iki sene aradığım, beni sahaftan sahafa sürükleyen, ikinci el kitap sitelerine bakmaktan gözlerimi bozdurttan aşk gibi bir adamın, aşk gibi bir kitabıdır.
kitabın kapağını açtığınız ân, prensip gereği örümcekler karşısında intihar etmeyen bir insanın (ulen şimdi farkettim kitapta ilk karekterin erkek ya da kadın olduğunu belirtmemiş yazar. dur bir kontrol edeyim. kitabı aldım, baktım. evet karakterin erkek ya da kadın olduğu zikredilmememiş. sadece üçüncü tekil şahıs eki kullanılmış.) intihar etmek isterken odanın köşesindeki örümceği farketmesi ile onu odadan çıkarmak için çabalarken, neden intihar etmek istediğini unutan ve -dudağını bükerek- "intihar sebebini hatırlamamak da bir intihar sebebi olabilir" kanısına varan prensip sahibi bir karakterin (kadın ya da erkek değil. bir insan) intihar serüveni karşılıyor. devamında büyük yalan kulübünün üyleri, bir saniye koleksiyoncusu, ıssız bir adaya düşen kalabalık bir adam karşılıyor bizleri. ah ve bir de canan. her canım sıkıldığında tekrar tekrar okuduğum bu öyküden bir pasaj paylaşmak istiyorum:

bu fazla kilolar var ya bu fazla kilolar, hepsi senin eserin bunu da bilesin, benim hayatımın seninle paylaşamadığım tek bir ânı olmadı ki canan, seni de yanımda götürmediğim tek bir yere gitmedim ki ben, bir yere otursam sen de benimle birlikte oturuyordun, kendime bir çay söylesem bir tane de sana söylüyordum, bir simit alsam bir tane de sana alıyordum, tavaya bir yumurta kırsam bir tane de sana kırıyordum, ekmekten bir parça koparsam bir tane de sana, kendime şöyle mükellef bir yemek ısmarlasam bir tane de sana, sonra kıyabilir miydim, yiyordum tabii hepsini, senindi o simit, o yumurta, o ekmek, o yemek canan, orada bırakıp nasıl arkama dönebilirdim

öykü boyunca tek bir nokta bulamazsınız canan'da. çünkü tüm yaşananlar bir ândır. tek bir ân!
hasılı sevdiğim kitaplardandır kendisi.
2018 yeni basımı yapıldı. piyasada mevcut şu ân. cahil cahil oturmayın. alın okuyun.
devamını gör...

zeki müren de bizi görecek mi?
devamını gör...

sadece okumamış, katil tipli insanlar cinayet işlemiyor. çok eğitimli, kültürlü eli yüzü düzgün insanlar da cinayet işleyebiliyor ve fark ettiyseniz burada özellikle "kadın cinayeti" olarak vurgulamadım. ayrıca böylesine hassas bir konu hakkında bu beyanda bulunmak oldukça tehlikeli. sanki "kadınlar bu kaderi kendileri seçti, kadınların suçu" der gibi olmuş. ki bu da çok yanlış yerlere çekilebilecek bir durum. aynı zamanda şu noktaya da değinmek isterim ki bir hata veya cahillik anında hepimiz kadın erkek fark etmeksizin çok yanlış insanları hayatımıza alabiliriz. hepimizin "keşke tanışmasaydım, keşke hayatıma almasaydım" dediği bir insan mevcuttur. belki de biz şanslıydık ve bu toksik ilişkilerden kurtulabildik ama o kadınlar yapamadı. zira ülkemizde taciz, tecavüz, şiddet gibi suçlara gerekli cezanın verilmediğini, hatta suçluların ifadeleri alındıktan sonra salıverildiklerini biliyoruz. bu kadınlar korktular. bir hata anında veya çok severek hayatlarına almış oldukları, hatta belki de hiç tanımadıkları bu adamlardan korktular. çünkü şikayet etse gerekli ceza verilmeyeceği gibi daha çok zarar görme olasılığı da yüksek. ki bunun örneklerine sıkça rastlıyoruz. tüm bunları göz önünde bulundurursak sizden ricam şudur ki beyanlarınızda çok çok dikkatli olun. böyle hassas konularda kelimelerimizi özenle seçmek hepimizin yararına olacaktır. kurbanın, mağdurun psikolojisini yaşadıklarını anlayamıyorsak susmayı bilmeliyiz. kişinin içinde bulunduğu durumu, yaşadığı zorlukları bilmiyorsak susmalıyız. belki gidecek yeri yoktu belki kimsesi yoktu. olayların iç yüzünü bilmeden rica ediyorum kadını suçlayıcı, katille empati yapar gibi beyanlarda bulunmayın. belki bu başlığı ve yazılmış olanları okuyanlar arasında eski sevgilisinden, eski eşinden şiddet görmüş, bir yakını cinayete kurban gitmiş mağdur kadınlarımız vardır. tekrar söylüyorum bu çok hassas bir konu. iyice oturup düşünülmeden konuşulmasını hiç tavsiye etmiyorum. kimsenin ne kalbini kırın, ne de yarasına tuz basın.
devamını gör...

kendinden vazgeçme eşiğinden daha zor olan bir eşiktir.
devamını gör...

az önce arkadaş ortamındaki konumumu farkettim. tıpkı atakan özyurt (ortadaki) gibi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az evvel karsisinda aglayarak yaptigim hareket.

karsimda degildi elbet. telefonda olay anlatirken dayanamadim ve agladim. olayin kendisiyle hicbir alakasi yok. kendisi benim üzülmeme dayanamadigi icin üzüldü. “ama annecim sen boyle yapinca ben daha cok üzülüyorum” dedi sadece. ancak o zaman kendime gelip ne yaptigimin farkina vardim. ıstemsizce oldu ama bu sefer de ben onu uzdugum icin daha cok uzuldum. hem de degmeyecek insanlar yuzunden.

ozur dilerim sekerim. beni mutlu gormeyi istedigini biliyorum ama bazen hayat insani cok zorluyor. dayanamadigin noktada goz yaslari iniyor yer yuzune. yine de affet beni.

uzmeyin sakin annenizi. sonra isi gucu birakip vicdaniniza hesap vermekle ugrasiyorsunuz.
devamını gör...

kadın erkeğin annesi ise kadın öder.
devamını gör...

sofra hazırlanırken tabakları masaya götürmek, yarım saat sonra tabakları geri getirip içlerine yemek koymak ve masaya geri götürmek.
devamını gör...

cam sileceği gün sorar,hava yağmurlu mu diye,yağmurlu derim hiç duymamış gibi yapar ve camı siler.yağmur yağar isyanlara girer daha yeni sildim camları diye..e söyledik ya. bir türlü kabul etmez.
devamını gör...

böyle biri vardı çevremde. sürekli darlıyordu namaz kılıyor musun oruç tutuyor musun diye. en son dayanamayıp benimle alakalı bir şeyin onu ilgilendirmediğini, bir daha böyle sorular sorarsa ilişkimi keseceğimi belirttim. daha sonra düzeldi. o günden sonra da hiç sormadı zaten.
devamını gör...

şahsıma altın günlerine abartılı makyaj ve sinirli bir suratla gelen teyzeleri anımsatmıştır.

rüküş rüküş. *
devamını gör...

sürekli şikayet ettikleri "z kuşağını" yetiştiren nesildir.
devamını gör...

beni de ekleyebilirsiniz.
devamını gör...

tombow uç, rotring kalem yazanlar kolejde falan okudular sanırım. * bizim zamanımızda ilkokulda uçlu kalem kullandırmazdı öğretmenler. kurşun kalem kullanmak zorundaydık.

(bkz: faber castell kurşun kalem)
devamını gör...

(bkz: deliye her gün bayram)
devamını gör...

cumartesi gecesi alkol kullanan ve kendinden geçen kişilerde üst ekstremitenin aşırı ekstansiyonunda(örnek olarak bankta uzanıp kolların aşağı sarkıtılması) n.radialis'in hastalanmasıyla olur.
tüm ekstremite ekstensörleri(kol ve ön kol arka grup kaslar) felçlidir.
buna aynı zamanda balayı sendromu ismi de verilir.
devamını gör...

derdi, kederi, problemi kimseyle paylasmama durumu.

“icine ata ata ne hale dustun, tuta tuta catlayacaksin be adam” demisti gulsen vaktizamaninda. adam catladi mi, konusmaya mi karar verdi; muallak.

kendi yaranı sarmak icin kişinin kendine yetmesi soz konusu olunca, konusacak kimseye gerek kalmiyor. -yersen-

o kuyruk hep dik kalacak, taviz verilmeyecek, aglanilacaksa kendine aglanilacak, kimsenin cekilen acidan haberdar olmasina luzum yok. -yedin mi?-

oyna devam.
devamını gör...

kordon'da yürümek.

(bkz: izmir)
devamını gör...

sesi ve kişiliği güzel sanatçı
devamını gör...

sanki biraz 80'ler gibi hissettirdi bana nostaljik gibi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim