yazarların itiraf köşesi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
başlık "mırmır" tarafından 14.11.2020 21:09 tarihinde açılmıştır.
4621.
bilmiyorum daha evvel demiş miydim?
çok çocuk gibi davranmıyorum belki ama hala çocukluktan kurtulabilmiş değilim. yetişkinliğe geçiş yapmadım. tercih etmedim diyebilirim.
başkaları gibi yaşamıyorum, düşünmüyorum.
olduğum yerde durmak yetiyor bana. zahmetsiz, çilesiz, risksiz, konforlu...
akranlarımın hatta küçüklerimin bile yüklendikleri şeyler onları başkalaştırdı...
dün ne olup bugün neye dönüştüklerinin gayet farkındayım. ve bu yeni hallerini hiç mi hiç sevmiyorum.
ve benim öyleleriyle hiçbir işim de olamaz.
insanların amaçları, değer verdikleri, çabaları, telaşları, bencillikleri, kaygıları, korkuları ve daha bir çok şey...
bunların hepsini gördüm, tanıdım, anladım ve kendi adıma reddettim..
ben yeni aldığım bir kitabı saatlerce sevebiliyorum hala. böyle bir şey bu. ne derseniz deyin buna. mutluluklarım, heyecanlarım başka şeyler. beni mutluluktan neredeyse öldürebilecek olan şeyleri küçümseyenler olabilir ama bu böyle.
yetişkinlerin amaçları ve dertleri üzerine düşündüklerim hala aynı.
çocukken de bunlar neyin kafasını yaşıyor derdim.
ciddiye almazdım.. önemsemezdim. dertlerine bak, dertsiz başlarına dert açıp ağlarlar derdim. hala aynı..
misal, oğlum niye evleniyorsun bu genç yaşta dalleme derdim birine içimden. hala da aynısını söylerim. çiftleri bu mutlu günlerinde...
"mutlu gün dedikleri buysa koyim böyle güne." derdim. bugünün bu kılıkta bu gürültüde, telaşta mutlu bir gün olabilmesi bir kere mümkün olamaz. günün bizzat kendisi üzgün, siz neyin mutluluğundan bahsedebiliyorsunuz?"
neyse geçelim, yetişkinlerden beklenen şeyler vardır. ve daha da önemlisi, yetişkinlerin kendilerinden beklentileri...
benim kendimden çok büyük beklentilerim yok tanrıya şükür! kendime yüklemiş olduğum önemli bir sorumluluk da yok. çünkü gerek yok. bundan sonra kayda değer hiçbir şey olmasa da olur.. ooh mis.
ve ayrıca, kim bizi beğenir, takdir eder, övermiş, ya da küçümsermiş, beğenmezmiş zerre şeyimde değil. buna da oooh mis..
namusunla, efendi gibi yaşadıktan sonra gerisi boş. herkese verilecek bir cevap da elbet bulunur..
yok çok kazanmakmış, onu da yapmakmış, şuraya da gitmekmiş, şunu da almakmış, bunu da yaşamakmış, şunu da öğrenmekmiş... şöyle de başarılı olmakmış. eee?
yok abi yook.. kim söylerse söylesin bu formüller herkes için kesinlikle geçerli değildir. neyse.
çok çocuk gibi davranmıyorum belki ama hala çocukluktan kurtulabilmiş değilim. yetişkinliğe geçiş yapmadım. tercih etmedim diyebilirim.
başkaları gibi yaşamıyorum, düşünmüyorum.
olduğum yerde durmak yetiyor bana. zahmetsiz, çilesiz, risksiz, konforlu...
akranlarımın hatta küçüklerimin bile yüklendikleri şeyler onları başkalaştırdı...
dün ne olup bugün neye dönüştüklerinin gayet farkındayım. ve bu yeni hallerini hiç mi hiç sevmiyorum.
ve benim öyleleriyle hiçbir işim de olamaz.
insanların amaçları, değer verdikleri, çabaları, telaşları, bencillikleri, kaygıları, korkuları ve daha bir çok şey...
bunların hepsini gördüm, tanıdım, anladım ve kendi adıma reddettim..
ben yeni aldığım bir kitabı saatlerce sevebiliyorum hala. böyle bir şey bu. ne derseniz deyin buna. mutluluklarım, heyecanlarım başka şeyler. beni mutluluktan neredeyse öldürebilecek olan şeyleri küçümseyenler olabilir ama bu böyle.
yetişkinlerin amaçları ve dertleri üzerine düşündüklerim hala aynı.
çocukken de bunlar neyin kafasını yaşıyor derdim.
ciddiye almazdım.. önemsemezdim. dertlerine bak, dertsiz başlarına dert açıp ağlarlar derdim. hala aynı..
misal, oğlum niye evleniyorsun bu genç yaşta dalleme derdim birine içimden. hala da aynısını söylerim. çiftleri bu mutlu günlerinde...
"mutlu gün dedikleri buysa koyim böyle güne." derdim. bugünün bu kılıkta bu gürültüde, telaşta mutlu bir gün olabilmesi bir kere mümkün olamaz. günün bizzat kendisi üzgün, siz neyin mutluluğundan bahsedebiliyorsunuz?"
neyse geçelim, yetişkinlerden beklenen şeyler vardır. ve daha da önemlisi, yetişkinlerin kendilerinden beklentileri...
benim kendimden çok büyük beklentilerim yok tanrıya şükür! kendime yüklemiş olduğum önemli bir sorumluluk da yok. çünkü gerek yok. bundan sonra kayda değer hiçbir şey olmasa da olur.. ooh mis.
ve ayrıca, kim bizi beğenir, takdir eder, övermiş, ya da küçümsermiş, beğenmezmiş zerre şeyimde değil. buna da oooh mis..
namusunla, efendi gibi yaşadıktan sonra gerisi boş. herkese verilecek bir cevap da elbet bulunur..
yok çok kazanmakmış, onu da yapmakmış, şuraya da gitmekmiş, şunu da almakmış, bunu da yaşamakmış, şunu da öğrenmekmiş... şöyle de başarılı olmakmış. eee?
yok abi yook.. kim söylerse söylesin bu formüller herkes için kesinlikle geçerli değildir. neyse.
devamını gör...
4622.
kendime dair bazı hislerimi ve düşüncelerimi itiraf edip bir nebze rahatlayamayacak kadar ifşa oldum lol sanırım anonim kalmanın önemini şimdi anlıyorum.
devamını gör...
4623.
ben zannedersem zeki müren kadar yalnızım ve bu yalnızlık da bana lazım. bu beni besliyor, bana öğretiyor, beni eğitiyor ve tanımlıyor. yolum böyle uzanıp gidecekmiş meğer. ve benim en derin sevdam bu yalnızlıktan doğacakmış...
kalbimde tek bir sevda var, ve bu sevda en büyük, en saf olan sevda. o kadar kutsal o kadar büyük...
bin yıl kimseyi aramam, bin yıl yaşasam da aramam.. böyle bir sevda can bulmuşken içimde, ben mutluyum..
benimle zamanın birinde bir şeyler düşünmüş, beni kendine münasip görmüş, benim de muhtemelen yakınlık hisseder gibi olduğum insanlara karşı salakça tutumum günün sonunda beni üzmüştür hep. bir şeyler konuşup dertleşmenin sonrası duygusal olarak yakınlaşmaya çıkmamalıydı. çünkü böyle bir olayın sonrası bende hiç olmamıştı, yoktu. yani normal insanlar gibi böyle bir olayı yeni bir hikayeye geçmenin aracı olarak görmemiş, değerlendirmemiştim.. repertuarımda olmayan şeyler benden beklenir olmuştu.. ve her şeye rağmen haklı gelişen beklentilere de cevap verememiş olarak bulmuştum kendimi. çünkü aslında en başından sonuna kadar böyle bir şeyi amaç edinmiyordum. o zaman da ne oldu? bu noktada doğal olarak bir karşılık verme korkusuyla, baskısıyla karşılaşmış oldum. ve bu ruhuma çok ağır bir yük gibi geldi...
aslında benim böyle şeylerle hiç alakam yoktu. ve ben böyle bir şey istemiyor ve dilemiyordum. tabii kendimi anlamak ve açıklayabilmek bile epeyce bir zamanımı almış olmalı. şimdi bunu daha iyi anlıyorum.
ve hala daha kendime kızgınım. daha en başından kesip atmak ya da karşındaki insanla öyle bir pozisyona girmemek en doğrusuymuş. bu kızlar da hep yanlış adreslerde dolaşıyorlar işte. hep de benim suçum değil sonuçta. zaten kaçtım yani. yapamayacağımı anlamış olmaları gerekir. zaten yıllardan beridir de kimseyle asla mesajlaşıp böyle yanlışlara girmiyorum. şükür bitti.. oh.
kalbimde tek bir sevda var, ve bu sevda en büyük, en saf olan sevda. o kadar kutsal o kadar büyük...
bin yıl kimseyi aramam, bin yıl yaşasam da aramam.. böyle bir sevda can bulmuşken içimde, ben mutluyum..
benimle zamanın birinde bir şeyler düşünmüş, beni kendine münasip görmüş, benim de muhtemelen yakınlık hisseder gibi olduğum insanlara karşı salakça tutumum günün sonunda beni üzmüştür hep. bir şeyler konuşup dertleşmenin sonrası duygusal olarak yakınlaşmaya çıkmamalıydı. çünkü böyle bir olayın sonrası bende hiç olmamıştı, yoktu. yani normal insanlar gibi böyle bir olayı yeni bir hikayeye geçmenin aracı olarak görmemiş, değerlendirmemiştim.. repertuarımda olmayan şeyler benden beklenir olmuştu.. ve her şeye rağmen haklı gelişen beklentilere de cevap verememiş olarak bulmuştum kendimi. çünkü aslında en başından sonuna kadar böyle bir şeyi amaç edinmiyordum. o zaman da ne oldu? bu noktada doğal olarak bir karşılık verme korkusuyla, baskısıyla karşılaşmış oldum. ve bu ruhuma çok ağır bir yük gibi geldi...
aslında benim böyle şeylerle hiç alakam yoktu. ve ben böyle bir şey istemiyor ve dilemiyordum. tabii kendimi anlamak ve açıklayabilmek bile epeyce bir zamanımı almış olmalı. şimdi bunu daha iyi anlıyorum.
ve hala daha kendime kızgınım. daha en başından kesip atmak ya da karşındaki insanla öyle bir pozisyona girmemek en doğrusuymuş. bu kızlar da hep yanlış adreslerde dolaşıyorlar işte. hep de benim suçum değil sonuçta. zaten kaçtım yani. yapamayacağımı anlamış olmaları gerekir. zaten yıllardan beridir de kimseyle asla mesajlaşıp böyle yanlışlara girmiyorum. şükür bitti.. oh.
devamını gör...
4624.
hiç çalışmak istemiyorum. amele gibi işsizlik maaşı bağlatıp 1-2 ay m.llamak çok tatlı geliyor beynime.
devamını gör...
4625.
hayata ve yaşamıma duyduğum büyük bir öfke var. sebepleri bence çok karışık anlatsam belki de kulağa basit gelir ama beni zorluyor bu öfke. bazen canıma kıymayı gerçekten düşünüyorum ama ben korkak bir insanım. ciddi anlamda tarihin görüp görebileceği en ödlek kişi olabilirim. bir de hiç istediğim gibi olmasa da yaşamayı seviyorum aslında. güzel bir manzara gördüğümde, hoş bir müzik duyduğumda ya da en sevdiğim kitabın favori cümlesiyle karşılaştığımda. kahkahalarımda, yazdığımda, yaptığım yemekler istediğim gibi olduğunda, yemek yerken - özellikle karpuz yerken :) - hatta bazen sessiz ve karanlık bir odada yalnızken seviyorum yaşamayı. yaşamı bu kadar severken vazgeçebilmeyi düşünmek bile sarsıyor beni. dengesizliklerim ve korkularımda boğuluyorum sık sık. yapayalnızım bir yandan. ki bu kimse için bir sürpriz değil çünkü hep öyleydim ama küçük ben için öyle. onun bu yaşım ile ilgili hayalleri hiç böyle değildi. kendim için, beni sık sık görmek zorunda kalan ailem için büyük bir hayal kırıklığıyım ve bununla baş edemiyorum zaten içimden de gelmiyor.
devamını gör...
4626.
birkaç gün önce en yakın arkadaşlarımdan biri diyebileceğim bir arkadaşımın evine gittim. yemek yapacaktı, film izleriz, iki bira içer muhabbet ederiz dedik. alkolün dozunun planlananın aksine aşırıya kaçması ve çenemize vurması, ikide bir birimizin filmi durdurup bak ne anlatacağım demesiyle güle eğlene saat ilerledi. hava da kötüleşince ben orada kalmaya karar verdim. kendisi hayatımdaki her şeyi paylaşabildiğim ve beraber en çok eğlendiğim insandı ve o gün farklı bir enerji de oluştu. bir ara okcupiddeki uyumumuzun %98 olduğunu da konuşup güldük ama arkadaştık sağa kaydıracak halimiz yoktu. yine olsa yine yaparım diyebileceğim bir hatayla seviştik. uyandığımızda işe yetişmem gerektiği için bu konu hakkında konuşamadık ama sarılıp ayrıldık. gün içinde başka bir şey düşünemez haldeydim ve onun arkadaşlığını kaybetmekten korktuğum için uzaklaşmayalım temalı bir cümle yazdım sadece. sonra biz bu konudan hiç bahsetmeden normal iletişimimize devam ettik. bugün buluştuk, yemek yedik, film festivaline gittik ama o gece hiç yaşanmamış gibi davrandık. ama ufak bir gerginlik kaldı geriye. kendini hissettiriyor omzuna vurarak bir şey anlatmaya başladığımda. daha öncelerde dertleştiğimiz bir gün onu mükemmel sevgili profili olarak gördüğümü de söylemiştim. ama arkadaşı olarak söylemiştim. hala daha öyle düşünüyorum ama arkadaşına yan gözle bakan insan utancı var içimde.
devamını gör...
4627.
sevmediğim misafirlerin çayına kahvesine bazen tükürüyorum.
devamını gör...
4628.
bazen böyle eskiye olan özlemimi dile getirince veya bir anımı özlemle yazınca sanki gelip okuyor ve halime aciyormus gibi hissediyorum. o hayatına musmutlu devam ederken içinde bulunduğum hislere acircasina bakıyor gibi.
sonra diyorum ki yok be oğlum milyonda bir ihtimal görse bile o öyle bakacak karakterde bir insan değil.
aslında tüm mesele bu konuya dair içimi döktüğümde savunmasız kalıyorum gibi aciz kalıyorum gibi bilmiyorum işte durumu anlatmaya o kelimeyi de bulamıyorum ki.
normalde derdimi, hislerimi kimseyle paylasmadigim içindir belki. yabancı bir his gibi gelişi belki bundandır.
yani sözlükte entryler görüyorum bazen. misal başlık eski sevgilinizden kalan etkileyen bir söz vs. oluyor. biri de yazıyor çıkıp gitmiş ne önemi var ki eskide kalmış falan filan.
düşünüyorum. ben de böyle anı çöplüğüne mi atıldım acaba. çünkü benim için gecmisimdeki herkes değerlidir. saygısızca gittim mi birinden ? yoksa hala anılarında değerli miyim diye ?
velhasıl asıl ne demek istiyorum biliyor musunuz ? her yeni denememde ya da sırf fizigi güzel diye takılma amaçlı konuştuğum her kişi bana onu daha çok özlettiriyor. süzme salağı, imla özürlüsü, kendini ağırdan satmaya çalışanı vs. bazen diyorum ki tamam senin de ihtiyaçların var da böyle tipleri çekmeye değer mi ? kendini dünyanın merkezinde gören ego kasintilarini işim bittikten sonra hiç var olmamış gibi çıkardım hayatımdan. oysaki ne kadar değerli görüyorlardı kendilerini. yani asıl isteğim tekrardan öyle bir ilişki yaşamak. ama yok. milyonda bir gelecek şansı çok yanlış kullandım. galiba bir milyon deneme daha yapmam lazım. allah'ım günah yazmasın.
sonra diyorum ki yok be oğlum milyonda bir ihtimal görse bile o öyle bakacak karakterde bir insan değil.
aslında tüm mesele bu konuya dair içimi döktüğümde savunmasız kalıyorum gibi aciz kalıyorum gibi bilmiyorum işte durumu anlatmaya o kelimeyi de bulamıyorum ki.
normalde derdimi, hislerimi kimseyle paylasmadigim içindir belki. yabancı bir his gibi gelişi belki bundandır.
yani sözlükte entryler görüyorum bazen. misal başlık eski sevgilinizden kalan etkileyen bir söz vs. oluyor. biri de yazıyor çıkıp gitmiş ne önemi var ki eskide kalmış falan filan.
düşünüyorum. ben de böyle anı çöplüğüne mi atıldım acaba. çünkü benim için gecmisimdeki herkes değerlidir. saygısızca gittim mi birinden ? yoksa hala anılarında değerli miyim diye ?
velhasıl asıl ne demek istiyorum biliyor musunuz ? her yeni denememde ya da sırf fizigi güzel diye takılma amaçlı konuştuğum her kişi bana onu daha çok özlettiriyor. süzme salağı, imla özürlüsü, kendini ağırdan satmaya çalışanı vs. bazen diyorum ki tamam senin de ihtiyaçların var da böyle tipleri çekmeye değer mi ? kendini dünyanın merkezinde gören ego kasintilarini işim bittikten sonra hiç var olmamış gibi çıkardım hayatımdan. oysaki ne kadar değerli görüyorlardı kendilerini. yani asıl isteğim tekrardan öyle bir ilişki yaşamak. ama yok. milyonda bir gelecek şansı çok yanlış kullandım. galiba bir milyon deneme daha yapmam lazım. allah'ım günah yazmasın.
devamını gör...
4629.
bu mevsim geçişleri insanı ya sağlık olarak ya mental olarak ya da parasal olarak mutlaka vuruyor galiba hangisini tercih edersin diye sorarsanız şu an içinde olduğum durum en iyisi olabilir.
devamını gör...
4630.
biraz mesaiyle sizi çok fena dolandırıp arjantin'e kaçarım gibi geliyo bazen.
devamını gör...
4631.
dünyadaki bütün çizgi romanlarını önüme serseler doymazmışım gibi geliyor. hatta dillerini bilsem dünya dışındakiler de. en abudik, en kıytırık serileri ve tüm bağımsız hikayeleri bile okuyabilirim. ebedi bir hayatım olsa bunu sıkılmadan yapabilir miyim bilmiyorum zira böyle bir yaşam düşüncesi çok korkutucu. fakat ıssız bir adaya düşsem yanımda isteyeceğim üç şeyden biri sonsuz sayıdaki çizgi roman ciltleri olurdu muhtemelen. diğer ikisi de telleri hiç cortlamayan sağlam bir martin akustik gitar ve dizi/anime arşivi olabilirdi.
devamını gör...
4632.
uzun zamandır buraya yazmamışım sanırım bir şeyler karalamak iyi hissettirecek. öncelikle istediğim şehirdeyim, planlarım ve girmek istediğim ortamlar vardı ama geldiğim ilk günden itibaren depresif bir süreç başladı. bunu daha çok açmak istiyorum bir yandan da yazmaya üşeniyorum. 6 şubat depreminde yardıma ve sonrasında dolaşmaya bölgeye çok gittim, benim için çok yıpratıcı bir süreçti. neyse uzatmayacağım, içime attığım, bastırdığım duygular açığa babamdan alakasız yerde azarlanmam sonrası açığa cıktı ve beni karanlığa çekti. yaklaşık 3 aydır depresif bir dönem yaşıyorum. bunun daha alt yapısı da var, onu da yazacağım ama uzun olur büyük ihtimalle. hayatım boyunca sanıyorum olduğum kişi gibi davranamadım. bir de kendimi gerçekten aşırı derecede ezik ve aşağılık hissediyorum. rasyonel bir insanım başkalarına karşı ama kendi hayatıma yön veremiyorum. neyse iyi geceler yarım itiraf olsun bu.
devamını gör...
4633.
size de gece yeni bir şeyler deneme hevesi geliyor mu? her gün gece kendime kurs hobi vs buluyorum sabah ararım diyip uyuyup uyanınca aman ne gerek var şimdi buna modunda vazgeçiyorum.
devamını gör...
4634.
hava yağmurlu, arabada oturuyorum. üşümemek için kaloriferi açtım. mazot parasını düşündükçe kahroluyorum. hayatımı savurganlılla geçiren ben, ya iyice cimri oldum, ya aşırı fuckirleştim, ya da akaryakıt gerçekten aşırı pahalandı. bu da böyle bir itiraftır.
devamını gör...
4635.
ya yine çok tatlıyım
devamını gör...
4636.
entelektüel kesim derdi diye bir şey var, plaza dili gibi o da midemi bulandırıyor.
devamını gör...
4637.
ben böyle geberip gitmiş katilleri salyalı bir ölüsevicilikle yumruk havada selamlayan , çakma ve adeta karikatürize siyasi karakterlerden kurtarıcı yaratmaya hevesli , üstenci tavırlı faşistlere (hangi etnik grup olduğu önemli değil) çok sinir oluyorum. hiç bir tarihi gerçeği bilmeden , hiç bir emek harcamadan , yaşanan acıları , ödenen bedelleri görmeden , asılsız ucuz masalları düstur edinerek zorbalık yapmaktan başka işleri yok . kendi götleri açıktayken önlerine gelene yargı dağıtıyorlar ya gerçekten kontrolden çıkıyorum o zaman. insan muamelesi yapmak istemiyorum, ama sonra diyorum ki kızım dur bir dakika , sende onlar gibi davranma , bir adım daha gidersen onlardan biri olacaksın , nefret etmemeyi öğren artık. ama sinir oluyorum. çok sinir oluyorum yani.
hayır nedir yani ? ideoloji nedir? salt bir tek ideoloji için tüm hayatı , insanlığı terörize etmek ne demek ? siz kimsiniz de diğerlerinden üstün oluyorsunuz? sizin kutlasınız kim dokunda daha kutsal oldu? en ölü neden sizin ölünüz , en kahraman neden sizin kahramanınız?ne yaptınız lan bu ülke için , ne getirdiniz şimdiye dek yıkımdan başka bu ülkeye? bu taptığınız yavşakların hangisi ne yaptı? ya da hanginiz eğitim sistemini ileriye taşıdı? finlandiya'dan eğitim modeli getiriyor aileleri soyuyor özel okullar hala! hanginiz felsefeyi ilköğretime soktu? kaş filozofun var? hanginiz toplumsal rollerin eşitliğini sağladı? hanginiz yaa hanginiz toplum sağlığında seviye atlattı bu ülkeye, hıfzıssıhhadan sonra hangi kurum açıldı bunula ilgili? hanginiz bilime faydalı oldu? hanginiz yeni bir molekül üretti ve ilaç yaptı? hanginizin bir makalesine atıfta bulunuluyor impakt faktörü yüksek bilimsel dergilerde ha? hanginizin? hanginizim bir ameliyat tekniği literatüre geçti?
hanginiz bir makine daha üretti ve hayat kurtardı? hanginiz nükleer tıp ya da radyasyon onkolojisinde dünyanın takıp ettiği guideline * yazdı? sahiden hanginiz bu ülkedeki tıp fakültelerinin bilginin doğudan batıya götüren köprü olmasını sağladı? hanginiz sanatı aldı şuradan şuraya götürdü? hanginiz sanayide dev bir adım attıracak gelişmeyi yarattı? bu ülke ideolojik açıdan doğru dürüst teorisyen bile yetiştiremedi daha , neyin ideolojisi ? bak türk milliyetçiliğine ziya gökalp'tan sonra ileri çıkan isim yusuf akçura oda radikalin teki! kürtler peki? musa anter mi? ya da tkp/mlciler? mahir çayan'dan , ibrahim kaypakkaya'dan sonra kim var? dayı demesin kimse! sonra neymiş, normal sözlük gibi platformlarda yok geceye bir nihal atsız sözü bırak , yok ogün samast kahramanmış , yok demirtaşmış , yok ümit özdağ ülkeyi kurtaracakmış bık bık bık . mevcut sistemde sözde yığınla siyasetçi var ama bir tanesi bile doğru dürüst siyasi okuma yapamıyor.
özel hastaneler daha çok kazansın diye avrupa'dan milyon dolara robotik cerrahi cihazları geliyor , sen bi tane bile üretememişsin daha. küba akciğer kanseri için aşı buldu , sen bırak aşı üretmeyi , bcg aşını getiremiyorsun ülkeye , ürolojik kanserli hastalar mağdur oluyor. fizik tedavide hangi ülke en iyi , senin ülken mi? kimin tarım teknolojisi uzaya yaklaştı senin ki mi? bak ingiliz bir hemşire daha 1945te savaş sırasında zatürre yüzünden nefes darlığı çeken askerler nasıl kolay nefes alır diye bir gece uyumadı kendi yatağında her şekli denedi ve semi-fowler pozisyonunu buldu , şimdi tüm dünya tıbbi bu pozisyonu kullanıyor , senin hemşiren ne yaptı? (esma denizi muaf tutuyorum) hanginiz veterinerlikte neredesiniz? ya da botanikte? ipek yolunu tutuyordun bir zamanlar ne oldu şimdi? hala depremde yığınlar ölüyor ,hala mimar sinan'dan sonra yeni bir çağ açan isim yok bu yukarıda tarif ettiğim adamların arasında.
yani bunca konu var bu ülkeyi alıp uçuracağımız ama hala ya toprak bölüştürme derdindeyiz , ya devrim yapmak için polisten izin istiyoruz, ya da katilleri baş tacı yapıyoruz. hala içimizden düşman üstüne düşman çıkartıyoruz , bok var çünkü! insan üretelim , fikir üretelim , iş üretelim demiyor hiç kimse !
çok sinir oluyorum ya cidden çok sinir oluyorum.
hayır nedir yani ? ideoloji nedir? salt bir tek ideoloji için tüm hayatı , insanlığı terörize etmek ne demek ? siz kimsiniz de diğerlerinden üstün oluyorsunuz? sizin kutlasınız kim dokunda daha kutsal oldu? en ölü neden sizin ölünüz , en kahraman neden sizin kahramanınız?ne yaptınız lan bu ülke için , ne getirdiniz şimdiye dek yıkımdan başka bu ülkeye? bu taptığınız yavşakların hangisi ne yaptı? ya da hanginiz eğitim sistemini ileriye taşıdı? finlandiya'dan eğitim modeli getiriyor aileleri soyuyor özel okullar hala! hanginiz felsefeyi ilköğretime soktu? kaş filozofun var? hanginiz toplumsal rollerin eşitliğini sağladı? hanginiz yaa hanginiz toplum sağlığında seviye atlattı bu ülkeye, hıfzıssıhhadan sonra hangi kurum açıldı bunula ilgili? hanginiz bilime faydalı oldu? hanginiz yeni bir molekül üretti ve ilaç yaptı? hanginizin bir makalesine atıfta bulunuluyor impakt faktörü yüksek bilimsel dergilerde ha? hanginizin? hanginizim bir ameliyat tekniği literatüre geçti?
hanginiz bir makine daha üretti ve hayat kurtardı? hanginiz nükleer tıp ya da radyasyon onkolojisinde dünyanın takıp ettiği guideline * yazdı? sahiden hanginiz bu ülkedeki tıp fakültelerinin bilginin doğudan batıya götüren köprü olmasını sağladı? hanginiz sanatı aldı şuradan şuraya götürdü? hanginiz sanayide dev bir adım attıracak gelişmeyi yarattı? bu ülke ideolojik açıdan doğru dürüst teorisyen bile yetiştiremedi daha , neyin ideolojisi ? bak türk milliyetçiliğine ziya gökalp'tan sonra ileri çıkan isim yusuf akçura oda radikalin teki! kürtler peki? musa anter mi? ya da tkp/mlciler? mahir çayan'dan , ibrahim kaypakkaya'dan sonra kim var? dayı demesin kimse! sonra neymiş, normal sözlük gibi platformlarda yok geceye bir nihal atsız sözü bırak , yok ogün samast kahramanmış , yok demirtaşmış , yok ümit özdağ ülkeyi kurtaracakmış bık bık bık . mevcut sistemde sözde yığınla siyasetçi var ama bir tanesi bile doğru dürüst siyasi okuma yapamıyor.
özel hastaneler daha çok kazansın diye avrupa'dan milyon dolara robotik cerrahi cihazları geliyor , sen bi tane bile üretememişsin daha. küba akciğer kanseri için aşı buldu , sen bırak aşı üretmeyi , bcg aşını getiremiyorsun ülkeye , ürolojik kanserli hastalar mağdur oluyor. fizik tedavide hangi ülke en iyi , senin ülken mi? kimin tarım teknolojisi uzaya yaklaştı senin ki mi? bak ingiliz bir hemşire daha 1945te savaş sırasında zatürre yüzünden nefes darlığı çeken askerler nasıl kolay nefes alır diye bir gece uyumadı kendi yatağında her şekli denedi ve semi-fowler pozisyonunu buldu , şimdi tüm dünya tıbbi bu pozisyonu kullanıyor , senin hemşiren ne yaptı? (esma denizi muaf tutuyorum) hanginiz veterinerlikte neredesiniz? ya da botanikte? ipek yolunu tutuyordun bir zamanlar ne oldu şimdi? hala depremde yığınlar ölüyor ,hala mimar sinan'dan sonra yeni bir çağ açan isim yok bu yukarıda tarif ettiğim adamların arasında.
yani bunca konu var bu ülkeyi alıp uçuracağımız ama hala ya toprak bölüştürme derdindeyiz , ya devrim yapmak için polisten izin istiyoruz, ya da katilleri baş tacı yapıyoruz. hala içimizden düşman üstüne düşman çıkartıyoruz , bok var çünkü! insan üretelim , fikir üretelim , iş üretelim demiyor hiç kimse !
çok sinir oluyorum ya cidden çok sinir oluyorum.
devamını gör...
4638.
normalde dünyanın en makara adamıyım. ama şu sitede karşıma çıksa ağzını gözünü yamultacağım tipler var.
devamını gör...
4639.
bugün ilk defa kendimi destekledim. köstek olmadığım için mutluyum. kendini seven insanlar ne şanslı, demek ki hep benim şuan hissettiğim duyguyu hissediyorlar. yeterli olmak.
devamını gör...
4640.
kendini kandırma
sen bir egoistten fazlası değilsin.
sen bir egoistten fazlası değilsin.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298