türk sinemasında korku filmi çoook geride maalesef.
bunun arkasında tematik problemler var bana kalırsa.

ben hollywood korku gerilimini neredeyse bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki uyarlama filmlerle hiçbir yere varamayız.

bizim insanımız şeytan, iblis gibi ögelerden korkmuyor.
şimdi yabancı bir filmde gördüğü şeytan farklı, yerli sinema ürünü bir filmde şeytan görmesi farklı.
konuşulan dil, filmdeki kültüre aşinalık onu farklı bir korku ögesine oturtamıyor.
dolayısıyla biz de cin, üç harfliler, ele geçirilme gibi konular üzerinden yapıyoruz bu işi.

fakat senaryolar maalesef çöp, oyunculuklar kötü, filmler jumpscare üzerinden dönüyor.
bir de arkaya ekolu yüksek sesli arapça bir şeyler basıyorlar.
al sana korku filmi..
böyle iş olmaz.

en basitinden bir paranormal activity vs. dabbe bir cin vakası karşılaştırması yapın kafanızda, bana hak vereceksiniz.

halbuki verin bana müstakil bir ev, bir köpek ve bir küçük çocuk.
size gerilimin kralını çekerim.
mesele gizem yaratıp heyecanı erkenden öldürmemekte.

esen kalın
devamını gör...
ben çocukken süt kardeşler filmindeki gulyabaniden çok korktuğumu hatırlıyorum*, onun dışında maalesef hayal kırıklığı olan sanat dalı.

yukarıda bahsedildiği gibi türk milletinin korku unsurları batılılarınki kadar geniş değil. drakula'dan grimm kardeşlere, hristiyan dini öğelerinden antik dönem pagan hikayelerine kadar oldukça zengin bir konu seçenekleri var.

bizim en büyük korkularımız ise zaten gerçek hayatta da başımıza gelebilen olaylar. türk korku sinemasını akşam haberlerinde, müge anlı'da yada sokağa çıktığımızda her gün izliyoruz. mesela kimse günün birinde dinci faşistlerin kafamızı kesmeye başlamayacağını söyleyemez. ırak'ta, suriye'de, afganistan'da yapmadıkları şeyler değil. yada suudiler istanbul'da yanı başımızda cemal kaşıkçı'yı öldürüp cesedini bile yok ettiler. dinciler 15 temmuz'da fetö ayağına askeri okul öğrencilerini katlettiler. sevda noyan tv'ye çıkıp daha fazlasını yapmaya vakitleri olmadığı için pişmanlık duyduğunu söyledi. çocuklar niye köprüye çıktıklarından bile habersizmiş lan. tanka atlet tıkayan zekasını sevdiğim vatan hainleri sizi... yine sevda noyan (bkz: bizim aile 50 kişiyi götürür) demişti. her dincinin mahallesinde gözüne kestirdiği ve emir gelince öldürmeyi hayal ettiği "dinsizler" olduğundan şüphelenmek hiç yersiz değil. madımak otelinin yakılması, tarikatçıların infaz ettiği vatanseverler, mühendisler, gazeteciler, hizmet vermek için gittiği doğu illerinde pkk'lı teröristler yada mağara adamı aşiretler tarafından kaçırılan memurlar, şehirlerimizi işgal edip uyuşturucu satma, haraç kesme, bombalama, silahlı saldırı gibi suçlar işleyen teröristler, bebek katili teröristlerle iş birliği yapan hükümeti destekleyen 20 milyondan fazla koyun vs. korku filminin içinde yaşadığımızı her geçen gün tekrar kanıtlıyorlar. hadi apaçık lafı dolandırmadan bu hikayelerin filmlerini çekin, bakalım barış dininin en ateşli savunucuları ne yapıyorlar.
devamını gör...
itiraf ediyorum
hiçbirini izlemedim
gerçekten korkunç geliyorlar bana
devamını gör...
ekseriyetle mevzu cindir.. cin öyle keyfi biçimde gelip sana sataşmaz..
biri bir nedenle büyücüye başvurur, o da büyüsünü yapar, büyü tuttuğunda biz de buradan anlarız.. zira sesler falan duyulur, boğuk konuşmalar geçer, sonra bir anda sesler kesilir, ekranları başındaki biz değerli seyirciler de "haaa, şimdi gördünüz işte ebenizin yoğurtlu kebabını" deriz..

bu arada ben televizyona bakıp yapılan büyünün tutup tutmadığını anlıyorum ama düdüklü tenceredeki mercimeğin altını kaç dakikada kapatacağımı bilemiyorum.. öyle de şahin gibidir gözlerim.

neyse.. sonrasında önce ufak ufak piyasaya giren üç harfliler sonrasında büyü yapılan aile ile içli dışlı komşu gibi sürekli bir arada takılırlar.. yavaş yavaş gelme amaçlarını falan verirler ki, işin altında hep aile büyüklerinden birinin yaptığı bir itlik, uğursuzluk çıkar. öööö, böööö derken neticede aile ölür..

filmlerin ana teması şudur:
1. birinin canını yakarsanız "tutuksuz yargılanmak üzere salıverilme" talebine çok güvenmeyin. mağdur ya da mağdure nefesi kuvvetli bir hocaya giderse iflahınızı keser.. uslu uslu oynayın, kimsenin canını yakmayın.
2. evde gereksiz sinir, kırılan bilmem ne olan eşya varsa nedeni şiddetli geçimsizlik olmayabilir.. ananızı bacınız, olmadı eşinizi falan bir sıkıştırın olmazsa..
3. mevzular köyde dönüyor.. kırsal kesimden evlenmemeye dikkat edin.. peşinden intikam falan getirmesin.
devamını gör...
bazı örnekleri cidden korkutucudur, örneğin dabbe: cin çarpması o pastoral havası, efektlerden çok sahnelerinin ciddi tekiksiz, uğursuz havası ve belirsizliği ile her sahnesinde korkutabilen bir film. birkaç örnek daha eklenebilir, sonuçta her toplum kendi kültürü ve inancına göre korku filmi yapıyor tabii insan doğasına oynayan psikolojik korku/gerilim, gizem filmlerini saymazsak. türk korku filmlerinin türk mitolojisi ya da islami konuları işlemesinde sorun yok bence ama korku filmi gürültü pornosu ve dandik makyaj fest seviyesinde olunca bir anlamı kalmıyor. ilk dabbe filmi mesela, yarı amatörce japon korku filmlerinin islami inanca göre uyarlanmış fena olmayan bir yorumu gibiydi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türk korku sineması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim