duyduğunuz en saçma batıl inanç
kara kedilerin uğursuz olması klasiklerdendir
devamını gör...
kitap alıntıları
"beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkınlığımı kaybettirme boşuna. tedirgin etme beni. bu sefer geride bir şey bırakmadım. tasımı tarağımı topladım geldim. neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim." *
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
insan ruhuna en iyi gelen şey
küçük şeylerle,güzel samimi sofralarla,deniz kenarlariyla,sımsıkı sarilmakla,sen seversin diye aldim'larla,sokaktaki kedinin başını oksamakla ve daha niceleri..
devamını gör...
sokak röportajında ekonomiden dem vuran 11 yaşındaki çocuk
videodaki prensese bakıyorsun, 11 yaşında, parmak kaldırıp söz istiyor. derdini bir çok yetişkinden güzel anlatıyor. sorumluluk bilinci gelişmiş ama oy kullanmaya hakkı yok.
diğer yana dönüyorsun, öyle tipler var ki, 60 yaşında, hayatını kömür-makarna ekseninde kpnumlamış, cep telefonu vasat olandan hesap soruyor, 10 kelimeyle konuşuyor ve oy kullanıyor.
bana sorsalar, çocukların saflığına, temiz kalpliliğine güvenmeyi tercih ederim.
ihale bilmez, çıkarını düşünmez, torpil derdi yoktur. en azından dürüsttür, kıvırmaz konuşurken.
seçimlerde çocuklar oy kullansa daha iyi seçim yaparlar sanırım.
diğer yana dönüyorsun, öyle tipler var ki, 60 yaşında, hayatını kömür-makarna ekseninde kpnumlamış, cep telefonu vasat olandan hesap soruyor, 10 kelimeyle konuşuyor ve oy kullanıyor.
bana sorsalar, çocukların saflığına, temiz kalpliliğine güvenmeyi tercih ederim.
ihale bilmez, çıkarını düşünmez, torpil derdi yoktur. en azından dürüsttür, kıvırmaz konuşurken.
seçimlerde çocuklar oy kullansa daha iyi seçim yaparlar sanırım.
devamını gör...
sözlükte kadın olmak
missss... kimsecikler yürümüyor. efil efil buralar...
devamını gör...
ghajini
bir iorek byrnison ukdesidir.
2008 yılında vizyona girmiş bir bollywood filmidir.yönetmen ve başrol tabii ki canımız cicimiz aamir khan.
filmin konusu:mafya babası olan ghajini'yi bulmak.
mafya babası tarafından saldırıya uğrayan bir çiftimiz var.adam acı çeksin diye ilk önce kadına eziyet ediyorlar diye hatırlıyorum.kadın da hemen ölmeden önce mafya babasının adını sevdiği adamın kulağına fısıldıyor.adam 15 dakika da bir her şeyi unuttuğu(değişik) bir hastalığa tutuluyor.her yer not defteri,kağıt,kalem.yaşamında sadece o hedefe ulaşmak üzerine kuruyor.
3 saatlik bir film.iyi seyirler.
2008 yılında vizyona girmiş bir bollywood filmidir.yönetmen ve başrol tabii ki canımız cicimiz aamir khan.
filmin konusu:mafya babası olan ghajini'yi bulmak.
mafya babası tarafından saldırıya uğrayan bir çiftimiz var.adam acı çeksin diye ilk önce kadına eziyet ediyorlar diye hatırlıyorum.kadın da hemen ölmeden önce mafya babasının adını sevdiği adamın kulağına fısıldıyor.adam 15 dakika da bir her şeyi unuttuğu(değişik) bir hastalığa tutuluyor.her yer not defteri,kağıt,kalem.yaşamında sadece o hedefe ulaşmak üzerine kuruyor.
3 saatlik bir film.iyi seyirler.
devamını gör...
şu an hissettiğiniz burukluğun sebebi
bir incecik elvedanın çiğ kokulu rüzgarı bu hissin müsebbibi.
ama 'burukluk' yanıltıcı bir isimlendirme olabilir sevgili sözlük.
zira bu sabah, sevgilimi adnan menderes'ten memleketine yolcu ettim. belki kısa bir ayrılık sayılabilir bu bir kaç haftalık süre, lakin bende tahrib gücü yüksek bir bomba gibi oturdu sanki göğsüme.
o kadar çok ağladım ki havaalanında, bir sıra sevgilim yansın biletler gitmeyeceğim seviyesine geldi, dedim durma git yoksa gidemeyeceksin. ama gerçekten içimdeki burukluk her yerimi sardı sanki o kaybolurken.
aşk çok garip bir şey dedikleri bu olsa gerek sanırım.
ekstra garip olanı hayat; birden fazla kere uzak ilişki yaşamış, aynı şehirde olsa bile hayatındaki erkeklerle haftada iki kereden fazla görüşmeyen, sürekli ay öyle beni sıkıntı basar diye diye gezen beni, ben sensiz napacağım diye havaalanında ağlattı ya, gerçekten ben bile inanamıyorum...
diyorum ya aşk işte, hiçbir şeye benzemiyormuş...
ama 'burukluk' yanıltıcı bir isimlendirme olabilir sevgili sözlük.
zira bu sabah, sevgilimi adnan menderes'ten memleketine yolcu ettim. belki kısa bir ayrılık sayılabilir bu bir kaç haftalık süre, lakin bende tahrib gücü yüksek bir bomba gibi oturdu sanki göğsüme.
o kadar çok ağladım ki havaalanında, bir sıra sevgilim yansın biletler gitmeyeceğim seviyesine geldi, dedim durma git yoksa gidemeyeceksin. ama gerçekten içimdeki burukluk her yerimi sardı sanki o kaybolurken.
aşk çok garip bir şey dedikleri bu olsa gerek sanırım.
ekstra garip olanı hayat; birden fazla kere uzak ilişki yaşamış, aynı şehirde olsa bile hayatındaki erkeklerle haftada iki kereden fazla görüşmeyen, sürekli ay öyle beni sıkıntı basar diye diye gezen beni, ben sensiz napacağım diye havaalanında ağlattı ya, gerçekten ben bile inanamıyorum...
diyorum ya aşk işte, hiçbir şeye benzemiyormuş...
devamını gör...
bahçeli ev
böyle bir eve sahip olmadım ama avlusunda rengarenk çiçeklerin açtığı, ağacında dört beş kuşun cıvıldadığı, bahçesinde tavuk ve kedilerin dolaştığı mütevazi ev ortamı göze, yüze, kalbe ve ruha huzur veriyor, terapi ediyor.
devamını gör...
sözlükte ulu orta aşk yaşamak
yani nedir? görün ey ahali burası benim arka bahçem, bakın ben! ey ben! ey sen! ne de büyük aşk yaşıyorum diye tanımlarda başlıklarda milletin gözüne gözüne gözüne... sonra gitmeler falan. garip hadiseler.
editimsi : arkadaş bana ne zaten! kim ne yaparsa yapsın ama buradaki kilit kelime uluorta ister istemez görüyoruz. görmemeyi de tercih edebiliriz pek tabii... destekleyenler desteklemeyenler fark etmiyor. olay aşk yaşanmasında değil yani. aman ne bileyim ayol.
editimsi : arkadaş bana ne zaten! kim ne yaparsa yapsın ama buradaki kilit kelime uluorta ister istemez görüyoruz. görmemeyi de tercih edebiliriz pek tabii... destekleyenler desteklemeyenler fark etmiyor. olay aşk yaşanmasında değil yani. aman ne bileyim ayol.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
devamını gör...
azalmadan biten şeyler
paramız.
devamını gör...
greenpeace
çevreye duyarlı insanları pasifleştiren, yaptıkları pasif eylemlerle kapitalistlerin yaptıklarından vazgeçeceğini sananların grubu.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının bir şeylere kırılıp sözlüğü terk ettiğini açıklaması
en iyi ilişkiler beklentisiz başlayan ilişkilerdir.
zira tarafların beklentileri farklı olabilir. insanların değer yargıları da farklıdır. birine göre iyi olan bir başkasına göre kötü olabilir.
senin değer yargına göre üç kuruşluk kişiye beş kuruşluk değer verip; sonra "haksızlığa uğradım" diyorsan “suç sende mi yoksa onda mı” diye düşünmen gerekir.
insanlar bir şeylere kırılıp ortamı terk ederken genelde kendilerine yapılan haksızlıktan yakınırlar.
ayrılmadan önce nasıl bir haksızlığa uğradıklarını anlatıp, kanıtlasalar daha iyi olur.
“kervan yolda düzelir” misali kafa sözlük yeni kurulmuş bir sözlük olduğu için bazı sorunlar olabilir.
22 senelik bir sözlükte sorun çözme usulü şöyledir:
önce moderasyona o sorun anlatılır.
çözülmediği takdirde tanıdık yazarlar arasında özel mesajlar ile o sorun hakkında görüş alışverişinde bulunulur.
sonrasında başlık açılarak diğer yazarların da görüşleri öğrenilir.
çoğunluk da aynı sorundan muzdarip ise moderasyonun o sorunu çözmesi gerekir.
mizahi bir örnek: adamın biri çıktı. “hiç kullanmadığım 7.000 puanım var, bir ayağım çukurda. kullanılabilir puanlarımı isteyen takipçilerime hediye etmek istiyorum” diye moderasyona talepte bulundu.
moderasyon "derdini seveyim" diye umursamadı. *
sonrasında yazarlar arasında mesajlaşmalar başlar…hemfikir olanlar fazla ise konu ile ilgili başlık açılır.
destekleyenler çoksa dikkate alınması gerekir.
iko “anaokulu oyun bahçesine döndürdüler sözlüğü” diye söylenebilir. *
şaka bir yana bazı yazarlar hak ettiğini alamamaktan yakınıyorsa sözlüğü terk etmek çözüm değildir.
haksızlığa boyun eğmekle, yeni haksızlıkları davet ederler.
bu konuda tuncel kurtiz’e kulak vermek gerekir.
zira tarafların beklentileri farklı olabilir. insanların değer yargıları da farklıdır. birine göre iyi olan bir başkasına göre kötü olabilir.
senin değer yargına göre üç kuruşluk kişiye beş kuruşluk değer verip; sonra "haksızlığa uğradım" diyorsan “suç sende mi yoksa onda mı” diye düşünmen gerekir.
insanlar bir şeylere kırılıp ortamı terk ederken genelde kendilerine yapılan haksızlıktan yakınırlar.
ayrılmadan önce nasıl bir haksızlığa uğradıklarını anlatıp, kanıtlasalar daha iyi olur.
“kervan yolda düzelir” misali kafa sözlük yeni kurulmuş bir sözlük olduğu için bazı sorunlar olabilir.
22 senelik bir sözlükte sorun çözme usulü şöyledir:
önce moderasyona o sorun anlatılır.
çözülmediği takdirde tanıdık yazarlar arasında özel mesajlar ile o sorun hakkında görüş alışverişinde bulunulur.
sonrasında başlık açılarak diğer yazarların da görüşleri öğrenilir.
çoğunluk da aynı sorundan muzdarip ise moderasyonun o sorunu çözmesi gerekir.
mizahi bir örnek: adamın biri çıktı. “hiç kullanmadığım 7.000 puanım var, bir ayağım çukurda. kullanılabilir puanlarımı isteyen takipçilerime hediye etmek istiyorum” diye moderasyona talepte bulundu.
moderasyon "derdini seveyim" diye umursamadı. *
sonrasında yazarlar arasında mesajlaşmalar başlar…hemfikir olanlar fazla ise konu ile ilgili başlık açılır.
destekleyenler çoksa dikkate alınması gerekir.
iko “anaokulu oyun bahçesine döndürdüler sözlüğü” diye söylenebilir. *
şaka bir yana bazı yazarlar hak ettiğini alamamaktan yakınıyorsa sözlüğü terk etmek çözüm değildir.
haksızlığa boyun eğmekle, yeni haksızlıkları davet ederler.
bu konuda tuncel kurtiz’e kulak vermek gerekir.
devamını gör...
çaya şeker atmadan içen kişi
aynı zamanda kahveye de şeker atmayan kişidir . (bkz: ıvanmilinski)
devamını gör...
irene
yunan mitolojisi'ndinde barış tanrıçasıdır.
devamını gör...