uyuşturucu kullanan genci kınamak yerine ona ulaşmak gerek
kendini çok akıllı sanan, çok iyi laf çevirdiğini düşünen zavallı beyanı. bir yere yazdım, bir daha yapıştırıyorum. aşağısı aynen copy-paste.
"kimse kokain içen insanı linçlemiyor.
isteyen istediğini içsin, kullansın. başkasına zarar vermediği ve reşit olduğu sürece zerre umrumda değil, hatta uyuşturucu kullanma özgürlüğünün destekçisiyim. herkesin hayatı kendine. bana ne amk.
ama halk açlıktan kırılırken, allah-kitap-din-millet-islam geyiği yapıp, "fakir halkın içinden geliyoruz, halkın adamıyız" diye takılıp da ondan sonra lüks arabalarda kokain çekerken fotoğrafların ortaya çıkarsa seninle dalga geçerler. ne çocuğu olduğun da ortaya çıkar.
akp çocuğusun işte."
"kimse kokain içen insanı linçlemiyor.
isteyen istediğini içsin, kullansın. başkasına zarar vermediği ve reşit olduğu sürece zerre umrumda değil, hatta uyuşturucu kullanma özgürlüğünün destekçisiyim. herkesin hayatı kendine. bana ne amk.
ama halk açlıktan kırılırken, allah-kitap-din-millet-islam geyiği yapıp, "fakir halkın içinden geliyoruz, halkın adamıyız" diye takılıp da ondan sonra lüks arabalarda kokain çekerken fotoğrafların ortaya çıkarsa seninle dalga geçerler. ne çocuğu olduğun da ortaya çıkar.
akp çocuğusun işte."
devamını gör...
transendental dedüksiyon
transandental çıkarım, bırakın kant'ı, felsefe tarihinin en baba metinlerindendir. saf aklın eleştirisi'ndedir bu bölüm. hatta herbert paton ''bu metni okuyacağınıza gidip arap çöllerinde dolaşın daha kolay'' demiş. mevzunun zorluğu pek çok yeni kavram içermesinde. bi de kant insan gibi yazmamış. öyle giriş gelişme sonuç falan yok. sonuç kitabın herhangi bi yerinde zart diye çıkabilir karşınıza. kitabın önsözünde de kendi söylüyo zaten ''bitirdim oğlum sizi'' diye... fazla uzatmadan şunu da söyliyim, burayı yazarken kant'ın da hayatı kaymış.* ilk baskıda kimse anlamamış, ikinci baskıda baştan yazmış mevzuyu yani, siz düşünün.
arkadaşlar öncelikle burdaki dedüksiyon, tümdengelim falan değil. buranın ucu roma hukukuna gidiyo.* kısaca şöyle söyliyeyim, roma hukuku'nda ispatlama süreci için kullanılıyo bu kelime. kant'ta bu anlamda kullanmış. kant bütün felsefesini zaten hume ve onun septik nedensellik eleştirisi üzerine kurmuş. kant'ta hangi kavram görürseniz bilgiyi temellendirmek ve hume'a cevap vermek içindir. bütün mevzu sentetik a priori'de çözülse de, öncesinde yolları döşemesi gerekir.
kantı'ın sentetik a priori'sinin bilgi üretebilmesi için, kategorilerin objektif doğru olması gerek. kant burada kateogorilerin objektif geçerliliğinin a priori bilgisinin, diğer tüm a posteriori* bilgiler için temel olduğunu ispatlamaya çalışır. transendantal çıkarım burada şunu iddia eder : deney, ancak kategorilerin objektif geçerli olmasıyla mümkün ve meşrudur.
yani ana fikir 'budur' diyebiliriz...
arkadaşlar öncelikle burdaki dedüksiyon, tümdengelim falan değil. buranın ucu roma hukukuna gidiyo.* kısaca şöyle söyliyeyim, roma hukuku'nda ispatlama süreci için kullanılıyo bu kelime. kant'ta bu anlamda kullanmış. kant bütün felsefesini zaten hume ve onun septik nedensellik eleştirisi üzerine kurmuş. kant'ta hangi kavram görürseniz bilgiyi temellendirmek ve hume'a cevap vermek içindir. bütün mevzu sentetik a priori'de çözülse de, öncesinde yolları döşemesi gerekir.
kantı'ın sentetik a priori'sinin bilgi üretebilmesi için, kategorilerin objektif doğru olması gerek. kant burada kateogorilerin objektif geçerliliğinin a priori bilgisinin, diğer tüm a posteriori* bilgiler için temel olduğunu ispatlamaya çalışır. transendantal çıkarım burada şunu iddia eder : deney, ancak kategorilerin objektif geçerli olmasıyla mümkün ve meşrudur.
yani ana fikir 'budur' diyebiliriz...
devamını gör...
sözlükçülerin gördüğü film tadında rüyalar
dün gece gördüğüm rüya enteresan ögelerin iç içe geçmesiyle muhteşem bir bağımsız film haline geldi. komedi ve gerilim unsurlarını güzelce harmanlamış olmasının yanı sıra yarattığı ''ne oluyor ulan burada!'' hissiyatı ile benden 8.3 puanı kaptı. tabi içerdiği ütopik ve distopik ögeler de rüyayı görülesi kılıyor. herkese bu rüyayı görmesini tavsiye edebilirim. *
rüyamızda kim jong-un türkiye'de muhalefet partisi lideri olmuş. oyunuzu bana verin ülkeyi uçarayım diye konuşmalar yapıyor. ülkeyi havaya uçuracak zahar. yer miyiz yemeyiz! ancak enteresan bir şekilde bu noktada rüyaya umurumda bile olmaz nükleer denemeler adlı arkadaş dahil oluyor. *
tosbağa: kime oy vereceksin?'
nükleer: kime oy vereceğim tabii ki.
tosbağa: sakın kime oy verme.
nükleer: e kime oy vereceğiz peki?
tosbağa: kime verirsen ver ama kime verme!
nükleer: yahu kime vereceğim zaten sen kimi kast ediyorsun?
tosbağa: hayır kimi kast etmiyorum sen beni yanlış anladın.
nükleer: açık konuş be tosbağa!
tosbağa: adam ülkeyi patlatacak yahu!
nükleer: kim? kim mi? umurumda bile olmaz nükleer denemeler...
bildiğiniz kısır döngüye giriyoruz. muhabbet kim vurduya gitti gidecek. o esnada reis çıkıp geliyor ortama. diyoruz ki bu sefer olacak herhalde. bizi kurtaracak. o da ''eyyy kim, sen kimsin be!'' diye bağırmasın mı? umudum kursağımda kalıyor. kime oy vereceğiz, kime mi oy vereceğiz, kim bizi yere serecek. kim kimdir derken bay kemal giriş yapıyor ortama. ''aile sigortanız benden!'' deyip bir elini yumruk yapıp diğer elini şakkk diye onun üzerine vuruyor. yahu dur bir demokrat dedem. ortalık zaten karışmış demeye varmadan mekanda kocaman bir ekran beliriyor. ekrana kim çıkıyor beğenirsiniz? adını söylememe bile gerek yok. söylediklerini yazsam kafi. ''bu kim kimdir? ne yapmak, nereye varmak istemektedir?'' bunu duyduğum anda bana afakanlar basıyor. daralıyorum. çıkarın beni buradan diye bağırmak istiyorum. o esnada göklerden starcraft oyunundan efsane bir replik geliyor. "nuclear launch detected!" kaçın diye bağırıyorum ama kimsenin umurunda olmuyor nükleer denemeler.
biraz terlemiş bir vaziyette uyandım. acıktığımı fark edip mutfağa doğru yol aldım. ama kendi kendime nasıl gülüyorum. rüyayı sabah eşime anlatınca o da patlattı kahkahayı. eh dedim bizim sözlük ahalisi de bu muhteşem rüyadan eksik kalmasın diye düşünerek yazıverdim gitti. *
kime oy vermeyin sakın!
rüyamızda kim jong-un türkiye'de muhalefet partisi lideri olmuş. oyunuzu bana verin ülkeyi uçarayım diye konuşmalar yapıyor. ülkeyi havaya uçuracak zahar. yer miyiz yemeyiz! ancak enteresan bir şekilde bu noktada rüyaya umurumda bile olmaz nükleer denemeler adlı arkadaş dahil oluyor. *
tosbağa: kime oy vereceksin?'
nükleer: kime oy vereceğim tabii ki.
tosbağa: sakın kime oy verme.
nükleer: e kime oy vereceğiz peki?
tosbağa: kime verirsen ver ama kime verme!
nükleer: yahu kime vereceğim zaten sen kimi kast ediyorsun?
tosbağa: hayır kimi kast etmiyorum sen beni yanlış anladın.
nükleer: açık konuş be tosbağa!
tosbağa: adam ülkeyi patlatacak yahu!
nükleer: kim? kim mi? umurumda bile olmaz nükleer denemeler...
bildiğiniz kısır döngüye giriyoruz. muhabbet kim vurduya gitti gidecek. o esnada reis çıkıp geliyor ortama. diyoruz ki bu sefer olacak herhalde. bizi kurtaracak. o da ''eyyy kim, sen kimsin be!'' diye bağırmasın mı? umudum kursağımda kalıyor. kime oy vereceğiz, kime mi oy vereceğiz, kim bizi yere serecek. kim kimdir derken bay kemal giriş yapıyor ortama. ''aile sigortanız benden!'' deyip bir elini yumruk yapıp diğer elini şakkk diye onun üzerine vuruyor. yahu dur bir demokrat dedem. ortalık zaten karışmış demeye varmadan mekanda kocaman bir ekran beliriyor. ekrana kim çıkıyor beğenirsiniz? adını söylememe bile gerek yok. söylediklerini yazsam kafi. ''bu kim kimdir? ne yapmak, nereye varmak istemektedir?'' bunu duyduğum anda bana afakanlar basıyor. daralıyorum. çıkarın beni buradan diye bağırmak istiyorum. o esnada göklerden starcraft oyunundan efsane bir replik geliyor. "nuclear launch detected!" kaçın diye bağırıyorum ama kimsenin umurunda olmuyor nükleer denemeler.
biraz terlemiş bir vaziyette uyandım. acıktığımı fark edip mutfağa doğru yol aldım. ama kendi kendime nasıl gülüyorum. rüyayı sabah eşime anlatınca o da patlattı kahkahayı. eh dedim bizim sözlük ahalisi de bu muhteşem rüyadan eksik kalmasın diye düşünerek yazıverdim gitti. *
kime oy vermeyin sakın!
devamını gör...
asal sayılar
matematiğin piskopat sayılarıdır. farklı bir havaları vardır. hani anneniz küçükken, şunlara yanaşma, uzak dur onlardan diye değişik tiplere karşı sizi uyarır ya, asal sayılar o tipler olarak canlanıyor gözümde. asi bir yönleri var sanki, düzene ayak uydurmuyorlar. sayko sayılar.
edit: başlık başa.
edit: başlık başa.
devamını gör...
2002 yılındaymış gibi yazmak
derse girmesek de tarkan'nın bir oluruz şarkısı eşliğinde çin maçını öğretmenler odasında izlesek. izin verirler mi acep?
devamını gör...
regl olayının çok abartılması
yüzde yüz yanlış önerme içeren başlık.
yine çıkmış bir kendini bilmez regl kanı ile spermi bir tutuyor. orta okul fen bilgisi bilgisi bu artık öğrenin ikisinin uzaktan yakından alakası olmadığını.
ayrıca hayatında hiç regl olmamış bireyler bu konu hakkında yorum yapmazsa seviniriz. insanın bilmediği şeye uzaktan sallaması çok kolay oluyor tabii. hadsizler.
yine çıkmış bir kendini bilmez regl kanı ile spermi bir tutuyor. orta okul fen bilgisi bilgisi bu artık öğrenin ikisinin uzaktan yakından alakası olmadığını.
ayrıca hayatında hiç regl olmamış bireyler bu konu hakkında yorum yapmazsa seviniriz. insanın bilmediği şeye uzaktan sallaması çok kolay oluyor tabii. hadsizler.
devamını gör...
insan bir kez aşık olur
niye ya? niye bir kere? toy ve aptal halimizle bir hata ettik diye; tek hakkımızı aptalca mı harcamış oluyoruz?
yok efendim öyle yağma!!!
insan sadece bir kere aşık olmaz. yüzünü bile hatırlamadığım biri yüzünden niye bu hakkımı kaybetmiş olayım?
yok efendim öyle yağma!!!
insan sadece bir kere aşık olmaz. yüzünü bile hatırlamadığım biri yüzünden niye bu hakkımı kaybetmiş olayım?
devamını gör...
vizontele tuuba
vizontele serisinin ikinci filmi. ilkinin yerini tutmasa da iyi filmdir. belediye reisi ile kütüphane müdürü, kütüphane için bina ararken adamın biri; “olmaz reis bey, oğlum evlenecek burası da onundur.” diyor. söz konusu sahnede oynayan dayı, yılmaz erdoğan’ın gerçek babasıdır. bu bilgiden sonra yılmaz erdoğan’ın “hangi oğludur acaba?” diye sorması ayrı bir komiktir.
devamını gör...
seks yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar
1-temizlik.
2-iletişim.
3-hoşgörü.
4-anlayış.
5-güvenlik.(korunma)
6-hes kodu.
7-kullanılacak ekipman temizliği.
8-partnerin kullandığı ilaçlara dair prospektüs.
edit: başlık başa kalkmış. tek elle mi yazıyorsunuz az sakin!
zorunlu edit: başlığı olmadık zamanda hortlatıyosunuz. uykudan kafa topuna çıkar gibi uyanıyorum.
2-iletişim.
3-hoşgörü.
4-anlayış.
5-güvenlik.(korunma)
6-hes kodu.
7-kullanılacak ekipman temizliği.
8-partnerin kullandığı ilaçlara dair prospektüs.
edit: başlık başa kalkmış. tek elle mi yazıyorsunuz az sakin!
zorunlu edit: başlığı olmadık zamanda hortlatıyosunuz. uykudan kafa topuna çıkar gibi uyanıyorum.
devamını gör...
müslüm gürses şarkılarında geçen acımasız sözler
her şeyi al
bana beni geri ver
bana beni geri ver
devamını gör...
1.70 boyundaki kadının aynı boydaki erkekten uzun olması
bizim algımızdan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama var böyle bir olay.
1.70 lik kadın gayet uzun boylu görünürken 1.70 lik erkek küçük enişte gibi görünüyor.
1.70 lik kadın gayet uzun boylu görünürken 1.70 lik erkek küçük enişte gibi görünüyor.
devamını gör...
güne bir söz bırak
"yüksek sesle bizi haksız bulup; alçak sesle hak vermişlerdi."
— bir idam mahkumunun son günü
— bir idam mahkumunun son günü
devamını gör...
ekşi sözlük yazarlarının normal sözlük’e sallaması
zamanında küçük bir yerleşim yeriyken, şimdi kapitalizmin bekçiliğini yapan koca bir metropole dönüşmüş olan ekşi sözlüğün, kendinden olmayanı yıpratma ve yıldırma süreci. çok uzun sürmeyecektir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ölümden döndüğü anlar
yazarların yaşadıklarından sonra geçirdiğim ağır gribi yazmaya utandım. herkese çok büyük geçmiş olsun.
devamını gör...
flörte 100 kutu nutella göndermek
böyle bir afedersiniz mal umarım hiçbir hemcinsime denk gelmez. elin karı kızına nutella gönderir yarın bir gün eve ekmek getirmez. argoda bir tanımı var ama ne ben yazarım ne sözlük yazdırır, siz anladınız.
devamını gör...
insan neyle yaşar
su. basit ama öyle, insan su ile yaşar. su mucizedir, herşeyin kaynağıdır. buradan yola çıkarak insan maslow amcamızın ihtiyaçlar hiyerarşisi ile yaşar.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
yazayım diyorum ama kimse göremez çünkü kafa sözlük yazarları çaylak tanımlarını okumaz ve maalesef ben artık bir çaylağım.*
devamını gör...