fıtri ihtiyaçlar
ana diliyle türkü söylemek, dua etmek, ağıt yakmak, yazı yazmak.
devamını gör...
tonlamaya göre anlamı değişen kelimeler
ha?
devamını gör...
martha argerich
agresif yapılı*, arjantinli ve halihazırda yaşayan en büyük piyanistlerden biri olduğu söylenen sanatçıdır. baba tarafı buenos aires'te yaşayan katalanlardan; anne tarafı rus imparatorluğu'ndan villa clara'ya göç eden yahudilerdendir.
çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel
çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel
devamını gör...
sürekli yaptığı şeylerin reklamını yapan insan
gına getirir.
utanma duygularından genelde arınmış olurlar. bunu kesinlikle ama kesinlikle kasıtlı yaparlar. reklam ajansında çalışırken vardı bu elamanlardan. yaptıkları s**tir boktan işi bütün yemek boyunca herkese yağlayıp ballayıp anlatırlardı. işin arka planını ne kadar basit, sıradan olduğunu bazılarımız biliyor. bu manyaklarda bildiğimizi biliyor ama utanma duyguları olmadığı için rahatlıkla devam ederlerdi. bir insanın gözünün içine bakarak yaptığı şeyleri olduğundan büyük büyük anlatmak gerçekten cringe bir an yaratıyor. bir şey demek imkansızlaşıyor ve utanç seansı başlıyor. başkasının yerine utanmaya başlıyorsun. ya şu başkasının yerine utanma duygumu aldırmak için 25000tl cash hemen veririm ya. bir dk düşünmem.
zaten patron yalakalarının default özelliği olarak eklenir bu. beyaz yakalı kölelerin kullanacağı harika bir bilgi vereyim. hani biz bu kendini pazarlama olayını anlıyoruz patron anlamıyor sanıyoruz ya. öyle bir şey yok. patronda gayet anlıyor. ve istediği şey bu. evet herkesin sürekli kendini pazarlamaya çalışmasını istiyor. bunları s**lemeyen bir çalışandansa sürekli etrafında pır pır bir şey anlatan adamı tercih ediyor. bunun olayı da şu. çalışanların birbirini gaza getirmesi ve rekabetçi bir ortam yaratmak. bu sürekli kullanılan bir olay.
düşüm su(26) iki kelimelik yazdığı video tanıtım metni ile senin çektiğin videonun önüne geçmeye çalışır. kadın şirket içi toplanmaların hepsinde leş gibi kendini pazarladı. ama o kadar ucuz bir iş yaptığını herkes o kadar biliyor ki. kimse utançtan ağzını açamıyor.
-''yha işte müşteriye dokunmak için bu çok önemli, anlam kazandı her şey''
-''vidonun tamamlayıcısını yarattım''
-'' aslında o metini eklemesek biraz zor olacaktı işimiz''
-''yha tamamen meeting esnasında aldığım notlar sayesinde aklıma geldi''
-''geliştirme süreci çok sancılıydı'' *
müşteri: her şey harika tanıtım yazısını kaldıralım, gereksiz olmuş. *
genelde düşük profillerin yaptıkları işi değerli kılmak için başvurduğu yöntem bu. ''reklamını yapmazsan seni değersiz bilirler'' diyenler olacaktır. o zaman yanlış yerdesin. değerini anlayacak insanlara yaklaşman lazım. ayrıca yaptığın her işin her yerde anlatacak mısın ? böyle ortamlardan hemen kaçınız. iş bilen insanlarla yan yana olursanız zaten kimse yemez, kimse de yapmaz. ucuz insan işleri bunlar.
utanma duygularından genelde arınmış olurlar. bunu kesinlikle ama kesinlikle kasıtlı yaparlar. reklam ajansında çalışırken vardı bu elamanlardan. yaptıkları s**tir boktan işi bütün yemek boyunca herkese yağlayıp ballayıp anlatırlardı. işin arka planını ne kadar basit, sıradan olduğunu bazılarımız biliyor. bu manyaklarda bildiğimizi biliyor ama utanma duyguları olmadığı için rahatlıkla devam ederlerdi. bir insanın gözünün içine bakarak yaptığı şeyleri olduğundan büyük büyük anlatmak gerçekten cringe bir an yaratıyor. bir şey demek imkansızlaşıyor ve utanç seansı başlıyor. başkasının yerine utanmaya başlıyorsun. ya şu başkasının yerine utanma duygumu aldırmak için 25000tl cash hemen veririm ya. bir dk düşünmem.
zaten patron yalakalarının default özelliği olarak eklenir bu. beyaz yakalı kölelerin kullanacağı harika bir bilgi vereyim. hani biz bu kendini pazarlama olayını anlıyoruz patron anlamıyor sanıyoruz ya. öyle bir şey yok. patronda gayet anlıyor. ve istediği şey bu. evet herkesin sürekli kendini pazarlamaya çalışmasını istiyor. bunları s**lemeyen bir çalışandansa sürekli etrafında pır pır bir şey anlatan adamı tercih ediyor. bunun olayı da şu. çalışanların birbirini gaza getirmesi ve rekabetçi bir ortam yaratmak. bu sürekli kullanılan bir olay.
düşüm su(26) iki kelimelik yazdığı video tanıtım metni ile senin çektiğin videonun önüne geçmeye çalışır. kadın şirket içi toplanmaların hepsinde leş gibi kendini pazarladı. ama o kadar ucuz bir iş yaptığını herkes o kadar biliyor ki. kimse utançtan ağzını açamıyor.
-''yha işte müşteriye dokunmak için bu çok önemli, anlam kazandı her şey''
-''vidonun tamamlayıcısını yarattım''
-'' aslında o metini eklemesek biraz zor olacaktı işimiz''
-''yha tamamen meeting esnasında aldığım notlar sayesinde aklıma geldi''
-''geliştirme süreci çok sancılıydı'' *
müşteri: her şey harika tanıtım yazısını kaldıralım, gereksiz olmuş. *
genelde düşük profillerin yaptıkları işi değerli kılmak için başvurduğu yöntem bu. ''reklamını yapmazsan seni değersiz bilirler'' diyenler olacaktır. o zaman yanlış yerdesin. değerini anlayacak insanlara yaklaşman lazım. ayrıca yaptığın her işin her yerde anlatacak mısın ? böyle ortamlardan hemen kaçınız. iş bilen insanlarla yan yana olursanız zaten kimse yemez, kimse de yapmaz. ucuz insan işleri bunlar.
devamını gör...
10 kasım 1938
bazı şeyleri anlatmak zordur. ancak büyük ozanların sazları anlatabilir. aşık veysel hislere tercüman olmuştur. buradan
devamını gör...
twitter'ın soylu'nun iki paylaşımına daha kısıtlama getirmesi
twitter sağ olsun kısıtlama getiriyor.
keşke ekranlara çıkmasına da bi kısıtlama getirilse bu adamın.
hep maruz kalıyoruz kendisine, sinir hastası olduk sayesinde.
tanım: twitter'ın diktatör yancılarının twitlerine kısıtlama getirdiğini anlatan başlık.
keşke ekranlara çıkmasına da bi kısıtlama getirilse bu adamın.
hep maruz kalıyoruz kendisine, sinir hastası olduk sayesinde.
tanım: twitter'ın diktatör yancılarının twitlerine kısıtlama getirdiğini anlatan başlık.
devamını gör...
başıboşlar
arada "naapıyorsunuz lan godikler" diye gezmeye gidilecek bir başlık olmuş. zaten ulaşımı da zor.
devamını gör...
duktal ektazi
duktal ektazi meme duktuslarının genişlemesi, periduktal mastit görülmesiyle karakterize bir meme rahatsızlığıdır.
klinikte tekrarlayan mastit atakları ve apse formasyonu tipiktir.
ilaveten zuska hastalığı tekrar eden periduktal mastit olarak bilinen hastalıktır.
klinikte tekrarlayan mastit atakları ve apse formasyonu tipiktir.
ilaveten zuska hastalığı tekrar eden periduktal mastit olarak bilinen hastalıktır.
devamını gör...
sevdiğin kızın ben seni arkadaş olarak görüyorum demesi
hiç yaşamadım bu durumu. ama yaşayanlara benden gelsin efenim buyrun:
devamını gör...
doktora
üstte verilen tanımın aksine sosyal bilimler alanında yapılanı da iyi bir geleceğin kapısını aralayabilen lisansüstü şeysi. direkt içerden bilgi. bırakın artık şu sosyal bilimler bilim değildir, karın doyurmaz, işsiz kalırsın safsatalarını.
devamını gör...
türkiye'de vegan olmak
türkiye'de çalışanların yaklaşık %40'ı asgari ücretli olduğundan, zorunlu olarak vegana yakın bir hayat sürmektedir. dolayısıyla türkiye'de vegan olmak, pek şaşılası bir durum değildir.
devamını gör...
normal sözlük'te sürekli islam'ı kötüleyen başlık ve tanımlara müsaade etmek
hassasiyetlerini silah gibi kuşanıp toleranssızlıklarını yaymak için elinden geleni yapmaya çalışan zehirli bir zihniyetin yaratmaya çalıştığı algı. karl popper'ın tolerans paradoxu diyerek yüz yıl önce maskesini düşürdüğü bir kesime yüz yıldır uyanamayan milletin suçu da bu algıcı tiplerin yükselişinde aşikardır.
devamını gör...
bitcoin vs ethereum
kripto dünyasının mihenk taşları, 1 ve 2 numaralı para birimleridir.
eğer 10 yıllık bir yatırım planınız varsa bu iki yatırım aracı tam size göre.
uzun dönem yatırım daima kazandırır.
eğer 10 yıllık bir yatırım planınız varsa bu iki yatırım aracı tam size göre.
uzun dönem yatırım daima kazandırır.
devamını gör...
tanrıça kibele
bolluk-bereket tanrıçasıdır ve anadolu'da özellikle frigya döneminde oldukça yaygın olarak görülür.
bereket dışında doğurganlığın da sembolüdür.
bereket dışında doğurganlığın da sembolüdür.
devamını gör...
sen
uzakta esen bir rüzgar olsan da anlaşılmaz bir güçle benim saçlarımı savurmaktasın.
devamını gör...
tarihçilerden başka bir hikaye
editörlüğünü ebru aykut, nurçin ileri ve fatih artvinli'nin yaptığı, can yayınları'ndan çıkan tarihi öykü derlemesi. tarih ile edebiyatı, gerçek ile kurguyu bağdaştıran şahane bir metodu vardır. tarihçilerin, buldukları gerçek tarihi kaynakları (arşiv belgeleri, hatıratlar, gazete haberleri) kurgulayarak öyküleştirmesiyle meydana gelmiştir. ilginç bir tarih yazımı denemesi olduğu kadar, gerçek hikayelere dayanması bakımından dikkat çekici bir edebi eserdir de.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
devamını gör...
tanışmak
heyecanlıdır, güzeldir. bazen iyi bazen kötü sonuçlanır. ancak eylemin kendisi, başlangıcı ifade eder ve tek başına bu bile onu pozitif tarafta konumlayabileceğiniz anlamına gelir.
tabi ki bir sürü şekli şemali var. bu ara en popüleri büyük ölçekte sosyal medya üzerinden küçüğündeyse sözlük üzerinden olanı. biriyle ya da yarattığı karakterle (açıkçası ben bunu çok korkunç bulmuyorum) hiç iletişime geçmeden, ürettiği içerikleri okuyarak tanışabiliyor olmak harika değilse ne? tercihe bağlı, gerçekten hiç konuşmayabilir ama yansıttığı kadarıyla o kişiyi gözlemleyebilirsin. ben bayılıyorum yeni tanıştığım insanları düşünmeye mesela. bugün günü nasıl geçti diye düşünüp, satır aralarında bazen cevaplar bulup, küçük keşiflerimle eğlenip okuduklarım çoğaldıkça tahminlerde bulunup, o kişilerle ilgili hikayeler falan uyduruyorum kafamda.
siz yapmıyor musunuz?*
tabi ki bir sürü şekli şemali var. bu ara en popüleri büyük ölçekte sosyal medya üzerinden küçüğündeyse sözlük üzerinden olanı. biriyle ya da yarattığı karakterle (açıkçası ben bunu çok korkunç bulmuyorum) hiç iletişime geçmeden, ürettiği içerikleri okuyarak tanışabiliyor olmak harika değilse ne? tercihe bağlı, gerçekten hiç konuşmayabilir ama yansıttığı kadarıyla o kişiyi gözlemleyebilirsin. ben bayılıyorum yeni tanıştığım insanları düşünmeye mesela. bugün günü nasıl geçti diye düşünüp, satır aralarında bazen cevaplar bulup, küçük keşiflerimle eğlenip okuduklarım çoğaldıkça tahminlerde bulunup, o kişilerle ilgili hikayeler falan uyduruyorum kafamda.
siz yapmıyor musunuz?*
devamını gör...
albion
britanya'nin alternatif bir ismidir. genellikle eski ingiliz edebi literatüründe kullanılır. beyazlar ülkesi anlamına gelir. iron maiden'in coming home parçasında da to albion's land olarak geçer.
devamını gör...
henceforth dance radyo yayını
yahu bildiğin terapi bu.
tanım : haftalar sonra tekrar yerimizi aldığımız yayın.
tanım : haftalar sonra tekrar yerimizi aldığımız yayın.
devamını gör...
hiç aramıyorsun sormuyorsun hayırsız diyen insan tipi
iletişimin çift yönlü olduğunu unutan kişidir.
devamını gör...