181.
bir keresinde taksiciye abi ne işle meşgulsün diye sormuştum.*.
devamını gör...
182.
"merhaba ramazan beyle mi görüşüyorum?" sorusuna "evet" yanıtı aldıktan sonra, "isminiz nedir" diye sormuştum. sonrası derin bir sessizlik.
devamını gör...
183.
müşteriye erkek kıyafeti hakkında unısex yerine biseksüel demiştim müşteride bozmadı beni garip bir şekilde umarım eve gidince arkamdan çok gülmemiştir
devamını gör...
184.
bişeyler yiyeyim derken televizyon kumandasını buzdolabında unutmam üstüne iki saat kumandayı aramamdır.
devamını gör...
185.
öğretmene anne demek.
devamını gör...
186.
önümde çay, şeker ve yoğurt duruyor, çaya şeker koyayım derken yanlışlıkla yoğurt koymak
devamını gör...
187.
bir yaz günü balkonda korku oyunu izlediğim sırada aynı anda dışarıdan da birtakım ayak sesleri gelmeye başladı. kulaklığımı çıkarıp bakındım etrafıma dinlemeye başladım nerden geliyor sesler diye yaklaşık 5-10dk sesin kaynağını bulmaya çalıştım. meğerse oyundan geliyomuş ses. bu da böyle salakça bi anımdır
devamını gör...
188.
açılmamış mısır konservesini ocakta unutup uyumuştum. tahmin edeceğiniz üzere patladı. *
devamını gör...
189.
elimde telefon varken , telefonu aramıştım . müthiş bir kafaydı, şimdi para versem o kafaya ulaşamam.
devamını gör...
190.
birgün kız arkadaşımın evinde ona supriz yapmak için kek yapmaya kalkıştım fakat şu dr bilmem ne markasının hazır kekinden yapayım dedim neyse kaç dk olacağını bilmediğim verdim fırına maksat süpriz yapmak neyse sevdiceğim geldi bende mutfağın kapısı kapalı olduğundan camdan servis aracını bekliyorum çay ve kek bi de sevdiceğimle muhabbet süper olur diye düşünüyorum hafiften müzik çalıyor tavla hazır vel hasıl kapı zili çaldı koştum kapıya fakat değişik bir perdelenme geldi gözüme zaten o günde pek iyi hissetmiyordum sevdiceğim geldi kapıyı açtı direk mutfağa yöneldi biliyor benim ona süprizler yaptığımı sürekli açtı kapıyı ortalık duman unutmuşum keki fırında beyaz mini fırın olmuş simsiyah duman da cabası içerden bağırıyor
-kuzummm koş diye feryat yüreğim ağzıma geldi
ne yaptın sen dedi ben
aşkım kek yapıyordum unutmuşum dedim o değil şu sözleri varya beni kendine bağladı
-ya sana bişey olsaydı kuzum
bende salak kafam diye kendime sövüyorum açtık kapıyı pencereyi 1 saatte duman koku eser kalmadı
sonra neyse fırın eski bir fırındı bir daha ki akşam eski fırının yerini mikro dalga fırın almıştı.
neyse çok uzattım eski defterler açıldı şimdi neyse ki unuttum ya bir beyefendi olarak yaşıyorum öyle :)
devamını gör...
191.
çayın suyunu hazırlayıp poşetini demliğe koyduğum gibi zaman geçsin diye pc'nin başına oturdum ardından dumanların salona doğru süzüldüğünü görünce hakikati acı bir şekilde öğrenmiştim
devamını gör...
192.
telefon ekranıma sigara söndürmüştüm. kül tablasının yanında duruyordu. sigara içerken neler düşündüysem artık.
devamını gör...
193.
kumanda elimdeyken kumandayı bulmaya çalışıyordum.
el freni çekiliyken arabayı kaldırmaya çalışmıştım başlarda.
devamını gör...
194.
tam 3 defa yapılmış olup rezil olmama sebep olmuş dalgınlıklardır.

arkadaşlar bilen bilir, babamın eski bilgisayarını kullanmaktayım ve kendisini defalarca bozdum. defalarca sayemde tamir gören bu emektsr bilgisayar ufak tefek pürüzleri haricinde yaklaşık 1 aydır bozulmadan çalışmakta. ufak pürüzler hariç.

günlerden bir gün sabahın köründe yine iş yerime gelmiş, french press'e kahveyi basmış, işlerim yoğunlaşana kadar bilgisayarda vakit geçirmek istemiştim. bilgisayar ağır ağır açıldı, opera tarayıcıda hazırda bekleyen sekmelerimde dolanmak isterken bir de farkettim ki internet yok. nasıl ya? hemen fişi çekip taktım, ağ paylaşım merkezini açtım, birşeylere tıkladım -naptım bilmiyorum- modeme bir tokat dahi attım. internet çalışmıyordu.

eeeh, başlarım ama sana! deyip hemen müşteri hizmetlerini aradım. gayet kibar ve güzel sesli bir beyefendi bana yardımcı oldu. sinirim yatışmış oldu böylece. o güzel sesiyle "hangi ışıklar yanıyor yarasa hanım?" gibisinden sıklıkla sorular soruyordu, adımı zikrettikçe kendimden geçiyordum. adamla epeyce çaba gösterdik ancak internetim gelmedi. tam arıza kaydı oluşturacaktı ki, o ayrıntıyı farkettim, kendimden utandım ve "internet geldi kemal bey, arıza kaydına gerek yok." diyerek kapattım telefonu.

günlerden bir gün yine sabah iş yerime geldim ve yine aynı rutin. bilgisayarı açtım, aaa internet yok! yine aynı senaryo, aradım müşteri hizmetlerini çabalıyor kibar sesli hanımefendi interneti düzeltmek için. yine arıza kaydı oluşturacakken yaptığım hatayı farkedip kapatıyorum telefonu. yazının sonunda anlayacaksınız ne halt yediğimi.

etti üç. bundan tam bir hafta evvel, sabah kahvemi içerken internetimin çalışmadığını farkettim. bakın asla yaşadığım diğer iki aptallık aklıma dahi gelmedi. müşteri hizmetlerini aradım hemen. can bey yardımcı oldu sağolsun.

"hangi ışıklar yanıyor yarasa hanım?"
"ikinci yanmıyor, kare gibi olan. dünya simgesi yanıp sönüyor- bir dakika can bey çok özür dilerim iş telefonu çalıyor.." evet utanmadan can beyi bekletip iş telefonumu açıyorum, can bey estağfurullah diyor, telefonu kapatıp can beye geri dönüyorum.
"kontrollerinizi sağlıyorum yarasa hanım. biraz zaman alacak. sizler nasılsınız?" diyor. ufaktan resmi bir sohbet ediyoruz. yok anacım. can bey ne yapsa gelmiyor internet.

tam arıza kaydı oluşturacakken.. o epik soruyu soruyorum: "can bey bugün ayın kaçı?"
"ayın 8'i." diyor. bilgisayarın kenarındaki tarihe bakıyorum.
25.08.2008
evet, doğru bildiniz. diğer ikisinde de eski bilgisayarımın tarih ayarlarının gitmesi yüzünden internet çalışmıyor. ben hep bunu arıza kaydı oluşturacakken farkediyorum ve çaktırmadan kapatıyorum telefonu ama gel gelelim can bey nasıl bir salak olduğumu anlıyor.

"tarih ayarlarınız sıfırlandıysa internete bağlanamazsınız yarasa hanım." diyor. rezalet. utanç. iğrenç. bir değil, iki değil, etti üç.

tarihi bir daha söylüyor ve tarihi saati düzeltip özür dileyerek telefonu kapatıyorum.

size ne kadar salak olduğumu daha evvel söylemiş miydim?
devamını gör...
195.
aileyle gidilen bir uzun yol seyahatinde, arabadan trafiğin aktığı taraftan hiç yola bakmadan inip karşı geçmeye çalışmak, o esnada da viyk viyk diye ani fren yapan arabaları ve ay çocuk eziliyor bağırışlarını üstüne alınmamak.
bir de içimden geçiriyorum, hangi salak çocuk acaba diye.
*.*
devamını gör...
196.
o kadar çok var ki hangi birini seçip yazayım şuraya bilemedim. nihayetinde hepsi benim bebeklerim.
devamını gör...
197.
benmari usulü çikolata eritmek çok tehlikeliymiş, cünkü ben cikolatayı pastaya döker dökmez o tavayı yaladım. evet dilimden coss sesi çıktı ve sanki bi yapışma oldu anlık. olmamış da olabilir bilmiyorum ama kızgın tavayı yaladım yani bir damla çiko ziyan olmasın diye.
devamını gör...
198.
elimde biontech aşısı varken ve tam da uygularken hastaya "sinovac aşısı yapıyorum"demiştim.*
neyse ki yorgunluktan ve ezber cümlelerle konuşmaktan böyle söylediğime ikna oldu.
devamını gör...
199.
tam dolmuştan inerken şoförün beni fark etmeyerek harekete geçmesini dalgınlıktan idrak edemediğim için indiğim gibi yere kapaklanmam.
devamını gör...
200.
okul çantamı unutmak.
ya da başımda boneyle bone aramak.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yapılmış en aptalca dalgınlık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim