mesajınız var turuncusu
telaşlı bi gülümseme ortaya çıkıyor hahaha.
devamını gör...
asidoz
-asidoz, metabolik ve solunum asidozu olmak üzere ikiye ayrılır.
-solunum asidozu; solunum sayısının aşırı artması, bikarbonat tutulumu ve amonyak salgılanmasının artması ile kompanse edilebilir.(baskılanabilir)
-solunum asidozunda karbondioksit artar fakat metabolik asidozda karbondioksit azalır.
-metabolik asidoz; solunumun aşırı artması, böbreklerde bikarbonat tutulumu ve böbreklerden hidrojen iyonu atılımı ile kompanse edilebilir.
-solunum asidozu; solunum sayısının aşırı artması, bikarbonat tutulumu ve amonyak salgılanmasının artması ile kompanse edilebilir.(baskılanabilir)
-solunum asidozunda karbondioksit artar fakat metabolik asidozda karbondioksit azalır.
-metabolik asidoz; solunumun aşırı artması, böbreklerde bikarbonat tutulumu ve böbreklerden hidrojen iyonu atılımı ile kompanse edilebilir.
devamını gör...
avrupa yakası
burhan altıntop’un; "ben aslında yoğum!" sözleri ile aklımda yer edinen, bitene kadar da bol kahkaha ile izlediğim dizi.
devamını gör...
128 milyar dolar cebinden çıkmışçasına ağlayan kitle
patates, kömüre tama eden zihniyet. ciddiye alıp yazdığınıza değmez.
devamını gör...
beyaz zenciler
yeraltı edebiyatının amiyane tabirle en 'temiz' kitaplarındandır ve iyi bir başlangıçtır. bataille'in şiddetli ruh halleri, bukowski'nin 'pislik'leri, burroughs'un madde kullanım yelpazesi olmadan görece 'normal'lenmiş bir norveç alt kültürü yaşantısıdır gözler önüne serilen. yaratıcı (yazar, şair, ressam, müzisyen) gençlerin hayatından olağan kareler gibi görünür olan biten. bir de güzel bir sarıcı, kapsayıcı atmosferi vardır. ne ara aldınız ne ara bitirdiniz fark etmeden kaptırıp gidebilirsiniz rahatça. yolculuktayken, kamptayken, dağda bayırdayken, ya da hayatınız çok hızlı akıyorken okunması çok keyif verebilir.
alışılageldik orta sınıf veya küçük burjuva hayatına, sadece yaşayarak tokat gibi yanıt veren bir avuç insan. yaptıkları, gittikleri yerlerdeki normcu insanlara yer yer şaşırtıcı, yer yer iğrendirici genelde 'görmezden gelinmesi gereken' bir yığın saçmalık ya da ahlaksızlık gibi görünür. işin eğlenceli kısmı da buradadır. okurken yer yer sesli kahkahalar attırabilir kişisine göre.
bu arada karakterlerin bu eğilimleri çoğu kimsenin zannettiğinin aksine zorlama bir marjinallik çabası, 'hadi şöyle olalım' diye üzerine düşünülüp kurulmuş bir planlı hareketten çok, beyaz zencilerin her şeysi gibi doğaçlamadır, içtendir öylece o an filizlenir ve uygulanır. üzerine ne ertesi gün ne de önceki gün konuşulmaz sadece 'yaşanır'
genelde öyküyü, olay akışı modunda aktarmayı sevse de yer yer aşağıdaki gibi paragraflara da yer vermiş ambjörnsen :
''o gece boyunca ılık bir bahar yağmuru yağdı. kaldırımlardaki it boklarının, hani şu sadık iyi dostlarımıza ait güzel atıkların arasından zikzaklar çizerek yürürken, ilkbaharın soyunma zamanı olduğunu düşünüyordum. durup sokaktaki ışığın güzelliğine, karanlığın yumuşak aurasına hayran oluyordum. kentin doğusuna doğru ilerlerken tüm duygularım şiirselleşmişti. her şeyi, evlerin cephelerini, arabaları, telefon kulübelerini, sosis satan büfeleri, tramvay raylarını gerilerdeki bir başka şeyin ifadesi, bir ruhun belki de tanrının mistik bir manifestosu olarak düşünüyordum. insan yaratıcılığının eseri, evet tamam. ama nereden geliyordu düşünceler, itkiler? ve niçin aramızdan yalnızca bazılarına doğuştan armağandı düş gücü? arayıp bulma tutkusu? çünkü böyleydik biz; çok uzaklarda çılgınlığın savanlarında çıktığımız yaşam boyu sürecek olan safaride, varlığına derinden inandığımız altın gergedanın peşinden koşan bir çete.''
birr alıntı da arka kapaktan:
---beyaz zenciler uyku tulumları, sırt çantaları veya bira kasalarıyla çingene hayatı yaşayan dumancılar, beyazcılar, asitçilerdir... beyaz zenciler şairdir, çılgındır, düş kurmayı ve küfretmeyi severler; onları en iyi polisler tanır! beyaz zenciler mahkum edildiğimiz rezil, yoz televizyon dizilerine benzeyen hayatlardan; eğitim, kariyer, başarı ve benzeri cüce düşüncelerden nefret ederler. beyaz zenciler sevgi edebiyatı yapmazlar, severler. bütün enerjilerini kendilerini garantiye almak için harcayanların hiçbir zaman anlayamayacağı kadar çok severler. beyaz zenciler gerçekten 'düzen karşıtı'dırlar, tüm ideallere ve ideolojilere karşı ihanet içindedirler. onlar toplum dışına atılmamışlardır, orada 'imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat' yaşamayı seçmişlerdir. ---
alışılageldik orta sınıf veya küçük burjuva hayatına, sadece yaşayarak tokat gibi yanıt veren bir avuç insan. yaptıkları, gittikleri yerlerdeki normcu insanlara yer yer şaşırtıcı, yer yer iğrendirici genelde 'görmezden gelinmesi gereken' bir yığın saçmalık ya da ahlaksızlık gibi görünür. işin eğlenceli kısmı da buradadır. okurken yer yer sesli kahkahalar attırabilir kişisine göre.
bu arada karakterlerin bu eğilimleri çoğu kimsenin zannettiğinin aksine zorlama bir marjinallik çabası, 'hadi şöyle olalım' diye üzerine düşünülüp kurulmuş bir planlı hareketten çok, beyaz zencilerin her şeysi gibi doğaçlamadır, içtendir öylece o an filizlenir ve uygulanır. üzerine ne ertesi gün ne de önceki gün konuşulmaz sadece 'yaşanır'
genelde öyküyü, olay akışı modunda aktarmayı sevse de yer yer aşağıdaki gibi paragraflara da yer vermiş ambjörnsen :
''o gece boyunca ılık bir bahar yağmuru yağdı. kaldırımlardaki it boklarının, hani şu sadık iyi dostlarımıza ait güzel atıkların arasından zikzaklar çizerek yürürken, ilkbaharın soyunma zamanı olduğunu düşünüyordum. durup sokaktaki ışığın güzelliğine, karanlığın yumuşak aurasına hayran oluyordum. kentin doğusuna doğru ilerlerken tüm duygularım şiirselleşmişti. her şeyi, evlerin cephelerini, arabaları, telefon kulübelerini, sosis satan büfeleri, tramvay raylarını gerilerdeki bir başka şeyin ifadesi, bir ruhun belki de tanrının mistik bir manifestosu olarak düşünüyordum. insan yaratıcılığının eseri, evet tamam. ama nereden geliyordu düşünceler, itkiler? ve niçin aramızdan yalnızca bazılarına doğuştan armağandı düş gücü? arayıp bulma tutkusu? çünkü böyleydik biz; çok uzaklarda çılgınlığın savanlarında çıktığımız yaşam boyu sürecek olan safaride, varlığına derinden inandığımız altın gergedanın peşinden koşan bir çete.''
birr alıntı da arka kapaktan:
---beyaz zenciler uyku tulumları, sırt çantaları veya bira kasalarıyla çingene hayatı yaşayan dumancılar, beyazcılar, asitçilerdir... beyaz zenciler şairdir, çılgındır, düş kurmayı ve küfretmeyi severler; onları en iyi polisler tanır! beyaz zenciler mahkum edildiğimiz rezil, yoz televizyon dizilerine benzeyen hayatlardan; eğitim, kariyer, başarı ve benzeri cüce düşüncelerden nefret ederler. beyaz zenciler sevgi edebiyatı yapmazlar, severler. bütün enerjilerini kendilerini garantiye almak için harcayanların hiçbir zaman anlayamayacağı kadar çok severler. beyaz zenciler gerçekten 'düzen karşıtı'dırlar, tüm ideallere ve ideolojilere karşı ihanet içindedirler. onlar toplum dışına atılmamışlardır, orada 'imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat' yaşamayı seçmişlerdir. ---
devamını gör...
şeker ve kanser arasındaki ilişki
5 yıldır savaşıyorum bu hastalıkla.
sayısını burada vermeye gerek duymadığım kadar operasyon geçirdim, kemoterapi seanslarım hala devam ediyor .
doktorumun bu konuyla ilgili söylediği şuydu daha işin başındayken.
şerbetli tatlı yok, mutlaka tatlı yiyeceksen sütlü tatlı ye.
geçen 5 yılda, uydum mu buna ,
uymadım tabii ki , her türlü tatlıyı yedim ve yiyorum .
ancak mümkün olduğunca az olmasına dikkat ediyorum .
onu yeme , bunu içme tarzı yaklaşımlar, özellikle bu hastalıkla mücadele edenler üzerinde varolan baskıyı daha da arttırıyor, kendimden biliyorum bunu .
evet, şekerin tıbben sorunlu bir ürün olduğu doğru ancak bundan kaçmak da bir o kadar zor .çünkü salt şeker olarak bakmamak gerek konuya , yediğin bir çok gıda vücutta şekere dönüşerek varlığını sürdürüyor zaten .
öyleyse bu konuda fazla kasmak, gereksiz bir gerginlik yaratır hepsi o.
buna fırsat vermemek için, o anı, o mutluluğu beynine yasatmalısın,
ama tekrarlıyorum, ölçüyü kaçırmamak kaydıyla...
bu arada bu hastalıkla mücadele etmenin en temel yolu , düzenli kontrollere girmekte yatıyor.
yani testiyi kırmadan ne yapacaksan yap, zira sonrası çok hem de çok zor yürüyor...
sayısını burada vermeye gerek duymadığım kadar operasyon geçirdim, kemoterapi seanslarım hala devam ediyor .
doktorumun bu konuyla ilgili söylediği şuydu daha işin başındayken.
şerbetli tatlı yok, mutlaka tatlı yiyeceksen sütlü tatlı ye.
geçen 5 yılda, uydum mu buna ,
uymadım tabii ki , her türlü tatlıyı yedim ve yiyorum .
ancak mümkün olduğunca az olmasına dikkat ediyorum .
onu yeme , bunu içme tarzı yaklaşımlar, özellikle bu hastalıkla mücadele edenler üzerinde varolan baskıyı daha da arttırıyor, kendimden biliyorum bunu .
evet, şekerin tıbben sorunlu bir ürün olduğu doğru ancak bundan kaçmak da bir o kadar zor .çünkü salt şeker olarak bakmamak gerek konuya , yediğin bir çok gıda vücutta şekere dönüşerek varlığını sürdürüyor zaten .
öyleyse bu konuda fazla kasmak, gereksiz bir gerginlik yaratır hepsi o.
buna fırsat vermemek için, o anı, o mutluluğu beynine yasatmalısın,
ama tekrarlıyorum, ölçüyü kaçırmamak kaydıyla...
bu arada bu hastalıkla mücadele etmenin en temel yolu , düzenli kontrollere girmekte yatıyor.
yani testiyi kırmadan ne yapacaksan yap, zira sonrası çok hem de çok zor yürüyor...
devamını gör...
14 şubat 2021 hdp açıklaması

hdp merkez yürütme kurulunun 14 şubat 2021 13 vatandaşımızın şehit edilmesi olayıyla ilgili parti web sitesi üzerinen gerçekleştirdiği açıklamadır.
merkez yürütme kurulumuzun açıklaması:
10 şubat 2021’de tsk’nın kürdistan bölgesel yönetimi toprakları içinde yer alan gare bölgesi’ne yönelik yürüttüğü operasyonlara ilişkin olarak milli savunma bakanı hulusi akar’ın gece yarısı yaptığı açıklamada 13 vatandaşın naaşına ulaşıldığı ifade edilmiştir. operasyon sırasında bu kişilerden ayrı olarak birçok insanın hayatını kaybettiği de verilen bilgiler arasındadır.
basına yansıyan bilgi ve yorumlara göre söz konusu 13 vatandaşın uzun süredir pkk’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri olduğu anlaşılıyor.
halkların demokratik partisi olarak, bu sınır ötesi operasyon sonucunda, uzun süredir pkk’nin elinde tutulan ve kendilerini silahlı bir saldırıdan koruma imkanından mahrum olan 13 kişi ve hayatını kaybeden herkes için derin üzüntülerimizi, kayıpların ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
40 yıldır süregelen ve on binlerce yaşama mal olan çatışma boyunca, daha önce de pkk tarafından asker, polis ve devlet görevlileri alıkonmuş, ancak alıkonanların canlarına bir zarar gelmemesi ve en kısa zamanda serbest bırakılmaları için başlatılan diplomatik çabalar her zaman olumlu sonuç vermişti. insan hakları örgütleri ve barış aktivistlerinin oluşturdukları inisiyatiflerin yürüttükleri görüşmeler sonucunda alıkonanların tümü eksiksiz ve sağ salim evlerine dönmüşlerdi.
halkların demokratik partisi, barışa ve çatışmasızlık gayretlerine katkı verme sorumluluğuyla alıkondukları günden itibaren asker, polis ve devlet görevlilerinin aileleriyle temas halinde oldu. yakınları ve evlatlarının serbest bırakılması için çare arayan aileler insan hakları derneği (ihd) yöneticileriyle birlikte 2015, 2016 ve 2019’da 4 kez meclis grubumuzu ziyaret ederek yakınlarının özgürlüğüne kavuşması için gayret göstermemiz dileğinde bulundular. hem bu görüşmelerimizde hem de basın toplantılarında ve meclis genel kurulu’nda yaptığımız açıklamalarda, iktidarın ve diğer partilerin de bu çabalara katılması halinde, payımıza düşen her tür görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu açıkça ifade ettik.
halkların demokratik partisi, ailelerin ve kamuoyunun soru ve taleplerini tbmm gündemine taşımasına karşın, bu çabalarımız yanıtsız bırakıldı. iktidar, ailelerin çırpınışlarına olumlu veya olumsuz hiçbir yanıt vermediği gibi, kimi aileleri de diyarbakır il binamız önünde süregiden oturmaya dahil etti.
oysa iktidarın alıkonulanların serbest bırakılması için gösterilen çabaları cesaretlendirerek, sivil toplum örgütleri, barış aktivistleri ve etkin politik şahsiyetlerden bir heyet oluşturarak, onların ailelerine kavuşması için yolu açması, önceki örneklerin de gösterdiği gibi pekala mümkündü. ne yazık ki, görevlilerinin yaşam ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçınan iktidar, maksadı ve hedefi belirsiz bir askeri operasyon ile yaşamlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte daima ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme çabasına girişmektedir. bunu hiçbir vicdan kabul etmez.
iktidar, partimizden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme konumundadır. aynı şekilde pkk de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ilişkin olarak türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir.
ankara, hewler ve bağdat hükümetleri ulusal ve uluslararası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede gözlem yapmasının önünü açmalıdır. ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.
alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, pkk elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir.
bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma politikalarına son verilmesi, kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.
bir kez daha hayatını kaybedenlere rahmet, aile ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi bildiriyoruz.
halkların demokratik partisi
merkez yürütme kurulu
14 şubat 2021
kaynak: hdp.org.tr/tr/merkez-yurutm...
devamını gör...
üniversiteyi şehir dışında okumak
hayatı öğrenmek ve özgür olmanız için elzem olan aksiyondur.
ha aile ile de kalıp okumak iyidir. ben böyle yaptım. ailenizin dünya görüşü kısıtlı değilse zaten sorun teşkil etmez.
ha aile ile de kalıp okumak iyidir. ben böyle yaptım. ailenizin dünya görüşü kısıtlı değilse zaten sorun teşkil etmez.
devamını gör...
ailenin en büyük çocuğu
ailenin deneme tahtasıdır bir nevi. çoğu şey onda deneyimlenir, kardeşleri de bunun artısını oldukça hisseder.
devamını gör...
zenginlik belirtileri
ince çöp poşetini tekli değil ikili kullanmak.
"ooo zenginsin apla" dediler...
bana dediler, bana!
"ooo zenginsin apla" dediler...
bana dediler, bana!
devamını gör...
ramazanda bir hadis hatırlat
“kim benim üzerime yalan uydurursa, cehennemdeki yerini hazırlasın”
buhari, ilim, 38; müslim, zühd, 72; ebû davûd, ilim, 4; tirmizi, fiten, 70; müsned, 1/70.
buhari, ilim, 38; müslim, zühd, 72; ebû davûd, ilim, 4; tirmizi, fiten, 70; müsned, 1/70.
devamını gör...
hem üniversiteli hem akp'li olmak
ismini anmak istemediğim toplulukların demirbaş üyesi olurlar. okulların iibf fakültesini baştan aşağı etkinlik afişleriyle donatırlar. öğlen 1'de islam'ı kurtaran mücahitler, okul çıkışı 101 oynama ayağına üç beş kız keserler kafede.
maaş alanları da vardır. bana şimdi kimse ihtiyacı olanın bursa bağlanması falan demesin. sosyal devlet varsa niye karşıt görüşlü öğrencilere yok? hem tüm bu imkanlardan yararlanıp da üniversite yıllarını nargile kafede geçiren bu teneke gençliğe yazıklar olsun.
başarılı olanları için de: akademik başarıyla insan onuruna sahip olmak çok farklı konular bence. ha bir de de rektörlük bir bu grubu sever bir de perinçekçi gerizekalı öğrenci grubunu. gerçi ikisi de aynı grup zaten.
edit: perinçek tayfası için gerizekali öğrenci grubu yazmışım. gerizekalı öğrenci grubu olarak revize ettim.
maaş alanları da vardır. bana şimdi kimse ihtiyacı olanın bursa bağlanması falan demesin. sosyal devlet varsa niye karşıt görüşlü öğrencilere yok? hem tüm bu imkanlardan yararlanıp da üniversite yıllarını nargile kafede geçiren bu teneke gençliğe yazıklar olsun.
başarılı olanları için de: akademik başarıyla insan onuruna sahip olmak çok farklı konular bence. ha bir de de rektörlük bir bu grubu sever bir de perinçekçi gerizekalı öğrenci grubunu. gerçi ikisi de aynı grup zaten.
edit: perinçek tayfası için gerizekali öğrenci grubu yazmışım. gerizekalı öğrenci grubu olarak revize ettim.
devamını gör...
yazarların uğraştığı sanat dalları
(bkz: lucifer) potansiyel sapik.
(bkz: iko) muhtemel redhack üyesi.
(bkz: patagonyalı) poğaça ustası.
(bkz: daddy) kaldırım mühendisliği.
(bkz: iko) muhtemel redhack üyesi.
(bkz: patagonyalı) poğaça ustası.
(bkz: daddy) kaldırım mühendisliği.
devamını gör...
merdumlar baskında radyo yayını
muhtelif radyo yayınlarında sesini duydukça tanıdım merdumkaptan'ı.
bir gece 03.05'te, kaçak yayında patlıcanlı kebap övgüsü ile zihnime kazıdım kendisini.
bütün yayınları dinlediğini ve takip ettiğini bildiğimden arada laflaşırız.
her daim merak etmiştim,
neden merdum? neden kaptan?
ayrıca ''çok merdum'' annecim diye bağırasım geliyor arada.
çetelere, tarikatlara savaş açan süleyman soylu'nun bu tarikata el atmasını engellemek için,
tarikatın bütün işleyişi, bağlı olduğu vakıf, yapılan yardımlar, para akışı, inşa edilmiş hayratlar-yurtlar bütün şeffaflığı ile gece yarısına on beş dakika kala açıklanmalıdır.
bir gece 03.05'te, kaçak yayında patlıcanlı kebap övgüsü ile zihnime kazıdım kendisini.
bütün yayınları dinlediğini ve takip ettiğini bildiğimden arada laflaşırız.
her daim merak etmiştim,
neden merdum? neden kaptan?
ayrıca ''çok merdum'' annecim diye bağırasım geliyor arada.
çetelere, tarikatlara savaş açan süleyman soylu'nun bu tarikata el atmasını engellemek için,
tarikatın bütün işleyişi, bağlı olduğu vakıf, yapılan yardımlar, para akışı, inşa edilmiş hayratlar-yurtlar bütün şeffaflığı ile gece yarısına on beş dakika kala açıklanmalıdır.
devamını gör...
erzincan
doğu anadolu bölgesinde yer alan, plaka kodu 24 olan, 2019 nüfusu 234.747 olan bir ilimizdir. geçim kaynağı çoğunlukla tarım ve hayvancılıktır.
kuzey anadolu fay hattı üzerinde olduğundan birçok yıkıcı depremle sarsılmıştır. en büyüğü 1939 yılında olan ve 30.000 (?) kişinin hayatını kaybettiği depremdir. fay hatları sebebiyle jeotermal kaynaklara sahiptir ve bir tektonik ova içerisine kurulmuştur. fırat nehri buradan geçer.
tarihte bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. mengücekliler'in başkentidir (bkz: kemah). geçmişteki ermeni nüfus oldukça fazladır çoğu köyün eski adı ermenice kökenlidir. anadolu'da kurulan ilk ve tek sovyet hükümeti(bkz: erzincan sovyeti)
burada kurulmuştur. bulunduğu ova sebebiyle ergenekon destanında geçen ergenekon bölgesine benzerdir zaten erzincanda bir çok yerin adında ergenekon geçer.
doğa sporları adına bir çok fırsat sunar. kayak, off-road, trekking, yamaç paraşütü, rafting bunlardan bazılarıdır ayrıca (bkz: kemaliye) ilçesinde dünyanın en uzun ikinci kanyonu olan (bkz: karanlık kanyon)bulunur. burada her sene base jumping ve wing suit sporları yapılır.
döneri meşhurdur. etli sarma, ekşili, su böreği, kesme çorbası, gasefe tatlısı ve merkeze 20 km uzaklıkta bulunan üzümlü ilçesinde yetişen tescilli üzümü başlıca lezzetlerindendir.
ekşisu denilen yerde bir piknik alanı ve maden suyu kaynağı vardır. ramazanda buradan şişelerle ekşisu doldurulur.
sonuçta güzel bir şehrimizdir.
deprem riskinden dolayı binaların 3 katı geçmesi yasaktır. şu şekilde binalar vardır. bu binalardan ayrı fazlasıyla müstakil ev vardır.

oldukça düzenlidir.
kuzey anadolu fay hattı üzerinde olduğundan birçok yıkıcı depremle sarsılmıştır. en büyüğü 1939 yılında olan ve 30.000 (?) kişinin hayatını kaybettiği depremdir. fay hatları sebebiyle jeotermal kaynaklara sahiptir ve bir tektonik ova içerisine kurulmuştur. fırat nehri buradan geçer.
tarihte bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. mengücekliler'in başkentidir (bkz: kemah). geçmişteki ermeni nüfus oldukça fazladır çoğu köyün eski adı ermenice kökenlidir. anadolu'da kurulan ilk ve tek sovyet hükümeti(bkz: erzincan sovyeti)
burada kurulmuştur. bulunduğu ova sebebiyle ergenekon destanında geçen ergenekon bölgesine benzerdir zaten erzincanda bir çok yerin adında ergenekon geçer.
doğa sporları adına bir çok fırsat sunar. kayak, off-road, trekking, yamaç paraşütü, rafting bunlardan bazılarıdır ayrıca (bkz: kemaliye) ilçesinde dünyanın en uzun ikinci kanyonu olan (bkz: karanlık kanyon)bulunur. burada her sene base jumping ve wing suit sporları yapılır.
döneri meşhurdur. etli sarma, ekşili, su böreği, kesme çorbası, gasefe tatlısı ve merkeze 20 km uzaklıkta bulunan üzümlü ilçesinde yetişen tescilli üzümü başlıca lezzetlerindendir.
ekşisu denilen yerde bir piknik alanı ve maden suyu kaynağı vardır. ramazanda buradan şişelerle ekşisu doldurulur.
sonuçta güzel bir şehrimizdir.
deprem riskinden dolayı binaların 3 katı geçmesi yasaktır. şu şekilde binalar vardır. bu binalardan ayrı fazlasıyla müstakil ev vardır.

oldukça düzenlidir.
devamını gör...
insan ve doğa
neil degrasse tyson'ın çok sevdiğim bir sözü var, "hepimiz birbirimize biyolojik olarak, dünya'ya kimyasal olarak, evrene atomik olarak bağlıyız. evrenin içerisindeyiz, evren de bizim içimizde." maalesef insan tüm bağlarına ihanet ediyor gibi görünüyor.
devamını gör...
hastası olunan sözler
şu harika sözdür:
"fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir" - ibn-i haldun
not: bu sözün ibn-i haldun'a ait olmadığını söyledi esg. kayda geçmiş böyle bir sözü yokmuş. ben de böyle gördüğüm için yazmıştım, anonim diyebiliriz.
"fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir" - ibn-i haldun
not: bu sözün ibn-i haldun'a ait olmadığını söyledi esg. kayda geçmiş böyle bir sözü yokmuş. ben de böyle gördüğüm için yazmıştım, anonim diyebiliriz.
devamını gör...
istinye park izmir
bugün itibari ile zorla götürülüp şöööyyle bi turlayıp kapitalist sisteme ve bir top dondurmayı 15 tl'ye satabildigi için alan müşterilere içimden bildiğim tüm küfürleri saydığım avm.
izmir'de bulunan diğer avmlerden hiç bir farkının olmadığı, sadece biraz daha büyük, biraz daha ışıklı, biraz daha asortik görünen avm.
izmir dışında olup da "ay çok merak ediyorum, acaba nasıl bir yer? diğerlerinden ayrılan yönleri neler acaba ?" diye düşünenler için söyleyebilirim ki, bir çay bardağını 28 tl den, seramik tepsiyi 110tl'den satan paşabahçe, 3 adet han kapısı gibi girişi olan bizim mahalleden büyük beymen, ürünlerinin üzerinde ve vitrinde fiyat etiketi olmayan bir kaç yabancı isimli ayakkabıcı bulunan ama allah muhafaza orta ve alt sınıftan insanlar gelir diye lcw sekmentinde mağazalar açmamış avm. gelmeyin efendim. gidin küçük esnafı sevindirin,internetten alışveriş yapın, inanın hiç bir şey kaybetmezsiniz. elbette ki bu ve benzeri avmlerde çalışıp evine ekmeğini götürme derdinde olan (arada eşime de sattığı ürünün paketini uzatırken yanında ben kendim şahsım olduğu halde (!) gözlerinin içine bakıp en şuh gülümsemesi ile kendinize iyi bakın yine bekleriz gibi bir cümle kurma cesaretine sahip bağyanlar) insanlar olsa da siz yine de gitmeyin. bu ülkede her şey biter, konya ovasında buğday biter, çukurova'da pamuk biter, rize'de çay biter, ege'de zeytin biter, avmlerde zengin bitmez. tabi inşallah siz de zengin olun ama yeter ki siz onlardan olmayın. o gorgusuzlerden, o kardeşi aç yatarken el kadar tatlıya 25 lira veren, avm ye giderken saçına fon çektiren, arka cebinden telefon cüzdan sigarayı masanın kenarına, audi'nin anahtarini masanın ortasına bırakanlardan olmayın.
tamam, bu kadar işte. yatın uyuyun artık, yarın sınavınız yok mu sizin ?
izmir'de bulunan diğer avmlerden hiç bir farkının olmadığı, sadece biraz daha büyük, biraz daha ışıklı, biraz daha asortik görünen avm.
izmir dışında olup da "ay çok merak ediyorum, acaba nasıl bir yer? diğerlerinden ayrılan yönleri neler acaba ?" diye düşünenler için söyleyebilirim ki, bir çay bardağını 28 tl den, seramik tepsiyi 110tl'den satan paşabahçe, 3 adet han kapısı gibi girişi olan bizim mahalleden büyük beymen, ürünlerinin üzerinde ve vitrinde fiyat etiketi olmayan bir kaç yabancı isimli ayakkabıcı bulunan ama allah muhafaza orta ve alt sınıftan insanlar gelir diye lcw sekmentinde mağazalar açmamış avm. gelmeyin efendim. gidin küçük esnafı sevindirin,internetten alışveriş yapın, inanın hiç bir şey kaybetmezsiniz. elbette ki bu ve benzeri avmlerde çalışıp evine ekmeğini götürme derdinde olan (arada eşime de sattığı ürünün paketini uzatırken yanında ben kendim şahsım olduğu halde (!) gözlerinin içine bakıp en şuh gülümsemesi ile kendinize iyi bakın yine bekleriz gibi bir cümle kurma cesaretine sahip bağyanlar) insanlar olsa da siz yine de gitmeyin. bu ülkede her şey biter, konya ovasında buğday biter, çukurova'da pamuk biter, rize'de çay biter, ege'de zeytin biter, avmlerde zengin bitmez. tabi inşallah siz de zengin olun ama yeter ki siz onlardan olmayın. o gorgusuzlerden, o kardeşi aç yatarken el kadar tatlıya 25 lira veren, avm ye giderken saçına fon çektiren, arka cebinden telefon cüzdan sigarayı masanın kenarına, audi'nin anahtarini masanın ortasına bırakanlardan olmayın.
tamam, bu kadar işte. yatın uyuyun artık, yarın sınavınız yok mu sizin ?
devamını gör...
renkli mahlasın yazarları tahrik etmesi
proleterin yüzü gülür mü?
devamını gör...
sözlük yazarlarının dönüm noktam dedikleri anlar
4 sene kadar önce olan şeydir benim için. birinden haddimden fazlasını umdum. orada neşemi, enerjimi bıraktım. annem der ki 'sen neden böyle umursamaz oldun?' yeni değil anam 4 sene oldu siz anca fark ettiniz.
devamını gör...