iskandinavya kökenli kavim. genel olarak çiftçi ve korsandırlar. 8-11. yüzyıllar arasında kuzey avrupa'da terör estiren baltalı heriflerdir.
devamını gör...
dünyaya dağılım şekilleri, yağma, barbarlık ve istila taktiklerini moğollar'a çok benzettiğim kavim. başka hiç bir halleri de benzemez tabii. ama hani derler ya ''kürdün deniz görmüşüne laz denir'' sanırım vikingin'in de deniz görmemişine moğol diyebiliriz.
devamını gör...
wednesday : çarşamba.
thursday : perşembe.
friday : cuma

ingilizceye bu günlerin isimleri viking tanrılarından gelmiştir. o kadar da barbar olduklarını düşünmüyorum.
devamını gör...
izlmeye devam ediyorum son sezon olması güzel.
devamını gör...
asılları cermen ırkıdır. barbar olarak bilinirler ama barbarlıklarından çok daha önemli bir dünya tarihine sahipler.

ilk keşif yolculukları 900 yıllarında yeni toprak ve kazançlar elde etmek için norveç, isveç ve danimarka'dan yola çıkan vikingler tarafından yapıldı. bu yolculuklarda yapımı basit olan ilkel gemiler kullanmışlar. çok uzaklara gidemeseler de vikinglerin ulaştıkları yerler oldukça etkileyici. garip burunlu uzun gemileriyle avrupa ve kuzey rusya kıyılarında ve akdeniz yoluyla istanbul'a kadar dolaşmışlar.
devamını gör...
vikingler'in boynuzlu miğfer giydiklerine dair hiçbir kanıt yoktur. vikingler'in boynuzlu miğfer giydikleri ilk olarak, ressam johan august malmström tarafından çizilmiştir...bak
sonrasında 1876 yılında richard wagner'in nibelung yüzüğü operasında boynuzlu sahne kıyafetlerin öyle görüntü ortaya çıkmış,öyle yürüyüp bugüne gelmiştir.
devamını gör...
açık denizlerde ve sığ nehirlerde kullanabilecekleri teknelerin dışında uzun süre erzak temini yapmadan denizlerde seyahat edebilecekleri büyük gemilere de sahip olan vikingler 750 - 1100 yılları arasında avrupa'yı kasıp kavurmuşlardır efem...
daha çok norveçli olarak bilinen ancak isveç ve danimarka gibi yerlerden de gelen ikandinavya’nın savaçı, tüccar ve korsan halkıdır vikingler...

793 yılınnda ingiltere’nin kuzeydoğu açıkklarındaki aynı adı taşıyan adadaki lindisfarne manastırı’na saldıran vikingler, manastırın hazinesine el koydukları gibi pek çok keşişi öldürüp geri kalanını da esir ederek yanlarında götürürler. elbette pagan olan vikingler için bu tür yerlerin bir kutsallığı yoktur.

viking saldırıları bir seferle kalmaz ve yağmaladıkları bu bölgelere daha sonra defalarca tekrar gelirler

842’de nantes ve 847’de bordeaux şehirleri, viking dehşetini yaşar. vikingleri durdurmanın tek yolu yüklü miktarda fidye ödemektir.
ancak bu bile onların akınlarını durdurmak için yeterli gelmez. üstelik yalnızca kıyı bölgeleri değil; paris, limoges, orleans ve tours gibi iç kesimlerdeki şehirler de viking saldırılarınndan kurtulamaz. 844 yılında ispanyaya gözünü diken vikingler sevillayı yakıp yıkarlar...

911 yılında çıkacak viking lideri rollo (evet bu rollo dizideki hain rollo,kralın kardeşiyle evlenen rollo) ile anlaşan fransa kralı basit charles (893-922), soydaşlarının saldırılarına karşı koruması koşuluyla bu bölgeleri ona bırakır onun soyundan gelen william (1066-1087) 1066 yılında hasting savaşın’nda anglo-sakson kralı ıı. harold’ı mağlup eder ingiltere kralı olur
(bkz: normanlar)
kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Vikin...
devamını gör...
viking dilinde toprak parçası ve çiftlik anlamına gelen -by ve -thorpe ekleri sayesinde eskiden viking şehirleri olan kentler kolayca bulunabilir efem...
derby, grimsby, whitby, scunthorpe vb...
devamını gör...
thorun çekici parçalandıktan sonra dünyada hapis kalmış sarı civcivlerdir.
devamını gör...
kuzey avrupa, iskandinavya halkları.

bu abiler avladıkları hayvanların, atalarının kemiklerini dövdükleri demirle birleştirirlerse silahlarına atalarının veya hayvanların ruhlarını hapsedeceklerine, böylece daha güçlü silahlar elde edeceklerine inanmışlar.

hakikaten de öyle olmuş. demiri kemikle karıştırınca silahlar daha sert daha dayanıklı olmuş ama büyüden dolayı değil. kemikteki karbon demirle birleşince çeliğin ilkel bir formunu ortaya çıkarmışlar. iskandinav çeliğinin ününe güzel bir neden.

buradan
devamını gör...
korsanlık ve tüccarlık yapan iskandinav kavmi. yılın büyük kısmını denizlerde geçirirlerdi, 8. ve 11. yüzyıllar arasında kuzeybatı avrupa'da pek çok yeri fethettiler. avrupa'da sahip oldukları kötü ün (doğal olarak kötü) uzun yıllar süren bir viking korkusu ve düşmanlığı yaratmıştır. avrupalılar vikingleri kaba, ilkel, medeniyetten uzak görüp kültürlerine kayıtsız kalmışlardır.

yazılı gelenekleri yoktur, bu nedenle kültürlerinin izini sürmek pek kolay değildir. eski batılı kaynakların olumsuz viking imajına karşılık arkeolojik bulgular bize vikinglerin zengin bir maddi kültürleri olduğunu gösterir.

cenaze törenlerinde ölülerini tahtadan, içi toprak dolu bir kayığa koyup yakarlardı.

sinema etkisiyle zihnimizde oluşan imgelerinin aksine vikingler başlarına boynuzlu veya kanatlı kasklar takmamışlardır. büyük bir kısmı kask kullanmaz. kullananlar rütbeli ve zengin olanlardır. onlar da ayırt edici özelliği bulunmayan kubbeli/konik kasklardır ve günümüze çok azı ulaşmıştır.
devamını gör...
reis ragnar ❤ seviliyorsun
devamını gör...
iskandinavya bölgesinde (norveç, isveç, danimarka) çevresinde yaşayan halka bir dönem verilen isim. bu viking kardeşlerimiz yaklaşık 1300 yıl önce sırf can sıkıntısından sağa sola sataşmaya, yağma işlerine girişmiş, ingiltere'ye, fransa'ya kan kusturmuş, hatta amerikayı dahi keşfedip* ardından akdeniz'e açılıp korsanlık yapmışlar, bir kolu da nehirlerden avrupa içlerine girerek doğu avrupa'da etkili olmuşlardır. kiev şehrini ele geçirip slav halklarını da egemenliği altına almış, bugünkü rusya'nın temellerini atmışlardır.

tabii bu yolculuklar sırasında istanbul'a da yolları düşmüş ancak burada herhangi bir yağma ya da saldırı işine girmemişlerdir. bizans dönemindeki konstantinopolis'ten çok etkilenmiş, buraya büyük şehir anlamında miklagard demişlerdir. bu saldırmama durumu, o dönemin güçlü doğu roma imparatorluğu ile savaşmak istememeleri, ticaret yapmak ve iş bulmak amaçları ile açıklanır.* hatta bizans ordusunda görev alıp yükselen askerler de çoktur diye anlatılır tarihçiler tarafından.

bu ziyaretlerden birinde halfdan isimli genç komutan ayasofya'da bir mermere "halfdan buradaydı" şeklinde yazı bile yazmış, adını tarihe bu şekilde geçirmeyi başarmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

zamanla vikingler yaptıkları bu gezilerin ve savaşların sonunda yavaş yavaş asimile olmuşlar, mensubu oldukları pagan inanışını bırakıp hıristiyanlaşmıslar, tarih sahnesinden sessizce çekilmişlerdir. geriye iskandinav (nors) mitolojisi kalmış, günümüze kadar anlatılmaya devam etmiştir.

aktif oldukları dönemde gemi teknolojisi ve savaşçı kişilikleriyle tarihe yön vermiş millettir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bildiğim kadarıyla yaşadıkları topraklarda pek bir şey yetişmediğinden daha çok balıkçılık yapıp deniz ürünleri tüketen topluluk. zor bölgelerin sert yapılı topluluk çıkardığından, denizcilikle uğraşılarından sürekli dinç kaldıklarından ve yoksul olduklarından önce komşu bölgelere sonra gemileriyle gidebildikleri her yere gidip yağma yapan bazen koloni kuran topluluktur. izlanda ve grönland'ı keşfedip koloni kurmuşlar hatta şimdiki kanada'da daha kolomb doğmadan yüzlerce yıl önce yerlilerle ticaret yapıp birkaç küçük köy kurmuşlardır.
ança biligler
devamını gör...
iskandinav tarihçisi değilim ama müdahil olayım, öncelikle sadece balık yemiyorlar hayvancılık ve tarımda var bunu vikings izleyen liseliler bile biliyor böyle bilgiler verirken akademik olmak lazım.

savaşçı bir kavim pek çok açıdan türklere benzetilebilir örneğin türklerin en meşhur özelliği konar göçer olmaları ve savaşçı olmaları peki bunun gerekçesi nedir? cevap: çok zor yaşam koşulları. iskandinavya da da yaşam oldukça zor ve çetrefilli bu vesileyle bu tarz topluluklar "survive" etmek yani hayatta kalmak için belirli koşullara zaman içinde adapte olurlar.

vikinglerde benim gözümde avrupa'nın türkleri. biz gidip çini yağmaya tuttuk onlarda avrupayı. biz daha geniş otlaklar için dört tarafa dağıldık onlarda daha rahat ve aynı zamanda boş yerleşim yerleri için göç ettiler keşifler yaptılar.

daha sonra avrupa kültürü tarafından absorb edildiler dinleri ve dilleri değiştirildi hristiyan oldular ve çocuklarına katolik isimler verdiler büyük devletler kurdular, tıpkı türklerin din değiştirip büyük devletler kurup evlatlarına müslüman isimleri vermeleri gibi.

yani bir tarihçi olarak böyle şeyleri karşılaştırmalı anlatmayı seviyorum daha açıklayıcı oluyor.
devamını gör...
(bkz: iorek byrinson)
devamını gör...
üç beş dizisi filan çekilip, kitabı çıkınca milletin ayılıp bayıldığı bir millettir efenim.

genel kültürü yerlerde olan bir ergen benimle tarih üzerine hevesle konuşmak istemişti. “ee ne biliyorsun tarihten, hangi dönemi seviyorsun filan” diye sorduğumda, (bkz: vikingler) demiş; bana izlediği ve etkilendiği dizi sahnelerini tarihi bilgiymiş gibi aktarmıştı.

vikingler insanlık tarihi ve kültürü için deryada bir damla bile değildir.
devamını gör...
10.yy'dan itibâren istanbul'da oldukları * iddia edilen ırktır. son bulgular ışığında en azından 9.-10.yy'da ayasofya'yı ziyaret ettikleri günümüzde kânıtlanmıştır:
çev: "halfdan buradaydı"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

halfdan kimdir? halfdan ragnarsson (kimi kaynaklara göre (gbkz: halfdan hvitserk)'da denen) 9.yy'da yaşamış jorvik kralı ya da i. harald olarak anılan norveç kralı'dır. yani net olarak hangisi en azından bugünün dünyasında net değil.

ayrıca şu uyarıyıda bırakalım, vikingler bugün tek bir devleti temsil etmiyorlar:
isveç, norveç, dan gibi ülkeleri ve tüm iskandinavı temsil ediyorlar.
nasıl ki türk diyince sadece türkiye ya da arap diyince sadece suudi arabistan akla gelmemesi ne kadar doğalsa bu da doğal bir durum.
* (bkz: vereg)
devamını gör...

adları «deniz savaşçıları» anlamına gelen `vikingler`, aslında iki ulusa, yani `varyag`lar ile `normanlar`´a mensup insanlardı.
viking kelimesi aslında bir halktan ziyade bir kültürü temsilen kullanılır. o devirdeki viking halkına, iskandinavcada kuzeyli anlamına gelen `nors` denirdi.
pruvası `ejderha` başı biçiminde olan, yelkenler ve küreklerle denizlerde ve karalarda , zengin manastırları yağmalayarak, ağır fidyeler alarak her yere korku ve dehşet salan insanlar olarak tarihe geçtiler.
bu korkusuz savaşçılar, problemlerin üstesinden gelmek, kötü şanstan korunmak ve savaşlarda kazanmak için, uğur getirdiğine inandıkları; iskandinav mitolojisinde birbirinden farklı anlamlara sahip birçok sembollere sahiptiler.

neydi o semboller ?

`mjolnir` : yıldırım ve şimşeğin simgesi
iskandinav gök gürültüsü tanrısı thor'a ait mitolojik çekiç. isveççe'de adı kelimenin tam anlamıyla 'kırıcı' anlamına gelir ve tek bir vuruşla dağları yok edebilir veya devleri devirebilirdi. bumerang görevi görür ve onu atan kişinin eline geri döner. muska olarak giyildiğinde, güçlü bir koruma sembolü olarak görülür.
viking inanışına göre thor, mjolnir’ini sadece savaşlarda değil, yeni evlenen çiftleri kutsamak için de kullanıyordu. bu sebeple mjolnir tehlikeli bir çekiç olmanın yanı sıra aynı zamanda insanlara güven veren bir sembol olarak da görülüyordu.

`helm of awe` -huşu miğferi- :korunma ve zaferin simgesi
(ægishjalmr) : eye-gis-hiowlm-er olarak okunuyor.
iskandinav mitolojisindeki en gizemli ve güçlü sembollerden biridir.
sadece biçimine bakmak, bu biçimin neyi simgelediğine dair herhangi bir ön bilgi olmaksızın, huşu ve korku uyandırmak için yeterlidir: sivri uçlu üç çatallı mızraklara benzeyen sekiz kol, merkezi bir noktadan yayılır, onu çevreleyen tüm düşman güçlera karşı sanki o merkezi noktayı savunur gibi, karşı saldırıya geçer bir vaziette durur.
vikingler hakkında önemli bilgilere sahip bir eser olan galdrabok’ta helm of awe, sadece askerleri değil ejderhaları da koruma altına alan bir sembol olarak tanımlanıyor.
ve anlatılanlara göre helm of awe, viking askerlerini koruyan görünmez bir alan oluştururken düşmanlara korku salıyormuş.

`vegvisir` : viking pusulası -yolu gösteren-
huld el yazmasında, vegvisir ile ilgili şu cümle vardır : “bu işaret taşınırsa, yol bilinmese bile, fırtınalarda veya kötü havalarda insan asla yolunu kaybetmez.”
vegvisir, vikinglerin pusulası olarak anılıyordu. veg yol, visir ise bulucu anlamına geliyordu ve birçok kaynağa göre vegvisir ve helm of awe, vikingler için aynı şeylerdi.
bu benzerliğin sebebi, iki sembolde de yer alan okların tamamen aynı olması. aralarındaki tek fark vegvisir’in oklarının bitiş yerlerinde farklı işaretlerin yer alması. vikingler, kendi inşa ettikleri gemilerle yola çıktıklarında fırtınadan zarar görmemek ve kaybolmamak için her geminin önüne bu sembolu kazırlarmış.

`yggdrasil` : yaşam döngüsünün simgesi
gövdesi iskandinav ruhsal kozmosunun coğrafi merkezinde yükselen güçlü ağaçtır.
iskandinav evreninin 9 diyarını birbirine bağlayan bu ağaç, yaşam döngüsünü sembolize eder.dokuz dünya da dahil olmak üzere bu kozmosun geri kalanı, onun etrafında dizilmiştir ve kozmosun çeşitli kısımlarını birbirine bağlayan dalları ve kökleri tarafından bir arada tutulur. bu nedenle, kozmosun esenliği `yggdrasil`'in esenliğine bağlıdır. ağaç titrediğinde, evrenin yıkımı olan `ragnarok`'un gelişini işaret eder. viking inanışına göre savaştan sağ çıkacak son kadın ve erkek viking savaşçısı, bu ağacın kökleriyle birleşecek ve ragnorok'tan (viking inanışında `kıyamet`) sonra insanlığı tekrar dünyaya yayacak.

`wyrd` ağı : geçmişin, bugünün ve geleceğin sembolü
pagan iskandinav ve diğer germen halkları için kader, evrendeki olayların gidişatını belirleyen ana güçtü. neredeyse tüm varlıklar kadere tabiydi - tanrıların kendileri bile. sahip oldukları tüm korkunç güce rağmen, kaderin gücü daha da büyüktü.
kader kelimesi vikingler için bir hayli önemliydi ve inançlarına göre insanların kaderini, yggdrasil’in altında yaşayan norn adındaki varlıklar belirlerdi. norn’lar, bu ağacın altında insanların kaderini sihirli bir ağ şeklinde örer ve kimsenin bu ağdan kaçmasına izin vermezdi.
vikingler, norn’ların ördüğü kaderi simgeleyen wyrd ağına baktıkları zaman geçmişe, bugüne ve geleceğe ait anılar görebileceklerine inanıyorlardı. hatta sevdiklerini savaşa yollayan ya da savaşa katılamayan birçok kadın, yakınlarının savaştan dönüp dönemeyeceğini bu işarete bakarak öğrenmeye çalışıyordu.

`gamalı haç` : şans ve kutsallığın simgesi:
vikingler için şansın ve kutsallığın simgesi olarak görülüyordu. sahiplerine şans, güç ve kutsallık getirdiğine inanılan gamalı haç, yüzlerce kişisel eşyanın üzerine kazınmıştı.
toplumların başlangıcından beri iskandinav ve diğer germen halkları tarafından kullanılmış olsa da, gamalı haç sadece bir `cermen` sembolü olmaktan uzaktır. avrupa'da germen, kelt, slav, yunan ve roma toplumlarının yanı sıra hindistan'da hindu toplumunun ortaya çıkmasına neden olan toplum olan proto-hint-avrupa toplumunun merkezi sembollerinden biriydi.
hem eski hem de günümüz hinduları ve budistleri tarafından da kullanılırdı.
bununla birlikte, münhasıran bir hint-avrupa sembolü de değildi; aynı zamanda amerikan kızılderililerinin yerli sanatında, iskandinavya'nın en kuzeyindeki `sami`'de ve dünya çapında birçok başka halk tarafından da kullanılan bir semboldü.

`kuzgun` : bilgeliğin ve zekanın simgesi
kuzgunlar, vikingler için son derece önemli hayvanlardı. inanışa göre viking tanrısı `odin`’in `muninn` (hafıza) ve `huginn` (düşünce) adlarında iki tane kuzgunu vardı. bu kuzgunlar, odin’in yanından sadece dokuz krallık hakkında bilgi toplamak için uçardı ve bu bilgileri odin’in kulağına fısıldardı. odin’in tasvir edilen birçok resminde bulunan kuzgunlar da aslında muninn ve huginn’di.
kuzgunların bu kadar önemli olmasının ardında yatan bir diğer sebep, çoğu kişinin diziden tanıdığı ancak gerçekten yaşamış bir savaşçı olduğuna inanılan `ragnar lothbrok`’un sancağında kuzguna yer vermesiydi. ragnar ve ordusunun kuzgun sancaklar kullanması ve bu sancaklar altında hiçbir zaman yenilmemeleri, kuzgunları vikinglerin gözünde kutsal bir sembol haline getirdi.


`valknut` :
iskandinav mitolojisiyle bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm sembollerin en çok tartışılan ancak esrarengiz olanlarından biridir. görsel olarak, birbirine kenetlenen üç üçgenden oluşur.
vikinglerin en önemli sembollerinden biri haline gelen valknut, odin’in düğümü olarak anılır ve savaşta hayatını kaybeden viking savaşçılarını temsil ederdi. valr savaşçı, knut ise düğüm anlamına geliyor ve düğümün sahip olduğu her köşe, iskandinav evreninin dokuz diyarını temsil ediyor. odin’in düğümü, aynı zamanda hamilelik ve annelik arasındaki yaşam döngüsünü simgeliyor.
arkeolojik olarak, viking çağı'ndan kalma ve isveç'in gotland adasında bulunan çeşitli runik taşlarda ve resimli anıt taşlarda ve ayrıca norveç'teki oseberg gemisinin gömülmesinden kalan mezar eşyalarında görülür.

`triskelion` : odin’in boynuzları
bu özel sembol tarzı en yaygın olarak orta avrupa ve britanya'nın kelt kabileleriyle, özellikle de irlanda, galler ve iskoçya'nın gal milletleri olarak adlandırılanlar ile ilişkilendirilir.
vikinglere göre `odin`, şiir konusunda tanrıları kıskandıracak bir yeteneğe sahipti ve bu yeteneğini bugüne kadar yaşamış en akıllı adam olarak bilinen `kvasir`’den çaldı. triskelion vikinglere göre bilgeliğin, şiirselliğin ve odin’in bağlantılarını gösteren kutsal bir semboldü.
triskelion kelimesinin kendisi, 'üç kez' olarak eski yunanca terimden türetilmiştir. triskelion, kelt kültürünün üç numaraya verdiği önemi simgeliyor.
sembol, insan varlığının üç aşaması gibi, tümü üç aşamadan veya olaydan oluşan bir dizi döngüyü temsil edebilir: doğum (en başlangıç), hayatın kendisi (yolculuk), ölüm (bitiş)

` gungnir` : odin’in mızrağı
kayıtlı iskandinav mitlerinde gungnir, `odin` ile en tutarlı ve güçlü şekilde ilişkilendirilen silahtır ve evrendeki en yetenekli demirciler olan cüceler tarafından yaratılmıştır.
evrendeki en iyi mızrak olan `gungnir`, tanrıların acımasız hükümdarının hem büyülü hem de askeri olarak vahşi gücünün zorlayıcı bir görüntüsü olarak hizmet ederdi.
gungnir, viking inanışına göre sihirli sembollere donatıldığı için hedefini asla ıskalamayan bir silahtı. silah sadece odin’in gücünün değil, aynı zamanda cesaretin, ilhamın, bilgeliğin ve becerinin de simgesiydi.

ve `ejderha`lar :
vikingler için ejderhalar, kanatları olmayan sürüngen varlıklardı ve sadece birkaçının ağzından ateş çıkabiliyordu. ejderhalar vikingler için bir nevi devasa yılanlardı.
çoğu devasa yılan gibi olsa da iskandinav mitolojisinde devasa ve kozmik bir güç olarak anılıyorlardı.
vikinglerde ejderha ya da ayılan hem iyi hem de kötü olmak yılanla ve onun çatallı diliyle özdeşleştirilen bir düalizmdir. viking anlatıları da bu özdeşliği
ortaya koymaktadır. vikinglerin yılanı bir yanıyla kötülük, güç, galibiyet ya
da şeytanilik ile ilişkilendirmesi onun yayılmacılığıyla da ilgili olabilmektedir.



buradan ve buradan
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"vikingler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim