yazarların aşk itirafları

insan 'hayatının aşkı' ile bir yerde mutlaka karşılaşırmış. ben büyük ihtimalle küçükçekmece sahilinde bundan yaklaşık 8 yıl önce karşılaştım ve hayatımda şu ana kadar 3 kez dönüp baktığım başka bir erkek olmadı ve ne yazık ki sadece güzel bir anı olarak hafızamda kaldı. bu değişik enerji sadece benim başıma gelmiş olamaz :) hala o anı hatırlıyorsam bence bu da bir 'aşk' olmalı.

( taylor lautner'a benzeyen çocuk umarım sen de beni hatırlıyorsundur, ben seni unutmadım :) )

güzel bir başlık...
zaman zaman aklımdan geçmiyor değilsin köftehor...
edit: bu başlığın ilk girdisi, şu an üçüncü olan girdidir. #1702281

jason momoa. beni görüyorsan 3 kere dudağımdan öp.

hayatımın aşkı?
bu başlık beni çok düşündürdü.
daha kendisini tanıyamadım o yüzden evcil hayvanım olan tekilaya sesleniyorum!!
tekila bunu görüyorsan üç kere minnak burnunu oynat bebeğim...
evet balım, seni çok seviyorum.

profilini* emcekareden resmine çevirmene nasıl sevindim bilemezsin. sayende bugün keyfim çok yerinde. bir resmin bile beni bu kadar mutlu etmeye yetiyor. teşekkürler. ama konumuz itiraf. senden başkasına aşık olamıyorum. hiç olamadım.

benim yaptığım değil bana yapılan bit itiraf oldu. dün oturduğum yerde alkol almak istedik. burada çok güzel ve nezih bir mekan var. 3 kadın oraya gittik. gitmeden önce de mekanın sahibi zafer beyi aradım.
neyse gecenin sonuna doğru zafer bey de masaya geldi. güzelcene sohbet ettik. ayrılırken bizi bırakmak istedi ben kabul etmedim.
eve gelince beni vardiniz mi diye beni aradi. çok hoş bir kadınsınız sizden hoşlanıyorum dedi. ben şok. yani 47 yaşında premanopoz bir kadın olarak. bu hoşlantıya anlam veremedim. benim onu kabul etmem için çok ısrar etti. boşluk insana neler yaptırıyor dedim içimden ve ona.

sevgilimi öylesine seviyorum ki allah uzun ömür versin ne kadar içsem bile arayışta olmam. ona da bunu söyledim. siz sevgilinizi seviyorsuniz diye sizden hoşlanamaz mıyım dedi? hoşlanabilirsiniz ama kendinize haksızlık dedim.

bir süre mekana gitmem sonra yine giderim. umarım hoşlantı sandiği sey geçer.

sevgilime de söylemeyi düşünmüyorum. gittiğim bir mekan var zaten burada gerek yok huzursuz etmeye.

sanırım hislerin hâlâ o kadar yoğun ki şu başlığa adam akıllı okuyanın gözlerini yaşartan bir tanım yapamıyorum. sanki her şey yetersiz kalmış gibi.

kalbim hala baskasindayken flörteştiğim iki hatun beni affedin. aslında cinsellik dışında benim için hiçbir anlam ifade etmiyorsunuz.

ilişkimizde part 1 üç hafta civarı sürdü. (zaman ve tarihlerle ilgili kaymalar olabilir, böyle bir sıkıntım var) bu 3 hafta süresince karşılıklı birbirimize sevgimizi ifade eden sözlerimiz oldu . ancak ben 2 , o ise 1 kritik hata yaptı ve yokuş aşağı boş viteste giden kömür kamyonu gibi sonunda duvara tosladık. ama ne toslama, her şey birbirine girdi, içip içip kırmalar dökmeler, engelleyip kaldırmalar, saçma sapan sözlerle 3-4 hafta süren bir ayrılma ama kopamama dönemi oldu. yani ilişkimizde kopma sürecimiz ilişkiden uzun sürdü totalde aslında. kopuş sürecimizdeki her an tamamen toksik ve travmatik bir haldeydi .

buraya kadar tablo kötü. ancak 6 haftalık bu süreçten +2,5 ay sonra bir gece yarısı sesini duymak istedim. tek düşüncem bu oldu. ara ve konuş. bana kızgındı. kırgındı. dı dı dı. bunlar bildiklerimdi . oysa ki cevabını bulmam gereken bir şey vardı. beni hala seviyor muydu bakalım?

kontrol ettim şimdi tam 2 hafta önceymiş, aradım. uyuyordu. sesini duymak istedim dedim. iyi yaptın dedi. iyi karşıladı. hatta ben özür dilemeye hazırken buna asla gerek olmadığını yaşadıklarımızın kaderimizin bir parçası olduğunu söyleyerek benim bu sıkıntılı anı atlatmam konusunda yapıcı davrandı. bir kaç gün bocaladık. bu bir kaç günde ikimiz de kendi duygularımızdan emin olsak dahi birbirimiz hakkındaki duygularımızın şiddetini merak ediyormuşuz aslında bunu fark ettik. 3 gece önce bir duygu patlaması yaşadık. önce o ifade etti hislerini eksiksiz ve içtenlikle. o ettikçe ben de döküldüm. part 2 daha önce tatmadığımız biçimde yakınlaşmış halimizle 2 hafta önce başlamış oldu. meğer gerçekten seviyormuşuz birbirimizi. 2,5 ay süren ayrılık sevgimizden emin olmamız için zor da olsa bir farkındalık oluşturmuş kalplerimizde, içten içe.

part 2 , sıkıntılarımızın farkında olarak ve birbirimize daha özen göstererek ilerliyor. aşk ve sevgi adına bütün itiraflar yapıldı. sonuna kadar gideceğiz. engeller var, ciddi şekilde uyaranlar, bu ilişki yürümez diyenler var. şöyle bir avantajımız var bizim part 2 de. artık kavga etmeden hatta hiç tartışmadan anlaşabiliyoruz biz.

eksiklerimiz var ama tamamlayacağımıza dair inancımız da var.

en önemlisi bu değil mi? aşkın tamamlayıcı gücüne inanmak.

aşkın nasıl bir itirafı olur bilmem ama koca ömrümde ben 1 kere aşık oldum. çok başka bir şeymiş bu hakikaten. okurdum, araştırırdım falan aşık olmak nasıl bir şey diye. bu kadar da olmaz derdim hep ama büyük konuşmamak lazımmış. aşık olmak öyle bir şeymiş ki inanılmazmış.
tadını almak herkese nasip olsun dileğiyle.

aşka inanıyorum ama insanlara inanmıyorum.

(bkz: o kendini biliyor)

çok seviyorum onu. kendide biliyor onu çok sevdiğimi. şans verin aşka küsmeyin. o sizi buluyor.

aşık insan kendisini tutamaz, dili sussa gözleri konuşur... vücüdu konuşur. duramaz.

bilmem farkında mısınız sayın yazarlar lakin ben çok konuşuyorum. öyle böyle değil. hayatınızdaki en geveze insanı bulun, beşle çarpın, muhtemelen benim 1/10'um falan o kişi. tahayyül ve tahammül edilecek bir boyut değil benim çenem. maalesef... yaradılış... ve dünya üzerinde buna tahammül eden bir adam var. o adamı buldum ben. üstelik nasıl ettim, ne yaptım da onu bulmayı başardım, bilemiyorum. göklerden gelen ulvi bir karar var ve o karar, bu dağ gibi adamdır.

bü sözlükten bir kadına aşık oldum.

seviyorum merkezz

aşk bir gerizekalının maskarası olmakmış ben bunu anladım.

sürekli aşık olmaya programlı olmak nedir yav.

allah kurtarsın. hiç benlik işler değil.

ben sevdim eller aldı. acısı bane kaldı. nahlet gele aşka da, duygusuna da. şimdi tüm pilatonik aşklarım başka erkeklerin altındalar.

beş yıl önce "seni ilk gördüğümden beri aklımdan çıkmadın" dedim. göreli iki yıl olmuştu bir de. iki yıl söylemeden nasıl içimde tuttum hayret ediyorum hâlâ. bir buçuk yıldır evliyiz şimdi. aşk güzel şey arkadaşlar. sevmek sevilmek çok güzel. onun için yemek yapmanın heyecanı bile kalbinizde kelebekler uçuşturuyor. aşk deyince çenem düşmesin şimdi neyse.