gonna fly now
rocky filminin müziğidir. bill conti tarafından bestelenmiştir. rocky 2 filminde italyan aygırı, philadelphia bebelerini peşine takarak koşar ve zirveye ulaşır.
devamını gör...
evde tost yapıp iş yerine getiren kişi
tercih olmakla beraber ekonomisi her gün dışardan yemeye el vermeyen biride olabilir. son derece normal bir durum bence dışarda çoğu şeyin fiyatı fahiş zaten.
devamını gör...
hypatia
daha çok hristiyan topluluğun ellerinde gerçekleşen dramatik ölümüyle ünlü olan hypatia (ms 355-415 civarı), matematiksel ve astronomik çalışmalarıyla hayranlık uyandıran neoplatonik bir öğretmendi.
öğrencilerinden biri olan hristiyan piskopos synesius; hypatia’ya hararetli mektuplar yazıyor, bu mektuplarda onunla sadece felsefe alanında değil aynı zamanda anlaşılması zor matematiksel ölçümler hakkında da bilgi değiş tokuşu yapıyordu.
hypatia, babası theon’un halk tarafından kabul görmesini sağlayan astronomik yorumunu da düzenledi.
antik dönemde yaşamış kadınların zekasını hatırlamak, hem tarihe bakış açımızı genişletiyor hem de bize modern karmaşık düşüncenin cinsiyetçi ögelerini anımsatıyor.
bu, özellikle de felsefe alanı için geçerli; felsefenin, modern üniversitelerde öğretilen beşeri bilimler arasında cinsiyet eşitsizliğini en fazla barındıran alan olduğu konusunda devamlı bir fikir birliği mevcut.
antik dünya, kadınların seslerini felsefe dalına dahil edecek alanı yaratabilmişti; antik dünyayı geleceğe taşımak bizim elimizde.
öğrencilerinden biri olan hristiyan piskopos synesius; hypatia’ya hararetli mektuplar yazıyor, bu mektuplarda onunla sadece felsefe alanında değil aynı zamanda anlaşılması zor matematiksel ölçümler hakkında da bilgi değiş tokuşu yapıyordu.
hypatia, babası theon’un halk tarafından kabul görmesini sağlayan astronomik yorumunu da düzenledi.
antik dönemde yaşamış kadınların zekasını hatırlamak, hem tarihe bakış açımızı genişletiyor hem de bize modern karmaşık düşüncenin cinsiyetçi ögelerini anımsatıyor.
bu, özellikle de felsefe alanı için geçerli; felsefenin, modern üniversitelerde öğretilen beşeri bilimler arasında cinsiyet eşitsizliğini en fazla barındıran alan olduğu konusunda devamlı bir fikir birliği mevcut.
antik dünya, kadınların seslerini felsefe dalına dahil edecek alanı yaratabilmişti; antik dünyayı geleceğe taşımak bizim elimizde.
devamını gör...
kutsi
kutsi değildir o, leventtir levent.
devamını gör...
göçmen kızı
sözleri, balkan harbi sırasında kimsesiz kalan genç kızla, bi çoban arasındaki diyaloglardan oluşuyor.
savaştan geriye sadece kuzuları kalan genç kız onları her gün nehrin kıyısına otlatmaya getirirmiş, onları beklerken de için için ağlarmış.
nehrin karşısındaki çoban da kıza aşık olmuş ve aşkını kavalıyla ifade etmiş.
“ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda
elinde bir besli kuzu hem kucağında
doğru söyle göçmen kızı annen var mıdır
ne annem var ne babam kalmışım öksüz
sen bir öksüz ben bir garip alayım seni
alayım da gizli yerde sarayım seni
telgrafın tellerinden haber var mıdır
ne haber var ne mektup kalmışım öksüz.”
savaştan geriye sadece kuzuları kalan genç kız onları her gün nehrin kıyısına otlatmaya getirirmiş, onları beklerken de için için ağlarmış.
nehrin karşısındaki çoban da kıza aşık olmuş ve aşkını kavalıyla ifade etmiş.
“ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda
elinde bir besli kuzu hem kucağında
doğru söyle göçmen kızı annen var mıdır
ne annem var ne babam kalmışım öksüz
sen bir öksüz ben bir garip alayım seni
alayım da gizli yerde sarayım seni
telgrafın tellerinden haber var mıdır
ne haber var ne mektup kalmışım öksüz.”
devamını gör...
türkiye'de unutulan olaylar
17-25 aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ortaya çıkan yolsuzluklar.
odasında 17:25 de durmuş saat tutan bahçelinin akp tarafına geçmesine kimsenin şaşırmaması ile unutulduğu rahatça anlaşılır.
bakara makara diyen yolsuzluğu ifşa olunca istifa eden bakan büyükelçi olduysa unutanlara acınır
kahkahalarla iğrençliklerini ayen beyan gösteren vekillere kutlu dava, din, diyanet diye oy veren halka gülünür
rüşvet alıp durdukları iranlı soytarıyı a hab*r kanalında hayırsever diye tanıtıp iğrençlikte sınır tanımamalarıyla;
bu siyasetçilerden, muhalefet etmeyenden, haberini yapmayandan, soruşturma açmayandan, inceleme başlatmayandan, oy verenden, ses çıkartmayandan ve unutandan zerre akıl ve vicdan sahibi olanlar tarafından tiksinilir.
odasında 17:25 de durmuş saat tutan bahçelinin akp tarafına geçmesine kimsenin şaşırmaması ile unutulduğu rahatça anlaşılır.
bakara makara diyen yolsuzluğu ifşa olunca istifa eden bakan büyükelçi olduysa unutanlara acınır
kahkahalarla iğrençliklerini ayen beyan gösteren vekillere kutlu dava, din, diyanet diye oy veren halka gülünür
rüşvet alıp durdukları iranlı soytarıyı a hab*r kanalında hayırsever diye tanıtıp iğrençlikte sınır tanımamalarıyla;
bu siyasetçilerden, muhalefet etmeyenden, haberini yapmayandan, soruşturma açmayandan, inceleme başlatmayandan, oy verenden, ses çıkartmayandan ve unutandan zerre akıl ve vicdan sahibi olanlar tarafından tiksinilir.
devamını gör...
paralel evrende bugün
kamu spotu.
her yıl yaklaşık üç bin civarı insan; gelişen teknolojiyle birlikte uzay turu yapabilmek uğruna, uzay çöplerinden kaynaklı yaralanma ve ölümlere maruz kalıyor. yaralanma ve ölümleri azaltmak sizin elinizde.
siz de ışınlanmayı tercih edin, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun!
her yıl yaklaşık üç bin civarı insan; gelişen teknolojiyle birlikte uzay turu yapabilmek uğruna, uzay çöplerinden kaynaklı yaralanma ve ölümlere maruz kalıyor. yaralanma ve ölümleri azaltmak sizin elinizde.
siz de ışınlanmayı tercih edin, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun!
devamını gör...
maklube
selahaddin eyyubi kudus'u fethettiğinde kendisi için patlıcan kullanılarak yapılan yemektir. tersine çevrilen anlamında olduğu için bu anlamı almıştır. bugün bir grubun bir zümrenin bir kâfirler ordusunun yemeği olarak anılıyorsa bu onların başarısı değil bizim basiretsizligimizidir. yüzyıllardır yapılan bir arap yemeğinden başka bir şey değildir. aynı israil bayrağındaki yıldızın hz. davud'un mührü olupta bizim gorunce öcü görmüş gibi kacmamız gibi sahip çıkmadığımiz herşeyi bir başkasının sahiplenmesi durumudur.
devamını gör...
bir yazarda olması gereken özellikler
hakaret etmeden eleştiri yapabilme becerisi.
devamını gör...
canan karatay
"ekmekte yemeyeceksiniz, pilavda yemeyeceksiniz, bulgurda yemeyeceksiniz, yulafta yemeyeceksiniz, makarnada yemeyeceksiniz."
ne yicez?
ne yicez?
devamını gör...
çabuk sarhoş olmamak için öneriler
o son 35'liği söylemeyin. cila diye bira da içmeyin. yolluk diye shot da atmayın. sonradan hiç bir şey söylemeyin.
devamını gör...
mobbing
yazılanların hepsini okudum. hemen hemen herkes iş yerinde uğradığımız psikolojik terör olarak tanımlamış. ek bilgi vermek isterim;
mobbing eşittir zorbalık:
konunun iki başrolü vardır:
- zorba
- kurban
hayatımızın her alanında, her yaşta ve her zaman ortaya çıkabilecek bir şiddet türüdür. uygulayan şahıs belli bir amaç gütmeksizin, sırf kendisi eğlendiği için karşısındakini yerebiliyor. hadsizce ve sınır bilmeksizin, sizin canınızın acımasını veya yıllar sürecek travmalar kalır mı diye umursamadan uygular eylemi.
mobbingin belli başlı çeşitleri:
- sözel mobbing:
sözel olanda her hangi bir fiziksel yaralanma söz konusu değildir. bir insanın diğer insana ettiği hakaretler, sataşmalar diyebiliriz. fakat her kırıldığımız cümleyi de “mobbinge uğramak” olarak adlandırılamayız.
sözel örnek olarak:
“t-shirtün güzelmiş, çöpten aldın sanırım?”
“çok şişmansın.”
“ödevini özenle yapsan ne olacak, doktor mu olacaksın başımıza?”
veya başka bir ülkeye taşındığınız da:
“geldiğin yere geri dön lanet olası yabancı olarak tanımlayabiliriz.
- sözel olmayan mobbing:
sosyal veya asosyal olarak uygulanandır.
birinin senin taklidini daha “çirkin” mimiklerle yapması,
sen sınıfa girdiğinde herkesin susması,
yanındaki sandalyenin hep boş bırakılması,
çağırılmadığın partiler gibi örneklerle izole edilmendir.
- fiziksel mobbing:
küçük bir itip, kalkma olarak başlayıp senin sınırının nerede olduğunu belirleme amaçlı uygulanan terörize eylemidir. güç denemesi de diyebilirim. zamanla o küçük ittirip kalkmalar, çelmeler daha da kuvvetlenebilir. sen sustukça çoğalacaktır. burada amaçlanan seni kendi arkadaş çevrende rezil edip, aşağılamaktır.
siber mobbing:
(bkz: en sevdiğiniz)
(bkz: linç kültürü)
en bilinen mobbing türlerinden biridir. sözlüklerde, diğer sosyal medya platformlarında görülür. şahsa yönelik tüm “kötü” * eleştiriler, yorumlardır.
- seksüel mobbing:
en ağır çeşittir. burada bilindik seksualite* kapsam dışıdır. anlam, güven ve istek dışı olup hem sözlü hem fiziksel uygulanandır. kurbanın fiziğine karşı yapılan sözel seksuel eleştiri ve/veya istek dışı olan onur kırıcı dokunuşlar ve/veya zorla öpmeye çalışmaktır. herkesin içinde porno videosu oynatılması kurbana yönelik özel hayata saldırıya girer.
kurbanlara bir de tavsiye vermek isterim;
- susmayın, boyun eğmeyin, utanmayın!
en yakın merciden destek almaya bakın ve her ne kadar zor şeyler yaşamış olsanız dahi, sizi bir zorbaya dönüştürmelerine izin vermeyin. esas olan iyi kalabilmektir.
mobbing eşittir zorbalık:
konunun iki başrolü vardır:
- zorba
- kurban
hayatımızın her alanında, her yaşta ve her zaman ortaya çıkabilecek bir şiddet türüdür. uygulayan şahıs belli bir amaç gütmeksizin, sırf kendisi eğlendiği için karşısındakini yerebiliyor. hadsizce ve sınır bilmeksizin, sizin canınızın acımasını veya yıllar sürecek travmalar kalır mı diye umursamadan uygular eylemi.
mobbingin belli başlı çeşitleri:
- sözel mobbing:
sözel olanda her hangi bir fiziksel yaralanma söz konusu değildir. bir insanın diğer insana ettiği hakaretler, sataşmalar diyebiliriz. fakat her kırıldığımız cümleyi de “mobbinge uğramak” olarak adlandırılamayız.
sözel örnek olarak:
“t-shirtün güzelmiş, çöpten aldın sanırım?”
“çok şişmansın.”
“ödevini özenle yapsan ne olacak, doktor mu olacaksın başımıza?”
veya başka bir ülkeye taşındığınız da:
“geldiğin yere geri dön lanet olası yabancı olarak tanımlayabiliriz.
- sözel olmayan mobbing:
sosyal veya asosyal olarak uygulanandır.
birinin senin taklidini daha “çirkin” mimiklerle yapması,
sen sınıfa girdiğinde herkesin susması,
yanındaki sandalyenin hep boş bırakılması,
çağırılmadığın partiler gibi örneklerle izole edilmendir.
- fiziksel mobbing:
küçük bir itip, kalkma olarak başlayıp senin sınırının nerede olduğunu belirleme amaçlı uygulanan terörize eylemidir. güç denemesi de diyebilirim. zamanla o küçük ittirip kalkmalar, çelmeler daha da kuvvetlenebilir. sen sustukça çoğalacaktır. burada amaçlanan seni kendi arkadaş çevrende rezil edip, aşağılamaktır.
siber mobbing:
(bkz: en sevdiğiniz)
(bkz: linç kültürü)
en bilinen mobbing türlerinden biridir. sözlüklerde, diğer sosyal medya platformlarında görülür. şahsa yönelik tüm “kötü” * eleştiriler, yorumlardır.
- seksüel mobbing:
en ağır çeşittir. burada bilindik seksualite* kapsam dışıdır. anlam, güven ve istek dışı olup hem sözlü hem fiziksel uygulanandır. kurbanın fiziğine karşı yapılan sözel seksuel eleştiri ve/veya istek dışı olan onur kırıcı dokunuşlar ve/veya zorla öpmeye çalışmaktır. herkesin içinde porno videosu oynatılması kurbana yönelik özel hayata saldırıya girer.
kurbanlara bir de tavsiye vermek isterim;
- susmayın, boyun eğmeyin, utanmayın!
en yakın merciden destek almaya bakın ve her ne kadar zor şeyler yaşamış olsanız dahi, sizi bir zorbaya dönüştürmelerine izin vermeyin. esas olan iyi kalabilmektir.
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
kpss. şöyle anlatayım sınavdaki rakipleri düşününce bir buçuk yıl önceden çalışmaya başlıyorsunuz. eğer atama puanı alırsanız uzun bir süre atanmak için bekliyorsunuz. alamazsanız tekrar çalışıyorsunuz. sınırda bir puan alırsanız çalışmakla çalışmamak arasında kalıyorsunuz. daha nasıl anlatayım.
devamını gör...
gece buzdolabını açıp hiçbir şey almadan kapatmak
canın bir şey çekmiştir, ne çektiğini bilmiyosundur ama sanki görsen tanıyacakmışsın gibi bir umutla buzdolabını açıp aradığın şeyi bulamayınca biraz buruk geri kapatmaktır.
devamını gör...
barrack room ballads
hindistan doğumlu ingiliz şair rudyard kipling'in şiir koleksiyonu. rudyard kipling dünya görüşü olarak çok benimsemediğim fakat şairliği karşısında diz çöktüğüm pek çok şairden biri bundan ötürü bu koleksiyonun benim için yeri ayrıdır fakat esas mesele bu koleksiyonda yer alan mandalay şiiri ile ilgili. ilginç bir biçimde kipling brecht'e epey ilham vermiş vakti zamanında- hatta öyle ki james lyon'un bertolt brecht and rudyard kipling* isimli bir eseri de bulunmakta- bu koleksiyonun hatta şairin en bilinen şiiri mandalay bertolt brecht ve kurt weill'ın happy end isimli üç perdelik müzikalinde kendine yer bulmuştur. ki yine the thin red line filminin isim kaynağı olan tommy şiiri de bu koleksiyonda yer alır. koleksiyonun bütünü bana kalırsa kipling'in derininde bir yerde kendi toplumu tarafından ötelenmiş olduğunun bilincinde olan bir yanına da adanmış gibi. bunu bir ingiliz asker üzerinden vermek de epey başarılı bir yöntem gerçi bunu savaşta kaybetmiş olduğu oğluna da pekala bağlayabiliriz. orijinal koleksiyonda bulunmasa bile daha sonra aynı isimle anılan ve daha kapsamlı olan koleksiyonda kendine yer bulmuş olan if şiiri ise muhtemelen koleksiyonun en çarpıcı şiiri.
eğer
eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
yeryüzü ve üstündekiler senindir
ve dahası
sen bir insan olursun oğlum...
orijinal dilinde:
ıf you can keep your head when all about you
are losing theirs and blaming it on you,
ıf you can trust yourself when all men doubt you,
but make allowance for their doubting too;
ıf you can wait and not be tired by waiting,
or being lied about, don’t deal in lies,
or being hated, don’t give way to hating,
and yet don’t look too good, nor talk too wise:
ıf you can dream—and not make dreams your master;
ıf you can think—and not make thoughts your aim;
ıf you can meet with triumph and disaster
and treat those two impostors just the same;
ıf you can bear to hear the truth you’ve spoken
twisted by knaves to make a trap for fools,
or watch the things you gave your life to, broken,
and stoop and build ’em up with worn-out tools:
ıf you can make one heap of all your winnings
and risk it on one turn of pitch-and-toss,
and lose, and start again at your beginnings
and never breathe a word about your loss;
ıf you can force your heart and nerve and sinew
to serve your turn long after they are gone,
and so hold on when there is nothing in you
except the will which says to them: ‘hold on!’
ıf you can talk with crowds and keep your virtue,
or walk with kings—nor lose the common touch,
ıf neither foes nor loving friends can hurt you,
ıf all men count with you, but none too much;
ıf you can fill the unforgiving minute
with sixty seconds’ worth of distance run,
yours is the earth and everything that’s in it,
and—which is more—you’ll be a man, my son!
edit: imla
eğer
eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
yeryüzü ve üstündekiler senindir
ve dahası
sen bir insan olursun oğlum...
orijinal dilinde:
ıf you can keep your head when all about you
are losing theirs and blaming it on you,
ıf you can trust yourself when all men doubt you,
but make allowance for their doubting too;
ıf you can wait and not be tired by waiting,
or being lied about, don’t deal in lies,
or being hated, don’t give way to hating,
and yet don’t look too good, nor talk too wise:
ıf you can dream—and not make dreams your master;
ıf you can think—and not make thoughts your aim;
ıf you can meet with triumph and disaster
and treat those two impostors just the same;
ıf you can bear to hear the truth you’ve spoken
twisted by knaves to make a trap for fools,
or watch the things you gave your life to, broken,
and stoop and build ’em up with worn-out tools:
ıf you can make one heap of all your winnings
and risk it on one turn of pitch-and-toss,
and lose, and start again at your beginnings
and never breathe a word about your loss;
ıf you can force your heart and nerve and sinew
to serve your turn long after they are gone,
and so hold on when there is nothing in you
except the will which says to them: ‘hold on!’
ıf you can talk with crowds and keep your virtue,
or walk with kings—nor lose the common touch,
ıf neither foes nor loving friends can hurt you,
ıf all men count with you, but none too much;
ıf you can fill the unforgiving minute
with sixty seconds’ worth of distance run,
yours is the earth and everything that’s in it,
and—which is more—you’ll be a man, my son!
edit: imla
devamını gör...
laptop'u mouse ile kullanmak
dokunmatik yüzey yarım saatten fazla kullanılırsa ciddi kol ağrısı yapacaktır. mouse hayat kurtarır.
devamını gör...
bir anne kızması
senin çocuğun da senin gibi olur inşallah o zaman anlarsın beni.
devamını gör...
böyle bir sevmek
ahmet kaya'nın pek hoş bestelediği attila ilhan şiiri.
bestelenmiş formu keyifli ve hareketlidir.
edit: video (bilgilendiren ilgili serok bünyamin yoldaşa tişikkirlir) *
bestelenmiş formu keyifli ve hareketlidir.
edit: video (bilgilendiren ilgili serok bünyamin yoldaşa tişikkirlir) *
devamını gör...

