terk edilmek

benim için ata sporu. zor bir insanım. insanlar standart ve sıkıcı hayatı tercih edip sonra ilişkimde heyecan yok deyip sızlanıyor. sizlerin boşluklarında kaybolacağıma günü birlik takılırım daha iyi. her zaman ki gibi "rota yeniden hesaplanıyor".

piyasada terk edilenlerin yarısından çoğunun terk edilmeyle alakası yoktur. zaten ilişkide 6 defa ayrılıp 4 defa barışmıssınız, ortada ilişki falan kalmamış, en son bir taraf dayanamayıp çıkışını vermiş, terk edilme olmaması için ilişki bitmiştir içerikli vahiy mi gelmesi gerekiyor? bazı bitmiş ilişkileri bitirmek irade ister, terk etmek edilmek çok başka bir şey.

(bkz: olur öyle bazen)

yakın zamanda uzun bir ilişkim karşı tarafın isteğiyle bitti. kurduğum hayaller o kadar büyüktü ki, altında kaldım ve onca yıl bunun kadar ağır bir yük sırtıma binmemişti. aile sorunları olan insanlar bilir, çocukluktan itibaren o kadar alışmışsındır ki o sorunlara oturup seni günlerce çocuk gibi ağlatmaz. bu ağlatır. onunla bir hayat kurabileceğime o kadar inandım ki hamile bir kadın görünce kasıkları ağrıyan, bir çocuk doğurmamın imkansız olduğunu senelerce düşünen ben ilerideki kızımız için günlerce terapiye gittim. kızım için notlar aldım, videolar çektim. her neyse, en çok acıtan kısmı her şeyde hatırlamak. vücudumda o kadar fazla izi var ki aynaya her baktığımda ya da vücuduma her değdiğinde gözlerim çocuk gibi ağlamaya başlıyorum. onun bu denli üzülmediğini bilmek çok acı. hayatımın merkezine koymuştum, ayrıldıktan sonra başka bir şehre taşınmak zorunda kaldım, düzenim değişti ve robotlaştım. beni günlerce "barışabiliriz zaman lazım" diye oyalayıp, beklentiye sokup dün yalnız devam etmek istediğini söyledi. yalnız değildir o paşam. velhasıl boktan bir şey terk edilmek, istenilmemek ama ne olursa olsun onunla yaşadığımız her şey güzeldi.

arkadaslar bakamayacaksaniz sahiplenmeyin.

yıl olmus 2022. kaldı mi boyle seyler bilemiyorum ki ben anlamam bu gonul islerinden pek.
biri cikip seni seviyorum dese küfür sanıp döverim.

twitter fenomeni, bilmem kac sayfa yazi yazip bir suru kitap adı altında satan, orjinalde meslektaşım olan pucca'nın bir sozunun gorseli dustu onume.

görselde

[[alıntı]]
 yanında uyumaktan nefret ediyorum, zaman boşuna gidiyor sanki. ayakkabı tokan, bilekliğin, ojelerin, ne bileyim senin her daim yanında olan bir eşyan olmak istiyorum. bana soz ver beni bırakma, sevmiyor olsan bile bırakma, gitme sakın yanımdan. yatarken bana arkanı donduğunde bile ozluyorum seni... yokluğunda kafayı yerim ben, her zerreni ozluyorum, yanımda yokken kafayı yiyorum dedikten, tam tamına 29 saat 15 dakika sonra beni terk etti.
[[/alıntı]]

yaziyordu * bu metin bana kendimin ve cevremin yasadigi iliskileri dusundurdu.

metnin devaminda cok carpik iliski seyleri vardi ama guzel bir soru da vardi. "bir insan gidecegini bildigi halde neden yalan soyler" diyordu.

gercekten bir insan gidecegini bile bile neden hic gitmeyecek gibi yalan soyler? diye dusundum mesela.
cunku ben gidemedim hayatimda kimseden, ne zaman yola ciksam cagirdilar geri gittim cunku benim dunyamda kimseyi yari yolda birakmak, gidecegi yere kadar eslik etmek yoktu, yola ciktiginla taraflardan biri ölürse ancak o zaman yol ayrilir ya da gitmek isteyene kolaylik saglanirdi ama insanlar neden giderdi?

sonrasina baktim pucca baska asklara dusmus, baska biriyle evlenip anne olmus, ondan bosanmis falan ama ya yasadigi o kirginlik?

bir arkadasim vardi en sevdigi kitap su atkisi yaz kis boynunda dolanan, entel küçük prensti *

"ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden" diye bir soz vardi.

insan ölene kadar sorumlu oldugu seyden hic uzak durur mu bilmiyorum ama benim aklim bu seylere ermez, enteller mutlaka buna da baska alintilarla kilif bulur.

neyse bi daha bu pucca falan dusmez insallah onume 2 satir sey yuzunden kafa aciyor, bana ne pucca'nin askindan izdirabindan.

duygular artık o kadar boş ve bir o kadarda seviyesiz iken terk edilmek demeyelim biz buna ya. hadi hep birlikte yeni bir isim denemeleri yapalım. ben sıkılmak diye adlandırmak istiyorum. sıkıldım ama ilerde belki farklılık gösterebilir bu durum diye de eklenebilir.

bana kendinden bahsetsene biraz...
+çok güzel terk edilirim.
işte aradığım erkek...

ilk terk edilişimi rahmetli rafet dedemin vefatında tattım, ölüm çok acı bir terk ediliş, kalanlar için.

sonra kalbî terk edilişlerim oldu. bir ara böyle altın çağımdayım, hani bir sarışın terk ediyor bir esmer, aman allahım terk şov.

dedim hep aynı şekilde olmaz, bir farklılık olsun, gönüllü terk edilişi buldum.

ben kimseyi terk edemediğim için, ben gidemiyorum bari o gitsin düsturu takınıyorsun, sorunları çözmüyor, kendine çeki düzen vermiyorsun, eli kulağında biliyorsun, bugün yarın terk etti edecek, acıyı biraz yayıyorsun, zaten gidecek biliyorsun.

yine de en etkilisi ansızın terk edilmek, hiç hesapta yokken, daha karpuz kesecektik demek arkasından.

bilemiyorum altan nasıldır, nedir
umarım hayat öğretmez

tek gecede yaşlanmaktır.

giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir diyip yolumuza devam ediyoruz aksi takdirde bakırköy karşıda.

ansızın olan kısmından bahsetmeyeceğim ama ortada bazı şeylerin ters gittiğine dair sinyaller varsa her ne kadar alışılmış gibi olsa da daha sonrasında oluşan arafta kalmış gibi bir his çoğu insanda yaşanmıştır diye düşünüyorum.

manga bunu bizden daha iyi anlatacaktır.

(bkz: manga)

edit/ şarkıyı ezberden yazdım, hata olabilir.

en kötüsü ilişkinin içindeyken terk edilmek.
hani bir şey var ama yok. bunun olmaması için de en iyi yöntem şudur.
haha bileyim ben aşk doktoru muyum.

bunun en acısı en mutluyken olanıymış...

ona evlenme teklifi etmeyi düşünürken terk etti beni. canımın en çok acıyacağı gün en mutlu olduğumu zannettiğim günmüş. bir şekilde toparlanacağım ve bir gün elbet biriyle evleneceğim. umarım evlendiğimde aklım beni terk edende olmaz.

ikimizde ikinci evliliğimizi yapacaktık. 2 yıldır konuşuyorduk, anlaşmıştık, aileler ile tanışmış onlarla da güzel bir bağ kurmuştuk.
çok mutlu idik.
hiç kavga etmemiştik 1 kere bile!
bir gün bir konu açıldı, konu konuyu açtı, o başka bir konuyu açtı ve yükseldik.
dedim ki telefonda tartışmayalım bunun gidişi hayırlı değil. dinlemedi hala devam etti ve daha hararetli bir hal aldı.
konak belediyesinden günümüzü almıştık, damatlık ve gelinliğimizi almıştık, davetiyeleri hazırlamıştık.
nikah tarihi geçen sene 17 eylül idi. biz 14 ünde yaşadık bunu. sadece 3 gün vardı.
tartışma kavgaya dönüşünce ben düşünmek istiyorum dedi. yukarıda saydığım tüm hazırlıklar bitmişti ve düşünmek istediğini söyledi. biraz ara verelim dedi. bende ara vermeye gerek yok, bu iş bu hale geldikten sonra düşünecek birşey de yok dedim. direk ayrılalım dedim.
o halde seni terk ediyorum dedi.
bende yolun açık olmasın dedim.
bitti.

kendinize gelin beyler alooo
sanki son kalmış kadını bulmuşsunuz gibi konuşuyorsunuz.
bir sürü kadın var
ve inanın arayınca çabuk bulunuyor
aramayınca da onlar sizi buluyor.

olur yani öyle insanlar tanışırlar anlaşamazlar ayrılırlar
aslında terk edilmemişsiniz ayrılmışsınız sadece.

neyse
size tavsiyem kadınsız geçen günlerin keyfini sürün
çünkü elbet bulacak biri sizi

bilin bakalım kim zamında, doğum gününde terk edilmiştir? neyse ki çok uzun yıllar geçti üstünden de şimdi sadece gülüyorum:)

dünyanın sonu değildir.

özgür olmaktır.
yeni bir hayata, yeni anılara yelken açmaktır.

toksik biri her zaman toksik kalır.
buram buram bağırıyor ben seni incitip kırarım hem öyle böyle değil ilişki sonrasında bile rahat bırakmaz hayaletim ilişkilerle sorunu olan birine dönüştürürüm.
kimseye güvenemez, hep sevilemez olduğunu düşünür özgüvenini zedelerim.
bravo baylar bravo.
böyle toksik insan olun ki kızlar kendini hep kapatsın hep sevilmek istesin ama hak etmediğini düşünsün kimsenin ona bakmayacağını hep cinsellikle onları bağlayabileceğini hatta çoğu zaman bunun bile yetmeyeceğini çünkü kendilerinin ne yaparsa yapsın asla buna değmeyeceğini düşünsünler.
erkek evladını aslanım koçum diye yetiştirirken asla karşı cinse nasıl davranılması gerektiğini öğretmeyen ebeveynlerin yeni nesli psikolojik hastalıklarla boğuşan gençler olarak üretmesi durumu açıkça gösteriyor.
küçük yaştan ebep adap saygı üslup bilinmez gösterilmezse böyle kötü bireyler gelip kadınların dengesini bozar.
yetmez suçu da onlara yıkarlar.
hep suçlu kadınlar
sorunlu olan kadınlar
histerik davranan kadınlar
siz en mükemmelisiniz baylar.
aldatılmayı da hak ediyorsunuz da aldatmayan kadına hayatta başarılar.
bu kadar pislik görmedim insanların içi çöp dolmuş. onu sen ben temizleyemeyiz yani.
terapi bile fayda etmeyecek kişiler olduğunu düşünüyorum ve artık uzak duruyorum.
aman benden uzak ol bilader sen git ötede oyna ben istemiyorum artık tamam.
hadi yolunuz açık olsun.
vicdanınızı temizlemeniz dileğiyle.
çünkü çoğunuz vicdansız ve ahlaksız birer bireysiniz.
özellikle beni kıran sen ne kadar bireysen artık mahlukat.