güne bir şarkı bırak
devamını gör...
normal sözlük’ün muhafazakar bir sözlük olması
muhafazakarın anlamını bilmiyor herhalde? dediğim başlık.
devamını gör...
hidano
muhabbetine doyum olayan, zeki, sevecen ve alttan göndermeleriyle kendini belli eden, an itibari ile takibe aldığım güzide yazarlarımızdan. umarım yazmaya devam eder. sevgiler..
(bkz: sözlüğün gece daha bir güzel olması)
(bkz: sözlüğün gece daha bir güzel olması)
devamını gör...
duyulunca mutlu eden sözler
babadan gelen "güzel kızım benim"
devamını gör...
2000'lere damga vurmuş dillerden düşmeyen şarkılar
devamını gör...
seviyorum seni
nazım hikmet ran şiiridir.
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan bir şeyler gibi
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan bir şeyler gibi
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
devamını gör...
efsane yerli dizi müzikleri
bir zamanların zerda dizisine ait taş duvarlar şarkısı.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
başlık açmak üzere arama yapıldığında yalnızca “ukde bırakıldı” yazmakta. bunun yerine ukdeyi bırakan kullanıcının mahlasının da yazması iyi olacaktır. böylece kişi ukde bırakıldığının farkına vararak doldurduğu başlıkta, ukdeyi bırakanı da anacaktır. yoksa 93 sayfalık ukde listesinde o ukdeyi arayıp kimin bıraktığını bulmakla uğraşmaz ayrıca bulamayabilir de.
devamını gör...
saçma sapan iltifatlar
ayh kaşındaki faça ne kadar havalı. *
devamını gör...
mahatma gandhi
birleşik krallık'ın tuz tekelini kırmak için yalın ayak vaziyette yaklaşık 400 kilometre yürümüştür.
devamını gör...
kendini tekrarlamayan şeyler
zaman. her saniye farklı bi şeyler oluyor ve ne kadar çabalarsak çabalayalım hiçbir şey birkaç saniye önceki gibi bile olmayacak. ve bence bu yüzden hayatımızdaki en önemli şey de zaman. kendinize ve diğer insanlara ayırdığınız zamana dikkat edin, siz dahil kimsenin ya da hiçbir şeyin zamanınızı boşa harcamasına izin vermeyin ve geçen zamanın asla geri gelmeyeceğini unutmayın.
devamını gör...
arketip
günümüzde içgüdü adını verdiğimiz ve pek de açıklayamadığımız kavramın jung tarafından ele alınıp incelenmesi sonucunda ortaya çıkmış bir terim de denebilir arketip için. terim karşılığı yukarıda verildiği için tekrar yazmayacağım. jung'a göre bunlar kolektif bilinçdışının ürünleri olmakla birlikte her insanda görülen evrensel oluşumlardır. örneğin bir çocuk dünyanın neresinde doğarsa doğsun anne arketipi ile birlikte dünyaya gelir ya da mitler/masallar incelendiğinde görülür ki yeniden doğuşun yaşandığı yerler daima kuyu, mağara, uçsuz bucaksız bir ormandır. arketipler ve yansıma şekillerine dair örnekler elbette çoğaltılabilir. fakat jung'un özellikle üzerinde durduğu ve kişiliğin oluşumunda önemli bir rol oynadıklarını düşündüğü temel arketipler; persona, anima, animus ve gölge arketipleridir.
persona; kişinin sosyal görünümünü temsil eder. başkalarına karşı taktığımız maske de denilebilir. tabii maske deyince mutsuzken mutluymuş gibi rol kesmek değil burada kast edilen şey. daha çok üstlendiğimiz roller olarak düşünebiliriz.
anima, erkeklerin bilinçaltındaki dişil tarafı temsil ederken; animus ise kadınların bilinçaltındaki eril yanı temsil eden arketiplerdir. bu iki arketip büyük oranda aşk hayatımızdan sorumludur diyebiliriz.
gölge; insanın karanlık tarafını yansıtan arketiptir. muhtemel kötülüklerimiz bu arketipin içinde barınmaktadır. masal metinlerindeki antikahramanlar bu arketipin bir yansımasıdır.
persona; kişinin sosyal görünümünü temsil eder. başkalarına karşı taktığımız maske de denilebilir. tabii maske deyince mutsuzken mutluymuş gibi rol kesmek değil burada kast edilen şey. daha çok üstlendiğimiz roller olarak düşünebiliriz.
anima, erkeklerin bilinçaltındaki dişil tarafı temsil ederken; animus ise kadınların bilinçaltındaki eril yanı temsil eden arketiplerdir. bu iki arketip büyük oranda aşk hayatımızdan sorumludur diyebiliriz.
gölge; insanın karanlık tarafını yansıtan arketiptir. muhtemel kötülüklerimiz bu arketipin içinde barınmaktadır. masal metinlerindeki antikahramanlar bu arketipin bir yansımasıdır.
devamını gör...
duşta iki elini duvara yaslayıp suyun altında seksi olmak
devamını gör...
mağlova su kemeri
1563-64 yılları arasında mimar sinan tarafından istanbul'da yapılmış olan bu su kemeri, 260 metre uzunluğunda, 36 metre yüksekliğinde, üst üste iki sıra kemerlidir. şiddetli bir sel nedeniyle yıkılan bu köprü aslında sinan'ın az bilinen sanat eserlerinden biridir. * neyse ki mimarımız büyük bir azim sahibi ki bu yapıyı yeniden tasarlamıştır. bu su kemerinin geometrisi, bugün ancak moma gibi modern sanat müzelerinde görebileceğimiz karmaşık bir strüktüre sahiptir. bu tasarımda payandalar, çağının ötesinde olağanüstü geometriye sahip bir heykele dönüşmüştür. sinan yine zamanının dışına çıkarak bir mucizeyi daha gerçekleştirmiştir bu su kemeri ile.
devamını gör...
kintsugi
kırılıp bütünlüğü bozulmuş bir nesnenin parçalarını altın veya gümüş suyu/tozu kullanarak birbirine yapıştırma işlemiyle gerçekleştirilen, içinde barındırdığı felsefesiyle günümüzün ihtiyacı olan ilhami verdiğini düşündüğüm, geleneksel bir japon el sanatıdır.
çömlek kırılmıştır, eskisi gibi değildir artık. değeri acımasızca öğüten tüketim toplumunun yaptığı gibi, onu bir kenara atmaz bu sanat. zamanın, tarihin bir parçası olarak görür ve onu onarmayı amaçlar. kırılan parçalarını altın suyuyla tekrar birleştirir. kusurlarını gizlemez. bilakis daha da görünür hale getirir ve bütün olmuş haliyle onun güzelliğini ve değerini daha da ortaya çıkarır.
tıpkı bize olan gibi. kırıldıkça, ruhumuzu dönüştürerek... yaş aldıkça, bizi biz yapan kusurlarımızı sevmeyi öğrenerek... ve kırıldığımız yerlerden, altın yansımasıyla ışıldayan o çömlek gibi, biz de kendini bulmuş bir ruhla ışıldarız.
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
çömlek kırılmıştır, eskisi gibi değildir artık. değeri acımasızca öğüten tüketim toplumunun yaptığı gibi, onu bir kenara atmaz bu sanat. zamanın, tarihin bir parçası olarak görür ve onu onarmayı amaçlar. kırılan parçalarını altın suyuyla tekrar birleştirir. kusurlarını gizlemez. bilakis daha da görünür hale getirir ve bütün olmuş haliyle onun güzelliğini ve değerini daha da ortaya çıkarır.
tıpkı bize olan gibi. kırıldıkça, ruhumuzu dönüştürerek... yaş aldıkça, bizi biz yapan kusurlarımızı sevmeyi öğrenerek... ve kırıldığımız yerlerden, altın yansımasıyla ışıldayan o çömlek gibi, biz de kendini bulmuş bir ruhla ışıldarız.
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
devamını gör...
yanlış telaffuz etmekten hoşlanılan kelimeler
galiba iyi birşey yapmıyorum ama
" nar eşkisi " demek çok hoşuma gidiyor.
affedin...
" nar eşkisi " demek çok hoşuma gidiyor.
affedin...
devamını gör...
çokoprens
isminin veriliş hikayesi şöyledir: bir gün buckingham sarayında kraliçe ve prensler kahvaltı ederlerken prenslerden biri ekmeğine haddinden fazla çikolata sürüyor ve bunu gören anneleri prensi "çok o prens" diyor ve kahvaltıda sürülmelik cikolatanin adı cokoprens olarak kalıyor.
devamını gör...
türbanlıların doğuştan maskeli olması
türbanlıların ağzı da mı kapalı oluyor yaprak! diye sormama sebep olan başlıktır. kimden öğreniyorsunuz siz bunları mahalle abilerinizden mi. elinizde telefonlar internetler var, açın bakın türbanlı ne demek.
sizin neden, beyniniz yok ama her konuda fikriniz var, bir türlü çözemedim.
sizin neden, beyniniz yok ama her konuda fikriniz var, bir türlü çözemedim.
devamını gör...
bugün gereksiz ne öğrendin sorunsalı
bugün çok ilginç bir bilgi öğrendim, sizinle de paylaşmak istiyorum.
youtube'da bir videonun izlenme limiti 9 kentilyon 223 katrilyon 372 trilyon 36 milyar 854 milyon 775 bin 808*'miş.
youtube'da bir videonun izlenme limiti 9 kentilyon 223 katrilyon 372 trilyon 36 milyar 854 milyon 775 bin 808*'miş.
devamını gör...