suç olmadığı halde yaparken öyle hissettiren durumlar

pideli köftenin ya da iskenderin yanına yoğurdu ayrı istemek.

migros gibi alışveriş merkezlerinden poşetlerle çıktığımda mahalledeki bakkalın önünden geçemiyorum. ayıp olmasın diye. sanki adam öldürdüm. sırf göz göze gelmeyelim diye arka yoldan dolaşıp evime giriş yapıyorum ki yolum uzuyor.

şunu bi aşamadım ya.

gece buzdolabından biseyler tırtıklamak.

marketten hiçbir şey almamış olmak. acaba bir şey çaldım mı diye ben kendimden şüpheleniyorum. tuhaf oluyor insan.

başlık açıp kaçmak.

ilgili kimse yokken raflardaki ve masalardaki broşürleri alınca aşırı tedirgin oluyorum sanki yanlış bir şeymiş gibi.

kumbaradan para almak. kendimi hırsız gibi hissediyorum ama e zaten benim param ne alaka?

sosyal medyada kendi fikirlerini yazmak.

zamanında bunu yaptığım için beni bayağı linçlemişlerdi. ama sorsan ülkede ifade özgürlüğü yok, bir tweet bile atamıyoruz vb.

hadi oradan! evet ülkede ifade özgürlüğü olmayabilir ancak bundan üzüntü duyan kişilerin kendileri gibi düşünmeyen insanlara iftira atıp linç etmeye çalışması, saldırması bir hayli ironiktir. sen kendinden farklı olan birisine saygı gösteriyor musun ki ülkenin başındaki adamlardan bunu bekliyorsun?

tabaktaki son lokmayı yemek, bozuk para çıkmayınca "helal et ama" deyip uzaklaşmak, otobüste ayakta yaşlılar varken oturmak, kimi zaman aşk *, tanımlarını beğenen yazarları o sırada iş vs sebeplerle okuyamamak, gelen mesaja cevap vermemek, sevgiliye uyudum deyip sabaha kadar oturmak.
ben pisliğin tekiymişim.

kilo vermekle ilgili sıkıntı çeken birisinin yanında kilo almak ile ilgili sıkıntı çektiğinden bahsetmek ve tam tersi durumu.

suç olarak sayılacak herhangi bir şeyden çok uzağım. burada yazarlara minik bir tuzak kokusu aldım ama neyse.

papatya tüketmek. bağnaz toplumumuz sağ olsun. kendi köşemde kimseye zararım dokunmadan takılıyorum işte.

sevişmek. ülkede herkesin amacı bu ama en büyük yasak yine bu. sevmek sevismek büyük suç gibi görülüyor ama herkes kendi içinde bunun suc olmadığını biliyor.

marketten bir şey almadan çıkış kapısına yönelmek, kasanın yanından geçerken yaşanan o gerginlik. ya da marketten aldıklarını kucağında biriktirmek. sebepsizce hırsız damgası yiyeceğim gibi hissediyorum.

bir de kıyafetleri soyunma kabininde denerken kabinde uzun zaman geçirince yaşadığım gerginlik var. elimde biriktirip denemek için kabine soktuğum kıyafetleri üst üste giyip mağaza görevlilerinin hırsızlık yapacağımı düşünmelerinden korkuyorum.

benim için, traş olurken kendi berberine değil de başka berberde traş olmak.

sanıyorum cuma sabahıydı, otoparka inerken merdivende bir tırtılla karşılaşmış, ay napiyon deyip fotoğrafını çekmiştim.

sabah gördüm ki ezmişler hayvancağızı. onu bir yaprak yardımıyla ayak altından çekmem lazımdı. suçlandım.

tırtıllar kendini koruyabilen canlılar değil tabii ki. ben onu bahçedeki toprak alana da koysam, gelip bir kertenkele yerdi onu ama var olan zincir işlesin bari, niye ezdiniz lan hayvanı? önünüze baksanıza.

gittikçe muhafazakarlaşan türkiye'de alkol tüketmek diyebilirim. siyah poşetin içinde veriyorlar bir de sanki suç işleniyor orada hayret bi' şey.

sürahiyi kafaya diklemek.

lüks şeylere para harcamak . sanki kendi param kime neyse.
alkol almakta olabilir evet.
sigara içmek.
merak etmek özlemek.
insanlarla çok içli dışlı olmamak olmayı istememek herkesle yani.
ben bir elma aldık diyelim. büyüğünü arkadaşıma veririm. pastanın büyük parçasını.
tavuğun butunu. sevdiklerime veririm yani kendime almam. o ne yapıyor diye de bakarım.
hayır demek. derim ama bazen üzülürüm de. kendimi suçlarım. neden böyle oldu.
değer vermek. verdiğin degeri alamayınca utanırım ama pişman olmam kolay kolay. rahatsiz ettim diye üzülürüm. sanki herkesin benim gibi boş geyiği vakti ruhen eğlencesi var.
ortak yapılan işten kaytaramam . kaytarirsam isim varsa kendimi kötü hissederim.
başkası benim hesabımı vs ödemek isterse utanırım aklımda tutarım daha fazlasını vermeye yapmaya çalışırım.
karşılıksız şeyleri sevmem rahatsız eder beni.
ben versem sorun olmaz.

eve geç gitmek.

suç değil ama işte belirli saatten sonra trip yemekten iflahım sökülüyor. desem ki sokakta insanlar beni yiyor. yoo. hiç de öyle bir durum yok.