hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım. insanları evlerinden kovup o evlere başkalarını yerleştirirseniz buna tabii ki tepki gösterirler. bunun etnik kökenle ne alakası var. üstelik türkiye içinde milyonlarca suriyeliyi ağırlarken oraya uygurluları yerleştirmesinin ne mantığı var. yapılan şey bölgedeki kaosu arttırmaya sebep oluyor. o bölgeye o bölgenin 2010 yılındaki sahipleri yerleştirilmeli bir başkası değil. uygurluların ezilmiş halk oldukları doğru lakin bu onların başkalarının toprağını gasp edebileceği anlamına gelmez. söylediklerim dünyadaki bütün halklar için geçerlidir.
devamını gör...

bence hali hazırda beyaz sweat tshirt'üm varken böyle bir şey;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yapmam çok güzel olurdu. hem sweat'in üzerine baskılanmış nasa yazısından daha güzel bence. *
isteyenlere çoğaltıp gönderebilirim. son feci mars fan club gibi bir kulüp olması lazım ama yoksa saçma olabilir. sonuçta neden olmasın? *
devamını gör...

keman öğretmeni bir annenin kızı olarak dünyaya gelen kate kendi hikayesini şöyle anlatıyor: "annemden ve öğrencilerinden sürekli keman dinlerdim, onlardan dinlemediğim zamanlarda da evdeki plakları dinlerdim, bu yüzden antik/ortaçağ klasik müziğine oldukça aşinayım.

daha 1.5 yaşımda oyuncak bir keman hediye edildi bana ve ben daha ilk günden kırdım. e bu zaten beklenen bir durumdu fakat beklemedikleri şey neydi biliyor musunuz, benim bu enstrümanı ciddiye almak ve hızlıca öğrenmem. daha beklenirken annenin öğrencilerini taklit ediyor ve onların çaldığı parçaları çalıyordum."

15 yaşında donnybrook legacy/dönüş isimli bir gruba katılan ve 4 yıl onlarla birlikte çalan kate, kendilerinden çok şey öğrendiğini söyler. hatta öyle ki kelt müziğini (celtic song) onlar sayesinde sevdiğini ve bu sevginin kendi müzik tarzını bile etkilediğini anlatır. final fantasy ve chrono cross/trigger gibi oyunlardan etkilenip bir sürü minik besteler yaptığını, bunlara sözler yazdığını ve günün birinde bir oyun için besteci olmak istediğini de söyler. erutan ismi de final fantasy'den gelmektedir zaten.

müzik tarzı olarak gerçekten ancient medieval bir tarzı var fakat ayni zamanda sizi bir mmorpg oyununun içine de çekiyor sesi. örnek parçamız şurada

kendisinin a bard's side quest (2013), raindancer (2013) ve the court of leaves (2014) isimli 3 albümü bulunmaktadır. //allahım isimlere bak tam bir rpg oyun teması *
devamını gör...

benim adım illiyetilezilyet..
sen de bana cevap verecek nerde kabiliyet..
sen sen ol büyüğüne laf atma..
aşık bu.. gidip gelip su yolu yapma..
devamını gör...

ingilizce'de no mobile phone sözcüklerinin kısaltmasından oluşan bu hastalıkta sosyal medya kullanıcısı telefon ve tablet gibi erişim cihazlarının olmaması durumunda kaygı yaşıyor.
devamını gör...

yoldaş'ın dertlerini anlatacağı, bazı konularda yazarlarını bilgilendireceği başlıktır. 

efendim; bazılarımız anlamıyor ya da pek acımasız davranmak mı istiyor bilmiyorum ama kafa sözlük kurumsal bir oluşum değil.
maslak’ta bir plaza katımız yok. tanıtım için şirket hesabımızda yüzbinlerce liramız yok. 
esasen bir şirket hesabımız da yok *
buraya inanan yazarların, yöneticisinin, okuyucusunun mütevazı destekleri ile güncel tuttuğumuz bir fonumuz var. 

bize sağda solda bal porsuğu diyorlarmış, ağızlarını yerim onların, ne de güzel betimlemişler.  
zira böylesine community bir projeyi, kurtlar sofrasında bilhassa 2021 yılında ayakta tutmak, işletmek ve büyütmek için safi iyi niyetten fazlasına ihtiyacınız var.
çelik gibi sinirler, dipçik gibi zinde bir beden, kısıtlı bütçe ile doğru hamleler, “işte cesaret, işte feraset, işte fazilet, işte fedakarlık, işte mertlik, işte adam gibi adamlık“ gerekiyor.*

hepinizin malumu olan; kafa sözlük büyüyüp medyada ufak ufak kendine yer bulmaya başlayınca, belirli çevrelerde dikkat çekmeye başladı. 
bizlerle dirsek temasında bulunmak isteyen, bizleri dolaylı yollarla yoklayan; büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi saim beyler de belirmedi değil. bir yatırım alıp burayı ticari bir kuruma dönüştürmek ve paranın altında kukla görevi görme niyetimiz yok.
en baştaki motivasyonumuz ( beeen yaşar usta) neyse bunu korumak konusunda kararlıyız.

reklam ve devasa yatırım bütçeleri olmadan ayaklarının üzerinde durabilen, tamamen bağımsız kalabilmeyi başarmış bir start up ile; 5 metrekare odasında büyük hayaller kurup, endişeli düşüncelere gark olmuş küçük girişimci ali, osman, hüseyin, merve ve diğer bir çok genç dostlarımıza/yoldaşlarımıza rol model olmak istiyoruz. 

bunu başaracağız... 


gel gelelim dillere pelesenk olmuş, son trendimiz olan kalite konusuna. 
canlar; bunu sağlayacak olan sizlersiniz, kaliteden şikayet edip hiçbir şey yapmamak olmaz.
kaldı ki, kalite ile alakalı yapılan eleştirilerin birçoğuna katılamıyorum.
bir kıyas içine girmek daha doğru mu olur? emin değilim lakin faal olan diğer sözlükleri inceleyebilirseniz, (bizim sözlüğümüz diye söylemiyorum) kafa sözlük bu konuda bariz farklar taşıyor.
sokakta 10 tane insan çevirsek; bunların elbet birkaçı troll, birkaçı gayri ciddi olacaktır. 

burası da herkese açık bir platform, genel kültür seviyesi düşük olan kimselere, "sen burada yazma" diyemeyiz nihayetinde.
ek olarak; sözlük konseptinin özünde liste&anket başlıkları var, buna engel olamayız. 
akış; her türlü başlığın ayırt edilmeden yayımlandığı kategoridir.
rahatsızlık duyan kimseler için belirli kategoriler getirdik,  #bilgi ya da  #kültür-sanat gibi alanları kullanabilirsiniz.
ya da yalnızca #takip ettiğiniz başlıkları veya yazarların tanımlarını okuyabilirsiniz. 

kaliteyi korumak ve artırmak için çok ciddi bir çaba içerisinde olduğumuzu da bilmenizi isterim.
misal olarak, 10 gün kadar önce bu sözlükte 24 saat içerisinde 9.000'in biraz üzerinde tanım girildi. 
bu sayıyı daha net anlayabilmeniz için şöyle anlatayım: malum sözlükte çaylakların tanımını çıkarttığımız zaman, günlük 17.000 - 22.000 arası tanım girilmekte. 
biz bunun yarısını 2.5 ayda yakalamışken, müdahil olmasak bu sayı katlanarak büyüyecekken ve sözlük çok daha ciddi yerlere gelecekken; ertesi gün 10'larca troll hesabı sözlükten uzaklaştırıp, bütün fake hesap sahiplerinin de hesaplarını kapattık. çaylaklık sistemini devreye sokup, yazarlık şartı için 100 karma puan koşulu getirdik. 
yaptığımız bu müdahalelerle an itibarı ile 3.500-5.500 bandına geriledik ancak böylesi içimize daha çok sindi.*

kısacası derdimiz nitelik yerine nicelik olsaydı, bunu seçme şansı önümüze gelmişti.
nefsimiz sınandı ve sınavı da geçtik.*
hem bir anda büyüyüp ne yapacağız? böylesi daha doğal, daha hormonsuz.

an itibarı ile;
aktif yazar sayımız : 1923
aktif çaylak sayımız  : 4149

yani öyle canım yazarlarım. şimdi gel gelelim bu uzuuun ve “bana ne ulan” dedirten yazının en can alıcı yerine...

burası bal porsuklarının sözlüğü. büyümek ve kocaman olmak için trendyol reklamlarına ihtiyacımız yok. 
şimdi, bu hikayeyi beraber yazmak için her birinizi bal porsuğu olmaya davet ediyorum ! 

moderasyonu teker teker aranızdan seçtim, seçmeye de devam edeceğim.
halihazırda aranızda dolaşan arkadaşlarınızın; bazıları sözlüğün grafiklerini hallediyor, bazıları tanıtımlarımıza ön ayak oluyor, bazıları youtube için montaj ve ses konusunda, bazıları avukat bu alanda, bazıları güvenlik için, bazıları seo için, bazıları da bağlantıları ile yardımcı olmaya çalışıyor. 

"şunu şöyle yap yoldaş, şöyle bir bağlantım var yoldaş, şunu yaparak sözlüğe bir şeyler kazandırabiliriz yoldaş",  hatta  "seni merak ediyorum yoldaş gelip bi sesini duyayım" gibi istekleriniz için discord hesabım halihazırda birçoğunuzda var.
olmayanlar için, özelden hesabınızı yazabilirseniz sizi ekleyebilirim. (-kullanıcı #5262- gibi)

imece bir model ile bir şeyler başarmaya çalışmamız bizi iddiasız yapmaz. halihazırda interaktif sözlükler sıralamasında anlık aktif yazar sayısı ve üretilen içerik gibi konuları baz aldığımızda en büyük ikinci sözlük pozisyonundayız. 
çok ama çok iddialıyız ve bunu başaracağız. bunu hep beraber başaracağız... (motivasyon konusunda bir fatih terim değilim, idare edin)

bunu başarırken de yardım organizasyonlarını hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz.
mottomuz: her ay 1 tane sosyal sorumluluk projesinde bulunmak.
geçtiğimiz aylarda 2 adet çok güzel ve faydalı projeyi yoğun katılım ve başarılı bir organizasyon ile gerçekleştirdik.
ilerleyen günlerde sokak hayvanları için de bir projenin içerisinde yer alacağız. arka planda hazırlık içerisindeyiz. 

her birimizin yazmaktan, üyesi olmaktan gurur duyacağı, göğsümüzü kabartacak bir kafa sözlük platformunu el ele inşa edeceğiz. 

sizleri pek seviyorum.
devamını gör...

"ifade edilmemiş duygular asla ölmez. diri diri gömülürler ve daha sonradan, en kötü halleri ile ortaya çıkarlar."
devamını gör...

teoman-duş. tabi yaşımız daha ufakken utanıyorduk şaun da değil.
devamını gör...

(bkz: yusuf atılgan) tarafından yazılmış, benim için türk edebiyatının belki de en değerli romanı. başucu kitabım. kitap kalabalıklar içindeki yalnız adam olan c'yi, c'nin varoluş sancısını, arayışını, bulamayışını, hayatı ti ye alışını, yaşamı saçma buluşunu anlatıyor. belki de yusuf atılgan üstad biraz kendini anlatıyor bu romanında. yusuf atılgan'ı genç denilebilecek bir yaşta kaybettik. o ki sadece 3 romanı vardır edebiyatımızda. (bkz: anayurt oteli) ki sinemaya ve tiyatroya da uyarlanmıştır, bir diğeri ise (bkz: canistan) dır. aylak adam kendine ve topluma yabancılaşmış bir karakter. o kadar yabancılaşmış ki ismi bile yok. yazar kendisinden c diye bahsediyor. bu yabancılaşma bize yine alber camus ve onun felsefesini hatırlatıyor. yine jean-paul sartre'nin varoluşçu felsefesine de bir çok gönderme mevcut. varoluşçu psikoterapi eğitimi sırasında dönem sonu ödevi olarak aylak adam kitabını varoluşçuluğa göre analiz edin diye bir ödev olduğunu bile duymuşluğum var.
kitaba dönecek olursak; kitap dört bölümden oluşuyor. bunlar: kış, ilkyaz, yaz ve güz. yazarın üslubu tam anlamıyla nev-i şahsına münhasır. uzunca betimlemeler, git geller ( bir kahramanın iç sesi ile konuşurken birden 3. kişi ağzından konuşmaya başlıyor) ilk bölümde özellikle c'nin arayışı, yalnızlığı, var olma sancısı ile biraz okuyucuyu boğuyor. eğer belli yaşantılarınız varsa, siz de o varoluş sancılarından geçtiyseniz c ile özdeşlik kurabiliyor ve kitabın içinde kayboluyorsunuz. c ile birlikte o köhne meyhanede su bardağında kırmızı şarap içiyor, ağzınızda şarap ve sigara kokusunu hissediyorsunuz. c'nin gayet entelektüel bir de çevresi var aslında. ressam arkadaşlar, entelektüel sohbetler her şey gayet iyi gibi görünüyor. ama bir şey eksik. o... kitabın başından sonuna kadar o'nu arıyor c. şöyle başlar kitap:

birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi

ve de şöyle biter

sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.

yani tüm kitap aslında bir arayış. ancak asıl mesele şu. c'nin aradığı şey sanki bir kadınmış gibi bahsedilse de kitapta asıl aranan şey anlam. yaşamın anlamı var mı? neden yaşıyoruz? yaşamak ne kadar saçma bir şey. neden var olduk? yaşamın amacı ne? gibi anlam odaklı ve varoluşsal sorulara cevap arıyor c. kitabı okurken bu gözle okumakta fayda v ar. yine yeniden her büyük yazar ve eserde olduğu gibi bu kitapta da varoluşçuluğu buram buram hissediyoruz.
teşekkürler aylak adam, teşekkürler yusuf atılgan. böyle bir eseri bizlere bıraktığınız için..
devamını gör...

hiç üzülmediğim sözlüğün yeni durumu.
hatta bu durumun sözlüğü daha da yükselteceğini biliyor ve de tahmin ediyorum.
ara ara yaptığım radyo yayınları ile de kendi çapımda büyümesine destek veriyor olacağımdır şüpheniz olmasın.
hayırlı olsun diyerek , yeni ismini merakla bekliyorum!
devamını gör...

buradanmanga - we could be the same tabi ki nasıl 1. olmaz aklım almıyor.
devamını gör...

ayçiçek yağı.
devamını gör...

moğol hükümdarı cengiz han ve harzemşah hükümdarı alaaddin muhammed arasında, bir ticaret anlaşmasının sonucunda gerçekleşen olaydır.
alaaddin muhammed, cengiz han'a elçiler gönderip ticaret yapmak ister.* cengiz han da teklifi kabul eder ve harzemşah devletine bir kervan yollar.
kervanı sarayda hoş karşılayan sultan alaaddin kervan gittikten sonra kervanda casus olduğundan şüphe etmeye başlar ve otrar valisi inalcık'a kervanda casus olup olmadığını kontrol etmesi için haber yollar.
kervan, başından beri bu anlaşmadan hoşnut olmayan vali inalcık tarafından basılır ve kervanın neredeyse tamamı hapsedilir veya idam edilir.
bunu öğrenen cengiz han, sultan alaaddin'e elçiler yollayıp zararın karşılanmasını ve vali inalcık'ın teslim edilmesini ister.
cengiz han'ın isteğini reddeden sultan alaaddin elçilerin saçlarını ve sakallarını kazıtıp geri yollar. bunun üzerine cengiz han'ın hiddeti ikiye katlanır ve otrar şehrini kuşatmaya gelir. oğullarını otrar'da bırakıp kendisi de buhara'ya giden cengiz han buhara'yı yerle bir eder. otrar'ın da alındığını ve vali inalcık'ın teslim alındığını öğrenen cengiz han, vali inalcık'ı yüzüne kaynatılmış gümüş döktürerek idam eder.
söylenenlere göre aslında cengiz han'ın batıya gelmek gibi bir hedefi yokmuş. harzemşah'ların gösterdiği bu tavır sonucunda yönünü batıya çevirdiği ve bu olayın sonucunda müslümanların büyük eziyetler çektiği söylenir.

bu yazı beni kesmedi, ben daha detaylı okumak istiyorum diyenler için,
buradan
devamını gör...

koca arıyorum.
devamını gör...

mikroklima alanı olması sebebiyle pamuk,kayısı gibi ürünlerin yetişebildiği şehir.
devamını gör...

pek sevgili kedim mao:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gün içerisinde ısındıkça yükselen havanın belli bir irtifaya ulaşması sonucu, daha alt katmanlardaki havayla arasındaki ısı farkının eşitlenmesiyle ortaya çıkan, sıcak havalarda görülen bulut türü.

ısı eşitlendikçe su damlacıkları yoğunlaşmaya başlar ve bulutun alt kısmı düzleşir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

azdır. ama uludag'daki sayılara inanmıyorum orada sabit 250 online olmasına rağmen sol frame orada çok yavaş akarken burada sol frame müthiş hızda akıyor. umarım bir gün 500leri görürüz. evet.
devamını gör...

son dônemlerin popüler youtuber'ı. fetöcü müdür değil midir bilmem ama yukarıda yazılanların bir kısmı bana cehennemdeki türk kazanı fıkrasını anımsattı.

ürettiği içerikler üzerinden değerlendirme yaparsam;
- teknoloji ile ilgili konularda ürettiği içerik bence kaliteli.
- kendi hobilerine dair ürettikleri çöpten hallice. herhangi bir arama motoruna konuyu yazsanız ilk 10 sonuç içerisinde bulabileceğiniz bilgilerle başlayıp biten videolar.

şu herşeyi bilen adam modunu bırakıp, az ama öz içerik üretmesini önerirdim kendisine buraları okursa.

bahsettiğim fıkrayı da şuraya bırakıvereyim.

"ziyaretçinin biri cehennemi dolaşıyormuş. bakmış ki her taraf kazan, içleri zift dolu, herbirinin üstünde de; fransız kazanı, alman kazanı, italyan kazanı, japon kazanı gibi etiketler varmış. her kazanın başında, elinde koca sopasıyla bir zebani duruyormuş. bu durum ziyaretçinin dikkatini çekmiş kendisini gezdiren rehbere sormuş:

- bu zebaniler, kazanların başında niye bekliyor?

rehber cevap vermiş:

- bazen biri kazanlardaki ziftten kafasını çıkarmak istiyor, o zaman zebani elindeki sopayla kafasına vurup geri sokuyor.

başında hiç zebani olmayan bir kazan görünce, çok şaşıran ziyaretçi yine sormuş:

- niye bu kazanın başında hiç zebani yok?

rehber yine cevap vermiş:

- o türk kazanı, zebaniye gerek yok ki; biri kafasını çıkarır çıkarmaz, aşağıdan çekiyorlar zaten."

edit 1: adam fetöcü çıktı rıza baba.
devamını gör...

nizanimle jilet meydanda
fiziksel özellik tartışılmakta
neyleyim gemiyi, peyniri
gezegen yoksa ortada.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim