merdümgiriz
bir ara tam beni anlattığını düşündüğüm ama sonra insanlarla iç içe olduğumda mutlu olduğumu gördüğüm; aslında dışlanmaktan, aşağılanmaktan korktuğumu anladığımda kendi kendime bulduğum bir bahane olduğunu fark ettiğim kelime.
devamını gör...
maşallah yerine kullanılabilecek alternatif kelime
acilen bulunması gereken kelimedir. bu ülkenin ateistleri taş mı yesin arkadaşlar. acilen dini literatürden çıkmış kelimeler için alternatif kelimeler bulmamız gerekiyor.
mesela, inşallah kavramının yerine umarım çok güzel kullanılabilmekte. hatta öyle ki inşallah yerine kasti olarak umarım dediğini fark eden akrabalardan hayırdır pink floyd gomünüs mü oldun gibi tepkiler alınabilmektedir.
burada tek problemin günlük yaşamda kullandığımız kelimelerden bazılarının yalnızca din kaynaklı olup alternatiflerinin olmayışı olabilir. bu konuda daha bilgili ateist arkadaşlardan da tavsiye bekliyoruz. evet lisede ateist olmaya karar veren yazar, sana diyorum.
mesela, inşallah kavramının yerine umarım çok güzel kullanılabilmekte. hatta öyle ki inşallah yerine kasti olarak umarım dediğini fark eden akrabalardan hayırdır pink floyd gomünüs mü oldun gibi tepkiler alınabilmektedir.
burada tek problemin günlük yaşamda kullandığımız kelimelerden bazılarının yalnızca din kaynaklı olup alternatiflerinin olmayışı olabilir. bu konuda daha bilgili ateist arkadaşlardan da tavsiye bekliyoruz. evet lisede ateist olmaya karar veren yazar, sana diyorum.
devamını gör...
doğurduğu bebeği bıçaklayarak öldüren anne
anne deme annelere hakaret olur. hayvan da değil çünkü hayvanlar dahi böyle yapmaz. bildiğin ruhsuz manyağın teki işte.
devamını gör...
güzel kasiyerin yanında senin çocuk kaç yaşında diyen kişi
arkadaş dediğin tam da böyle bir şeydir. senin kasiyere yazdığını fark etmiş, yenge ile olabilecek olası felaketlerin önüne tek bir cümle ile set olmuştur. koçum benim.
devamını gör...
birine kitap hediye etmek
ilk sayfasına tükenmez kalem ile bana hitaben yazılmış özel bir not ile beni mest etmiş olan eylemdir. o başlıktaki "biri" benimdir. bana kitap hediye ediniz; neyi okumayı sevdiğimi bilmeden, acaba diye düşünürken ediniz. çünkü çok sevinirim. "sen seversin diye" .. başlayan cümlelerinizi o sayfadan alıp kalbime yazarım. sonra kitabı sayfa sayfa okuyup her bir satırına fısıldarım. bittiğinde kalbimde biriken tüm mutluluğu o kişiye geri veririm, değerine iade-i ziyaret makbuldür.
devamını gör...
hede
sözlük jargonunda ''şey'' yerine kullanılan kelime.
devamını gör...
apollo
amerikan ulusal havacılık dairesi nasa tarafından gerçekleştirilen insanlı ay yolcuğu projesidir.
özellikle doğu bloku ile yaşanan soğuk savaş ve uzay yarışı, bu projenin gelişmesinde etkili olmuştur.
özellikle doğu bloku ile yaşanan soğuk savaş ve uzay yarışı, bu projenin gelişmesinde etkili olmuştur.
devamını gör...
paylaş benimle
tv8 kanalında yeni başlayan bir programın adıdır.
en baştan söyleyeyim bir kez denk geldiğim bu programı hiç beğenmedim. yani hiç. insanların çektiği acıları kanırta kanırta gösterip izleyiciyi ağlatarak ekrana bağlayan farklı bir stockholm sendromu yaratan bir program.

programın sunuculuğunu sezen cumhur önal tarzı konuşmasıyla insanları buğulu anlara gark eden gökhan çınar yapmaktadır. gökhan çınar daha önce kral tv kanalında bir doksanlar müzik programı yaparken oldukça sempatik bir sunumla beni etkilemişti. daha sonra mesleğini sergilemek niyetiyle olsa gerek internet üzerinden katarsis diye bir program da yapmıştır ki bu program da izlenebilecek bir programdır. kafa dergisinde de yazarlık yapan gökhan çınar bir ted konuşmacısıdır da aynı zamanda.
ama sonra tv8 ekranlarında her zaman görülen insanları ağlatmaya yönelik programlardan birini yapmaya başlıyor arkadaşımız. buraya kadar da bir sorun yok aslında. beni rahatsız eden nokta şu: acılarını paylaşan bir insan karşısında bir klinik psikolog bu kadar acı dolu mimikler yapıp ağlar mı? ya da bu bir tedavi yöntemi midir? anlıyorum bu bir program ve psikolojik tedavi yok ortada ama bir psikologdan beklenen bu mudur gerçekten? program kırmızı oda formatına dönme yolunda emin adımlarla ilerlerken en acılı hikayelerden bize kolajlar sunacağının garantisini de veriyor.

paylaşmak o kadar da güzel değil sanki bazen.
en baştan söyleyeyim bir kez denk geldiğim bu programı hiç beğenmedim. yani hiç. insanların çektiği acıları kanırta kanırta gösterip izleyiciyi ağlatarak ekrana bağlayan farklı bir stockholm sendromu yaratan bir program.

programın sunuculuğunu sezen cumhur önal tarzı konuşmasıyla insanları buğulu anlara gark eden gökhan çınar yapmaktadır. gökhan çınar daha önce kral tv kanalında bir doksanlar müzik programı yaparken oldukça sempatik bir sunumla beni etkilemişti. daha sonra mesleğini sergilemek niyetiyle olsa gerek internet üzerinden katarsis diye bir program da yapmıştır ki bu program da izlenebilecek bir programdır. kafa dergisinde de yazarlık yapan gökhan çınar bir ted konuşmacısıdır da aynı zamanda.
ama sonra tv8 ekranlarında her zaman görülen insanları ağlatmaya yönelik programlardan birini yapmaya başlıyor arkadaşımız. buraya kadar da bir sorun yok aslında. beni rahatsız eden nokta şu: acılarını paylaşan bir insan karşısında bir klinik psikolog bu kadar acı dolu mimikler yapıp ağlar mı? ya da bu bir tedavi yöntemi midir? anlıyorum bu bir program ve psikolojik tedavi yok ortada ama bir psikologdan beklenen bu mudur gerçekten? program kırmızı oda formatına dönme yolunda emin adımlarla ilerlerken en acılı hikayelerden bize kolajlar sunacağının garantisini de veriyor.

paylaşmak o kadar da güzel değil sanki bazen.
devamını gör...
inatla tanımlarınızı beğenmeyen yazar
vardır böyle hepimizin gizliden gizliye platonik aşık olduğu başka yazarlar. ben hepsini bir minik listeye tuttum, tam tamına 14 tane. isimlerini vermeyeceğim tabii ki, işin heyecanı ve sürprizi kaçmasın maksat.
10'da 14'ü check. tespit ettiğim kadarıyla iki tanesi zaten engellemiş beni, canları sağolsun. işbu sebepten, onları listeye dahil etmedim. kaldı yine 4 tane.
belki diğer dördü de engellemiş olabilir ama onu da uzun vadede göreceğiz. hatta belki de bu tanımı okuyan o dört yazardan biri de ne olur ne olmaz diye beğenecektir beni, kim bilir? benim de böyle manyaklıklarım var işte, mazur görün yahu.
10'da 14'ü check. tespit ettiğim kadarıyla iki tanesi zaten engellemiş beni, canları sağolsun. işbu sebepten, onları listeye dahil etmedim. kaldı yine 4 tane.
belki diğer dördü de engellemiş olabilir ama onu da uzun vadede göreceğiz. hatta belki de bu tanımı okuyan o dört yazardan biri de ne olur ne olmaz diye beğenecektir beni, kim bilir? benim de böyle manyaklıklarım var işte, mazur görün yahu.
devamını gör...
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
sevgili edinmek için gerçekten birsey yapmalı mı insan? ne yapmalı mesela? meseleye "yapmak" fiili ekledikten sonra, o "bisey" bilinç altında, verdiğin tavize dönüyor farkında olmadan. bunun da, ileride bedelini ödüyorsun, işler yolunda gitmediğinde de hesabını soruyorsun.
insanlar sevgili olurlar, bunun için birsey yapılmasına gerek yok. şartlar olgunlaşır ve gelişir.
insanlar sevgili olurlar, bunun için birsey yapılmasına gerek yok. şartlar olgunlaşır ve gelişir.
devamını gör...
muhafazakar ailenin kızı olmak
lanet olsun size, lanet olsun bu zihniyete.
hayatımı mahvettiniz, ilk tanımda yazdığım gibi sizden ikinci bir hayat da istemiyorum. sadece çekin o kirli ellerinizi üstümden ve beni rahat bırakın.
her adımımı, her hareketimi, her isteğimi ve her yaptığımı size beğendirmek istemiyorum.
sizin doğrularınız benim doğrularım değil.
benim hayatım sizin hayatınız değil..
ben bir bebek değilim.
sizin bir uzantınız değilim.
akılsız ve bencil de değilim.
'iyiliğini düşünüyoruz' yaftasıyla beni gün ve gün pasifleştirdiniz. şimdi istediğim üniversiteye bile sırf başka şehirde ve ben erkek değilim, tek başıma gidemem diye göndermiyorsunuz.
mezuna kalayım, sizden kuruş para almam yemin ederim yük olmayacağım size diyorum, "seni bir sene daha mezuna bırakmayız" diyorsunuz.
gözyaşlarım, çığlıklarım, istediklerim ve hislerim hiç umrunuzda değil. hiç olmadı, onu da biliyorum.
eskiden bu zihniyetle savaşacağım kendi hayatımı kurup başka kızlara yardım edeceğim diyordum, artık ona da gücüm var mı bilmiyorum.
sadece ve sadece başımda "kapan, sesli gülme, düzgün otur, dışarı çıkma, çıkarsan uzaklaşma, tırnaklarını kes, oje sürme" diyen insanlar olmasın ve bunlar benim seçimime bıraksın istedim..
yaşamayı hep çok sevdim, seviyorum da. intihar etmek hiç istemiyorum. ama bir gün edersem ve hepiniz duyar da katil kim diye sorarsanız, katilimi uzaklarda aramayın.
benim katilim evimde, yanıbaşımdaki babamdır.
hayatımı mahvettiniz, ilk tanımda yazdığım gibi sizden ikinci bir hayat da istemiyorum. sadece çekin o kirli ellerinizi üstümden ve beni rahat bırakın.
her adımımı, her hareketimi, her isteğimi ve her yaptığımı size beğendirmek istemiyorum.
sizin doğrularınız benim doğrularım değil.
benim hayatım sizin hayatınız değil..
ben bir bebek değilim.
sizin bir uzantınız değilim.
akılsız ve bencil de değilim.
'iyiliğini düşünüyoruz' yaftasıyla beni gün ve gün pasifleştirdiniz. şimdi istediğim üniversiteye bile sırf başka şehirde ve ben erkek değilim, tek başıma gidemem diye göndermiyorsunuz.
mezuna kalayım, sizden kuruş para almam yemin ederim yük olmayacağım size diyorum, "seni bir sene daha mezuna bırakmayız" diyorsunuz.
gözyaşlarım, çığlıklarım, istediklerim ve hislerim hiç umrunuzda değil. hiç olmadı, onu da biliyorum.
eskiden bu zihniyetle savaşacağım kendi hayatımı kurup başka kızlara yardım edeceğim diyordum, artık ona da gücüm var mı bilmiyorum.
sadece ve sadece başımda "kapan, sesli gülme, düzgün otur, dışarı çıkma, çıkarsan uzaklaşma, tırnaklarını kes, oje sürme" diyen insanlar olmasın ve bunlar benim seçimime bıraksın istedim..
yaşamayı hep çok sevdim, seviyorum da. intihar etmek hiç istemiyorum. ama bir gün edersem ve hepiniz duyar da katil kim diye sorarsanız, katilimi uzaklarda aramayın.
benim katilim evimde, yanıbaşımdaki babamdır.
devamını gör...
çocuk sevmeyen insan
hiçbir zaman anlayamayacağım insandır. oysa çocuklar, önyargısızdır, yargısız kabuldedirler. herkesi koşulsuz severler. her halimle kabul gördüğümü düşündüğüm yegane varlıklar çocuklar olduğundan, çocuklarla vakit geçirmeye bayılıyorum.
bir uzmana göre içindeki çocuğun yaralarını saramayanlar, çocukların ağlamasına, mızmızlığına tahammül edemiyorlarmış, içindeki çocuğu iyileştirdikçe de çocuklarla daha sağlıklı ilişkiler kurulabiliyormuş.
bir uzmana göre içindeki çocuğun yaralarını saramayanlar, çocukların ağlamasına, mızmızlığına tahammül edemiyorlarmış, içindeki çocuğu iyileştirdikçe de çocuklarla daha sağlıklı ilişkiler kurulabiliyormuş.
devamını gör...
kitap okuyan insanı belli eden detaylar
konuşma ve yazma şekli. direkt kendini belli ediyor.
devamını gör...
yazarların yazın yapmak isteyip de yapamadığı şeyler
bir yurt dışı seyahati yapmak bu isteklerimden biridir. nasipse 2021 yazında yapmak istiyorum bunu.
devamını gör...
uyurken boşluğa düşme hissi
devamını gör...
başıma bir şey gelmeyecekse
nazım hikmet şiirlerini beğenmiyorum.
devamını gör...
türkiye'nin ilk vegan kasabı
bitkiler canlı onları niye öldürüyorsunuz kadar saçma bir savunma yok. bitkilerde sinir hücresi olmadığı için acı hissetmiyorlar bu yüzden veganlar bitki yemekte sorun görmüyor.lütfen azıcık mantığa davet ediyorum sizi.
( vegan değilim bu arada.)
( vegan değilim bu arada.)
devamını gör...
buluşmak için mesaj atan sözlük kızı
her zaman ilk adımı erkek atmak zorunda değil.kadının canı yokmu kardeşim?atmak istemiştir atmıştır.
devamını gör...
ikinci şansı herkes hak eder mi sorunsalı
hak edip etmediğini ikinci bir şans vermeden anlayamayacağımız durumdur. fakat şiddet, haksızlık, hor görme gibi durumlarda kesinlikle kimse hak etmez.
devamını gör...