toplum baskısı

ayıp, yanlış, cık cık, hiç beklemezdim senden gibi sözlerle beslenen; hayatı maruz kalanlara dar eden; kişiliğimize ve ruhumuza kızgın mühür vuran acıtıcı bişi.

insana hiç istemediği şeyleri de yaptırabilen, bazen istediğinden vazgeçmesine de sebep olan şey.

asla umursamadığım , etten kemikten bir insan olduğum için yanlışlarımın da olabileceğini düşündüğüm durum . diğer insanlar için de . bakmayın insanların beylik beylik konuştuklarına ne hatalar yapıyorlar farkında değiller ..

kanunların yapamadığını yaptıran toplumsal araç.

toplumsal cinsiyet rollerine bürünüp bunları kabullenmemize neden olabilir.

türkiye'de genelde sözde inançlılarca bütün halka karşı yapılmaya çalışılan baskıdır ama eğitimli insanlar, bunlara pabuç bırakmıyor, sadece cahil insanlar bunların etkisi altına giriyor. bu kişiler eğitimli, kültürlü ve gerçekleri farkında olan insanları sevmezler çünkü onları baskı altına tutabilecekleri mantıklı bir düşünceleri yoktur, eğitimli insanlar karşısında ışık görmüş tavşan gibi kalıyorlar, nedir bu anlamı, eğitimli ve kültürlü insanları kandıramayacaklarının çok iyi farkındalar, bu insanlarla uğraşmak yerine okumaya fırsatı olmamış, maddi gücü zayıf insanlara yönelip baskı kurmaya çalışıyor, çoğunluk eğitimsiz insanları da baskı altına almaya çalışıyorlar ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil, z kuşağı ile insanlar daha okumuş ve eğitimli olarak geliyorlar, 10-20 sene içinde bu baskı tam tersine döneceği dönecektir. z kuşağı ile türkiye, daha modern bir anlayışına da sahip olacaktır, bu ülkeyi z kuşağı yükseltecek, dar düşünceler de onları izleyecek ve feyz alacaklar ve yanlış yaptıklarının farkında varacaklardır. z kuşağı, boş gelmiyor, aksine dopdolu, eğitim görerek geliyor. bir önceki kuşaktan kat ve kat daha mükemmel şekilde geliyorlar, aydınlıkçı ve ileri görüşlülerdir.

topluma fazla bir saygı beslemediğimden ötürü yaptıkları baskı umrumda olmaz dediğim başlıktır. toplum önce dönüp kendisine baksın, sonra başkalarına laf atsın. çevremdeki insanların çoğunun görüşlerine ve baskılarına önem vermediğimden, yaptıkları baskılar veya söyledikleri sözler benim için sinek vızıltısından farksızdır.

insanlara kulak astıkça, size yüklenmek için ek bir vazife üstlenirler. onlara bu fırsatı vermeyin.

insanlar ne der diye kahrolası bir put vardır.

-ismet özel

dini inançlar, cinsellik, başına buyrukluk gibi şeylerle doğru orantılı olan baskı çeşididir. böcek gibidir. kemirir, ruhunuzda ilik ilik hissedersiniz.

insanın yapmak istediklerini yapamaması sağlar. "el alem ne der?" cümlesi altında kişilerin gerçekte kim olduğunu gizler. yararları da vardır fakat yararından çok zararı vardır bireylere.

bildiğin bir terördür. özgür bir hayat yaşamana en büyük engellerden birisidir.

olduğun şey ile olmak istediğin şey arasında pessoa gibi ezilmek istemiyorsan toplumu odanın kapısının dışında bırakmayı öğren.

kendilerinin yapmak isteyip yapamadığını yapabilen birini görünce fesata bağlamak.

lince dönüşebileceği bilinendir.

muhteşem nitelikteki toplumların (!) kendi gibi olmayan ya da kendi istediği gibi olmaya çalışan kişileri kendilerine benzetmeleri adına uyguladıkları psikolojik, fiziksel vs. şiddetlerdir. öte yandan farklılıklarıyla barışık olan insanların sanki mutlak davranışlar toplumunkiymiş gibi hissedip onların sahip olduğu davranışlardan yoksun oldukları bilincine varıp kendilerini eksik, dışlanmış ve kötü hissetmeleridir. dolayısıyla toplum olarak el âlemi çekiştirmek yerine evvela kendi yaşamlarımıza odaklanmalı, başkalarınınkine burnumumuzu sokmamalıyız. gerçi ikinci söylediğimde olduğu gibi herhangi bir baskı olmadan da herhangi bir yaşama biçimi normal sayıldığında farklı yaşantılar kendini toplumsal baskı içerisinde hissedebilecektir.

bireysel özgürlüğün, hür düşüncenin, düşünceyi ifade etme özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biridir. hatta bunların ötesinde insanlara inanmadıkları, kabul etmedikleri eylemleri yapmaya, sözleri söylemeye de yönlendirir. çünkü işin ucunda toplumdan dışlanmak, toplum tarafından ayıplanmak ve yargılanmak vardır.

genel ahlak, örf ve adet, töre, genel inanç gibi kavramlarla birlikte meşruiyet kazandırılır.

bu baski bos baskidir. hicbir anlam ifade etmez. bu baskiya asla maruz kalmadim.

soyle bir durum var. toplum her zaman seffaf bir maske takar. önemli olan o maskenin arka tarafini gorebilmektir.

toplum baskısı kaynağı insan olup başlangıcı ve sonu olmayan bir virüs gibi...
asıl kötü olan hiç bitmeyecek olması.
kime sorsak umudu yitirmiş bu virüse bağışıklık kazanmaya çalışıyordur.

toplumsal baskı ana akım olmuş toplum kültürünün farklı kültürler ile temas etmesi halinde ana akım kültürün diğerini bastırma ve imha etmeye varabilecek çabasıdır. homojen toplumlarda farklı kültür ile temas etmek, insanın konfor alanından çıkıp farklı, bilinmeyen ve kendisinden olmayan bir grupla, kültürle temas etmesinden dolayı ana akım toplum diğer azınlık gruba baskı uygular.

bu baskının şiddeti toplumların gerginlik seviyesine göre değişir. avrupa toplumlarında istikrar olduğu için avrupa'da toplumsal baskı az ve diğer kültürlere açıktır. ancak istikrarın olmadığı, ana akım toplumun üyelerinin sürekli kendini sürekli tehlikede hissettiği durumlarda kendisini tehlikede hisseden ana akım toplum daha da saldırganlaşır. çünkü bir şey yapmazsa yok olacağını hisseder bundan hareketle katliamlar soykırımlar gerçekleşir.

dil
ahlak bekçiliği

(bkz: ırkçılık)
(bkz: kuşak çatışması)

bazen gerekli diye düşünüyorum. allah'tan korkmayanlar kulundan utanır belki de yanlışından döner diye düşünüyorum ama toplum baskısı da etkisini yitirdi çoğu yerde.