sözlükte takılmanın insan gelişimine katkıları

cehaletimin farkına vardım.

adam gelmiş anton çehov okudun mu diyor anton çehov kim hacı fıfa kokartlı rus hakem mi*.

yahu benim ne çok boş vaktim varmış aydınlanması yaşatır *

hava soğuk ve annem tam iyileşemediği için dışarı çok çıkmıyorum. boş vaktim çok ve burada zaman öldürüyorum. sosyal medya gibi zırvalıkların bol olduğu bir yerde gelişemezsin ki zaten.

sürekli yaftalanacak olsam nasıl hissederdim konusunda lisans eğitimini tamamlamak.

cumartesiyi evde geçirince varoş, sözlükte uzun süre kalınca sosyopat, arka arkaya eksi verince psikopat.

anlamsız bir bağımlılık.

sözlükte ne kadar çok takılırsam o kadar çok moderasyon mesajına maruz kaldığım için şöyle bir katkısı oldu sözlüğün bana.

sıkıldığım anda kendimi banlatacak o son tanımı atıp veda edeceğim.

kimbilir belki de o girdi, bu girdidir. bu girdiden itibaren sözlüğe aidiyetimi kestiğimi ilan ederim. boş vaktimi burada harcamayı tercih etmişim, gider daha verimli şekilde kullanır online fransızca kursuna katılırım daha iyi.

bu da sözlüğün bana katkısı olmuş olur.

garip bi' yer.

çeşit çeşit insan olması sebebiyle, insana farklı duygular yaşatabiliyor.

bir yazıyı okuyorum, bu ne kadar sıkıcı bi' insan diyorum
bir resme bakıyorum, ne kadar yetenekli, çok güzel çizmiş diyorum
bir yazıyı okuyorum, ne kadar da kafalı ve makul bir insan diyorum.
bir spammera bakıyorum, keşke sussa artık diyorum.

falan filan
çeşit çeşit insan var
ha aynı zamanda "internette yazılı sohbet dilini" geliştirmek açısından bence sözlük çok faydalı bir yer, bana epey katkısı olmuştur.

mesela dün müthiş kelimesinin sanılanın aksine olumsuz bir anlama geldiğini öğrendim sözlük sayesinde. artık doğru kullanmaya özen gösteririm yani doğru bir iş yaptığım için kişisel gelişimine %000,1 katkı yapmış olacağım.

katkısı falan yok sözlükler benim için full sinir stres

farklı bakış açıları görmek. aklınıza gelmeyecek farklılıkta hayatları olan insanlarla tanışmak.
dış görünüşten bağımsız, ön yargısız arkadaşlık.

saymakla biter aslında... çok da abartmamak lazım...
ama üç beş saat gerekli, o kadar da değil...

fakat şu da var ki; sözlükte takılmak var, takılmak var...

caddede takılmayı bilir misiniz siz gençler?
çoğunuz avm kültürü ile gelişmiş, interaktif organizmalarsınız... bilemeyebilirsiniz..

mesela ''caddede takılmak'' diye bir şey de vardır... eskiden çok popülerdi.. şimdi bilemiyorum nasıl..

caddede takılan insanları kendi aralarında farklı gruplara ayırabilirdiniz rahatlıkla...
her caddede takılan, caddede takılmış mı olur? olamaz elbet.

kimi sadece arabayla iki tur atar, evine geçer..
kimi eline alır bir poşet çekirdek, çitleye çitleye, süze süze hatmeder...
kiminin mekanı bellidir... oraya gider, saatlerce bekler...

kimi de vardır, caddenin prensidir adeta...
mekan mekan gezer..
bir bakmışsın orada, bir bakmışsın burada...
cadde kültürünün ruhudur kendisi adeta, başlı başına...

bi b*ka yaradığını görmedim henüz.

manita düşmüyor böyle bilesiniz eheh

dizi film bilgi müzik gibi başlıklar altında bilgilenebilirsiniz. yorum olan başlıklarda kimin nasıl pencereden baktığını görür ve "aa, ben hiç öyle düşünmemiştim." diyebilirsiniz. bakış açısı konusunda size yeni pencereler kazandıracak insanlar var. tabii bu saatlerinizi sözlüğe vermeniz gerektiğini göstermez.

sözlük de olmasa aklıma gelmeyecek konular üstüne düşünmeyeceğim.

kendi kendime profesör oldum burada mesela.

popüler kültüre mal olan çoğu tepki ve kalıbın literatüre aktarılmasını sağlar.

eyyorlama kavramını sözlük sayesinde öğrendim mesela.