1.
isim babası şerif mardin'dir. dilimize girmiş bazı kavramlar kişilerle özdeştir. bunun gibi:
yeni türkiye - hasan celal güzel
sivil darbe - ataol behramoğlu.
yeni türkiye - hasan celal güzel
sivil darbe - ataol behramoğlu.
devamını gör...
2.
pandemi zamanı koronadan korkanların maske üzerinden korkmayanlara yaptığı.
devamını gör...
3.
türkiye gibi geri kalmış ülkelerin gerçeği.
hep bir o ne der, konu komşuya ayıp olur, onlar böyle yapıyorsa ben de yapmalıyım şeklinde bir algıyla yaşar toplum.
özellikle kırsal ve anadolu şehirlerinde hala ciddi biçimde hissedilmekte ve yaşanmaktadır.
bazı büyük şehirlerde ve özellikle de sahil şehirlerinde, işin içine turizmin, dolayısıyla farklı kültürlerin, yaşam modellerinin de girmesiyle, bu baskı bir nebze olsun kırılmış, insanlar kendi benimsedikleri yaşam modelini ortaya koymaktan bir nebze olsun çekinmemeye başlamıştır.
mahalle baskısının son 20 yılda en fazla hissedildiği alan da maalesef 'din' olmuştur. dini simgeler ki özellikle türban bu konuda anadoluda lider konuma geçmiştir.
neden nasıl niçin sorularının cevabından bihaber gençler, çoluk çocuk bile , çevresi takıyor diye, gerek aile baskısı, gerekse arkadaşı gibi görünmek için kendi tercihiyle bu türban meselesini öne çıkarmıştır.
ancak bakıldığında , kişiyle uzaktan yakından alakasız durup, özdeşleşmeyen türbanlı insan görmenin kolaylığı da işte bu oturmamışlıktan, bunun bilerek isteyerek değil, çevre, mahalle baskısı sebebiyle yapılmış olduğundan kaynaklanmaktadır...
hep bir o ne der, konu komşuya ayıp olur, onlar böyle yapıyorsa ben de yapmalıyım şeklinde bir algıyla yaşar toplum.
özellikle kırsal ve anadolu şehirlerinde hala ciddi biçimde hissedilmekte ve yaşanmaktadır.
bazı büyük şehirlerde ve özellikle de sahil şehirlerinde, işin içine turizmin, dolayısıyla farklı kültürlerin, yaşam modellerinin de girmesiyle, bu baskı bir nebze olsun kırılmış, insanlar kendi benimsedikleri yaşam modelini ortaya koymaktan bir nebze olsun çekinmemeye başlamıştır.
mahalle baskısının son 20 yılda en fazla hissedildiği alan da maalesef 'din' olmuştur. dini simgeler ki özellikle türban bu konuda anadoluda lider konuma geçmiştir.
neden nasıl niçin sorularının cevabından bihaber gençler, çoluk çocuk bile , çevresi takıyor diye, gerek aile baskısı, gerekse arkadaşı gibi görünmek için kendi tercihiyle bu türban meselesini öne çıkarmıştır.
ancak bakıldığında , kişiyle uzaktan yakından alakasız durup, özdeşleşmeyen türbanlı insan görmenin kolaylığı da işte bu oturmamışlıktan, bunun bilerek isteyerek değil, çevre, mahalle baskısı sebebiyle yapılmış olduğundan kaynaklanmaktadır...
devamını gör...
4.
umursanmaması gereken şeydir bana göre. (bkz: sanane ulan)
devamını gör...
5.
mahalle kim de baskı yapıyor? diye hep sorguladığım,baskı yapandan çok mahalle baskısından korkanı suçladığım saçma bir olaydır.
devamını gör...
6.
orta doğu kültürüne hakim ülkelerde daha çok görünür. düşünce olarak cahiliye döneminde kalmış insanların yaptığı saçma olay.
devamını gör...
7.
en özgüvenli insanları bile alt edebilecek toplumsal silah.
devamını gör...
8.
toplumun tamamında gördüğüm yanlış davranış. çocuğa bile "böyle yapma, aptal gibi görünüyorsun," diyenlerin eleştirmemesi gereken durum.
devamını gör...
9.
ücret karşılığında bedenini satan insanların çocuklarının yaptığı eylemdir.*
işbu entari karakter gözeterek yazılmış olup seks işçilerini karalamak için yazılmamıştır.
işbu entari karakter gözeterek yazılmış olup seks işçilerini karalamak için yazılmamıştır.
devamını gör...
10.
zamanında ''kız çocuğu okutulmaz'' baskısıyla, annemi okutmamışlar. oysa ilk okulda çok başarılıymış. ilk okul bitmiş başına baş örtüsü sarmışlar, okuldan da almışlar. niye? kız çocuğu okumaz çünkü. okutmak istedikleri oğulları da liseyi zorla bitirmiş.
bugün düşünüyorum da bu saçma mahalle baskısı olmasaydı annemin hayatı çok daha iyi olabilirdi. şimdi kendi çapında ilaç isimlerini ezberliyor, bulmaca çözüyor.
bugün dedem onu okula gönderseydi, annem kesin doktor olurdu. çokta yakışırdı.
canım anam, seviyorum seni.
bugün düşünüyorum da bu saçma mahalle baskısı olmasaydı annemin hayatı çok daha iyi olabilirdi. şimdi kendi çapında ilaç isimlerini ezberliyor, bulmaca çözüyor.
bugün dedem onu okula gönderseydi, annem kesin doktor olurdu. çokta yakışırdı.
canım anam, seviyorum seni.
devamını gör...
11.
belli bir yerden sonra insanın ister istemez o kaygılanma eşiğini geçiyor olması lazım. hayat kısa, bu hayatı kendinize zindan etmemek için bu baskı bizim için kesinlikle kurtulmamız gereken bir yük. çünkü gerçekten etrafımızda genellikle öyle ünlü sanatçılar veya ünlü bilim insanları yok, bu kadar seviyenin öyle çok da yüksek olmadığı yerde insanın kendini sıkmasının anlamı yok. ne zaman uygar bir yerde yaşarsam, işte o zaman işler değişir ...
devamını gör...
12.
az gelişmiş toplumun az gelişmiş kültüründen kaynaklı psikolojik baskı.
el alem ne der oğlum veya kızım bunun temelini oluşturur zannımca.
bir toplum eğer kültürel, ekonomik, sosyal, hukuki ve daha bir çok açıdan az gelişmiş veya gelişmemiş ise bu mahalle baskısı denen şey daha güçlüdür. türkiye gibi bir de dinin etkin olduğu topluluklarda ise bu artık zirveye çıkar ve kişilerin bazen intiharına kadar varabilen sonuçlar doğurur.
namus cinayetlerinin çoğu bu yüzden işlenir.
el aleme bizi rezil mi edeceksin oğul?
hay ben senin o oğul diye ağzına....
kahvede artık bize selam bile vermezler hanım.... hay sana da selamına da, sana selam verene de....
bu ne biçim elbise, el aleme rezil mi edeceksiniz bizi?
sen ne zaman evleneceksin ya hu? bir sorun mu var hımmmm yohusammmm aman deyin haaaa...
lan sana ne ne zaman evlenecek ise adam veya kadın sana ne?
bizim rüstem emminin oğlu möhendis olcak... sen anca felsefe oku feylesof olcen başıma....
el alem ne der oğlum veya kızım bunun temelini oluşturur zannımca.
bir toplum eğer kültürel, ekonomik, sosyal, hukuki ve daha bir çok açıdan az gelişmiş veya gelişmemiş ise bu mahalle baskısı denen şey daha güçlüdür. türkiye gibi bir de dinin etkin olduğu topluluklarda ise bu artık zirveye çıkar ve kişilerin bazen intiharına kadar varabilen sonuçlar doğurur.
namus cinayetlerinin çoğu bu yüzden işlenir.
el aleme bizi rezil mi edeceksin oğul?
hay ben senin o oğul diye ağzına....
kahvede artık bize selam bile vermezler hanım.... hay sana da selamına da, sana selam verene de....
bu ne biçim elbise, el aleme rezil mi edeceksiniz bizi?
sen ne zaman evleneceksin ya hu? bir sorun mu var hımmmm yohusammmm aman deyin haaaa...
lan sana ne ne zaman evlenecek ise adam veya kadın sana ne?
bizim rüstem emminin oğlu möhendis olcak... sen anca felsefe oku feylesof olcen başıma....
devamını gör...
13.
içindekiler ile birlikte yakıp kurtulduğum baskı. şimdi sıra limanda. gemi bana lazım.
devamını gör...
14.
ciddiye alınmaması gereken saçma bir tahakküm kurma hevesidir.
türkiye’ye özel bir durum olmasa da biz şahit olduklarımızı gördüğümüz ve yaşadığımız için bunları anlatıp bitmesini sağlamamız gerekir.
öğretmenliğe yeni başladığım yıllarda okula sırt çantam ve bisikletimle giderdim. bir gün bir öğretmen arkadaş bana geldi ve “sana çok özeniyorum, keşke ben de yapabilsem” dedi. neden yapmadığını sorduğumda “ fakire bak bir araba bile alamamış” derler burda dedi bana. ilginçti ve sanırım fakir olan bendim.
yine aynı şehirde kafamda şapkam altımda şortumla gezerken sakallı bir amca bana “ şapka takmak günah” dedi. ilginç yanı ise şorta takılmamış olmasıydı. sanırım ona sıra gelmedi o ara.
mahalle baskısının ille de büyük olaylarda kendini göstermesi gerekmez. küçük olaylar daha çok can sıkar. sürekli kitap alan bir insan olduğum için öğretmen arkadaşların uyguladığı mahalle baskısı şöyle saçma bir şeydi. “ hocam, kitap karın doyurmaz. önce evini, arabanı al.” halbuki ben o satın aldığım kitapları şu anda kendime ait olan evimdeki kütüphaneme kendi arabamla götürüyorum.
demem o ki; kimseyi dinlemeyin. can sıkıntısı çeneye vurur çoğu zaman. kimsenin çene ishalinin sizin hayatınızı etkilemesine izin vermeyin.
türkiye’ye özel bir durum olmasa da biz şahit olduklarımızı gördüğümüz ve yaşadığımız için bunları anlatıp bitmesini sağlamamız gerekir.
öğretmenliğe yeni başladığım yıllarda okula sırt çantam ve bisikletimle giderdim. bir gün bir öğretmen arkadaş bana geldi ve “sana çok özeniyorum, keşke ben de yapabilsem” dedi. neden yapmadığını sorduğumda “ fakire bak bir araba bile alamamış” derler burda dedi bana. ilginçti ve sanırım fakir olan bendim.
yine aynı şehirde kafamda şapkam altımda şortumla gezerken sakallı bir amca bana “ şapka takmak günah” dedi. ilginç yanı ise şorta takılmamış olmasıydı. sanırım ona sıra gelmedi o ara.
mahalle baskısının ille de büyük olaylarda kendini göstermesi gerekmez. küçük olaylar daha çok can sıkar. sürekli kitap alan bir insan olduğum için öğretmen arkadaşların uyguladığı mahalle baskısı şöyle saçma bir şeydi. “ hocam, kitap karın doyurmaz. önce evini, arabanı al.” halbuki ben o satın aldığım kitapları şu anda kendime ait olan evimdeki kütüphaneme kendi arabamla götürüyorum.
demem o ki; kimseyi dinlemeyin. can sıkıntısı çeneye vurur çoğu zaman. kimsenin çene ishalinin sizin hayatınızı etkilemesine izin vermeyin.
devamını gör...
15.
olduğun yere göre şekillenmen gerektiği algısı.
herkesin farklı olduğunu kendine göre bir dünyası oldugunu anladığımız zaman her şey güzel dünya yaşanılır olacak.
herkesin farklı olduğunu kendine göre bir dünyası oldugunu anladığımız zaman her şey güzel dünya yaşanılır olacak.
devamını gör...
16.
insanlar ne der? diye kahrolası bir put vardır.
devamını gör...
17.
(bkz: elalem ne der terör örgütü)
devamını gör...
18.
erkek halimle maruz kaldığım durum.
yapan da mahallenin kedileri.
covid zamanı semt neredeyse boştu. buralar üniversiteye yakın diye öğrenci çok, onlar da yoktu. onlar yine iyi... ayyy canııım falan derken veriyorlar bir şeyler.
o covid dönemi altı üstü 8 lira falandı 750 gr tavuk salam. ondan veriyordum birinci kattaki balkonumdan. zaten yalnız adamım diye haftada bir tavuk haşlarım, artıklarını veriyordum vs.
hala yine veriyorum verecek bir şey olduğu zaman da, bildiğin kimi taciz ediyor kimi ajitasyon yapıyor. kızamıyorum da hayvanlara.
yapan da mahallenin kedileri.
covid zamanı semt neredeyse boştu. buralar üniversiteye yakın diye öğrenci çok, onlar da yoktu. onlar yine iyi... ayyy canııım falan derken veriyorlar bir şeyler.
o covid dönemi altı üstü 8 lira falandı 750 gr tavuk salam. ondan veriyordum birinci kattaki balkonumdan. zaten yalnız adamım diye haftada bir tavuk haşlarım, artıklarını veriyordum vs.
hala yine veriyorum verecek bir şey olduğu zaman da, bildiğin kimi taciz ediyor kimi ajitasyon yapıyor. kızamıyorum da hayvanlara.
devamını gör...
"mahalle baskısı" ile benzer başlıklar
aile baskısı
17