aynaya yumruk atan arkadaş için okula ambulans gelmesi.
devamını gör...
son sınıf. üniversite sınavına az kalmış, son denemeler. fena bir gerginlik var. bunalmisiz arkadaşımla, denemede olduğumuzu unutup deneme bitene kadar herkesi rahatsız edecek bir kahkaha tufanına girmiştik. gözümden yaşlar boşanmıştı ve karın ağrısından ölmüştüm dndn lise dediğimde ilk aklıma bu geliyor. hayatımda hiç böyle güldüğümü hatırlamıyorum xnzn
devamını gör...
arkadaşımın kafasına aşağı kola dökmüştum kshdksjsksk
çok dövüyordum allah affetsin
devamını gör...
ben hep dışlanırdım ya da öyle hissederdim bilmiyorum. bu beni çok üzerdi, kimseye de diyemezdim. bahçede seksek oynuyorduk bi gün 6 - 7 kişiyi, sıra sıra oynuyoruz. sıra bana gelmişti ama beni es geçmişlerdi, söyleyememiştim benim sıra diye. halen içimde uktedir, kendime kızarım niye hakkını aramadın diye. okuyanlar bu nasıl anı diyebilirler ama benim için yaralayıcıydı:)
devamını gör...
lisede teneffüs arasında tabiri caizse gövde gösterisi yapan hayvanlar gibi birbirimizle boğuşurken, arkadaşıma uçan tekme atmamla beraber pantolonumun yırtılıp donumu tüm okulun görmesiydi.
devamını gör...
arkadaşımın kafasına kola dökmüştüm ksjdksks o da saatlerce okulun bahçesinde beni kovalamıştı kahdkskskak
devamını gör...
lisede bizim sınıfa bir kaynaştırma öğrencisi gelmişti. ilk başta anlayamamıştık, gayet normal duruyordu. fakat sonrasında kendini ele verdi. derste sürekli kahkaha atıyordu, biz de istemeden onunla birlikte gülüyorduk. bildiğiniz joker. çok tatlı bir çocuktu. oldukça uzundu, gözleri çok hoştu koyu yeşildi, prüzsüz bronz teni vardı. bugüne kadar gördüğüm en güzel bronz ten rengi olabilir, dudağı dolgun, dişleri inci gibiydi. gerçekten pırıl pırıl bir gençti. asla birine zarar veren biri değildi. insanlara sarılıyordu. hocalara karşı dans ediyordu. en katı öğretmen bile ona karlı yumuşuyordu, bağıramıyordu. bu arada ismail yk'nın şekerim şarkısını çok seviyordu. ona açıp birlikte oynuyorduk. çok güzel anlar yaşattı bize. biraz özlem duydum sanki.
devamını gör...
bilirim, bazı sınıflara ayrımcılık yapılıyor. bunu herkes bilir. fakat bizim sınıfı okul gezisine götürmeyi unutmuşlardı. evet, bildiğiniz bizi sınıf gezisine götürmeyi unutmuşlardı, diğer sınıfları götürmüşlerdi. kos koca 30 kişilik sınıfı nasıl unuttular acaba? bari direkt "sizi sevmiyoruz" deseler daha inandırıcı olurdu.
devamını gör...
sınıfta ali diye bir çocuk vardı. benimle sürekli uğraşırdı. saçımı çeker, çantamı çöpe atma şakası yapar, eşyalarımı saklardı falan. nefret ediyordum çocuktan. bi gün öğle arasında kitap okurken kitabımı elimden aldı. ben de geri almak için kolunu çimdikledim. "senin derdin ne kızım?" dedi. ben de "benim derdim sensin" dedim. benim bu cümlem sınıftaki derin bir sessizlik anına denk geldi. herkes benim ilan-ı aşk ettiğimi düşündü. salak ali bu olay unutulana kadar benimle "aşkını kalbine göm" diye dalga geçti.
devamını gör...
benim ilkokul/ortaokul efsaneydi ya. her gün ceza, her gün kavga. babam her akşam evde beni dövüyor, bende her sabah okulda birilerinden hıncımı alıyorum* rehberlik servisi full bana çalıştı.
en son annem dedi müdüre “bakın bunun babası manyak, lütfen haberi olmasın, bana söyleyin” falan, öyle rahatladım.
doğru düzgün ceza da veremiyorlar sınavlarda ilçe birincilikleri getiriyorum*
sınıf arkadaşım vardı yasin diye, babası imam, cami minaresinde bira içiyorduk, diğer gün sınava bir giriyoruz ben birinciyim yasin ikinci*
müftü düşman olmuştu bize artık.
yasin’e de her akşam imamdan dayak show.
ama benim için en ağırı ortaokul aşkımdı. altı kez çıkma teklifi ettim, altısında da reddetti. ayıp be ayıp. bir şans verirsin. sırf kız belki kabul eder diye onu etkilemek için bir ayda gitar çalmayı öğrenip şarkı yazdım. ilkokul müsameresinde mikrofonu elime alıp ilan-ı aşklar falan yaptım herkesin içinde. ulan sen benim gibisini bir daha bulabilir misin be?*
devamını gör...
ilkokulda okula yanlislikla donla gitmistim, donla oldugumu sinifta ders sirasinda farketmistim.
devamını gör...
okula başladığım ilk günü hatırlıyorum. birinci sınıfın ilk günü yani. sınıfa bir girdim bütün veletler ağlıyor, sızlıyor, ciyaklıyor. bu mu lan okul demiştim. sokayım çekilecek şey değilmiş. o gün sevmedim okulu, ondan sonra da aynı sevimsiz hislerim devam etti. kafamı şişiren bir sürü velet ihtiyacım olan son şeydi. hepsine de gıcık oldum. ne hakları vardı lan kafamı şişirmeye. dövmek istiyordum hepsini ama yanlarında anneleri vardı. annelerinden ayrılamıyordu bu kuzucuklar. onları dövmek için biraz beklemem gerekiyordu. her tenefüste bir parça bir parça hepsini dövdüm. tek tek tabii. kızlara çok haşin davranmadım elbette.

her tenefüs sonu sınıf öğretmeninden dayak yiyordum ama olsun. dayak beni pek yıldırmıyordu. ah mualla, en çok beni sever, en çok beni döverdi. ilk sınıf öğretmenimin ismine bak lan: mualla. al sana öğretmen ismi. kadın öğretmen olmak için doğmuş.

bir de aşı günü böyle zırlayıp kafamı ikmişlerdi. onda da aynı tarifeyi uyguladım. ağlak, zırlak çocukları hiç sevmedim. hala da devam ediyor sevgisizliğim. sonuç olarak çocuk terörüne çocukken de karşıydım.
devamını gör...
lise 2de çok kalabalık olduğumuz için lise sonda bizi 3 sınıfa ayırdılar. 2 arkadaşın doğum günü için 3 sınıf okuldan kaçıp heybeliada'ya gitmiştik. disiplinlik olacaktık da ucundan döndük. lise 1de benim iki katım bı erkek arkadaş resim çizerken koluma vurdu diye sıranın üstünden çocuğa uçmuştum. üst baş suratlar darmadağın tabii.. ilk okulda da okulun sürgülü dış kapısına çıkıp sabitleyici demirlerle kapı arasına elimi sıkışmıştı. o bayaa fenaydı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"unutulamayan okul anıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim