261.
geçenlerde 15-20 dakika boyunca telefonumu aradım. hatta arkadaşlarım da bana katıldı her yeri talan ettik yok. hiçbiri de demiyor ki arayalım da sesini duyarız belki. öyle hepimiz bir yandan arıyoruz sonra baktım ki üzerimdeki hırkamın cebindeymiş…
devamını gör...
262.
yakın zamanda arkadaşlarım; benimde haberimin olduğu, benim için bir doğum günü aktivitesi düzenliyordu. bir haftanın sonunda aktiviteye bir gün kala; “şu saatte, aman geç kalmayın, şurdan ineriz ,buraya bineriz.” diyalogları sonrasında dönüp; “ne var ya? orda ne yapacağız, hayırdır?”demiştim. milletin suratındaki şok ifadesi, benim kafama yediğim şalla hepimizi kendimize getirdi. dalgınım ben her zaman çünkü kafam çok yoğun çok kalabalık. sürekli çalışıyor bu meret. bin tane şey düşünüyorum. sürekli not alırım, hatırlatma kurarım, uyarırım milleti. oluyor sık sık benzer şeyler.
devamını gör...
263.
telefon açtığım kişiye, telefonumun yerini sordum; ama bunu yapan, sadece ben olamam değil mi?
devamını gör...
264.
annemin, halılarımızı yıkamak için arkadaşından ödünç aldığı bilmem kaç metrelik bahçe hortumunu kulağımda kulaklıklar diğer elimde de evin çöpüyle sözde sahibine geri götürürken çöple birlikte konteynere şutlamam. sonra da mahalledeki tüm konteynerlere bakıp acaba hangisine attım diye bir saat boyunca aramam.
devamını gör...
265.
henüz iş hayatına başlayalı 2-3 ay olmuşken çalıştığım şirkette bi yöneticim vardı nihal, beton nihal. kadını bi görseniz ifadesiz bi surat, zerre duygu barındırmayan bi konuşma ve olur olmadık her şeyde fırça kayma gibi özellikleriyle ünlü. şirkette millet karşılaşmamak için koridorlarda hızlıca geçip giderdi.
günlerden bir gün akşamdan kalma işe gitmişim, bizim betona yakalanmamak için kuytularda saklanıyorum. tabi kadın otonom yaşadığı için her şeyi planlı, dakik. saat kaçta nerede olur herkes bildiğinden ben ve benim gibiler köşe kapmaca oynuyo onunla. mesela odasından çıktığında ilk gideceği yer mola alanıdır, oradan ufak bi tur atar, fotokopinin oradan en arkadaki mevkidaşına selam verir, lavaboya uğrar ve yerine geri döner.
betonun mikserine yakalanmamak için tam çıktım odamdan bir başka yönetici yakalayıp iş kitlemesi sonucu yakalandım betona.
-günaydın prada.
+günaydın balım.
çok istemsiz gayri ihtiyari çıktı o söz ağzımdan ama çıktığı an dedim ki içimden şimdi sıçtım. herhalde bugün şirketteki son günüm bu kadın geveleyerek bile söylemiş olsam bu lafı kaçırmış olamaz. kafayı kaldırıp yüzüne bakınca da anladım zaten o ifadesiz surat "ne diyon lan sen denişik" durumuna geçmiş.
-sen gelsene bi konuşalım.
+tamam, bekleyin az bi kahve alayım daha tam kendimde değilim.
hani ayılamamış ayağı yapacam kadına aklım sıra ama peşpeşe pot kırıyorum. ayılamamak ne! ne diyorsun sen diye bağırıyorum bi yandan da içten içe. neyse gittim odasına bu seninki aldı sazı eline tahtaya sıçar gibi kayıyor fırçayı bana. ben de hala rolleniyorum böyle işte uyukluyo gibi davranıyorum bi sorsa ne bu halin diye hastayım diye sıkacam yalanı ama yok, kadını durdurmak mümkün değil. yaklaşık 45 dakika şamarladı beni laflarıyla. bide üstüne tutanak tuttu ki bir kaç gün sonra üst yönetici çağırdı bi 45 dakika da o kalayladı. tam prim dönemi yediğim o tutanak yüzünden gitti benim tatil param.
günlerden bir gün akşamdan kalma işe gitmişim, bizim betona yakalanmamak için kuytularda saklanıyorum. tabi kadın otonom yaşadığı için her şeyi planlı, dakik. saat kaçta nerede olur herkes bildiğinden ben ve benim gibiler köşe kapmaca oynuyo onunla. mesela odasından çıktığında ilk gideceği yer mola alanıdır, oradan ufak bi tur atar, fotokopinin oradan en arkadaki mevkidaşına selam verir, lavaboya uğrar ve yerine geri döner.
betonun mikserine yakalanmamak için tam çıktım odamdan bir başka yönetici yakalayıp iş kitlemesi sonucu yakalandım betona.
-günaydın prada.
+günaydın balım.
çok istemsiz gayri ihtiyari çıktı o söz ağzımdan ama çıktığı an dedim ki içimden şimdi sıçtım. herhalde bugün şirketteki son günüm bu kadın geveleyerek bile söylemiş olsam bu lafı kaçırmış olamaz. kafayı kaldırıp yüzüne bakınca da anladım zaten o ifadesiz surat "ne diyon lan sen denişik" durumuna geçmiş.
-sen gelsene bi konuşalım.
+tamam, bekleyin az bi kahve alayım daha tam kendimde değilim.
hani ayılamamış ayağı yapacam kadına aklım sıra ama peşpeşe pot kırıyorum. ayılamamak ne! ne diyorsun sen diye bağırıyorum bi yandan da içten içe. neyse gittim odasına bu seninki aldı sazı eline tahtaya sıçar gibi kayıyor fırçayı bana. ben de hala rolleniyorum böyle işte uyukluyo gibi davranıyorum bi sorsa ne bu halin diye hastayım diye sıkacam yalanı ama yok, kadını durdurmak mümkün değil. yaklaşık 45 dakika şamarladı beni laflarıyla. bide üstüne tutanak tuttu ki bir kaç gün sonra üst yönetici çağırdı bi 45 dakika da o kalayladı. tam prim dönemi yediğim o tutanak yüzünden gitti benim tatil param.
devamını gör...
266.
az önce saçma bir şekilde saçma bir insanı telegramdan aradım. silmeye çalışıyordum oysaki. allah kahretmesin yaa.
devamını gör...
267.
lisedeyken son yıl üniversite sınavına hazırlık için okulda kurs oluyordu ona gidiyordum.dersi dinlerken yorgunluk ve sıkılmışlığın da etkisiyle içimden şarkı mırıldanıyordum birden içimden gelen manasız bir hisle onu yüksek sesle söyledim.full sessizliğin olduğu bir sınıf ortamında komik olmuştu tabiki.
ve yine lisedeyken derste sıkılmış bir anımda içimden söylemem gereken "hadi bitir artık ya" cümlesini normal olarak söylemiştim hoca da tatlı sert bir şekilde cevap vermişti. *
ve yine lisedeyken derste sıkılmış bir anımda içimden söylemem gereken "hadi bitir artık ya" cümlesini normal olarak söylemiştim hoca da tatlı sert bir şekilde cevap vermişti. *
devamını gör...
268.
arkadaşın arabasına biniyorum diye, önündeki aynı renk arabaya binmek.
sağ koltuk boş değilken.
sağ koltuk boş değilken.
devamını gör...
269.
kafamda olduğu halde gözlüğümü aramak ama göremediğim için bulamadığımı düşünüp iyice kendime sinirlenmek. bu konuda yalnız değilimdir diye düşünüyorum.* bir de sabahın köründe kapıda komşuyla karşılaşınca “iyi akşamlar” dilemek var, günü kafamda nasıl bitirdiysem artık jfjdj.
devamını gör...
270.
günaydın diyene aloo demişliğim de var. hapşurana kolay gelsin falan. aa bi keresinde, tövbe yarabbim, babasının çook önceden vefat etmiş olduğunu anlatan birine geçmiş olsun demiştim. ama gülmüştü, çok gülmüştük.
bazen de iş yerinde odadan çıkarken içerde kalanları kitlemeye çalışıyorum. ilginç çünkü, odada kimse yokken kitlemeyi sıklıkla unutuyorum. ama biri varsa illa kitliycem.
bazen de iş yerinde odadan çıkarken içerde kalanları kitlemeye çalışıyorum. ilginç çünkü, odada kimse yokken kitlemeyi sıklıkla unutuyorum. ama biri varsa illa kitliycem.
devamını gör...
271.
ben sınavdayken kalemimi kaybetmiştim, ara tara kulağımın arkasındaymış meret.
devamını gör...
272.
ev halkını balkona kapatıp duş almaya gitmiştim.
devamını gör...
273.
an itibariyle avusturya'da hayata tutunmaya çalışıyorum. dramatize ettiğime bakmayın keyfim aslında yerinde. lakin birileriyle hararetli bir sohbete girdiysem (hoca deney programını anlatıyordur ya da macar arkadaşım ev kirasından bahsediyordur) "evet evet!" deme gafletinde bulunuyorum... ne eveti hocam, yes diyeceksin. olmadı ja diyeceksin. "ya ya..." aslında bizim diyalektiğe de uygun "ya.. ya ya..." sonra inceden bir hande yener şarkısı çalacak kulağında, " ya ya ya ben en özel, ya ya ya ben en güzel...."
devamını gör...
274.
kafede burnumu silmek için çantadan peçete yerine orkid çıkarmıştım.
devamını gör...
275.
yaş 13. sanayideyim çırak olarak. motor soğutma suyunu değiştireceğiz arabanın. meğer sıcakmış. radyatör kapağını açmamla suyun sıçraması bir olmuştu. neyse ki suratımı son anda çekmiştim ama elim biraz yanmıştı. o günden sonra sıcakken asla radyatöre dokunmamamız gerektiğini öğrenmiştim.
devamını gör...
276.
bisikletle marketten dönerken ellerimi bırakıp aldığım jelibonu açmaya çalışırken bisiklet sürdüğmü unutmam bir tırnağım birde sürtünmeden kaynaklanan yaraya sebep vermişti .
devamını gör...
"yapılmış en aptalca dalgınlık" ile benzer başlıklar
aptalca
1