yalnızlığını tanımlamak

kötü olduğunu sakladığın ama içten içe birilerinin öğrenmesini istediğin bir zamanda seni tanıyan bir grubun içinde kimse kötü olduğunu anlamaz ya yanlızlık budur bence çünkü sokakta sizi tanımayan yabancılara karşı bir sorumluluk hissetmezsiniz aksine belki onların içinde daha rahat olursunuz çünkü sizi bir daha nerede görecekler diye düşünebilirsiniz ama sizi tanıyanlardan sizi anlamalarını bekleyebilirsiniz ve bunu hiç biri yapamadığında yalnız olduğunuzu düşünürsünüz, duygusal bir bakış açısından doğrusuyla yanlışıyla yalnızlık böyle

aşırı oksijenden boğulmak..

kendi kendine konuşup, gülmektir.

kendi adıma asosyal olacak kadar yalnız ve hipersosyal olacak kadar abartılı sosyal olmamak şeklinde olan yaptığım tanım.

gökteki yıldızlar gibidir.
trilyonlarcası yanyana görünür ama en yakın olanı bir ömür uzaklıktadır.

güvenli limanım.

ufak bir kasabanın mahalle tekelinde bilinmemezlikten, tanınmamazlıktan son kullanma tarihi geçen ithal bira gibidir.

anlatamam ama gösterebilirim

alacakaranlık bir şey ya yalnızlık öyle net bir tanımı yok bence. çok boyutlu bir tarafı aydınlık bir tarafı karanlık, alacakaranlık.

kimse ile konuşmadan yüzlerce kilometre araba kullanmak.

en bir sevdiğim...

benim mental durum

yalnızlık özlenen kişinin yokluğudur.
herkes vardır o yoktur

allah bile beni yarattığını unuttu. alın size yalnızlığın tanımı.

bir sürü kapının olduğu bir koridorda tüm kapıların kapalı olması ve "koridor"dan çıkamama durumudur.

birileri var ama birisi yok gibi

sen yoksan
ben noksan.

anlatılmaz yaşanır.

kız tavlamak için edebiyat kulübünde takılan liseli arkadaşlarımın kızlar ile konuşmaları geldi bir an. bak ben değil bir arkadaşım ona göre.

evin herhangi bir odasında bir koltukta tek başına otururken diğer odadaki kalabalığın yanlarında olmamandan rahatsızlık duymamaları ve yanlarına davet edilmemesi, bu durumunda şahsı rahatsız etmemesi. işte derin bir yalnızlığın mahzun edici tarafı. genelde öğrenci evlerinde karşılaşılan bir durumdur. bir ev arkadaşı sınıftan kızlı erkekli gruplar halinde mutfak salon ve lavabo üçlüsünü işgal edip yemekler yenir çaylar içilir sohbetler edilir ve kahkahalar atılırken ağız kenarıyla bile davet edilmeyip onları da rahatsız etmemek için odanın ışığının kapatılıp uyuyor numarası yapılması.

bir dünya akıyor sel misali coşkun neşeli eğlenceli, evi yapan müteahhitten hatta ve hatta binanın sahibinden mağrur davet eden ev sahibi. bir dünya kapkaranlık içerisinde yatağında uzanmış uyumak için göz kapaklarıyla mücadele veriyor. acı acı acı …

herkesten nefret ediyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor .