zihinde yer etmiş anonslar
başlık "birdemetpapatya" tarafından 17.11.2020 22:34 tarihinde açılmıştır.
121.
serdar gürler basaksehir maçı gol anonsu
devamını gör...
122.
attention plz!
last call booked on pegasus airlines, flight number pcxxxx to xxxx is ready for departure. passengers are requested to proceed to gate number xxxx.
last call booked on pegasus airlines, flight number pcxxxx to xxxx is ready for departure. passengers are requested to proceed to gate number xxxx.
devamını gör...
123.
'yetersiz bakiye' akbil anonsu. lanet olsun ya, keşke fiziyim güzel olucagini bahtım güzel olsaydı ayol. hay allahiskom nedir bu başıma gelenler ayol, nedir bu çektiyim??? melih gökçek istifa! hofff!!!
devamını gör...
124.
aradığınız kisiye su anda ulasilamiyor. lutfen daha sonra tekrar deneyiniz.
devamını gör...
125.
''kaldırma!! kaldırma itoğlu it, kaldırma!!''
''dur, geliyorum oraya!''
ortaokul 2'deyim... 19 mayıs etkinlikleri yapılacak statta ve ben de birçok arkadaşım gibi görevliyim.
benim görevim basit aslında... elimde iki adet karton var, biri kırmızı biri beyaz... verilen komutlar doğrultusunda kaldırıyorum, indiriyorum.
kulağını iyi vereceksin, o kadar. yanındakiyle muhabbet falan edersen, dikkatin dağılırsa, senkronize hareket edemezsen falan büyük sıkıntı..
dikkat çekersin, sırıtırsın... işini doğru düzgün yapmış olmazsın.
''kaldır'' diyecekler kaldıracaksın...
''indir'' diyecekler indireceksin..
o zamanlar kamera teknolojisi şimdiki gibi değil... tam olarak ne yapmaya çalıştığımızı, ne ürettiğimizi halen daha bilmiyorum.
türk bayrağı yaptığımızı biliyorum ama ispatlayamam mesela...
ben bile görmedim yani, ne bir görsel ne bir şey... o derece...
neyse mevzuya gelelim...
ben en alt sıradayım.. önümde kimse yok. ay yıldız'daki hilalin altında bir yerlerdeyim ve rengim de kırmızı.
hemen üstümde beyaz karton tutan bir eleman var. sağım solum kırmızı.
organizasyonun başında, sıradan ortaokul öğretmenleri var. bizi onlar yönlendiriyorlar.
yalnız en başlarında biri var... adı aklıma gelmedi şimdi.
çok sert bir öğretici!
ama öyle böyle değil.
bağırarak konuşan, agresif hareketler sergileyen..
uzun boylu, zayıf... şişe dibi gözlük kullanan, korkutucu biri..
(cem özer'e benzetirdim tip olarak.)
biz stadyumun açık tribünündeyiz, o da 70 metre karşıda, sahanın diğer tarafındaki protokol tribününün üst bölümünde, basın mensupları için ayrılmış alanda...
mikrofonla ''şöyle yapın böyle yapın'' diyor sürekli, biz de yapıyoruz.
(fena bir güneşin altında.)
genellikle sinirli tabii kendisi..
hiçbir zaman memnun olmuyor.
kısa bir zamanı var ve elinden geldiğinde çabuk öğretmeye çalışıyor bazı şeyleri...
şimdi anlıyorum aslında kendisi de, kullandığı yöntemler pek kabul edilebilir değildi gerçekten de... özellikle de, direkt muhatap olanlar adına..
bu öğretmenimiz, yine çok öfkelendi bir şeye ama, net bir şey de söylemedi...
benim bulunduğum bölge ile ilgili bir sorunu olduğunu biliyorum, daha önce yaşadığım tecrübelerden...
o nedenle ekstra dikkatliyim her zaman ama o an, ne oldu bilmiyorum... dikkatim dağıldı ve koptum gibi oldu sanki...
hoparlörden en son duyduklarım şunlardı;
''kaldırma!! kaldırma itoğlu it, kaldırma!!''
''dur, geliyorum oraya!''
''lan!! noluyor?'' dedim bir baktım, tribünlerden aşağıya inmiş, geliyor bu...
koca bir tribün dolusu öğrenci ve direkt benim bulunduğum bölgeye doğru yöneldi!
koşmuyor ama yürümüyor da...
beden eğitimi öğretmeni zaten kendisi ve gerçekten çok seri...
hızlı ve öfkeli!
söve söve geliyor...
elleriyle kollarıyla falan..
bildiğin, benim bulunduğum noktaya doğru geliyor!
o an yaşadığım gerginliği size anlatamam...
geldi geldi geldi...
ben altıma işeyeceğim artık! o derece dolmuşum...
13 yıllık kalbim, güm güm atıyor.
geldi geldi geldi... hatta o gelmeden önce elleri kolları geldi..
''aha da geliyor dayak'' derkeeen... o eller, kollar, arkamdaki çocuğa yöneldi!
adam, benim önümden, arkamdaki çocuğa uzandı!
çocuğu, oradan tutup bir alışı var..
ve bir dövüşü...
dövmenin yanında o hakaretler!
yazık lan gerçekten...
çok üzülmüştüm çocuğun düştüğü duruma...
o çocuk ben de olabilirdim çok rahatlıkla.
o değil, teselli de edemiyoruz çocuğu...
vermişler elimize bi karton.. kafamızı oynatamıyoruz.
üzülüyoruz sadece ve halimize şükrediyoruz...
ulan arkadaş, koreografi mi sunuyoruz, ''esir kampında sıradan bir gün'' belgeseli mi çekiyoruz, belli değil...
''dur, geliyorum oraya!''
ortaokul 2'deyim... 19 mayıs etkinlikleri yapılacak statta ve ben de birçok arkadaşım gibi görevliyim.
benim görevim basit aslında... elimde iki adet karton var, biri kırmızı biri beyaz... verilen komutlar doğrultusunda kaldırıyorum, indiriyorum.
kulağını iyi vereceksin, o kadar. yanındakiyle muhabbet falan edersen, dikkatin dağılırsa, senkronize hareket edemezsen falan büyük sıkıntı..
dikkat çekersin, sırıtırsın... işini doğru düzgün yapmış olmazsın.
''kaldır'' diyecekler kaldıracaksın...
''indir'' diyecekler indireceksin..
o zamanlar kamera teknolojisi şimdiki gibi değil... tam olarak ne yapmaya çalıştığımızı, ne ürettiğimizi halen daha bilmiyorum.
türk bayrağı yaptığımızı biliyorum ama ispatlayamam mesela...
ben bile görmedim yani, ne bir görsel ne bir şey... o derece...
neyse mevzuya gelelim...
ben en alt sıradayım.. önümde kimse yok. ay yıldız'daki hilalin altında bir yerlerdeyim ve rengim de kırmızı.
hemen üstümde beyaz karton tutan bir eleman var. sağım solum kırmızı.
organizasyonun başında, sıradan ortaokul öğretmenleri var. bizi onlar yönlendiriyorlar.
yalnız en başlarında biri var... adı aklıma gelmedi şimdi.
çok sert bir öğretici!
ama öyle böyle değil.
bağırarak konuşan, agresif hareketler sergileyen..
uzun boylu, zayıf... şişe dibi gözlük kullanan, korkutucu biri..
(cem özer'e benzetirdim tip olarak.)
biz stadyumun açık tribünündeyiz, o da 70 metre karşıda, sahanın diğer tarafındaki protokol tribününün üst bölümünde, basın mensupları için ayrılmış alanda...
mikrofonla ''şöyle yapın böyle yapın'' diyor sürekli, biz de yapıyoruz.
(fena bir güneşin altında.)
genellikle sinirli tabii kendisi..
hiçbir zaman memnun olmuyor.
kısa bir zamanı var ve elinden geldiğinde çabuk öğretmeye çalışıyor bazı şeyleri...
şimdi anlıyorum aslında kendisi de, kullandığı yöntemler pek kabul edilebilir değildi gerçekten de... özellikle de, direkt muhatap olanlar adına..
bu öğretmenimiz, yine çok öfkelendi bir şeye ama, net bir şey de söylemedi...
benim bulunduğum bölge ile ilgili bir sorunu olduğunu biliyorum, daha önce yaşadığım tecrübelerden...
o nedenle ekstra dikkatliyim her zaman ama o an, ne oldu bilmiyorum... dikkatim dağıldı ve koptum gibi oldu sanki...
hoparlörden en son duyduklarım şunlardı;
''kaldırma!! kaldırma itoğlu it, kaldırma!!''
''dur, geliyorum oraya!''
''lan!! noluyor?'' dedim bir baktım, tribünlerden aşağıya inmiş, geliyor bu...
koca bir tribün dolusu öğrenci ve direkt benim bulunduğum bölgeye doğru yöneldi!
koşmuyor ama yürümüyor da...
beden eğitimi öğretmeni zaten kendisi ve gerçekten çok seri...
hızlı ve öfkeli!
söve söve geliyor...
elleriyle kollarıyla falan..
bildiğin, benim bulunduğum noktaya doğru geliyor!
o an yaşadığım gerginliği size anlatamam...
geldi geldi geldi...
ben altıma işeyeceğim artık! o derece dolmuşum...
13 yıllık kalbim, güm güm atıyor.
geldi geldi geldi... hatta o gelmeden önce elleri kolları geldi..
''aha da geliyor dayak'' derkeeen... o eller, kollar, arkamdaki çocuğa yöneldi!
adam, benim önümden, arkamdaki çocuğa uzandı!
çocuğu, oradan tutup bir alışı var..
ve bir dövüşü...
dövmenin yanında o hakaretler!
yazık lan gerçekten...
çok üzülmüştüm çocuğun düştüğü duruma...
o çocuk ben de olabilirdim çok rahatlıkla.
o değil, teselli de edemiyoruz çocuğu...
vermişler elimize bi karton.. kafamızı oynatamıyoruz.
üzülüyoruz sadece ve halimize şükrediyoruz...
ulan arkadaş, koreografi mi sunuyoruz, ''esir kampında sıradan bir gün'' belgeseli mi çekiyoruz, belli değil...
devamını gör...
126.
giyim mağazası anonsçu kız:
anons: erkek reyonunda pantolonları indirdik tüm müşterilerimizi bekliyoruz..
anons: erkek reyonunda pantolonları indirdik tüm müşterilerimizi bekliyoruz..
devamını gör...
127.
'' buuuz gibiiiii soğuuuuk suuuudaaan içeeeen. ''
90'larda pazarlarda su satan çocuklar vardı. hey gidi günler hey dedirten, zihnimde yer etmiş anonsu paylaştığım başlık.
90'larda pazarlarda su satan çocuklar vardı. hey gidi günler hey dedirten, zihnimde yer etmiş anonsu paylaştığım başlık.
devamını gör...
128.
serkan is my girl.
devamını gör...
129.
the train goes towards to tepeköy direction
devamını gör...
130.
sayın yolcularımız trenimiz organize sanayi bölgesi - törekent istikametinde ilerler
dear passangers, this train goes to organize sanayi bölgesi - törekent direction.
bir sonraki durak beytepe
next station beytepe.
dear passangers, this train goes to organize sanayi bölgesi - törekent direction.
bir sonraki durak beytepe
next station beytepe.
devamını gör...
131.
aracımız ataköy-şirinevler yönüne gidecektir. esenler, menderes, üçyüzlü ve bağcılar'a gidecek yolcularımızın otogar istasyonunda inerek bağcılar kirazlı trenine binmeleri gerekmektedir.
devamını gör...
132.
hanımların dikkatine.
devamını söylemeden durabilen cindir.
devamını söylemeden durabilen cindir.
devamını gör...
133.
sadece kağıt para girişi yapınız.
kartınız yükleniyor lütfen bekleyiniz.
kartınız yükleniyor lütfen bekleyiniz.
devamını gör...
134.
may ı have your attention, please?
will the real slim shady please stand up?
ı repeat, will the real slim shady please stand up?
(bkz: eminem - the real slim shady)
will the real slim shady please stand up?
ı repeat, will the real slim shady please stand up?
(bkz: eminem - the real slim shady)
devamını gör...
135.
dın dın dırı dın aygaz dırı dın aygaz.
devamını gör...
136.
çocukluğumda mahalleden geçenler:
terlik-çiiiiiii
haydi günlüüük (yumurtacı)
dubakçuuuuu-(naylon plastik eşyalar ,mandal satan)
allı ballıııııı(renkli şekerli macun)
taaszeee gevrek siiimmiddyeee(simitçi)
terlik-çiiiiiii
haydi günlüüük (yumurtacı)
dubakçuuuuu-(naylon plastik eşyalar ,mandal satan)
allı ballıııııı(renkli şekerli macun)
taaszeee gevrek siiimmiddyeee(simitçi)
devamını gör...
137.
"lütfen dikkat. x şehrinden gelmekte olup, y şehrine hareket eden m firmasının değerli yolcuları, aracinizin hareket saati gelmiştir."
ben artık otobüs değil, uçak anonsu duymak istiyorum. türkçe değil, ingilizce...*
ben artık otobüs değil, uçak anonsu duymak istiyorum. türkçe değil, ingilizce...*
devamını gör...
138.
aracımız ataköy-şirinevler yönüne gidecektir.
devamını gör...
139.
acil personeliii...
devamını gör...
140.
yeni yazar galiba, hoş gelmiş.
devamını gör...