin sebebi de bu. ilk sözlüğüm olduğu için bende yeri ayrı, hal böyle olunca durumlar el verdiği sürece varlığımı sürdürmek istiyorum ki sözlüğe ara veren veya gidip geri dönen dostlar, döndüklerinde tanıdık ve güvenilir bir isim görebilsinler*. yani normal sözlük ailesinde kapıyı açıp karşılayacak o tanıdık kişiymişim gibi geliyor.
birleştirici yönümün de olduğunu düşünüyorum. kin tutamıyorum, hal böyle olunca 5 dakika önce sinir olduğum birine benimle düzgün bir iletişimde bulunursa sinirimin devam etmesi imkansız. bu yüzden sözlükte beni günah keçisi seçip iftira atılan olaylar dışında tartışma içerisinde bulunduğum hiç olmadı. rahatsızlığımı özel mesajda belirtirim. iyi bir iletişimin birçok şeyi çözebileceğini, çözmüyorsa da iletişim kurulan kişide bir problem olduğunu düşünüyorum. birleştiricilik diyordum, burada yıllar geçirmenin bir sosyallik yönü oluyor. hal böyle olunca kitap kulübü olsun, diğer kulüpler veya editörlük grubu olsun, zaten tartışmalık bir ortam olmuyor ancak olsa dahi orta yolu bulabilecek yönümün olduğunu düşünüyorum.
sözün özü, sözlükte takılma babında kendimi normalde nasıl biriysem öyle tanımlarım.
devamını gör...
13.
devamını gör...
14.
burdan bakınca aynı ben de ordan bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum. bazıları beni fransızlı bir şeyler sanıyor. fransa ile tek bağlantım babamın lisedeki seçmeli dersinin fransızca olması ki o zaman için de bu normal bir şeymiş. işte ta o zamanlardan kalma bir fransızca türkçe sözlük var evde bir de ufak bir gramer kitabı.
saksı da değilim yani çünkü şurda bir şey anlatıyoruz.
görünür de değildim eskiden bazı insanlar sen hep var mıydın nick değiştirdin mi gibi seyler soruyordu ama 1. nesilim ve nick de değiştirmedim. pp' yi bile bir kere değiştirdim.
sonra aklıma bir şey gelince hemen yazıyorum ki gün gelince bakıp hatırlıyorum ve hoşuma gidiyor
işte o yüzden burdan bakınca aynı ben de ordan bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum
saksı da değilim yani çünkü şurda bir şey anlatıyoruz.
görünür de değildim eskiden bazı insanlar sen hep var mıydın nick değiştirdin mi gibi seyler soruyordu ama 1. nesilim ve nick de değiştirmedim. pp' yi bile bir kere değiştirdim.
sonra aklıma bir şey gelince hemen yazıyorum ki gün gelince bakıp hatırlıyorum ve hoşuma gidiyor
işte o yüzden burdan bakınca aynı ben de ordan bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum
devamını gör...
15.
gün içinde neşe ve keyif maskesini takıp tanım giren, geceleri ise gerçeklerini döken bir yazarım işte.
devamını gör...
16.
17.
mahlastaki gibi.
devamını gör...
18.
olmam gerektiği gibiyim. her zaman, her yerde olmam gerektiği gibiyim. daha bu siteye geleli 15 20 gün oldu, birkaç kişi dışında da kimseyi tanımıyorum ama eleştirildigim entrynin aldığı beğeni sayısına bakarsak bayağı bir sevmeyenim oluşmuş, bu entryden sonra daha da artacaktir, artsın.
nick altima biri yazdı diye hemen nick altında ödünç odeyeyim aptalliginda biri olmadım. mesela nick altımdaki ilk 3 entry eleştiri içermiyor, gidip ödünç ödemedim. başkaları nick altına bu 3 entry gibisi yazıldığında yazan kişinin başlığına bir şeyler yazmak için götünü yırtıyor, yazacak bir şey olmasa da yazıyor. ben geri zekalılik yoluyla sosyalleşmeye inanmıyorum. bu arada nick altima yazanları kotulemiyorum, yanlış anlasilma olmasın. sözlükteki en sevmediğim tipler karşı taraf da kendini övsün diye gidip tanımadığı etmediği kişiye hemen ilk günlerden övgü dolu şeyler yazanlar. kiskandigimdan değil, aptalca geliyor, birbirine yazanlar zaten hemcins oluyorlar, kadın erkek değil. özgüvensizliklerini hızlıca yandaş bularak kapatma çabasındalar. haftalar, aylar sonucunda doğal işleyişle samimilesip dost, arkadaş olanlara bir şey demiyorum.
nick altima biri yazdı diye hemen nick altında ödünç odeyeyim aptalliginda biri olmadım. mesela nick altımdaki ilk 3 entry eleştiri içermiyor, gidip ödünç ödemedim. başkaları nick altına bu 3 entry gibisi yazıldığında yazan kişinin başlığına bir şeyler yazmak için götünü yırtıyor, yazacak bir şey olmasa da yazıyor. ben geri zekalılik yoluyla sosyalleşmeye inanmıyorum. bu arada nick altima yazanları kotulemiyorum, yanlış anlasilma olmasın. sözlükteki en sevmediğim tipler karşı taraf da kendini övsün diye gidip tanımadığı etmediği kişiye hemen ilk günlerden övgü dolu şeyler yazanlar. kiskandigimdan değil, aptalca geliyor, birbirine yazanlar zaten hemcins oluyorlar, kadın erkek değil. özgüvensizliklerini hızlıca yandaş bularak kapatma çabasındalar. haftalar, aylar sonucunda doğal işleyişle samimilesip dost, arkadaş olanlara bir şey demiyorum.
devamını gör...
19.
sadece tanım yazıp çıkan ve hoşuna giden tanımları oylayıp kendi halinde takılan bir yazar. daha önce hiçbir sözlükte yazmadım.* o yüzden belki sözlük kültürüne fazla aşina olduğum söylenemez. açıkçası kaos sevmiyorum, nickaltı kavgalarını okumuyorum, hiçbir yazarın kankası değilim, hiçbir yazarla yüz yüze görüşmüşlüğüm yok. insanları gözlemlemeyi sevdiğim için etrafta gördüğüm, bana ilginç gelen durumları yazmak hoşuma gidiyor. genelde anılarımı yazmayı seviyorum, hatta bazen başıma bir şey gelir gelmez aklımda yazacak olduğum tanımın taslağını çıkarıyorum. burada bir şeyler anlatacak olmak bile bazen beni heyecanlandırıyor. siz de yazdıklarımı beğeniyorsanız, like atmayı, kanalıma abone olup yorum yapmayı pardon burası orası değildi.*
devamını gör...
20.
ingilizce türkü çıkaran turabi gibi. şöhret bitince marjinallik kasma çabasındayım.
devamını gör...