tavuk döner

etlerin çürümüş ve kokuşmuş olduğu, kokmaması için çamaşır suyunda bekletildiği ve yıkandığı, tavukların mundar bir şekilde kesildiği, bazen yiyenlerin kemik gibi şeylerin ağzına geldiğini söylediği, hakkında çeşitli söylentilerin olduğu bir yiyecek.

bağımlılık yapar ve benim tanrım olabilir açıkçası tapıyorum tavuk dürüme.

mistik çağlardan beri tüketilir. hatta kendisi food of the gods ismini almıştır. bazı ilahi kitaplarda bu yiyecekten yiyenlerin ölümsüzlük sırrına ulaştığını fakat zihnen de ileri derece de farklılık yaşadıkları için ölümsüzlüğü ellerinin tersiyle geri ittiği söylenir. kadim ırklar bu yiyecek için mücadele vermiş ve uğruna binlerce insan ölmüştür.

özlemişiz ya. bunu evde yapınca da güzel oluyor. hem bol bol yersin. ha ben martı döneri de seviyorum. aslında pilava da yakışıyor .

bi coğrafya hocamız vardı. üni anısını anlatırdı. çok ucuza tavuk döner satan bir mekan varmış. arkadaşlarıyla her gün yerlermiş. pek de tekin bir yer olmadığını bilmelerine rağmen. bi gün adamın dükkanı kapatılmış martı sattığı öğrenildiğinde. öğrenciler seferber olup adama yardım etmişler. senin sayende biz aç kalmadık martı da yesek diye..

artık yiyemediğimdir.
kim bilir içinde ne var. kedi bile olabilir.

mükemmel bir sabah kahvaltısı oldu kendisi bana.
hele ki sabah ilk döner çok leziz.

yakın zamanda yemek sektöründe lider olacak türkiye denilince akla tavuk döner gelecek. durum oraya doğru gidiyor

lise ve üniversite öğrenciliğim zamanlarında bol bol yediğim ve bıktığım bir yiyecekti. şimdi ise lüks yemek sınıfına girdiğini görüyorum. üzücü.

3 saat evvel ayran ile birlikte tükettiğim mucizevi gıda.

çok sevdiğim bir gıda.

keşke süper güçlerim olsa da deprem bölgesine dağıta dağıta gezsem.

hayatımıza girdikten sonra bir türlü iflah olmadığımız azık. başımıza ne geldiyse tavuk döner sonrası geldi. döner kırmızı etten yapılırdı ve biz büyüdük cüzdanımız küçüldü.

lise zamanımın vazgeçilmez öğle yemeği. özellikle bir mekan içine mor lahana koyuyordu, bak yine ağzım sulandı.

sosyolojik enkazın miladı kabul edilen döner.

eskiden insanların ceplerinde para olmasa bile mont ceplerinden çıkan bozukluklar ile alıp karınlarını doyurabilecekleri bir şeydi.
şu anda alıp yiyebilmek için kredi kartına 2 taksit yaptırmak gerekiyor.
et döneri zaten geçtim oun için kredi çekmek lazım.

üniversitede ilk günlerim.
şehir dışında okuduğum için ; mecburen hazır yiyeceklerle günler geçiyor.
bir gün okulun yanına seyyar köfteci gelmiş.
burcu, burcu köfte kokuyor.
tükürük köftesi denilen...
millet kuyruk olmuş.
paketi alan kenara çekilip köftesini yiyor.
bazı öğrenciler bir kaç tane ilave yaptırıp yiyorlar.
işi biten parasını ödüyor.
ben de yedim ve köftecinin yanına gidip,
++ kaç para ; dedim.
-- 2 buçuk lira ; dedi.

ben şok!
çorba bile 5 liradan fazla.
pide felan 10 liranın üstünde.

++ne yedirdiniz bana lan!
kıvamındayım.
kedimiydi ; yoksa hayattayken havlıyormuydu.
nasıl tiksindim bilemezsiniz.

bu olaydan sonra ; bilmediğim yerlerde, bilmediğim şeyleri yemedim.

vejerteryan olmama sebebim

geçen bir tanıdığım bana "12 ₺"ye tavuk döner yiyorum bizim orada dedi. ben de "yediğin tavuk olmayabilir" zira bizim burada martılarda baya azalma var, dedim.

aklımı alan fiyatlara erişmiş. 2020’de 10-15 lira bandında olan döner ne hale geldi ya. yalçın küçük gibi fırlatasım geldi telefonu.

başlığı görünce canım çekti. hatay usulü olsa da yesek. canımı çektirdiği için üstteki yazarın bana döner borcu olsun.*